26.04.09, 22:49 | #11 |
Yahşihan : Çok eski tarihlerde İboğlu ve Bükoğlu isminde iki kabilenin, Yahşihan’ın bulunduğunu Kızılırmak kenarında güneyi açık bir vadiye yerleşmiş, ayrıca Öksüzce mevkiinde de Öksüzoğulları veya Öksüz Ali ile anılan bir kabilenin de 1 km öteyi yurt tutmuş oldukları bilinmektedir.
Bu yurt sahipleri 30 haneyi bulunca köy halini almış ve göçebelikten ayrılmıştır. Köylerinin adına da Yörükköy olarak kayda geçirmişlerdir. Miladi 1150 senesinde Ankara kayıtlarında Yörük Yahşihan ismiyle 40 hane olarak kayda geçtikleri, iki kabilenin iskaniyle beraber Ankara-Kayseri ve Çorum yollarının üzerinde Kızılırmak nehrinin en büyük geçit vadisinde bulunduğundan, yolcuların istirahatı için Hanlar yaptıkları ve zamanla bu hanların çoğaldığı görülmüştür. Hatta Yıldırım Beyazıt’ın Ankara savaşı sırasında kumandanlarından oğlu veya torunu emrinde bir katar askerle bu hanlarda bir gece istirahat ettikleri ve buraya güzel han anlamına gelen “Yahşihan” ismini koydukları rivayet edilmektedir. Osmanlı devrinde bu yöre hanlarıyla şöhret kazanmış, bu nedenle Osmanlılar bu yeri teşkilatlandırarak, bir karargah haline getirmişlerdir. Bu yerin ehemmiyeti göz önüne alınarak burada demir köprü yapılması icap etmiş Hicri 1321’de inşaatına başlanan bu köprü 1325 yılında tamamlanmış ve Anadolu’nun ilk demir köprüsü olmuştur. Yahşihan, coğrafi konumunun önemi nedeni ile Cumhuriyet döneminde tam teşkilatlı bir nahiye merkezi haline gelmiştir. 680 rakımlı olan ilçenin arazileri Demirlibel, Ardıçlı Tepeleri, Küre ve Delikli Dağları ile çevrilmiştir. Yahşihan, Kızılırmak nehrinin doğu kıyısında, Karagüney Dağının güney eteklerinde kurulmuştur. Kızılırmak ilçe arazisini ikiye bölmektedir. Ankara-Kırıkkale devlet karayolu, ilçenin içerisinden geçmektedir. İlçenin il merkezine olan uzaklığı 6 km, Ankara İline olan uzaklığı ise 70 km.’dir. Ayrıca Kayseri Demiryolu da ilçenin sınırları içerisinden geçmektedir. 2007 yılında yapılan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre ilçe merkezinin nüfusu 9.166, ilçenin toplam nüfusu ise 12.963 olarak tespit edilmiştir. İlçeye Kılıçlar ve Irmak Beldeleri ile birlikte 5 köy bağlıdır ww.uydulife.tv
__________________
|
|
26.04.09, 22:49 | #12 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
NASIL GİDİLİR?
