..:: BİLGİ VADİSİ ::.. BİLGİ VADİSİ RSS   TWİTTER   BİLGİ VADİSİ FORUM FACE GRUBU  

Anasayfa Kimler Çevrimiçi Bugünkü Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   ..:: BİLGİ VADİSİ ::.. > GENEL KONULAR > İL İL TÜRKİYEMİZ > İç Anadolu Bölgesi
Google

   

 
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Yozgat Tanıtım Videosu ve tarihi
Konudaki Cevap Sayısı
41
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
2430

Yeni Konu aç Cevapla
 
Seçenekler Stil
Eski 26.04.09, 18:37   #11
draculu45
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
 
draculu45 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi : draculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nice
Aktivite
Level: 40 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 989
Güç: 851 / 45478
Tecrübe: 56%

İletişim
Standart

Kültür ve Turizm
Yozgat yöresi bu güne kadar yapılan araştırmalara göre bir çok uygarlığı misafir etmiş eski bir yerleşim yeridir. Alişar höyüğü, Büyüknefes harabeleri, Kerkenes harabeleri, Mercimektepe ve Çengeltepe'de yapılan yüzey araştırmaları ve kazı çalışmalarında Hititler, Frigler, Medler, Persler, Roma ve Bizans imparatorluklarının bu bölgede hüküm sürdükleri tespit edilmiştir. Bölge Hititlerden günümüze kadar çok önemli kültür merkezlerinden biri olmuştur. Bilhassa kuzey-güney ve doğu-batı yolları üzerinde bulunması, kültürün yayılması açısından önemini bir kat daha artırmıştır. Osmanlılar zamanında Sivas-Ankara yolu ile Kayseri-Sivas ticaret yolları bölgenin çevre yolu ile olduğu kadar doğu ve batı kültürleriyle ilişkisini de sağlamıştır.

Kültürü bir anlamda "Ulusların Yaşam Biçimi" olarak tanımlayacak olursak, yukarıda sayılan çeşitli uygarlıkların Yozgat'a katkılarını göz ardı edemeyiz. Tarihi kalıntıları, medrese ve camileri, köprüleri, konakları, sarayları, hamamları, edebiyatı, türküleri, manileri, yemekleri ve tabii güzellikleri ile bir kültür kenti olan Yozgat bütün bu güzelliklerini ülkemize ve dünyaya tanıtacak birikime sahiptir.

Anadolu halk edebiyatının bütün türlerindeki zengin yaratmalar Yozgat yöresine ayrı bir önem kazandırmaktadır. Bölgeye mahsus deyimler, halk hikayeleri ve türküleri önemli bir yere sahiptir. Bu ağıt ve türkülerin en başta geleni ise Yozgat Sürmelisidir. Yöre insanının duygularına tercüman olan "Sürmeli" her yıl Haziran ayı ortalarında, içerisinde bir çok etkinliğin bulunduğu bir festival olarak kutlanmaktadır. Yozgat türkülerinde hasret, sevda ve hepsinden daha çok yayla ile ilgili konular işlenmiştir. Yozgatı en iyi anlatan türkü Yozgat Sürmelisi'dir. Sürmeli türküsünden bir dörtlük şöyledir:

Dersini almış da ediyor ezber
Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler
Bu dert beni iflah etmez, del eyler
Benim dert çekmeye dermanım mı var

Yozgat halk oyunları bakımından da oldukça zengindir. 15 kadın, 10'a yakın erkek oyunu ve bir çok oyun havası vardır.

Kadın Oyunları:
Çümbüş, davul zurna, tef, darbuka, keman ve saz eşliğinde oynanmaktadır. Kadın oyunlarından bazıları şunlardır;
Burçak tarlası, kunduralım, narinlim, feyli turnam, dariney dariney, leblebici, loli, keçeçi baba, vıy vıy karanfil.
Oyunlarda giyilen kıyafetler; üç etek, entari, şalvar, çorap, önlük, çarık ve bel boncuğu.

