23.04.09, 23:31 | #21 |
Rize’de sanayii çok fazla gelişmemiştir. Bununla beraber, çay ve çay paketleme, un, balık yağı, balık unu, sirke, orman ürünleri, çivi ve çelik tel fabrikaları bulunmaktadır. Ahşap gemi ve kayık yapımı, marangozluk, taşçılık, dülgerlik ilin ekonomisinde katkısı olan yaygın mesleklerdir. Rize Dağları dağcılık ve turizm yönünden önemli olup, ekonomisinde katkı payı bulunmaktadır.
Yer altı kaynakları yönünden fazla zengin değildir. Ardeşen’de manganez, kaolin, kil, tuğla ve kiremit hammaddesi; Çamlıhemşin’de manganez; Çayeli’nde bakır, kurşun, çinko, prit; Fındıklı’da demir ve kaolin madeni içeren yataklar bulunmaktadır. Ayrıca maden suyu kaynakları ve Ayder Kaplıcası ile Andon ve Şimşirli içmeleri vardır. Rize’nin ismi ile ilgili araştırma yapılmamış olup, tarihi kaynaklarda Rhizion, Rhizus, Rhition, Riso, Risso, Risum olarak geçmektedir. İlin adı ile ilgili çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bu görüşlere göre; Yunanca pirinç anlamına gelen Rhisos, Rumca’da “Rıza” olarak dağ eteği anlamında kullanılmıştır. Osmanlıca’da ise Rize, ufak kırıntı, döküntü anlamındadır. Rize ve çevresinde yapılan yüzey araştırmaları yörenin Yontma Tunç Çağından sonra yerleşime açıldığını göstermektedir. Burada Eski Tunç Çağı’na ait bazı buluntularla karşılaşılmıştır. Hitit ve Urartular bu bölgeye kadar inmişler, Güney Rusya ve Kafkasya’da yaşayan Kimmerler (MÖ.VIII.yüzyılda) bu yöreye gelmişler, onları İskitler izlemiştir. MÖ.650-550 yılları arasında Miletoslular Karadeniz kıyılarında yüze yakın koloni kurmuşlardır. MÖ.606 yılında bölgeye kısa bir süre de olsa Medler hakim olmuştur. MÖ.547 yılından sonra Anadolu’nun büyük bir bölümü ile birlikte Rize de Perslerin yönetimi altına girmiştir. MÖ.334’te Büyük İskender Pers egemenliğine son vermiştir. MÖ.301-MS.117 arasında Perslerin Pont Satraplığının devamı olan Pontus Devleti buraya egemen olmuştur. MÖ.63’te Roma İmparatoru Pompeius’un Pontus Kralı Mithridates’i yenmesinden sonra bölge Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altına girmiştir. İmparator Traianus zamanında yörede Roma garnizonları kurulmuştur. Romanın ikiye ayrılmasından sonra Rize ve çevresi Bizans topraklarının içerisinde kalmıştır. 395-1294 yılları arasında Rize Bizans’ın Pontus Polemiecus Eyaleti içerisinde yer alıyordu. Aynı zamanda da burada Bizans’ın askeri bir garnizonu vardı. İmparator Iustinianus zamanında (527-565) Rize kalesi genişletilmiş, Bizans ordusuna paralı asker olarak Avar, Kuman ve Bulgar Türkleri alınmış ve bunlar Rize başta olmak üzere doğudaki sınırlarda görevlendirilmişlerdir. Iustinianus döneminde bölgede yaşayan Canlar ve doğudaki Lazların saldırıları önlenmiştir. Bu kavimlerin İskit kökenli Hıristiyan Türk oldukları iddia edilmektedir. İstanbul’un Latinler tarafından 1204’te işgal edilmesinden sonra, Alexios Komnenos Gürcülerden de yardım alarak Trabzon’da bağımsız bir Trabzon-Rum Devleti kurmuştur (1204-1461). Bu dönem içerisinde Rize ve çevresi de Trabzon devletinin sınırları içerisinde kalmıştır. ww.uydulife.tv
|
|
23.04.09, 23:32 | #22 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Rize ve çevresi Selçukluların kontrolüne girmişse de daha sonra Trabzon Rum Devleti buraya yeniden hakim olmuştur. Akkoyunlular zamanında (1350-1502) Rize’nin güney kesimlerine özellikle Hemşin’e Türk boyları yerleştirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in 1461’de Trabzon’u ele geçirmesi ile birlikte Osmanlı topraklarına katmıştır.
Osmanlı döneminde liman, nahiye ve kaza merkezi olarak önemini korumuştur. 1640 yılında buraya gelen Evliya Çelebi Rize’den şöyle söz etmiştir: “Trabzon’a bağlı deniz kıyısında bahçeli güzel bir yerdir”. Osmanlı döneminde Batum Kalesi muhafızı Tuzcuoğlu Memiş Ağa (1814-1817) ve Trabzon ağalarının isyanı (1835) gibi isyanlar olmuş ve bastırılmıştır. Rize XIX.yüzyılda önemli bir kaza merkezidir. Berlin Antlaşması ile (1878) Lazistan sancağının merkezi olan Batum Rusya’ya bırakılınca Rize Sancak merkezi olmuştur. I.Dünya Savaşı’nda Doğu Cephesinde başlayan çatışmalar Rize’yi de etkilemiştir. Ruslar Karadeniz sahilleri ile birlikte Rize’yi de denizden bombalamışlardır. Rusların karadan ilerleyişini önlemek için gönüllü milisler arasına Rizeliler de katılmıştır. Rus kuvvetlerine karşı fazla direnemeyen milisler Çayeli’ne çekilmiş ve 8 Mart 1916’da Ruslar Rize’yi işgal etmiştir. Rus İhtilalinden sonra Ruslar 2 Mart 1918’de Rize’den çekilmişler, bu kez Ermeni ve Rum çeteleri bölgede bir Rum Pontus Devleti kurmak için çalışmalar yapmış, çeteler sivil halkı öldürmüştür. Bu duruma karşı Trabzon’da bütün Doğu Karadeniz Bölgesini kapsayan “Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti” kurulmuştur. Kazım Karabekir Paşa’nın önderliğinde bu çalışmalar sonuçsuz kalmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra Rize Artvin ile birleştirilerek Çoruh Vilayeti ismini almıştır. Rize 1936’da Artvin’den ayrılmış ve il konumuna getirilmiştir. Rize’de günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Rize Kalesi, Bozuk Kale, Çamlıhemşin’de Zil Kale, Kale-i Bala (Yukarı Kale), Pazar Kız Kalesi, Pazar Kalecik Sivri Kale, Pazar Cihar Kale, İskender Cafer Paşa Camisi (1570), Büyük Gülbahar Sultan Camisi (1906), Kale Camisi (1658), Küçük Gülbahar Hatun Camisi (XVI.yüzyıl), Orta Cami (1737), Reşadiye Camisi (1671), Camiönü Camisi (1698), Değirmendere Camisi (1786), Taşçıoğlu Camisi (XVIII.yüzyıl), Portakallık Camisi (XIX.yüzyıl), Şeyh Camisi (1711), Muradiye Köyü Camisi (1909), Uzunkaya Köyü Camisi (XIX.yüzyıl), Ardeşen Ekşioğlu Camisi (1869), Ardeşen Seslikaya Köyü Camisi (1801), Ardeşen Tunca Köyü Camisi (1902), Yukarı Durak Camisi (1743), Pirinçlik Camisi (1886), Çamlıhemşin Şenköy Camisi (1900), Aşağı Çamlıca Köyü Camisi (XIX.yüzyıl), Yolkıyı Köyü Camisi (1911), Çayeli Cafer Paşa Camisi (1467), Ormancık