Karayolu : Terminal Kent merkezine yaklaşık 78 km uzaklıktadır. Terminale belediye otobüsleri, dolmuş ve özel taksiler çalışmaktadır. Demiryolu : İstanbul, Diyarbakır, Ankara, Doğu Ekspresi tarifeleri uygulanmaktadır. İstasyon Tel: (+90-318)224 28 58 GEZİLECEK YERLER Camiler ve Türbeler Hasandede Camii ve Türbesi: Kırıkkale-Merkez İlçeye bağlı, şehre 12 km. uzaklıkta olup, Camii ve Türbe yan yanadır. Hasandede Camii'nin hicri 1014 (1605) yılında yapıldığı bilinmektedir. Yörede pek çok türbe bulunmaktadır.Bunlar ,Küçükkafşar Türbesi ,Tokuş Baba Türbesi (Delice ilçesi ,Çatallı köyü ile Kya köyü arası) ,Halil DedeTürbesi (Çelebi ilçesi ,Halil Dede köyüne 1km. uzaklıkta) gibi türbeler halk tarafından sürekli ziyaret edilmektedir. Şeyh Şamil Camii ve Türbesi: Sulakyurt İlçe merkezinde bulunan cami Şeyh Şamil tarafından yapılmıştır. İlçenin kurucusu olan Şeyh Şamil'e ait türbe bu caminin yanında yüksekçe bir yerde bulunmaktadır. Köprüler Çeşnigir Köprüsü: Bilinen kaynaklara göre Çeşnigir Köprüsü ve yakınında bulunan Han Selçuklulara aittir. Köprü, XIII. Yüzyıldan kalma, bir Selçuklu eseridir. Sportif Etkinlikler Olta Balıkçılığı: Kapulukaya Baraj gölü ile Kızılırmak Vadisinde amatör olarak olta balıkçılığı yapılmaktadır. ww.uydulife.tv
__________________
|
|||||||||
26.04.09, 22:50 | #13 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
KIRIKKALE EVLERİ
40 bini aşkın emeklisi bulunan şehrimizde halkın gündüz vakitlerinde dinlenebilecekleri bir mekan olmamasından dolayı Belediye Başkanımız Kırıkkale Evleri projesini hayata geçiriyor. Seçim döneminde projeleri arasında ilk sıralarda yer alan Kırıkkale Evleri projesine start verildi. Emeklilerin gençlerin 7’den 70’e herkesin dinlenebileceği ve huzur bulacağı mekanların oluşturulması kapsamında sponsor firmalar aracılığı ile yapılacak olan bu mekanların vatandaşlarımıza uygun, vakit geçirebilecekleri ve park köşelerinden kurtulacakları mekanlar olacak. Kitap okuma yeri, gazete ve mecmua salonu ve içecek servislerinin olacağı Kırıkkale Evleri özellikle emekli ve yaşlı insanımıza büyük bir hizmet olarak Kırıkkale’nin büyük bir sorununu çözmüş olacağız. Şu an Kırıkkale evlerinden ilki Atatepe Parkında faaliyete geçmiş bulunuyor. Mutfağı oturma salonu teşhir salonu gibi yerleri olan Kırıkkale Evleri Kırıkkale’nin bir eksikliğinin daha tamamlanmasının göstergesi oldu ww.uydulife.tv
__________________
|
|||||||||
26.04.09, 22:50 | #14 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Kırıkkale YEŞİLVADİ SU BİRLİĞİ
TARİHÇE Yeşilvadi Su Arıtma Tesisleri Kırıkkale, Keskin, Hasandede, Hacılar, Bahşılı, Yahşihan, Çerikli ve Sungurlu(Çorum)’nun içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyacını karşılamaktadır. Söz konusu merkezlerin su problemini 2030 yılına kadar uzanan bir perspektif içinde çözmek üzere inşa edilmiştir. 1984 yılında İller Bankası Genel Müdürlüğünce tesisin master plan ve fizibilite çalışmaları yapılmış ve buna göre uygulamaya geçilmiştir. Bu planda tesisin su ihtiyacını karşılamak amacıyla Kapulukaya Barajı inşası tamamlanmış olup Ø1600 mm çapında çelik borulardan oluşan isale hatları ile arıtma tesislerine bağlantısı yapılmıştır. Tesisin kuruluş amacı tamamen yüzeysel kaynaklardan karşılanan suyu modern teknolojinin verdiği imkanlarla arıtmak ve memba suyu kalitesinde halkın kullanımına sunmaktır. Türkiye'de inşa edilen en büyük içme suyu arıtma tesislerinden olan “Yeşilvadi İçme Suyu Arıtma Tesisi 2 ünite olarak projelendirilmiş olup her bir ünitenin kapasitesi 200.000 m³/gün dür. I. kısmı 2001 yılında bitirilerek işletmeye alınmıştır. II. kısmı ise ihtiyaca göre 2010 yılında inşa edilecektir. Türkiye’deki en büyük arıtma tesisileri arasında yer alan tesiste arıtılan su kalitesi TS 266 ve Dünya Sağlık Teşkilatı standartlarının içerisindedir ww.uydulife.tv