Erkek Oyunları:
Yozgat ağırlaması, poppili, yerli gelin, cemo, çekirge, aynalı, kamalı ve sinsindir.
Oyunlarda giyilen kıyafetler; göynek, delme yelek, potur, çorap, çarık, şal kuşak ve yağlık
ww.uydulife.tv
__________________
draculu45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 26.04.09, 18:37   #12
draculu45
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
 
draculu45 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi : draculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nice
Aktivite
Level: 40 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 989
Güç: 851 / 45478
Tecrübe: 56%

İletişim
Standart

Sarıkaya

--------------------------------------------------------------------------------

Rakım : 1 170 m
Yüzölçümü : 976 Km2
Nüfus : 39 342 (1997)

Konumu: İlçe, il topraklarının güneydoğuya yakın orta kesimlerinde yeralmaktadır. Doğuda; Çayıralan, güneydoğuda; Çandır, güney ve güneybatıda; Boğazlıyan, batıda; Sorgun, Kuzeyde ise, Akdağmadeni ve Saraykent'le komşudur.

Fiziki Coğrafyası: Genellikle dalgalı düzlüklerin geniş yer tuttuğu ilçede önemli yükseklikler de bulunmaktadır. İlçenin batısında Yazır Dağı (1683), doğusunda Sıçanlı ve Tilki dağları, kuzeyinde çomak Dağı güney ve güneydoğusunda ise Beştepeler bulunmaktadır. Sorgun Özü ile Boğazlıyan Ovası arasındaki araziler de, ilçenin en önemli düzlüklerini oluşturmaktadır. Delice Irmağı'nın önemli kaynaklarından birisi olan Kanak çayı ilçenin başlıca akarsuyudur. İç Anadolu'nun tipik kara iklimi görülmekte olup, yazlar; sıcak ve kurak, kışlar; soğuk sert ve kar yağışlı geçmektedir. Yağıgların çoğu ilk ve son bahar mevsimlerinde düşmektedir. Yarı kurak ik limden dolayı yaygın bitki örtüsü bozkırlardır. Akdağmadeni ve çayıralan sınırına yakın olan yerlerde mese, çam ve yabani fındık türlerinden oluşan ormanlar yer almaktadır. Ayrıca, akarsu kenarlarındaki söğütve kavaktopluluklarıda ilçe ye yeşil bir görüntü vermektedir.

Beşeri ve Ekonomik Cografyası: 1997 genel nüfus tespitine göre ilçenin toplam nüfusu 39 342 olup, bunun; 14 802'si ilçe merkezinde, 24 540'ı da köylerde yaşamaktadır. İlçe, yurtiçi ve dışına çok sayıda göç vermiştir. Yaz mevsiminde, göç edenlerle, kaplıca turizmi için gelenler, ilçenin nüfusunu iki katına çıkarmaktadır. ilçenin en önemli gelir kaynakları arasında tarım ve hayvancılık gelmektedir. tarım alanlarının sulanmasında ilçeden geçen Kanak çayı'nın yanı sıra Koçcağız, Yukarısarıkaya Baraklı ve Akbenli çiftliği göletlerinden yararlanılmaktadır. Bu göletlerle genişleyen sulu tarım alanlarında şeker pancarı, patates; çeşitli meyve sebze üretimi yapılmaktadır.(Kuru tarım alanlarında ise buğday, arpa, mercimek ve nohut en çok yetiştirilen ürünlerdir. ilçede, besi hayvancılığı oldukça gelişmiş ve buna bağlı olarak; yonca, korunga, fiğ vb. yem bitkilerinin üretimi artmıştır. Kümes hayvancılığı ve arıcılığın yaygın oldugu ilçede süt, et yumurta, tiftik ve bal üretimi istenilen düzeydedir
ww.uydulife.tv
__________________
draculu45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 26.04.09, 18:37   #13
draculu45
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
 
draculu45 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi : draculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nice
Aktivite
Level: 40 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 989
Güç: 851 / 45478
Tecrübe: 56%

İletişim
Standart

YOZGAT Antik Kentler

--------------------------------------------------------------------------------

Antik Kentler

Kerkenes Harabeleri
Sorgun ilçesine yaklaşık 5 kilometre mesafede bulunan Şahmuratlı Köyü sınırları içerisinde bulunan Kerkenes Harabeleri Şahmuratlı Köyüne 5 kilometre mesafededir. Harabeler çok geniş bir alanı kaplamaktadır. Med'ler Kerkenes Dağı üzerinde Heredot tarihinde Piterya adıyla anılan yeni büyük bir şehir kurdular. Şehrin surları halen geniş bir alanı kaplamakta ve gözle görülebilmektedir. Yine Heredot'a göre Med'ler ile Lidya'lılar arasında yıllardır uzayıp giden savaşlar burada olmuştur. Halen antik şehrin bilimsel kazı ve yüzeysel araştırmaları Dr. Geoffrey Summers başkanlığında bir ekip tarafından yürütülmektedir.