Camisi (1826), Fındıklı Merkez Camisi (XVIII.yüzyıl), Güneysu Kıbledağ Camisi (1862), Kiremit Köyü Aşağı Mahalle Camisi (XIX.yüzyıl), Hemşin Baltacılı Camisi (1791), İkizdere Çamlık Köyü Merkez Camisi (XIX.yüzyıl), Pazar Yücehisar Camisi (1799), Mataracızade Hacı Mustafa Efendi Çeşmesi (1886) bulunmaktadır. Rize'de;Tuzcuoğulları Evi, Mataracı Mehmet Efendi Evi (Atatürk Müzesi), Fındıklı Hurşit Bey Evi, Şenyuva Köprüsü, Köprüköy Köprüsü, Fındıklı Çağlayan Köprüsü ve Karadeniz Türk sivil mimarisi örneklerinden evler bulunmaktadır. Ayrıca ilde Kaçkar Dağları Milli Parkı vardır. Milli park ayrıca doğa yürüyüş sporuna uygun topografyası ile dağcılık faaliyetlerine olanak sağlamaktadır. Milli parkın, Çamlıhemşin ilçesi, Ayder Yaylası başta olmak üzere yayla yerleşim alanlarının bazı bölümlerinde kontrollü olarak çadır ve karavanla konaklama yapılabilmektedir. Fırtına Deresi’nde de treking yapılmaktadır ww.uydulife.tv
|
|||||||||
23.04.09, 23:33 | #23 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Rize Gezgin Gözüyle
Rize Kalesi: Rize kent merkezinin güneybatısında yer alan kale, iç kale ve aşağı kaleden oluşmaktadır. İlk yapım tarihi konusunda kesin bilgiler bulunmamaktadır. İç kale M.S. 6. yüzyılda yeniden inşa edilmiş, 14. yüzyıl başlarında da Cenevizliler tarafından aşağı surlar yapılmıştır. Kale, Osmanlı döneminde onarılarak kullanılmıştır. Kısmen düzgün, kısmen moloz taşla yapılmış olan iç kale surları 1,5 m. kalındığındadır ve yarım daire planlı beş kuleye sahiptir. Zamanında iç kaleden kuzeydoğu ve kuzeybatıya uzanan ve denize ulaşan aşağı kaleden günümüze batı surlarının bir bölümü ve bazı kuleler kalmıştır. Bozuk Kale:İl merkezinin 10 km. doğusunda Güneydoğu Köyü’nde, aynı adla anılan derenin kenarında yer alır. Denizden 30 m. yükseklikte kurulmuş küçük bir gözetleme kulesidir. Karadeniz sahillerinde sık görülen küçük Orta Çağ kalelerinden birisidir. İskender Cafer Paşa Camii:İslam Paşa Mahallesi’nde geniş bir hazire içinde İslam Paşa veya Kurşunlu Camii olarak da anılmaktadır. H. 978/M. 1570 yılında İskender Cafer Paşa tarafından yaptırılmıştır. Büyük Gülbahar Sultan Camii: İnşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Gülbahar Cami’si birkaç defa yıkılıp yapılmıştır. Kale Camii: 1658 yılında yapılan cami son zamanlarda yenilenmiştir. Küçük Gülbahar Hatun Camii: 16. yüzyılda, Yavuz Sultan Selim’in eşi, Gülbahar Sultan’a atfedilmiştir. Orta Camii: Yeniköy Mahallesi’ndedir. İlk cami 1737 senesinde yapılmıştır. Bugünkü cami ise 1941 yılında yeniden inşa edilmiştir. Müftü Mahallesi Cami: 1785 tarihli eski caminin yerine biraz kuzeye kaydırılarak 1965 yılında yeniden yapılmıştır. Reşadiye Camii: Eski caminin yapılışı 1671 olarak kabul edilmektedir. Bu günkü cami 1962 yılında yaptırılmıştır. Camiönü Camii: Camiönü Mahallesi’nde yer alır. Halk arasında Fener Camii olarak da bilinir. Kitabesine göre eski cami 1698 yılında yapılmıştır. Eser 1949 yılında yenilenmiştir. Değirmendere Camii: Değirmendere (Pindos) Mahallesi’nde yer alır. Bu cami de yenilenerek günümüze gelmiş tarihi eserlerden biridir. İlk cami H. 1200/M. 1786 yılında yaptırılmıştır. Bu cami H. 1327/M. 1911 yılında onarılmıştır. Bugünkü cami 1950’li yılların başında inşa edilmiş, minaresi sonradan yapılmıştır. Taşçıoğlu Camii: Yenimahalle’de yer alır. Yıkılıp yenilenen camilerden birisidir. H. 1126-1131/M. 1714-1718 tarihleri arasında Cezayirli Kapt’n Ali Paşa tarafından yaptırılmıştı. Şeyh Camii: Şehir merkezinde, Vilayet Konağı’nın güneyindeki eski Piri Çelebi Mahallesi’nde yer alır. İlk cami 1711 yılında yapılmıştır. Bu yapı bazı onarımlarla 1953 yılına kadar gelmiştir. Bugünkü caminin inşası 1953-1965 yılları arasında tamamlanmıştır. Şehitler Çeşmesi:İslampaşa Mahallesi’nde eski Güneysu yolu üzerinde 1917 yılında yapılmıştır. Dairevi kemerli bir cepheye sahiptir. Tek lülelidir ve lülesi üzerinde taslağı vardır. Çeşme, 1916 yılında şehrin savunması sırasında şehit olan askerilerimizin gömüldüğü bir yerde yapılmıştır. Kütüphaneler:Bunların en eskisi Tatoğlu Abdülkerim Efendi kütüphanesidir. Orta Cami civarında 1848 yılında inşa edilen bu kütüphanenin sadece kitabesi günümüze gelmiştir. Bu kitabe şimdiki İl Halk Kitaplığı’nın giriş kapısının sağına yerleştirilmiştir. Abdülkerim Efendi’nin kurduğu kütüphane binasında fakirlerin barındığı odalar ile bir de gasilhane bulunuyordu. Daha sonra Altıkulaçzade Ahmet Efendi’nin 1863 yılında 485 kitaptan oluşan bir kütüphane kurduğunu biliyoruz. Rize Atatürk Müzesi (Mataracı Mehmet Efendi Evi): Müftü Mahallesi, 127. sokak üzerinde yer alır. Kuzeyinde geniş bir bahçesi vardır. 20. yüzyılın başlarında yapılmıştır. İç sofalı planlı üç katlı bir evdir. İkinci katta kuzeydoğudaki oda Atatürk’ün kaldığı odadır. Ulu Önder Atatürk 17 Eylül 1924 yılında Rize’yi ziyaret ettiği sırada Mataracı Mehmet Efendi’nin evinde misafir edilmiş ve bu odada kalmıştır. Mataracı Mehmet Efendi Evi restore edilerek müze olarak 27.12.1985 tarihinde ziyarete açılmıştır. Zemin katta Rize il merkezinden toplanan kitabeler ve mezar taşları, birinci katta ise bazı ahşap oymalı mimari parçalar, dokuma araç gereçleri, etnografik eserler sergilenmektedir. İkinci katta ise Atatürk zamanından kalan eşyalar Atatürk’e ait giysiler, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk’e ait fotoğraflar bulunmaktadır. Merkez Uzun Kaya Köyü Camii: Köyün merkezinde eski bir mezarlığın kenarından yer alır. İlk olarak 19. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen cami son yıllarda yıkılarak yenilenmiştir. Eski Rize Evleri:Şehir merkezinde çok az sayıda eski ev koruma altına alınmıştır. Bunların da iki, üç tanesi korunup yaşatılmaktadır. Rize evlerinin yapımında geleneksel yapı malzemeleri ve teknikleri kullanılmıştır. Yığma taş ve dolma göz tekniğinde yapılmış duvarlar, dört yana eğimli, kiremitle kaplı çatılara sahiptir. Şehir evleri genellikle iki veya üç katlıdır. Zemin katta, ahır kiler gibi servis hacimleri kullanılır. 1. Katta mabeyn, sofa ve odalar bulunmaktadır. Mabeyn (esas yaşanılan alan) de bulunan ocakta yemek pişirilir. Odalar geleneksel olarak tasarlanmışlardır ve bazıları ahşap süslemelidir. Tuzcuoğulları Evi: Rize’nin en eski evlerinden birisidir. 18. yüzyıla tarihlenebilir. Üç katlı olarak yapılmış mabeynli bir evdir. İçerisinde de çok sayıda oda, hela ve banyo bulunmaktadır. Evin dışında ayrıca bir mutfak ve konak hamamı yer almaktadır. Rize Müzesi Olarak Kullanılan Evler: Vilayet yakınında, Kültür Bakanlığı’nca iki eski ev satın alınıp restore edilmiştir. 19. yüzyıl sonlarında yapılmış üç katlı, mabeynli evlerdir. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