__________________
|
|||||||||
26.04.09, 22:51 | #15 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Kırıkkale TARİHİ DURUMU
İLİN TARİHİ DURUMU İlin Adı : Kırıkkale'nin adının, şehrin 3 km. Kuzeyindeki Kırıkköyü ile kendin merkezindeki Kaletepe'nin kısaltılarak birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir. Bu ismin halk tarafından9 yakıştırıldığı kanaatı yaygın olmakla beraber bölgenin ismi Osmanlı arşiv belgelerinde, şimdiki haliyle Kırıkkal'a biçiminde geçmektedir. XVI. ve XVII. Yüzyıllarda, doğudan gelen çeşitli Türk aşiret ve cemaatlerinin Anadolu'da - bilhassa Orta Anadolu'da- iskan edildikleri bilinmektedir. Bunlardan "Oğuz, Oğuzhan" adı verilen büyük bir oymağın Ankara yakınlarında, o zamanki söyleyişiyle "Kırıkkal'a " ya yerleştirildikleri belgelerde ifade edilmektedir. Yörükan taifesinden olduğu zikredilen Oğuz Oymağı, Anadolu'yu Türkleştirerek ve İslamlaştırarak, Türk vatanı haline getiren, aynı zamanda "Türkmen adıyla da bilinen büyük bir aşirettir. Bu durumda bölgenin adının en az 400 yıllık bir tarihe sahip olduğunu kabul etmek gerekir. a. Türklerden Önce : Yörenin çok eski bir tarihi geçmişi mevcuttur. Bugün Kırıkkale il sınırları içinde kalan bazı tarihi kalıntılar, ören yerleri ve höyüklerin varlığı ile bazı araştırma ve incelemelerde M.Ö. yıllara ait arkeolojik buluntulara rastlanması, Kırıkkale'nin coğrafi alanının ne kadar eski bir yerleşim sahası olduğunu gösterir. KIRIKKALE’NİN ESKİÇAĞ TARİHİ Kırıkkale ili ve çevresinin eskiçağ tarihini aydınlatacak bir arkeolojik kazı henüz yapılmamıştır. Ancak bölgenin tarihi coğrafyasına ışık tutacak bazı bilimsel çabalar da yok değildir. Kırşehir Kaman Kalehöyükte arkeolojik kazılar yapmakta olan Japon bilim heyetinin ilimiz sınırları içerisinde kalan alanda yapmış olduğu yüzey araştırmaları dikkate değer bulgular ortaya koymuştur. KIRIKKALE İLİ VE ÇEVRESİNİN KALKOLİTİK ÇAĞI Japonların 1990-91 yılları arasında Kırıkkale il merkezi ve ona bağlı ilçe ve köyleri kapsayan yüzey araştırmalarında toplam 21 höyük ve düz iskan saptanmıştır. Bu merkezlerden toplanan seramik örneklerinin değerlendirilmesi sonucu bölgenin Kızılırmak kavsi dışında kalan alanda Neolitik Çağ ve sonrası, Kızılırmak kavsi içinde kalan alanda ise bu dönemi takip eden Kalkolitik Çağı, Eski Tunç Çağı, Assur Ticaret Kolonileri Çağı Hitit İmparatorluk Çağı (zayıf), Frig ve Hellenistik-Roma Çağları ile Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait yerleşim birimleri ve bu dönemlerin kültürlerini yansıtan kalıntılar saptanmıştır. ww.uydulife.tv
__________________
|
|||||||||
26.04.09, 22:51 | #16 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
KIRIKKALE İLİ VE ÇEVRESİNİN KALKOLİTİK ÇAĞI