Büyüknefes (Tavium)
Büyüknefes Yozgat-Haydarbeyli yolu üzerindedir. En geç Orta Tunç Çağında, Büyük Kale ve Küçük Kale aralarındaki bölgeyi kapsayan büyük bir merkez mevcuttur. Tavium Asur ticaret kolonilerinden (Karum) ile özdeşlenebilir. Kentte tespit edilen kalıntılar kentin demir çağında yoğun bir yerleşim alanı olduğunu göstermiştir. Daha sonraları Helenistik, Galat, Erken Bizans ve Geç Bizans dönemlerine rastlamaktadır. Erken Bizans döneminde kent en büyük boyutlarına ulaşırken, terk edilmesi Geç Bizans dönemine rastlamaktadır. Büyüknefes köyünde bulunan Tavium antik kenti ile ilgili bilgilerin gün ışığına çıkabilmesi için Prof. Karl Strobel başkanlığında bir ekip tarafından bilimsel çalışmalara devam edilmektedir.

Çeşka Yer Altı Şehri
Yozgat ili Merkez ilçesi Kirazlı mevkiinde yer alan bu yer altı şehrinin güney, kuzey ve batı yönünden olmak üzere üç ayrı giriş kapısı bulunmaktadır. Ancak bu giriş kapıları günümüzde dolmuş olarak bulunmaktadır. Kuzeydeki küçük giriş kapısından alçak ve dar bir galeri ile bir odaya ve odadan yine galeri ile etrafında odalar bulunan bir salona girilmektedir. Salona açılan diğer galerinin dolmuş olduğu görülmektedir.

Alişar Höyüğü
Yozgat'ın 45 kilometre güneydoğusunda, Yozgat-Sarıkaya karayolu üzerinde bulunmaktadır. Bu höyük 1927 yılında Alman Wonder Osten tarafından kazılmış ve kazılar 1935 yılına kadar sürdürülmüştür. Burada yapılan kazılarda kalkolitik döneme ait küplere gömülmüş iskeletler, pişmiş topraktan çanak çömlekler, mühürlere, taş ve kemik üzerine iyi işlenmiş insan ve hayvan figürleri bulunmuştur
ww.uydulife.tv
__________________
draculu45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 26.04.09, 18:37   #14
draculu45
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
 
draculu45 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi : draculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nice
Aktivite
Level: 40 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 989
Güç: 851 / 45478
Tecrübe: 56%

İletişim
Standart

Atatürk'ün Yozgat'a Gelişi
ATATÜRK’ÜN YOZGATA İLK GELİŞLERİ (15 Ekim 1924)

Atatürk'ün 29 Ağustosta 1924 te Afyon’dan başlattığı Sonbahar Yurt Gezisi, Marmara'dan Karadeniz bölgesine, buradan Doğu Anadolu’ya uzanmıştı. Atatürk, Kayseri, Yozgat, Kırşehir’den sonra Ankara'ya dönüyordu. 15 Ekim 1924 yağmurlu bir gündü. Atatürk o gün Kayseri'den Yozgat’a geçecekti. Yozgat Valisi Aziz Bey, konukları almak üzere Kayseri'ye kadar gelmişti. Yağmur dinse mesele yoktu, hemen hareket edebilirlerdi. Ne var ki; yıllardır böyle bir yağmur görülmemişti. Bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Yozgat’a otomobillerle gidileceği için yollardan endişe edenler vardı. Aziz Bey: "Yozgat halkı büyük kurtarıcıyı bu gün bu gece aralarında görmezse gözüne uyku girmez. Hareket edelim." dedi. Öğleden sonra hareket ettiler Yol boyunca köylüler kurbanlarla bekliyorlardı. Toplulukları gördükçe arabasından inerek hatırlarını soruyor, dertlerini dinliyorlardı. Boğazlıyan ilçesinde kısa bir moladan ve Hükümet Binası balkonundan halkı selamladıktan sonra, yollarına devam edip, gece geç vakit Yozgat’a girdiler. Karşılama töreni yapılmaması istenildiği halde o gece yediden yetmişe çevre köylerden gelenlerle Yozgat ayaktaydı. Hem de yağmur altında.. Gündüz beklemişler, akşamdan sonra geleceğini öğrenince dağılmamışlardı. Herkesin elinde bir fener vardı. Meydana koca bir ateş yakmışlardı. Birkaç yüz atlı şehrin dışında Atatürk’ü karşılayacak, Hükümet Konağı önüne gelecekti. Öyle oldu. Bir ışık seli Yozgat’a aktı.