23.04.09, 23:33 | #24 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
KEMENÇE: Fransızların pochette, İngilizlerin kit adını verdikleri yaylı çalgıyla akraba olan Kemençenin Karadenize nasıl geldiğini veya buradan oralara naıl gittiğini belirlemek güç. Kemence çalınırken, sol elle sapından havada tutulur: aynı elin parmaklarıyla tellere basılarak istenen sesler bulunur. Bir tel üstünde melodi çalınırken yay bu telin yanındaki telke de sürülür. Rize kemencesinin boyu 50-60 cm dir. Baş, boyun ve gövde kısımlarından oluşur. Baş: 9 cm. En üst bölümdür. Bir kalp şeklini andırır. Üzerinde üç teli akort edecek burgular vardır. Burgulara halk dilinde kulak denilir. Tellerin geçtiği yerede tel yeri denir. Boyun-Sap : Çevresi 9-10 cm’dir. Üst kısmında el yeri vardır.Gövde- Tekne : Üst sapla birleştiği yerde genişlik 5-6 cmdir, alt kısma doğru genişler.En geniş yer 8 cm olur.Teknenin yan taraflarında ikişerden dört delik olup sesin çıkmasını temin eder. Teller kapak denilen kısmın üzerinden geçer. Tellerin üzerinden geçtiği deliklere kaşlar denir. İki kaş arasında tellerin düzgün biçimde durmasını sağlayan eşek adlı bir parça vardır. Teller : Kemençede üç tel bulunur. Zil, sağır ve bağırsaktan yapılan bom. Kurbağa : Tellerin sicimle bağlandığı bölüme kurbağa veya akrep denir. Yay / Sayta : Kalemden biraz kalınca yuvarlak yahut dört köşe olup kemence tellerine
sürülerek ses çıkmasını sağlar. Uç kısımlarına hayvan kılları istenilen sayıda bağlanır. Genellikle iyi ses çıkarması için reçine sürülür. Yapımı: Kurutulmuş erik veya dut ağacından yapılır. Yapılacak büyüklükteki ağaç kesilip pizma haline getirilir. Dış kasnağın şekli çizildikten sonra oyulur. Etraf şekillendikten sonra iç kısımlar özel aletlerle oyulur.Çevre kalınlığı 0.5 cm’dir. En son rotuştan sonra zımpara çekilir. Kapak tahtası çamdan hazırlanır. İyice inceltildikten sonra köprü yeri işaretlenir. Her iki yanına 1, 1,5 cm ara ile ince delikler açılarak orta kısmına yakın ince bir direk yerleştirilir. Üzerine kapak konarak yapıştırılır Etrafı cilalanır. Tel bağlama yeri, köprü, ve germe tıpaları konarak üç tel takılır. akortu yapılarak hazır hale getirilir TULUM: Kafkasya’dan Türkiye’ye geldiği söylenir. Tulumla oynanan oyunlar daha ziyade Hemşin yöresinde gelişmiştir. 20 veya daha fazla oynanan oyunlardaoyunu idare eden bir kişi vardır. Tuluma bazı yörelerimizde Gada denilmektedir. Genellikle yol havalarında ve düğünlerde çalınan bu yöresel alet şimdilerde artık çoşkulu şenliklerin tümünde çalışmaktadır. Yapımı: Keçi yavrusunun derisinden yapılır. Oğlak derisi bütün olarak çıkarıldıktan sonra hasır denilen ilaçlama ve kurutma işlemlerine tabi tutularak, delik kısımları tıpalanıp bağlanır.Çalgı kısmına nav adı verilir. "L" biçiminde şimşir veya dut ağacından içi oyularak hazırlanır. İçine ses getirecek kamış dalından hazırlanmış eşit sesli, iki adet düdük yerleştirilir. Nav’ın karşılıklı beşer deliği mevcuttur. Tuluma doldurulan hava sıkıştırılarak nav kısmından dışarı çıkması sağlanır. Navın içine yerleştirilen zurna 7-8 cm. uzunluğundave eşit sesli olarak iki tane olur. Zurna kamışın ince kısmından hazırlanır.İyice kurumuş kamıştan kesilerek bir ucu kapatılır. Hemen altından başlayarak kapak olacak şekilde 2-3 cm kesilir. Kapak kısmı inceltilerek üflenince titreyecek hale getirilir. Sesleri eşit yaptıktan sonra beraberce nav’a takılır. Balmumu ile hava almayacak şekilde kapatılır. Üflenince hava sadece açılan kapağın altından geçer. Bu esnada kapak titreşir ve uyumlu ses meydana gelir ww.uydulife.tv
|
|||||||||
23.04.09, 23:34 | #25 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Rize Sözlü Tarih
Kemençeye ilişkin söylence Rize yöresinde kemençe üzeriene çeşitli söylenceler vardır.Bunlardan biride şöyledir. Rizede kan davalı iki ailenin kız ve erkek çocukları birbirine aşık olur ama aileleri bir türlü onları evlendirmeye razı olmaz.Ailelerine söz geçiremiyeceklerini anlayan gençler aralarında kavilleşip kaçarlar.Sonunda kaçıp bir ormana saklanırlar iyice sıkıştırılırlar kurutulamayacaklarını anlayan gençler kucaklaşıp birlikte Tanrıya yakarırlar:"Bizi bunların elinden kurtar Tanrım.Dal olup bölüşelim,saz olup söyleşelim". Az sonra köklenmeye ,dallanıp budaklanmaya başladıklarını hissederler.yüzlerinde mutlu bir gülücükle son kez kucaklaşırlar.Kız limon,delikanlı servi ağacı olmuştur. Bir süre sonra limon ağacından kemençe,servi ağacından da yay yapılır.Bir araya gelince saz olup söyleşirler.Söz olup sevdalarını dile getirirler.Böylelikle sonsuza dek sevdalarını dile getirmiş olurlar ww.uydulife.tv
|
|||||||||
23.04.09, 23:34 | #26 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Rize Camileri