Kırıkkale ili ve çevresinde yapılan yüzey araştırmalarda, Kırıkkale ili Delice ilçesi Yeniyapan köyünün doğusunda doğal bir tepeden, Delice ilçesi Çongar köyünün 3.5 km doğrultusunda yer alan 8.5 m yüksekliğindeki Kültepe’den Keskin ilçesi Cinali köyünün 2 km kuzeybatısında yeralan 8 m yüksekliğindeki Sulucatepe’den ve Kırıkkale ili merkez ilçe sınırları içinde kalan Kuzeren köyünün 3.5 km güneybatısında yer alan 8.5 m yüksekliğindeki Kuzeren höyüğünden derlenen çanak çömlek parçaları Kalkolitik döneme tarihlenmiştir. Kalkolitik çağ genelde MÖ 5000-3000 yılları arasına yerleştirilmektedir. Maden aletlerin yanında taş aletlerin kullanılmasından ötürü bu devire tarihçiler Taş Maden Devri anlamına gelen Kalkolitik Çağ adını vermişlerdir. Bu kültürün önde gelen iki özelliği bakır aletlerin giderek taşın yerine geçmeye başlaması ile kökleri Neolitik Çağ’a uzayan boya bezemeli çanak-çömleklerdir. Anadolu’yu Erken Kalkolitik Çağ’ın sonralarında farklı bir etnik grup muhtemelen Trakya’dan gelen bir kavim istila etmiş, birçok yerleşim yerini yakıp yıkmışlardır. Erken ve geç kalkolitik dönemler arasında bir ara evre özelliğini gösteren Orta Kalkolitik çağı konusunda fazla bir bilgi yoktur. Hatta böyle bir evrenin varlığı bile tartışma konusudur. Uzun süreli bu karanlık ara dönemi izleyerek kabaca MÖ 4. bin yıla tarihlenen Kalkolitik Çağın son evresine gelinir. Bu dönemde Anadolu’ya Balkanlar üzerinden gelen göçmen kafileleriyle ilişkili olarak nüfus ve yerleşme yerlerinin sayısında da artış olmuştur. Orta Anadolu’da Çorum dolaylarındaki Büyük Güllecek ve Alacahöyük, Yozgat yakınlarındaki Alişar ve Ankara yakınlarındaki Yazırhöyük bu yeni dönemde Anadolu’ya yayılmaya başlayan Kuzey Ege ve Balkan etkili merkezler arasındadır. Kırıkkale ve çevresindeki kalkolitik merkezler de bu etki alanında değerlendirilmelidir. Bu dönemde gittikçe büyüyen köyler birara surla çevrilerek tahkim ettirilmiş, madenin kullanımı ve beraberinde getirdiği ekonomik sosyal canlılığa paralel olarak yeni mesleklerin ortaya çıktığı ve dolayısıyla değişik etnik grupların bir arada yaşamaya başlaması, günlük yaşamın bir çok alanına mutfak kültürün, dini yaşam, yarı mimarisi vs. yenilikler getirmiştir. ww.uydulife.tv
__________________
|
|||||||||
26.04.09, 22:51 | #17 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
KIRIKKALE İLİ VE ÇEVRESİNİN ESKİ TUNÇ ÇAĞI
Kırıkkale ili ve çevresinde yapılan yüzey araştırmalarda, Kırıkkale ili Delice ilçesi Yeniyapan köyünün doğusunda, doğal bir tepeden (Yeniyapan) aynı ilçenin Çongar köyünün 3.5 km doğusundaki 110m çapındaki ve 8.5 m yüksekliğindeki Kütlepe’den, Keskin ilçesi Efendi köyünün 2 km güneyinde, Kılıç Özü’ nün dere yatağı kenarında kurulmuş olan 91 m çapında 10 m yüksekliğindeki Alibaz’ dan, aynı ilçenin Kavurğalı köyünün 2 km güneydoğusundaki 210 m çapında,15 m yüksekliğindeki Kavurğalı’ dan, Keskin ilçesi Armutlu köyünün 1.5 km güneydoğusundaki 200 m çapında 13 m yüksekliğinde Armutlu’ dan, aynı ilçenin Cinali köyünün 2 km kuzeybatısındaki 100 m çapında, 7 m yüksekliğindeki Sulucatepe’ den, Keskin ilçesi Köprü köyünün 500 m kuzeybatısında, Kızılırmak’ ın hemen kenarında yer alan 280 m çapında 32 m yüksekliğindeki Büyükkaletepe’den aynı ilçeye bağlı Ceritkale köyünün 2 km güneyinde, Ömer Kuru Dere yatağında yer alan 170 m çapında ve 6 m yüksekliğindeki Yaşar Çayır’ dan, yine Keskin ilçesine bağlı Karağıl köyünün 1 km güneydoğusunda, Dinek dağının batı Kıyıhalil İnceli köyünün 2.5 km