Atatürk, eşi Latife Hanım ve arkadaşları geceyi "Miralay Şerifbey Konağı”nda geçirdiler. Ertesi gün 16 Ekim 1924 sabahı Atatürk, doğruca beraberlerinde Yozgat Milletvekilleri olduğu halde, halkın alkışları ve "Çok yaşa Büyük Gazimiz" dilekleriyle yürüyerek Hükümet Konağına geldiler. Memur ve öğretmenleri kabul ederek, her birinden görevleri ve faaliyetleri hakkında bilgi ve izahat aldılar. Öğretmenlerle çeşitli ders programları hakkında görüş alışverişinde bulundular. İzahata göre, İlin 400 km ye varan yolları baştanbaşa tamire muhtaç bir haldedir. Yeniden 100 km yol yapılması gereklidir.

İl dâhilinde sükûn ve asayiş yerindedir. Vakıflara ait emlakin yenilenmesi ve onarımına teşebbüs edilmiştir. Göçmenlerin durumu nispeten iyidir. Koskoca Yozgat Hastanesinde doktor olarak bir operatör var. İlçelerin hiçbirinde doktor yoktu. Atatürk, yanındaki milletvekillerine dönerek: "İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerdeki doktorları bütün milletin hayatı ve sağlığı ile ilgilendirmek çarelerini bulmalıyız. Bu böyle olmaz." dedi.

İlin idaresinde gösterdiği başarıdanve izahattan dolayı, Vali Aziz Beye teşekkür ettiler. Hükümet konağından ayrılışlarında öğrenciler tarafından, milli şiirler okunmuş ve buketler verilmişti.Belediye'ye gelişlerinde, halk veesnaf dernekleri tarafından samimi tezahürat yapılmış ve yüz kadar kurban kesilmiştir. Belediye'de, parti, şehrin ileri gelenleri, esnaf ve tüccar temsilcileriyle bir saatten fazla sohbette bulundular. Dile getirilenler memleket ihtiyacı idi. Herkes memleketin gelişmesi için, trenin Yozgat'tan geçirilmesini, tüccarlar iş Bankası'nın bir şubesinin açılmasını diliyorlardı. Gazi Hazretleri önleyici bir durum, fennen sakıncası yoksa arzularının yerine getirileceğini ve olmadığı takdirde, bir şube hattıyla bağlantı sağlanacağını vaat ettiler.Bu sırada Yozgatlı kadınlar, Latife Hanımla sıkı bir dostluk kurmuşlardı. Aralarında bir toplantı yaparak Latife Hanımı davet ettiler, bilişip görüştüler. Sonra da Latife Hanım'a: "Gazi Paşa bizim babamızdır. Kaç-göç tanımayız. Bizi O'na ***ür, ziyaret edeceğiz, elini öpeceğiz." Kadınların içtenlikle söyledikleri bu dileklerini Latife Hanım yerine getirdi. Halk gündüz davul ve zurna çalgılarıyla, gece de fener alayı düzenleyerek eğlenmişlerdi. Eğlenceleri izleyen Atatürk, 17 Ekim 1924 sabahı saat 8'de de Yozgat'tan ayrılarak Kırşehir'e hareket etmişlerdir.
ww.uydulife.tv
__________________
draculu45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 26.04.09, 18:38   #15
draculu45
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
 
draculu45 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi : draculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nice
Aktivite
Level: 40 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 989
Güç: 851 / 45478
Tecrübe: 56%

İletişim
Standart

ATATÜRK’ÜN YOZGATA İKİNCİ GELİŞLERİ (3 Şubat 1934)

İtalya diktatörü Mussolini’ nin havaya kalkan elini azametli bir tehditle doğuya doğru uzatıp; "Bizim Deniz" diye haykırdığı, Antalya hülyasını aklından geçirdiğinde Atatürk, Anadolu' nun bağrından cevap vermek Üzere 01 Şubat 1934 günü gece yarısı yola çıkarlar. O sene kış o kadar şiddetlidir ki, yollardan otomobillerin değil kurtların bile geçmesi müşküldü.
Daha Ankara'dan ayrılışlarından 50 km. sonra tipi başlamış, Beynam köyünden itibaren yollarına kar altında devam etmek zorunda kalmışlardı.