İskender Cafer Paşa Camisi (Merkez) Rize ili İslam Paşa Mahallesi'nde bulunan bu camiyi kitabesinden öğrenildiğine göre, İskender Cafer Paşa 1570 yılında yaptırmıştır. Cami halk arasında İslam Paşa veya Kurşunlu Cami ismi ile de tanınmaktadır. Klasik Osmanlı mimari tipindeki cami moloz taştan kare planlı olup, üzeri sekizgen kasnaklı tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Geniş bir avlu ve hazire içerisindeki caminin önünde geç devirde yapılmış ahşap bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri 1970’li yıllara kadar iki katlı ahşap çatılı idi. Bu bölüm yıkıldıktan sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tek katlı ve ahşap olarak yenilenmiştir. Kuzey yönündeki giriş kapısı üzerinde h. 978 (1570) tarihli kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabe h.1326 (1908) yılında yapılan onarım sırasında buraya konulmuştur. Kitabe: Selâmun aleykum tibtum fedhuluhâ halidin Tamir sene 1326 İskender Cafer Paşa Camii Şerifi Tarihi atiki sene 978 (1570). Caminin ibadet mekânı her cephedeki ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap taştan olup sade bir görünümü vardır. Ahşap minber ise son dönemlerde yapılan onarımlar sırasında buraya eklenmiştir. Bu arada ahşap mahfil betonarme olarak yenilenmiştir. Kuzeybatı köşesinde yer alan minare1989 yılında yenilenmiştir. Minare kare kaide üzerinde yivli ve tek şerefelidir. Büyük Gülbahar Sultan Camisi (Merkez) Rize Gülbahar Mahallesi’nde bulunan bu caminin yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Çeşitli dönemlerde yapılan onarımlar sırasında giriş kapısı üzerine h.1324 (1906) tarihli bir kitabe yerleştirilmiştir. Bunun yanı sıra caminin bir kenarına bırakılmış bir başka kitabede “Süleyman Camii Şerifi” ismi ile h.1070 (1659) tarihi yazılıdır. Bu kitabenin burada daha eski dönemde yapılmış bir camiye ait olduğu sanılmaktadır. Nitekim bugünkü caminin eski camiden biraz daha kuzeye kaydırılarak 1906’da yapıldığı düşünülmektedir. Cami son cemaat yeri ile birlikte dikdörtgen planlı yöresel siyah taştan yapılmış, üzeri de kırma bir çatı ile örtülmüştür. Önündeki son cemaat yeri yüksek bir subasman üzerine oturtulmuş, iki katlı bir yapıdır. İbadet mekânı kare planlıdır. Bu bölüm doğu yönünde üç, diğer cephelerde de ikişer tane yuvarlak kemerli pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap nişi yivli sütunlarla çevrelenmiş olup oldukça basit bir görünümdedir. Ahşap minber ise oldukça sadedir. Batı yönündeki minareye son cemaat yerinden çıkılmakta olup, kare kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Küçük Gülbahar Hatun Camisi (Merkez) Rize ili Gülbahar Hatun Mahallesi'nde, Büyük Gülbahar Camisi'nin doğusunda bulunan bu cami 1737 yılında yapılmıştır. Halk arasında Mubah Sultan Camisi ismi ile tanınmaktadır. İlk yapılışında caminin Yavuz Sultan Selim’in eşi Gülbahar Hatun adına yaptırıldığı iddia edilmiştir. Sonraki yıllarda Ak Mehmetler’den Şaban Efendi tarafından 1956 yılında biraz daha kuzeye doğru yeniden yaptırılmıştır. Cami kare planlı olarak betonarmeden yapılmıştır. İbadet mekânının üzeri kubbe ile örtülüdür. Mimari yönden bir özellik taşımamaktadır. Caminin kuzeybatı köşesindeki taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Kale Camisi (Merkez) Rize Kale Mahallesi'nde, İç Kalesi'nin güneyinde bulunan bu cami, kitabesinden öğrenildiğine göre 1658 yılında Halil Ağa isimli bir kişi tarafından yaptırılmış, 1805 yılında yenilenmiştir. Bugünkü cami ise 1970’li yıllarda yeniden yapılmıştır Cami eğimli bir arazi de yapıldığından ötürü altında bir zemin katı vardır. Zemin kat taş ve ibadet mekânı betonarme olarak yapılmıştır. Üzeri kiremitli kırma çatı ile örtülmüştür. Caminin doğusunda imam odası bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerinde onarım kitabesi bulunmaktadır. Kitabe: Sahibül hayrat Halil Ağa Avni Hak ile etti bir bina mescid bina Mâif-i gaybi dedi tarihini Hakken makamıdır cennet-i a’lâ Sene 1069 (1658). Caminin ibadet mekânına küçük bir son cemaat yerinden girilmektedir. Kareye yakın dikdörtgen planlı caminin üzeri ahşap bir tavanla örtülmüştür. İbadet mekânı yuvarlak kemerli geniş pencerelerle aydınlatılmıştır. Mihrap özellik taşımamaktadır. Yanındaki minaresi taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
23.04.09, 23:35 | #27 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Orta Camisi (Merkez)
Rize il merkezi Yeniköy Mahallesi'nde bulunan bu caminin, ilk cami kitabesinden öğrenildiğine göre, 1737 yılında yapılmıştır. Günümüze gelen cami ise 1941 yılında yeniden inşa edilmiştir. I.Dünya Savaşı sırasında Ruslar tarafından işgal edilen Rize’den çekilirlerken Ermeniler tarafından cami yakılmıştır. Bunun ardından 1929 yılında onarılmış, l941 yılında Hacı Memiş Efendi tarafından yeniden yapılmıştır. Cami dikdörtgen planlı yöresel siyah kesme taştan yapılmış üzeri kırma çatı ile örtülmüştür. Üst örtüyü yuvarlak iki beton ayak taşımaktadır. Ahşap tavanın ortasına içten ahşap bir kubbe yerleştirilmiştir. Caminin son cemaat yeri bulunmamaktadır. İbadet mekânı doğu ve batıda üçer, kuzey ve güneyde ikişer yuvarlak pencere ile aydınlatılmıştır. Ayrıca üst sıra duvarlarda yanlarda dörder, ön ve arkada üçer ikiz pencere bulunmaktadır. Mihrap mermerden olup, gösterişsizdir. Ahşap minber üzerinde bezeme bulunmamaktadır. Minaresi taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Müftü Mahallesi Camisi (Merkez) Rize Müftü Mahallesi’nde bulunan bu cami 1785 tarihli eski bir caminin yerine, biraz kuzeye kaydırılarak 1965 yılında yeniden yapılmıştır. Cami kesme taştan kare planlı olup üzeri yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Önünde sonradan eklenmiş bir son cemaat yeri bulunmaktadır. İbadet mekânı iki sıra halindeki pencereler ile aydınlatılmıştır. Mihrabı taştan olup, özelliği bulunmamaktadır. Ahşap minberi ise oldukça basittir. Kuzeybatı köşesinde kare kaideli yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Müftü Camisi (Merkez) Rize Yeniköy Mahallesi’nde, bugünkü Atatürk Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi’nin kesiştiği yerdeki cami, Müftü Köseoğlu Hasan Efendi tarafından yaptırılmıştır. Yapım tarihi bilinmemektedir. Kesme taştan dikdörtgene yakın kare planlı, üzeri çatı ile örtülü olan