kuzeybatısında Kızılırmak’ ın yatağında yer alan 155 m çapında ve 8.5 m yüksekliğinde Tepe (Kıyıhalil İnce) ‘den aynı ilçenin Bıyıkaydın’dan Çatal Sögüt höyüğünde derlenen seramik parçaları Eski Tunç Çağına tarihlenmiştir. KIRIKKALE İLİ VE ÇEVRESİNİN KALKOLİTİK ÇAĞI Kalkolitik çağın başlarında nüfusun artışı, sulu ziraat nedeniyle daha fazla ürün elde edilişi ve daha güçlü bir siyasal denetim sosyal yapıda önemli değişikliklere neden olduğunu daha önce belirtmiştik. Bu yeni dönem önceki çağların tarım, dokumacılık, çömlekçilik vb. buluşlarına daha, etkili silahların üretilmesine daha estetik süs eşyalarının yapılmasının mümkün kılan bakır ve kalay alaşımını yine gerçek tunca eklemişti. Bu yüzdende bu dönem Eski Tunç Çağı olarak adlandırılmıştır. Eski Tunç;Eski Tunç İl ve Eski Tunç İli olmak üzere üç ana evreye ayrılır ve MÖ.3000-2000 yılları arasına yerleştirilmektedir. Eski Tunç I evresi MÖ 3000-2500 yılları arasına yerleştirilir. Bu devirde daha çok tarıma dayalı ekonomisiyle ve sur sistemiyle tahkim edilmiş kasaba kültürü sürdürülmektedir. Tunç’tan alet üretimi ve kullanımı pek yaygın değildir. Kamuya ait tapınak atölye vs. yapılar ön plana çıkmıştır. Dönemin en büyük teknolojik buluşu olan Tunç madeninin yanı sıra kağnı tipi, dört tekerlekli arabadır. Bu döneme ait önemli merkezler barındıran kültür bölgelerinden biri Orta Anadolu’dur. Ankara yakınlarındaki Karaoğlan, Yozgat yakınlarındaki Alişar, Çorum yakınlarındaki Alacahöyük, Konya yakınlarındaki Karahöyük ve Kayseri yakınlarındaki Kültepe döneminin tipik merkezleri arasındadır. Eski Tunç II evresi MÖ 2500-3000 yılları arasına yerleştirilmektedir. Bu dönemde bölgeler arası ticaret gelişmiş ve Bronz aletlerin kullanımı yaygınlaşmıştır. Dönemin ekonomik gelişimini en iyi yansıtan örnek buluntular, Alacahöyük ve Tokat Erbaa yakınındaki Horoztepe-altın, gümüş, elektron ve tunçtan yapılmış silah, kapkacak, dini ritüel, objeler ve süs eşyaları buluntularıdır. Dönemin önemli teknik buluşu ise şüphesiz çömlekçi çarkıdır. Bu dönemle birlikte Orta Anadolu’da güçlü beylikler ortaya çıkmış, ilk kent devletleri kurulmuştur. Kızılırmak’ ın batısında Ankara yöresinde Karaoğlan Ahlatbel, Etlik, Polatlı doğusunda ise Alişar ve Alacahöyük bu dönemin en önemli yerleşim yerleri arasındadır. Mezopotamya kaynaklarında dönemin Anadolu’su Hatti Ülkesi olarak adlandırılmıştır. Hemen her konuda gelişmelere sahne olan Anadolu, bu dönemin sonralarında büyük bir yaygın istila felaketine sahne olmuştur. Bu olaylardan hiç etkilenmeyen bölge Doğu Anadolu’dur. Aynı dönemde Trakya ve Balkanlardaki yerleşim birimlerinin ıssızlaşması istilacının Balkan Yarım Adasından gelmiş olabileceklerini düşündürmektedir. Verilen bilgilerden de anlaşılacağı gibi ilimiz sınırları içinde kalan höyüklerin hemen hepsinden eski Tunç Çağı’na ait çanak-çömlek parçaları ele geçmiştir. Dolayısıyla Eski Tunç Çağı’na gelindiğinde bölgenin özellikle Kızılırmak kavsi içinde kalan alanın yoğun bir şekilde iskan edildiği anlaşılmaktadır. Ekonomik refahla birlikte nüfus da artmış ve buna bağlı olarak yeni yerleşim birimleri kurulmuştur. Bu bulgular Anadolu’nun diğer bölgelerindeki bulgularla örtüşmektedir. Alişar’ın III tabakasında ele geçen ve Alişar II seramiği olarak adlandırılan seramiğin ve aynı dönemin bir başka seramik türü olan İntermediyetin bu bölgede yerel boya bezekli seramiklerle birlikte ele geçmiş olması önemli bir sonuçtur. Bu verilen bölgemizin bir yandan kendine özgü-lokal-bir kültür geliştirdiğini, öte yandan da Orta Anadolu’nun diğer önemli merkezleriyle ilişki içinde olduğunu göstermektedir. Bölgemizin eskiçağ tarihini aydınlatacak sistematik bir arkeolojik kazı henüz yapılmamış olmakla birlikte elimizdeki yüzey buluntularına dayanarak, bölgemizin de dönemin Anadolu’suyla aynı kaderi paylaştığını söyleyebiliriz. ww.uydulife.tv