Yolda döküle döküle, hatta Atatürk’ün arabası bile birkaç kere batağa saplanmak suretiyle ve bizzat kendisinin de itmeğe mecbur kalması şartıyla ilerliyorlar. İşte 16 saat süren bU' yorucu ve zor seyahatte, Yozgatlılar Çiçekdağ hududundaki Keklikali belinin karını nefesleriyle temizlemiş, derin bir sevinç içinde Ata’larını bekliyorlar.Resmi bir merasim yapılmayacağı tebliğ edilmesine rağmen halk hazırlanıyor, çok dar olan bir zaman içinde ne yapılması mümkünse başarmaya diniyordu.

Saatler geçtikçe şehirdeki halkın heyecanı genişliyordu. Nihayet 3 Şubat 1934 günü saat 5'de Yerköy'den hareket ettikleri müjdesi alınıyor.Milli kıyafet giyinmiş bir atlı grubu, Yerköy'de davul ve zurnalarla Atatürk'ü karşılamış, tezahürat içinde Yozgat'a hareket etmişti. Yol boyunca cirit oyunlarıyla Atatürk'e refakat etmekte idiler. Kar atların dizkapaklarını aşıyor ama kimse aldırış etmiyordu. Bu milli heyecana kapılan Ata’nın otomobilinden başını çıkararak kendilerini karşılayan Yozgatlılara şu övünç sözlerini söylemişlerdir:



Saat 16.20'de şehre giren eşsiz konuk coşkun bir alkış tufanı, yaşa, varol sesleri içerisinde, Lise'ye, Halkevine, Belediye ve kumandanlık dairesine gidip ordu mensuplarına iltifatta bulunuyorlar.Hükümet konağında soba başında yorgunluk kahvesini içen Atatürk, Belediyede yapılan toplantıda şehrin imarı konusundaki çalışmaları inceledi. Udi'nin başkanlığı altında bir "imar ve Kalkınma Komisyonu" kurulmasını, hazırlayacakları raporun kendisine gönderilmesi emrini verdi.Lise'de derslere girdi. Öğretmen ve öğrencilere tarih, konusunda sorular yöneltti. Cepheden tanıdığı Fizik Öğretmeni Vehbi Ulusoy'un dersinden memnun kalarak bir arzusu olup olmadığını sorduklarında Vehbi Bey'in milletvekilliği istemesi üzerine de "sizin muallim ve mürebbiliğnıiz değil milletvekilliği, cumhurbaşkanlığına da değiştirilemez. Çünkü siz nur dağıtıyorsunuz. Şayet maddi bit sıkıntınız varsa telafi olunur" özlü sözleriyle öğretmenlere verdikleri önemi vurgular.