bu cami yıkılmış ve günümüze gelememiştir. Reşadiye Camisi (Merkez) Rize Reşadiye Mahallesi'nde ki bu caminin 1671 yılında yapıldığı sanılmaktadır. Sonradan yıkılmış ve yerine 1962 yılında bugünkü cami yapılmıştır. Cami düzgün kesme taştan kare planlı olarak yapılmış, üzeri kubbe ile örtülmüştür. Önünde üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerine de bir kitabe yerleştirilmiştir. Ancak bu kitabe bir mezar taşına aittir. Kitabe: Merhum el Hacı madan Ruhuna Fatiha sene 1082 (1671). Camiönü Camisi (Merkez) Rize Camiönü Mahallesi'nde bulunan bu cami halk arasında Fener Camisi olarak isimlendirilmiştir. Kitabesinden öğrenildiğine göre Hacı Ahmet tarafından 1698 yılında yapılmıştır. Bugünkü cami ise 1949 yılında yenilenmiştir. Cami kesme taştan kare planlı olup üzeri yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Önünde iki küçük kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Giriş kapısının iç tarafında ilk yapıya ait bir kitabe bulunmaktadır. Kitabe: Sahib-ül hayrat el Hacı Ahmet Sene 1109 (1698). Bugünkü cami mimari yönden bir özellik taşımamaktadır. Değirmendere Camisi (Merkez) Rize Değirmendere (Pindos) Mahallesi'nde bulunan bu cami h.1200 (1786) yılında yapılmış, h.1327 (1911) yılında onarılmıştır. 1950’li yıllarda yeniden yapılmıştır. Günümüze gelen cami düzgün yontma taştan dikdörtgen planlı yapılmış, üzeri kırma çatı ile örtülmüştür. Mimari yönden bir özellik taşımamaktadır. Taşçıoğlu Camisi (Merkez) Rize Yenimahalle'de bulunan bu camiyi Cezayirli Kaptan Ali Paşa, h.11261131 (1714-1718) yıllarında yaptırmıştır. Cami h.1250 (1834) yılında onarılmış, XX. yüzyılın başlarında Taşçıoğlu isimli bir kişi tarafından yeniden onarılmıştır. Bu yüzden de Taşçıoğlu Camisi olarak tanınmıştır. Cami 1940 yılında bir kez daha onarılmış, 1979 yılında yıktırılmış ve üç katlı olarak yeniden yapılmıştır. Rize’de yıkılarak yeniden yapılan yapılardan bir örnektir. Caminin ilk yapımına ait kitabesi günümüze gelebilmiştir. Kitabe: Cezayirli Ala Paşa’ya Mevla’dan olup ihsân Bu cami-i şerif-i eyledi bu mevzie bina İbadet eyleyip Kur’an okundukça bu camide Bunun banisine hak devlet-i dâreyin ide i’tâ Hatalardan belâlardan anı daim elmin etsin Bi hakk-ı sure-i Tahâ bihakk-ı leyletü’l-esrâ Dahi dünya ve ukbada kazayadan masûn etsin Şunun hakkı ki halk oldu anınçün mekteb-i mina Buna beş vakt ile dedim Salahi hoş güzel tarih Aceb âli ibadet-gâh olmuş bi bedel bu câ H1126-1131 ( 1714-1718. Günümüze gelen caminin arazi konumundan ötürü, cephesine dükkânlar yapılmıştır. Düzgün taş duvarlı kırma çatılı bir yapıdır. Kuzey, doğu ve batı yönlerinden merdivenli inişleri bulunmaktadır. İbadet mekânı iki ahşap sütunla taşınmaktadır, Mimari yönden caminin bir özelliği bulunmamaktadır. Portakallık Cami (Merkez) Rize Portakallık Mahallesi’nde bulunan bu caminin ilk yapım tarihi bilinmemektedir. İlk yapımının XIX.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. XX.yüzyılın başlarında onarılmış, önüne son cemaat yeri ile meşrutalar yapılmıştır. Cami dikdörtgen planlı, kaba yontma taştan ve dikdörtgen planlıdır. Üzeri ahşap bir çatı ile örtülü idi. Bu cami 1965 yılında yıktırılmış ve yerine bugünkü cami yaptırılmış olup, caminin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
23.04.09, 23:35 | #28 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Şeyh Camisi (Merkez)
Rize il merkezinde, eski Vilayet Konağı'nın güneyinde eski Piri Çelebi Mahallesi'nde yer alan cami 1711 yılında El Hac Muhammed Efendi tarafından yapılmıştır. İlk cami çeşitli tarihlerde yapılan onarımlarla 1953 yılına kadar gelmiştir. Onun yerine yapılan bugünkü cami 1953-1965 yılları arasında yapılmıştır. Şeyh Camii, Merkez Camisi'nden sonra Rize'nin en büyük camisidir. Kesme taştan, kare planlı caminin önünde beş bölümlü beş küçük kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Burası sonraki yıllarda camekânla kapatılmıştır. İbadet mekânı tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekânı iki sıra halinde pencerelerle aydınlatılmıştır. Caminin iki yanında bulunan iki minaresi birer şerefelidir. Yalı Camisi (Merkez) Rize Atatürk Caddesi’nde, Orta Cami ile Şeyh Camisi arasında, İskele yakınında bulunan bu cami günümüze gelememiştir. Eski Rize fotoğraflarında görülen bu cami ile ilgili bilgiler bulunmamaktadır. Dalyan Camisi (Merkez) Rize il merkezinde, Eski Çocuk Yuvası yanında olan bu cami yıkılmış ve günümüze gelememiştir. Eski bir geçmişi olduğu sanılan bu cami ile ilgili bilgiler de bulunmamaktadır. Uzunkaya Köyü Camisi (Merkez) Rize ili Uzunkaya Köy merkezinde bulunan bu caminin XIX. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Bu cami de yakın tarihlerde yıkılmış ve yeniden yapılmıştır. Eski cami dikdörtgen planlı, 9.00x10.00 m. ölçüsünde olup, üzeri kırma çatı ile örtülü idi. Caminin batı ve güney duvarları taş, diğer cepheleri yığma ve ahşap karışık olarak yapılmıştı. Bu caminin en önemli tarafı ahşap minberi, mahfili ve tavanı idi. Özellikle ahşap minber bezeme yönünden çok zengindi. Bugünkü cami kesme taş duvarlı dikdörtgen planlı ahşap çatılıdır. Mahfilde, kapılarda eski camiye ait ahşap bezemeler kullanılmıştır. Kuzeybatısında yer alan taş minaresi tek şerefelidir. Muradiye Köyü Camisi (Merkez) Rize il merkezi Muradiye Köyü’nde, dere yatağı yakınında bulunan bu caminin XVIII. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Günümüze gelen cami 1909 yılında yapılmıştır. Bugünkü cami dikdörtgen planlı kesme taştan olup, üzeri kırma çatı ile örtülmüştür. Çatı içten dört taş ayak tarafından taşınmaktadır. Caminin kuzey, doğu, batı yönlerinde birer kapısı bulunmaktadır. Doğu kapısı üzerinde bulunan minare ilk yapıdan kalmıştır. Sonraki yıllarda batı kısmına bir minare daha eklenmiştir. Ekşioğlu Camisi (Ardeşen) Rize, Ardeşen ilçesinde, Çifte Kavak Mahallesi'nde bulunan Ekşioğlu Camisi Ekşioğlu Hacı Mustafa Efendi tarafından yaptırılmış, 1869 yılında yenilenmiştir. Yakın tarihlerde de caminin kuzeyine yeni bir bölüm eklenmiştir. Cami kesme ve moloz taştan dikdörtgen planlı olup, üzeri kırma çatı ile örtülmüştür. İbadet mekânı her cephede altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrp ve minberi oldukça sade olup her hangi bir özellik göstermemektedir. Mihrap üzerine onarım kitabesi yerleştirilmiştir. Prof.Dr. Haşim Karpuz’dan aldığımız bu kitabe: Ashabu’l hayrât ve’l-hasenât Ashabû’r-refi ve’d-decerât Evvelâ inşa iden Ekşizade HacıMustafa Me’vası olsun cennet-i ba kemâl-i pür-safa Sâniyen tecdid idenler bu cami-i şerif sa’id Sâniyen tecdid idenler bu cami-i şerif sa’id Dünyevi her rûz’id uhrevi eylesun azabdan baid Gerek tab gerek nakd-i zaman ile idenler kâr İlâhi sen afu it cümle günahın kalmasın misl-i gubâr Hulusâne kim hizmet ider ise heme-i an Du cihanda elem û kederden olsun hıfz u emân Hitam-pezir olmuşdur seksen altı senesi Mubarekşehr-i Ramazan sene 1286. Caminin kuzeybatısında kesme taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır. Caminin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır. Seslikaya Köyü Camisi (Ardeşen) Rize Ardeşen ilçesi Seslikaya Köyü’nün merkezinde bulunan bu cami 1801 yılında yapılmıştır. Karadeniz yöresinin en güzel ağaç işçiliği olan camileri arasındadır. Caminin batı cephesinin güneyindeki pencere üzerindeki kitabesine göre banisi, Yaşınzade Ali Usta ile Mustafa ve Osman ustalardır. Bu kitabede “Bu camii şerifi bina iden Yaşın Zade Ali Usta ve refiki Murteza oğlu Mustafa. Üçüncü usta Kurtoğlu Osman. Sene 1216” yazılıdır. Büyük olasılıkla da buradaki küçük cami yıkılarak, yerine bu cami yapılmıştır. Bugünkü cami muntazam yontma taş ve ahşaptan dikdörtgen planlıdır. Üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Yakın tarihlerde önüne bir bölüm eklenmiştir. İbadet mekânı altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap taştan ve oldukça sadedir. Ağaç minberin yan yüzeyleri ile korkulukları barok üslupta bezemelerle süslenmiştir. Buna benzer bezeme ahşap mahfilde, sütun başlarında, korkuluklarda görülmektedir. Minberin yan yüzlerindeki boşluklar S kıvrımları ile doldurulmuştur. Yer yer de barok üslupta stilize lalelere yer verilmiştir. Tavanda bezemeler görülmektedir. İbadet mekânını içten örten kubbenin içerisi kalem işleri ile bezenmiştir. Caminin kuzeydoğusundaki minaresi de yakın tarihlerde yapılmış olup taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
23.04.09, 23:35 | #29 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Tunca Köyü Camisi (Ardeşen)
Rize Ardeşen ilçesi Tunca Köyü’nde bulunan caminin yapımı ile ilgili çeşitli kitabeler bulunmaktadır. Caminin kuzey cephesindeki kitabelerin birisinde İmam Abdül Vahid İbni Salih tarafından h.1320 (1902) yılında yaptırıldığı yazılıdır. Aynı yerdeki bir başka kitabede vakıf sahibi olarak Alemdarzade Ahmet ve 1320 (1902) tarihi yazılıdır. Bu kişinin caminin taşını sağlayan kişi olduğu Prof. Dr. Haşim Karpuz’dan öğrenilmiştir. Aynı yerde caminin ustasının Mapavrili Selimzade Hüseyin İbni Ali Rıza olduğu yazılıdır. Caminin mihrabının yanındaki kitabe ise okunamamıştır. Cami meyilli bir arazide, kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmış, üzeri kırma bir çatı ile örtülmüştür. Arazi konumundan ötürü alt kata medrese olduğu söylenen bir bölüm eklenmiştir. Son cemaat yeri olmayan camiye kuzey cephesinin ortasından ve kuzey batıdaki bir kapıdan girilmektedir. İbadet mekânı düz lentolu iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin taş mihrabı sade bordürlerle çevrilmiştir. Minber ahşaptır ve yüzeyi bütünüyle barok karakterli bölgesel motiflerle süslenmiştir. Bitkisel motiflerle süslü minberin boş kalan yüzeyleri S ve C kıvrımları ile süslenmiştir. Barok üsluptaki bezemeler yerel ustalar eliyle kendine özgün bir konum kazanmıştır. Yukarı Durak Camisi (Ardeşen) Rize Ardeşen ilçesi Büyük Mahalle’de bulunan Yukarı Durak Camisi h.1156(.1743) yılında yaptırılmıştır. Banisi bilinmemektedir. Cami değişik zamanlarda onarılmıştır. Kalın taş duvarlı cam 6.40x9.30 m ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, üzeri çatı ile örtülüdür. Kuzey yönündeki girişi üzerine geniş bir mahfil yerleştirilmiştir. Kapı kanatları ve minberi özgün olup, ahşap süslemelidir. Mihrabı bir niş şeklinde ve herhangi bir özelliği bulunmamaktadır. Işıklı Cami (Ardeşen) Rize Ardeşen ilçesinde, sahil yolu üzerinde bulunan cami 1887 yılında yaptırılmıştır. Banisi bilinmemektedir. Yakın tarihlerde kuzey yönüne bir son cemaat yeri eklenmiştir. Cami muntazam taş duvarlı, 10.60x12.25 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Üzeri kırma çatı ile örtülmüştür. Girişte bulunan U şeklindeki mahfil ibadet mekânı içerisinde geniş bir yer kaplamıştır. Mihrap taştan olup, önünde küçük bir kubbe bulunmaktadır. Silmelerle çevrili mihrap üzerine bazı ayetler yazılmıştır. Ahşap minber, tavan ve mahfil barok üslupta bezenmiştir. Minber süslemesi, Tunca Camisi’nin minberine benzemektedir. Büyük bir daire içerisinden çıkan C kıvrımları ile barok üslupta motifler bütün yüzeyi kaplamıştır. Ayrıca kubbe içerisinde de bitkisel motifli kalem işleri görülmektedir. Minare yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Pirinçlik Camisi (Ardeşen) Rize Ardeşen ilçe, Haşimoğulları Mahallesi’nde buluna bu cami 1886 yılında yaptırılmıştır. Banisi bilinmemekle beraber, kitabesinden mimarının İbrahim Usta olduğu öğrenilmektedir. Cami kesme taştan dikdörtgen planlı olup üzeri çatı ile örtülmüştür. Önünde bulunan son cemaat yerindeki izlerden ilk yapılışında iki katlı bir son cemaat yeri olduğu anlaşılmaktadır. İbadet mekânındaki mihrap ve minber olukça basittir. Minber barok üslupta bezenmiştir. Mihrap üzerindeki kitabe silindiğinden okunamamıştır. Cami Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1992 