__________________
|
|||||||||
26.04.09, 22:52 | #18 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
KIRIKKALE İLİ VE ÇEVRESİNİN ORTA TUNÇ ÇAĞI
a) Assur Ticaret Kolonileri Evresi: Kırıkkale ili Delice ilçesi, Çongar Köyü Kültepe höyüğünden, Keskin ilçesi Efendi Köyünün Alibaz höyüğünden aynı ilçenin Kavurgulı köyü höyüğünden, Armutlu höyüğünden, Balışeyh ilçesinin öz höyüğünden ve merkez ilçeye bağlı Çatal Söğüt höyüğünden derlenen seramiklerin bir kısmı Assur Ticaret kolonileri evresine tarihlendirilmiştir. Orta Tunç Çağı MÖ 2000-1400 yılları arasına tarihlenir ve Assur Ticaret Kolonileri ile Eski Hitit Dönemlerini kapsar. Orta Tunç Çağı Anadolu’sunun en çarpıcı özelliği Mezopotamya ile başlayan çok sıkı ve örgütlü bir ticaret ilişkisi bunun sonucunda da yazının öğrenilmiş oluşudur. Assurlu tüccarlar 200-250 merkepten oluşan kervanlarıyla Anadolu’nun silah yapımında gereksinim duyduğu kalay madeni ile güneyin beğenisine göre dokunmuş ince kumaşlar getirip karşılığında ise altın, gümüş ve değerli taşlar ***ürüyorlardı. MÖ 1925 yıllarında bu yeni ticari düzenle ilişkisi olarak Anadolu’da Assurca karum (liman) denen pek çok pazar yeri kurulmuştu. Bunlardan en ünlüsü ise Kaneş karumuydu. Bugün Kayseri yakınlarındaki Kültepe de yer alan Kaneş aynı zamanda güçlü bir Hitit Beyliğinin de merkeziydi. Orta Anadolu’da daha sonraları Hitit Devleti’nin başkenti olacak Hattuş’a (Boğazköy), Alişar, Aksaray yakınlarındaki Acemhöyük ve Konya yakınlarında Karahöyük’te de Karumlar oluşturulmuştu. Assur’dan Orta Anadolu’ya uzanan yol üzerinde ise Assurca Wabartum (Konuk-konak) denen küçük konaklama birimleri oluşturulmuştu. Anadolu’daki Karum ve Wabartumların hukuki ve siyasi konumları bilim adamları arasında tartışmalı bir konudur. Kimi bilim adamına göre sömürgelerin idari merkezi, kimilerine göre de yerli beylere vergisini ödeyen serbest ticaret bölgeleridir. Koloni Çağı’nın son evresinde Kültepe (Kaneş) Pazar (Karum’u) yeri, Orta Anadolu’daki pek çok yerleşme yeriyle birlikte MÖ 1725 yıllarında bir yangınla son buldu. Muhtemelen yerli beylerin bir iç hesaplaşması sonucu bu olaylardan sonra Hitit Devleti belirmeye başladı. b) Eski Hitit Devleti Evresi: Kırıkkale ili ve çevresinde yapılan yüzey araştırmalarda, Kırıkkale ili, Sulakyurt ilçesi, Kıyıhalilincili köyü höyüğünden ve Keskin ilçesi, Köprü köy Büyükkaletepe höyüğünden derlenen seramik parçalarından bir kısmı Eski Hitit Çağına tarihlenmiştir. Assur Ticaret Koloniler evresinde Anadolu’nun irili ufaklı bir sürü beylik tarafından paylaşıldığını daha önce belirtmiştik. Bu beyliklerden adını bilemediklerimiz içinde önemlileri şunlardır. Neşe (Kaneş), Hattuş, Mama, Puruşhanda, Kuşşara, Zalpa. Ancak kökeni Kuşşara’ ya dayanan Pithana oğlu Anitte (MÖ 1750) lie Orta Anadolu’ da merkezi bir devlete doğru ilk adım atılmıştı. Neşe, Zalpa