Liseden ayrılışlarında bir öğrencinin aniden ortaya çıkıp fotoğraf çekmesi üzerine Atatürk’ün "niçin izinsiz çektin" sorusu karşısında öğrencinin de "Paşam, bu fırsat bir daha ne zaman elime geçecekti ki onu seremoniye feda edeyim" cevabı karşısında da memnun oldular. Vali Baran Beyin kızları Ayhan Baran Atatürk'ün Vali Konağına gelişleriyle ilgili anılarında, "işte o an, Gazi ağır ağır ve büyük bir vekar içerisinde konağın daracık merdivenlerinden çıkıyorlardı. Mini mini elim onun dünyalara hükmeden avuçları içinde bir kuş gibi çırpınmıştı. Küçük yaşıma rağmen, Gazi'nin altun renkli saçlarının asıl alnında uçuşunu, çelik mavisi keskin bakışlarını, gribl renkte kalın kış paltosunu, elindeki ayni renkte kalın kenarlı kasketini ve lacivert, bej gri karışımı jakarlı süveterini, aynı renkte gribl golf takımını hiç unutmamak üzere seçebilmiştim. Gazi Hazretleri gelişleriyle evimizde bir bahar havası estirmiş, kara kışın kapkaranlık bir gecesi de, güneşten daha parlak bir ışık kaynağı gibi aydınlatmıştı içimizi. Artık, saatler rüzgâr hızı ile geçiyor, neşe ve sevinç dolduruyordu her yeri. Bir ara, Gazi'nin Beybabama isim vereceği ve bizim de odada hazır bulunmamız gerektiği haberi verilmişti. Biz dört kardeş, Gazi'nin odasına girdiğimiz zaman, Gazi'yi ayakta konuşma yaparken gördük. Beybabam ayakta heyecandan sapsarı, titriyordu. O sırada, Gazi tarafından Beybabama verilen bir mektupla adı Bekir Sami iken, "BARAN" özadı olarak değiştirilmişti. Aradan yine dakikalar geçiyordu. O gece çok neşeli olan Gazi, anneme ilk defa samimi bir aile sofrasında bulunduğunu söylemiş, annem tarafından yapılan Çerkez Tavuğu, O'nun en çok sevdiği yemekler arasında imiş. Gazi, beni kendisine çekip iki elimden sımsıkı tutarak, ince ve tatlı bir sesle bana, "Beni sever misin" diye sordu. Kahverengi bakışlarım O'nun keskin, gözler kamaştıran mavi bakışları altında, "bütün sevgilerim sizin içindir" cevabını verirken başımı öne eğmiştim. Başımı kaldırdığım zaman Gazi’nin yanaklarından sızan gözyaşlarının birer pırlanta gibi parıldadığını gördüm. Dünyan’ ın en büyük insanı ağlıyor ve ben, bir Türk çocuğu dünyanın en büyük heyecanı ile sarsılıyordum. Annemle Beybabamın arasında oturan Gazi, titreyen elleri ile ellerimi Afet Hanımefendiye uzattı. O gece ablamın adı Afife iken, Bilge, Müfid'in adı Mete olarak değiştirilmişti.”

Vali konağında karşılayıcılar arasında bulunan öğretmen Süleyman Dereli’nin hafız olduğunu öğrenen Atatürk, Kur'an-ı Kerim'den bir sure okumasını ve tefsir etmesini ister. Hafız tefsir edemeyince de, Atatürk tefsiri hatasız olarak yaparlar. Okunan şiirini beğendiği, şair Hüzni’ yle de görüşmek isterse de, şair şehir dışında olduğundan görüşme imkânı olmaz.

O gece öğretmen Muhsin Gökay'ın başkanlığında verilen konser de Ata'nın çok hoşuna gitmişti. Bu hava içinde geçen sohbette, her şahsın kendi branşında konuşması Atatürk tarafından istenilince, Ruşen Eşref Bey, edebiyat tarihinden ve Fuzuli, Nedim ve divan edebiyatından konuştular. Yerine göre seçme şiirler okudular. Namık Kemal'in Vatan Kasidesi'ni okurlarken;

"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini
Yoğimiş kurtaracak bahtı kara maderini" mısralarını Atatürk, Mecliste belirttikleri gibi;

"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini" şeklinde okuttular ki Mussolini 'ye iletilmek istenen mesaj hedefine ulaşmıştı.

Salonda sergilenen fotoğraflar içerisinde Foto Mümtaz Tiyanşan' ın arşivinden derlenen ve o güne kadar gündeme gelmemiş olan Sofya Ateşemilerliğinde çekilmiş olan Yeniçeri kıyafetli fotoğrafını Atatürk görünce çok mütehassıs olur ve öyküsünü anlatırlar.
ww.uydulife.tv
__________________
draculu45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 26.04.09, 18:38   #16
draculu45
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
 
draculu45 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi : draculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nice
Aktivite
Level: 40 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 989
Güç: 851 / 45478
Tecrübe: 56%