yılında restore edilmiştir. Mimari yönden özellik taşımamaktadır. Şenköy Camisi (Çamlıhemşin) Rize Çamlıhemşin ilçesi Şenköy’de bulunan bu cami meyilli bir arazide köy halkı tarafından h.1318 (1900) yılında yapılmıştır. Cami iki katlı, 6.50x5.50 m ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Üzeri geniş saçaklıklı bir çatı ile örtülmüştür. Medrese veya mektep olarak kullanıldığı söylenen zemin katı taş duvarlı, üst katı ise bütünüyle ahşaptan yapılmıştır. Yöresel ahşap camilerden bir örnek olan caminin ahşap süslemeleri mahfil korkuluklarında ve minberde görülmektedir. İbadet mekânını süsleyen kalem işleri ve diğer süslemeleri oldukça sadedir. Aşağı Çamlıca Köyü Camisi (Çamlıhemşin) Rize Çamlıhemşin ilçesi Aşağı Camlıca Köyü’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden ve vakıf kalıtlarında onunla ilgili bir kayda rastlanmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber, yapı üslubu ve çevresindeki diğer camilerle karşılaştırıldığında XIX. yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. Cami kesme taştan 7.10x8.50 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı, iki katlı bir yapıdır. Üzeri kırma çatı ile örtülmüştür. Bu caminin de zemin katının medrese olarak yapıldığı sanılmaktadır. Zemin katına kuzeydoğu köşesindeki bir kapıdan girilmektedir. Ancak bu bölüm çeşitli yıllarda değişikliğe uğramıştır. Yalnızca batı duvarlarında ilk yapılışından bir ocak kalmıştır. İbadet mekânının ahşap döşemesi de yakın tarihlerde betonarme olarak değiştirilmiştir. Bugün ibadet mekânına yüksek bir merdivenle çıkılmaktadır. Giriş kapısı basık kemerli bir kapıdır. İç mekân güney ve doğu yönündeki pencerelerle aydınlatılmıştır. Mihrap taştan olup çevresi kalem işleri ile bezenmiş, yer yer yazı kompozisyonlarına yer verilmiştir. Minberi çok iyi bir ahşap işçiliği göstermektedir. Minberin yan korkuluklarında bir daireden çıkan S ve C kıvrımlı motifler dikkati çekmektedir. Minberdeki tüm bezemelerde barok üslup kendini göstermektedir. Yolkıyı Köyü Camisi (Çamlıhemşin) Rize Çamlıhemşin ilçesi Yolkıyı Köyü’nde bulunan bu cami h.1330 (1911) yılında köy halkı tarafından yaptırılmıştır Eğimli bir arazide bulunan caminin iki yanında iki bölüm bulunmaktadır. Bunların medrese odaları olduğu sanılmaktadır. İbadet mekânı kareye yakın dikdörtgen planlıdır ve üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. İbadet mekânı iki sıra pencerelerle aydınlatılmıştır. Giriş bölümünde ahşap bir mahfile yer verilmiştir. Ahşap içten bir kubbe ibadet mekânının üzerinde bulunmaktadır. Mihrap bir özellik taşımayan niş şeklindedir. Minber ahşap olup bezemesizdir. Bezeme olarak caminin içerisi barok üslupta çiçek motifleri süslenmiştir. Güney Mahalle Camisi (Çamlıhemşin) Rize Çamlıhemşin İlçesi Şenyuva Köyü’nde bulunan bu cami, XIX.yüzyılın sonlarında yapılmıştır.Yapım tarihini ve banisini belirten bir kitabesi bulunmamaktadır. Cami iki katlı kesme taştan ve iki katlı olarak yapılmıştır. Zemin katın medreseye ayrıldığı sanılmaktadır. Batı yönünden içerisine girilen ibadet mekânı dikdörtgen planlı, ahşap çatılıdır. İbadet mekânı dikdörtgen her kenarda dörder pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap olukça sade olup iç mekânda bezemeye rastlanmamaktadır. Cafer Paşa Camisi (Çayeli) Rize Çayeli ilçesi, Cafer Paşa Mahallesi’nde, denize hakim bir teras üzerinde, eski bir mezarlığın yanında bulunan bu cami, kitabesinden öğrenildiğine göre h.1261 (1845) ve 1908 yıllarında onarılmıştır. Bu arada kuzey tarafına da yeni bir bölüm eklenmiştir. Günümüzde bu bölümler Kuran kursu ve meşruta olarak kullanılmaktadır. Caminin ilk yapısı 1467 yılına tarihlendirilmiştir. Cami moloz taştan kareye yakın dikdörtgen planlıdır ve üzeri kırma bir çatı ile örtülmüştür. İbadet mekânı yanlarda üçer, mihrap yönünde de ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Yanındaki minaresi taş kaide üzerine yuvarlak yivli gövdeli ve tek şerefelidir. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
23.04.09, 23:36 | #30 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Ormancık Camisi (Çayeli)
Rize ili Çayeli ilçesinde Mahmutlu ve Geyik Mahalleleri arasında bulanan Ormancık Camisi’nin kitabesi olmamasına rağmen 1826 yılında yaptırıldığı sanılmaktadır. Bazı kaynaklara göre de Başköy’den buraya taşınmıştır. Yörenin geleneksel ahşap yığma duvarlı, kırma çatılı camilerinden birisi olup, 6.28x7.10 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Diğer camilerde olduğu gibi bu caminin de bir zemin katı bulunmaktadır. Burası eskiden medrese veya mektep olarak kullanılmıştır. Caminin bir girişinin üzerindeki mahfil ve saçağını dört ahşap sütun taşımaktadır. Giriş mahfili U planlıdır. Yanlardaki uzantısı mihrap duvarına kadar uzanmaktadır. İbadet mekânı üç cephedeki altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap nişi basit olup çevresi geometrik bir bordürle çevrelenmiştir. Ayrıca bu bordür üzerinde geç devirde yapılmış boyalı bir bordür daha bulunmaktadır. Minber ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden birisidir. Burada da kıvrık dal motifli bordürler, ajur tekniğinde işlenmiş bitkisel bezemeler görülmektedir. Ayrıca minberin ortasında Mustafa kızı Fatma tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Merkez Camisi (Fındıklı) Rize Fındıklı ilçesinde bulunan bu caminin yapım tarihini belirten bir kitabe günümüze gelememiştir. Ancak minber kapısı üzerinde h.1291 (1874) tarihi yazılıdır. Bununla beraber caminin XVIII. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. XX. yüzyılın başında yapılan cami çeşitli onarımlar görmüş, özelliğinden de kısmen uzaklaşmıştır. Cami iki katlı, moloz taştan dikdörtgen planlıdır. Üzeri ahşap kırma çatı ile örtülmüştür. İbadet mekânına kuzey ve batı cephesindeki kapılardan girilmektedir. Tavanı dört ahşap ayak taşımaktadır. Bu ayakların üzerinde bağdadi ahşap bir kubbe bulunmaktadır. Mihrap 1961 yılında taştan yapılmış olup, herhangi bir özelliği bulunmamaktadır. Ahşap minber barok üslupta bezemelerle süslenmiştir. Yanındaki minaresi taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Meyveli Camisi (Fındıklı) Rize Fındıklı ilçesi Orta Mahalle'de bulunan bu cami Mustafa bin Alişan tarafından 1871 yılında yaptırılmıştır. Yörenin kendisine özgü iki katlı ahşap yığma camilerinden bir örnektir. Caminin zemin katı medreseye ayrılmıştır. Günümüzde bu bölüm kısmen yıkılmış, orijinal ocaklarının izleri görülmektedir. Caminin önüne yakın tarihlerde bazı bölümler eklenmiş, son cemaat yeri de kısmen bozulmuştur. Son cemaat yerinin üzerinde, iç mahfile bağlantılı fevkani bir mahfil bulunur. Bu mahfili U şeklinde kıble duvarına kadar uzanmaktadır. Mihrap basit bir niş şeklindedir. Minber ağaç işi yönünden oldukça değerlidir. Özellikle Minber aynalığı, mahfil köşkü ve korkulukları zengin bezemelidir. Minber üzerinde geometrik, korkuluklar üzerinde ise halat örgü ve yatay palmet dizilerinden meydana gelen süslemeler görülmektedir. Ayrıca sütun başlıkları üzerinde Mührü Süleyman motifine de yer verilmiştir. Kıbledağ Camisi (Güneysu) Rize ili Güneysu ilçesinde bulunan bu cami köy merkezinden Ilıca Mahallesi'ne taşınmıştır. Caminin minber kapısı üzerindeki kitabesinden anlaşıldığına göre, 1862 yılında yapılmıştır. Yörenin geleneksel ahşap camilerinden birisidir. Taşınma sırasında beton bir zemin kat üzerinde yeniden yapılmış, kuzeyine de yeni bir bölüm eklenmiştir. Bununla beraber yine de caminin orijinalliği korunmuştur. Cami moloz taştan dikdörtgen planlı olarak 6.70x8.40 m. ölçüsünde yapılmıştır. Üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Giriş kısmındaki ahşap mahfil U şeklinde mihrap duvarına kadar uzanmaktadır. İbadet mekânı iki sıra halinde ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin ağaç işçiliği yönünden zengin bir bezemesi vardır. Mihrap ahşaptan yapılmış ve stilize bitkisel motiflerle bezenmiştir. Minber de aynı şekilde ahşap ve barok üslupta bezemelidir. Aşağı Mahalle Camisi (Güneysu) Rize Güneysu ilçesi, Kiremit Köyü’nde bulunan bu caminin, mahfil korkuluklarındaki bir yazıdan h.1235 (1819) yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Cami yöresel taş, ahşap malzeme ile dikdörtgen planlı yapılmış, üzeri ahşap çatı ile örtülmüştür. Cami mahfile kadar taş, diğerleri de ahşap yığma duvarlıdır. Giriş kısmı üzerindeki mahfil korkulukları mihrap duvarına kadar uzanmaktadır. Doğu cephesinden birkaç basamakla cami önündeki bölüme çıkılmakta, buradan da medrese denilen bölüm ile ibadet mekânına girilmektedir. Caminin kapısı, minberi ve içerideki korkulukları ahşap bezemelidir. Bunların üzerinde stilize bitkisel motifler, rozetler yuvarlak şekiller dikkati çekmektedir. Giriş mahfilinin doğusunda tek şerefeli ahşap bir minaresi vardır. Bilenköy Camisi (Hemşin) Rize Hemşin ilçesi, Bilen Köy merkezinde bulunan bu caminin ilk yapısı XVIII.yüzyıla kadar inmekte olup, bugünkü görünümünü 1894 yılında yapılan bir onarım ile almıştır. Bunu belirten bir tarih de caminin batı kapısı üzerine yazılıdır. Bu tarihte giriş kısmına bir takım bölümler eklenmiştir. Cami iki katlı olup, alt katı taş, üst katı da kısmen ahşap olarak yapılmıştır. Alt katta iki bölümlü bir dershane ile bir de hoca odası bulunmaktadır. Caminin son cemaat yeri bulunmamaktadır. Bunun yerini kuzey ve batıda dolayan bir bölüm almıştır. İbadet mekânı 8.00x5.00 m. ölçüsünde olup, bu bölümün yanına da bir oda eklenmiştir. Giriş bölümü üzerinde mihrap duvarına kadar uzanan U şeklinde bir mahfil bulunmaktadır. Günümüzde büyük bir kısmı boya altında kalmış olmasına rağmen çok iyi bir ağaç işçiliği olduğu da görülmektedir. Akbudak Köyü Camisi (Hemşin) Rize Hemşin ilçesi, Akbudak Köy merkezinde bulunan bu cami, 1814 tarihli bir caminin yerine yapılmıştır. Eski cami mahfil duvarlarına kadar taş duvarlı, üzeri de kısmen ahşap olarak yapılmış, üzeride çatı ile örtülmüştü. Bugünkü caminin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır. Düz Mahalle Camisi (Hemşin) Rize Hemşin ilçesi Yeniköy Düz Mahalle’de bulunan bu cami, 1884 yılında yapılmış, onarımlar nedeniyle özgünlüğünü yitirmiştir. Cami taştan yapılmış kare planlı olup üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Mihrap ve minberi ahşap bezemelidir. İbadet mekânın kuzeyine küçük bir mahfil eklenmiştir. Baltacılı Cami (Hemşin) Rize, Hemşin ilçesi Baltacılı Mahallesi’nde bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre Mahmutzade Muhammed tarafından 1791 yılında yapılmıştır. Cami yüksek bir subasman üzerine taş duvarlarla yapılmış, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Caminin doğu cephesindeki giriş kapısı üzerinde kitabesi bulunmaktadır. Kitabe: Zehi bu camii banisi iki alemde şad olsun Girup cennet sarayına cehennemden baid olsun Sahibu’l hayrat ve hasenât Mahmut Zade El Hac Muhammed Sene 1206 (1791). İbadet mekânı dikdörtgen planlıdır; doğu ve güney yönündeki iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap taştan ve basit silmelerle çevrelenmiştir. Minber barok üslupta bezemelidir. Merkez Camisi (İkizdere) Rize İkizdere ilçesi Çamlık Köyü’nde bulunan bu cami, XIX. yüzyılın sonlarında yapılmıştır. Cami eğimli bir arazide bir teras üzerindedir. Batısına medrese ve meşruta eklenmiştir. XIX. yüzyılda Rize’de yapılmış ahşap camilerden bir örnek olan cami dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. Batı cephesinin ortasından içerisine girilen caminin kuzeyinde mahfil bulunmaktadır. İbadet mekânı yalnızca güney cephesindeki iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin kapısı mihrap ve minberi ile tavanı ahşap oymalarla bezenmiştir. Burada barok üslupta kıvrık dallı bordürler, örgü motifleri görülmektedir. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|