ve Hattuş’u eline geçiren Anitte kendisini (Gal Lugul) Büyük Kral unvanını taşıyacak kadar güçlü hissediyordu. Anitte’dan 100 yıl kadar sonra, aynı soydan gelen Kuşşara’lı Labarna’nın Hattuş’u başkent yapıp, kente Hattuşa, kendisinede Hattuşalı anlamına gelen Hattuşili (MÖ 1650-1620) adını vermesiyle Hitit Devleti resmen kurulur. Yerli Anadolu oldukları kabul edilen Hattili Beylere karşılık Hint-Avrupalı Hititlerin kökeni konusunda fazla bilgi yoktur. Anadolu’ya bir göçle dışardan mı geldiler? Bu göç nereden ve hangi tarihte oldu. Bu soruların yanıtları doyurucu belgeleriyle verilebilmiş değildir. I. Hattuşili’nin Hattuşa’yı başkent yapmasıyla birlikte Eski Hitit Devleti hızlı bir biçimde gelişmeye başladı. İçte otoriteyi sağlayan I.Hattişuli, ilk hedef olarak Suriye yi seçmişti.Kızılırmak ı Kırıkkale’nin güneyinde ordusuyla birlikte geçen I.Hattuşili,Suriye’nin önemli şehirlerinden Alalah’ı ele geçireceği sefere çıkıyordu.Alalah’ı ele geçirerek daha ileri harekatlar için büyük bir avantaj elde etti .Sefer dönüşünde Fırat’a doğru ilerleyerek Malatya yakınında ırmağın karşı kıyısına geçti. Batı Anadolu’daki Arzava ülkesi zapt edildi. Bunu izleyen I.Murşili döneminde Halep Hitit Devleti ‘nin sınırları içine sokuldu.Babil fethedildi.( MÖ 1594). Böylelikle Hitiler kısa bir sürede yakın Doğu’nun etkin siyasal güçlerinden biri olarak adlarını duyurdular. Eski Hitit Devleti’nin genişlemesi I.Murşili’nin,Babil seferi dönüşünde bir entrika sonucu öldürülmesiyle son buldu. İlimiz sınırları içinde kalan alanda bu çağa ait yerleşim yerlerinin çok sınırlı merkez olması dikkat çekicidir. Ancak herhalukarda bu dönemin bölgemizde de temsil edilmesi, ilimiz eski çağ tarihi açısından önemli bir bulgudur ve aynı zamanda yukarıda anlatılan kültür dokusu çerçevesinde değerlendirilmesidir. Dönemin Anadolu tarihi açısından önemi dikkate alındığında, bölgemizde bir arkeolojik kazının yapılmasının değeri daha kolay anlaşılmaktadır. ww.uydulife.tv
__________________
|
|||||||||
26.04.09, 22:52 | #19 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
KIRIKKALE İLİ VE ÇEVRESİNİN GENÇ TUNÇ ÇAĞI
Kırıkkale ili ve çevresinde yapılan yüzey araştırmalarda, Kırıkkale ili Delice ilçesi, Çongar köyü, Kültepe höyüğünden, Delice ilçesi Harekli Köyü Beşiktepe mevkiinden ve merkeze bağlı Balışeyh kasabasının 4.5 km kuzeydoğusundaki Öz höyüğünden derlenen seramik parçaları arasında bazı örnekler Hitit İmparatorluk çağına tarihlenmiştir. Hitit İmparatorluk çağı kültürü hemen her yönüyle temelleri daha koloni çağında atılan Eski Hitit kültürünün devamı niteliğindedir. Hitit imparatorluk çağının en görkemli anıtı bizzat başkentleri Hattuşa’nın kendisidir. Hitit uygarlığının en önemli merkezlerinden ikincisi ise, başkentin yakınlarındaki Alacahöyük’tür. Kabartmaları Önasya dünyasının ilk anıtsal örnekleri olmaları bakımından büyük önem taşırlar. Zile yakınlarındaki Maşathöyük, Yozgat yakınlarındaki Alişar, Çorum yakınlarındaki Ortaköy, Malatya yakınlarındaki Aslantepe, Elazığ Altınova’da Korcutepe, Güneyde Tarsus-Gözlükule ve Mersin-Yümüktepe önde gelen öteki Hitit merkezleri arasındadır. İlimiz sınırları içinde kalan merkezlerin aynı kültür geleneğinin temsilcileri oldukları kesin olmakla birlikte, bu kültürün içindeki konumu ve katkıları ise bir arkeolojik kazı sonucunda açıklık kazanacaktır. MÖ 