İletişim
Standart

Yozgat'ta Atasözleri
At alırsan yazın,deve alırsan güzün, avrat alırsan gezin ha gezin.
Tarla alırsan bozdan, avrat alırsan kızdan.
Martta yağmur yağmasa, nisanda yağsa dinmese, mayısta sıçan siğmese, Ekinim sulanır yaz olur, koyunum yayılır, yoz olur.
El sana daşınan (taş ile) sen ona aşınan var.
Erine göre bağla başın, horantana göre vur aşın. Şubatın arpası, martın körpesi.
Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır.
Boşboğazın sigarası yanmaz.
Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya varır, ya zurnacıya.
Su içene yılan bile değmez.
Kara kazanın yanına varma, karası bulaşır.
Even it, gözsüz enikler.
Uzaktan davulun sesi, goygun gelir.
Abdalın eşeği kaçmış da keşkem de keşkem demiş.
Eşeğin canı yanarsa atı geçer.
Yal yiyen it, yüzünden belli olur.
Davar; kömünü itsiz, sahibini etsiz bırakmaz.
Ağır otur, batman ***ür.
Bağı gör, üzüm olsun, üzüm yemeye yüzün olsun.
Dek duranın devesi ölmez.
Devenin dişi, avradın yaşı sorulmaz.
Ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma.
El eli yur, el de yüzü.
İtin ürmiyenini kapıya koymazlar.
Sel gider, kum kalır.
ww.uydulife.tv
__________________
draculu45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 26.04.09, 18:38   #17
draculu45
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
 
draculu45 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi : draculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nice
Aktivite
Level: 40 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 989
Güç: 851 / 45478
Tecrübe: 56%

İletişim
Standart

YOZGAT ve Efsaneler
Efsaneler

CAMİ TEMELİNİN SAĞLAM OLMASI:
Büyük Caminin temeli kazıldığında temelden su çıkar. Temele ardıç ağaçları çaprazlama atılarak temel duvarı örülür. Temel duvarının örülmesinden sonra caminin ustabaşı ortalıktan kaybolur, ve cami inşaatı devam etmez. Yedi yıl sonra ustabaşı gelir caminin inşaatına devam ederek camiyi tamamlar. Niçin kaybolduğu sorulunca: "Cami temelinin yerleşip yerleşmediğini ölçtük. Böylece camiyi sağlama aldık. Bu cami duvarı kolay kolay çatlamaz." der.

CUMADA HIZIR BULUNMASI:
Bir gün Büyük Cami inşaatına harç karan amelelerden birinin yanına ak sakallı ihtiyar bir adam gelir. Camiye emeğinin geçmesi için çalışan işçiden küreği alır, bir müddet harç kardıktan sonra küreği tekrar işçiye vermek ister. İşçi küreği geri almaz ve ihtiyara: "Ben senin kim olduğunu biliyorum. Her sabah namazında bu camide olacağına söz verirsen küreği alırım. Yoksa almıyorum." der. "Her sabah namazı için söz veremem ama, her kandil ve cuma namazlarında bu camide olacağıma söz veriyorum." diyen ihtiyarın elinden işçi küreği alır. Ak sakallı, fani görünüşlü Hızır oracıkta kaybolur. Halk Hızır Aleyhisselâm'ın her cuma ve kandil namazlarında Büyük Cami'de olduğuna inanmaktadır.

ÇAMLIK SÖYLENCESİ:

Yozgat'ın en ünlü dinlenme yeri Çamlıkla ilgili söylenceye göre; Çamlığa ilk fidanı Aslı'nın ardından diyar diyar dolaşan Kerem dikmiştir. Yolu Yozgat yöresine düşen Kerem Aslısını sormuş, bulamayınca Çamlığın bulunduğu kıraç yamaca bir fidan dikmiş; "Bu çamdan nice çamlar filizlenir, koruk olur, bizi söyler bizi fısıldar." deyip yollara düşmüştür. O gün bu gündür çamlık, hafif bir yelde sevda türküleri söyler, içli sevgi ezgileri fısıldar. Sevdalıların buluştuğu Çamlık için böyle bir efsane söylenir halk arasında.

GELİN KAYASI:
Yozgat Nohutlu Tepesinin arkasında bulunan cehrilik yakınlarında deveye binmiş geline benzeyen kayalar bulunmaktadır. Bu kayalara "Gelin Kayası" denir. Köyün birinden gelin alayı gelmektedir. Eşkıyalar gelin alayını çevirirler. Niyetleri kervandaki gelini alıp esir pazarında satmaktır. Gelin alayının erkekleri eşkıyalarla vuruşurlar ve hayatlarını kaybederler. Eşkıyalar gelini ve damadı yakalamak üzeredirler. Yakalanacaklarını anlayan gelin ve damat Allah'a dua ederler. "Allah'ım bizi bu eşkıyaların eline düşürme, bizi ya taş et, ya kuş et." Duaları kabul olunur. Güzel gelinle birlikte eşkıyalar, develer ve atlar oracıkta taş olurlar. Damat ise kuş olup gökyüzüne uçuverir. Güzel gelinin ağlarken gözünden döktüğü yaşlar sel olur ve orada kırmızı lalecikler bitmeye başlar. Zamanla bu laleler tüm tepeyi kaplar. Eğrice'de (Mayıs'ın ikinci haftasında) cehrilik laleleri kırmızı kırmızı açar ve beyaz güvercinler gökyüzünde süzülürler. Yozgatlı avcılar buradaki güvercinlere kesinlikle ateş etmezler.