1200-800 yılları arasındaki zaman diliminde Anadolu’da herhangi bir kültür kalıntısına rastlanmadığında “Karanlık Dönem” olarak adlandırılmaktadır. Hitit İmparatorluğunun yıkılışına neden olan kavim veya kavimlerin bir süre 400 yıl gibi göçebe yaşadıkları ve sadece hayvancılıkla uğraştıkları var sayılmaktadır. Dolayısıyla bu döneme ilişkin herhangi bir kültür kalıntısının günümüze kadar gelmeyişi bu şekilde yorumlanmaktadır. İLİN VE ÇEVRESİNİN DEMİR ÇAĞI Kırıkkale ili ve çevresinde yapılan yüzey araştırmalarda Kırıkkale ili Delice ilçesi, Çongar köyü, Kültepe höyüğünden, Delice ilçesi Harekli Köyü Beşiktepe mevkiinden, Keskin ilçesi Kavurgalı Höyüğünden, Armutlu köyü Armutlu höyüğünden, Köprü Köyü Büyüktepe höyüğünden, Ceritkale Köyü Yaşçayır Höyüğünden, Karağıl Köyü Horpağan Tepeden, Kevenli Köyü Acıözü, Çifteli Köyü Höyüktepeden ve Kaldırım Köyü Sarımusalı höyüklerinden, Sulakyurt ilçesinin Bıyıkaydın Höyüğünden, Hasandede Kasabası Çatal Söğüt Höyüğünden derlenen seramiklerin bir kısmı Demir çağına tarihlenmiştir. Bu çağın Demir çağı diye adlandırılmasının temel nedeni, dönemin silah ve diğer aletlerinin çoğunun demirden üretilmiş olmasıdır. Bunun yanı sıra MÖ 9. Yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu’nun yeniden MÖ 3 bin yılının sonlarında olduğu gibi bir çok irili ufaklı güç arasında paylaşmış olması böyle bir adlandırmaya gidilmesinin diğer bir nedenidir. Bu çağla birlikte bölgemizdeki iskanın yeniden yoğunlaşması dikkat çekici bir durumdur. Anadolu’daki Hitit çekirdek sahasının hemen her merkezde Hitit yerleşmesinin üzerine Frig yerleşmesin kurulmuş olması dönemin nüfus yoğunluğunu yansıtması açısından da önemli bir durumdur. Japonlar, Kırıkkale ili ve çevresindeki höyüklerden derledikleri seramiklerin bir bölümünü demir devri seramiği olarak tanımlamışlardır ve Friglere bağlamışlardır. Frigler MÖ 1200’lerin başlarında Truva savaşı sırasında boğazlar üzerinden Anadolu’ya gelmiş ve ancak MÖ 8.yy’ın ikinci yarısında merkezi Polatlı yakınlarındaki Gordion olan bir devlet kurabilmişlerdir. İlimiz sınırları içinde kalan Büyükkaletepe höyüğünün konumu büyüklüğü ve yüzeyinden ele geçen geyik motifleriyle tipik Frig seramiği dikkate alındığında bu merkezin Friglerin önemli bir yerleşim birimi olduğu anlaşılmaktadır. Bu höyükte yapılacak bir arkeolojik kazının ilimiz eskiçağ tarihinin aydınlatılmasına büyük katkılar sağlayacağı şüphesizdir. ww.uydulife.tv
__________________
|
|||||||||
26.04.09, 22:52 | #20 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
ALT GEÇİTLER: Alt geçitler ile ilgili proje çalışmaları devam etmektedir. Proje Yerleri: 1- Karşıyaka-Yuva alt geçidi Şu anda ilimizde en yoğun trafik akışının yaşandığı karayolu ve hemzemin geçitinin olduğu kavşaktır. Kesintisiz trafik akışını sağlayacaktır. 2- Başpınar alt geçidi Projede daha çok Yuva-Karşıyaka mahallelerinin ileriye dönük geçişini hızlandırmak amacı ön planda tutulmuştur. 3- Etiler kavşağı alt geçidi Samsun yolu bölünmüşlüğünü ortadan kaldırılmalı şehir merkezi ile kesintisiz ulaşımı sağlamak için düşünülmüştür. Bütün projeler için zemin etüdü ihalesi yapılmıştır. Ön projeleri hazırlatılmış, zemin etüdlerinin bitirilmesi akabinde uygulama projeleri hazırlanacaktır. ww.uydulife.tv
__________________
|
|||||||||
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|