KIZLAR KAYASI (Çekerek/Yozgat):
Çekerek'ten Zile'ye giderken Çekerek ırmağının yanında Cenevizler döneminde yapılmış yüksek ve sivri bir kayanın üzerinden ırmak yönüne doğru ve toprak altında yaklaşık iki yüz merdivenle inilen bir kaya vardır.Söylentiye göre; kayanın doğusundaki yüksek tepeye yerleşenler Irmaktan su almak için bu merdivenleri yapmışlardır. Bir Rum Beyinin hasta kızı için bu merdivenleri yaptırdığı da rivayet edilmektedir. Bir başka rivayete göre ise keşişin birinin güzel bir kızı varmış, iki genç, bu kızı isterlermiş. Keşişin işe kızını her iki gence de vermek gibi bir niyeti yokmuş. Gençlerden birine bu yüksek kayadan girilerek merdivenlerle Irmağın karşı tarafına geçilecek bir yol yapmasını; öteki gençten ise ırmağın üzerinden geçecek bir köprü inşaa etmesini ister. Kim önce bitirirse kızı ona verecektir. (Kızlar Kayasından 500 mt. aşağıda bu köprünün ayakları mevcuttur.) iki gençten biri köprüyü, diğeri merdivenli geçit tünelini yapar. Ancak birbirlerinden haberdar değildirler. Keşiş köprüyü yapan gence ötekinin daha önce bitirdiğini kızı ona vereceğini söyler. Bunu duyan genç kafasına külüngü vurarak kendini öldürür. Keşiş daha sonra kayayı oyan gence, kızı köprüyü önce bitirdiği için öteki gence verdiğini söyler. Bunun üzerine bu genç de kendisini yüksek kayalardan aşağı atarak öldürür.
ww.uydulife.tv
__________________
draculu45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 26.04.09, 18:39   #18
draculu45
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
 
draculu45 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi : draculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nice
Aktivite
Level: 40 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 989
Güç: 851 / 45478
Tecrübe: 56%

İletişim
Standart

YOZGAT'TA KIŞ:
Kışa sormuşlar;
- Nerede bulunursun ?
- Erzurum'da
- Orda yok isen
- Sivas'a bakın
- Orada da yoksan ?
- Mutlaka Yozgat'ta olurum! demiş.

Şair Fenni de bir beytinde: "Haşa lamyezelsin karışılmaz işine Yozgat'ın bir ay yazı var, onu da kat kışına." der.

SARIKAYA KAPLICALARININ EFSANESİ (KRAL KIZI HAMAMI):

Roma Kral Kızı Hamamı diye bilinen Sarıkaya Kaplıcalarının efsanesi halk arasında şöyle anlatılır: Kayseri'de oturan Roma Krallarından birinin kızı amansız bir hastalığa yakalanır. Kral kızını birçok hekimlere ***ürür, tedavisi için her şeyi yapar. Ama güzelliği dillere destan bu kızın derdine çare bulunamaz. Kızın hastalığı gün geçtikçe ilerlemekte kız artık yürüyemez bir haldedir. Ayakları tutmamaktadır, dizleri küt olmuştur. Bugünkü adıyla kızın hastalığı romatizmadır. O günlerde Sarıkaya sazlık ve bataklıktır. Sıcak suyun olduğu yerde küçük bir gölet oluşmuştur, balçık halinde çamurlu bir hamamdır burası. Kral küçük kızını son çare olarak bu sıcak suyun bulunduğu yere gezsin diye gönderir. Artık ömrünün sayılı günlerini yaşayan zavallı kız avunmak için bu çamurlu gölet kenarında dolaşmakta, zaman zaman da arkadaşlarıyla çamurlara girmektedir. İşte gezmek ve avunmak için girdiği çamurlar ve sıcak su kıza iyi gelir. Bir müddet burada kalır, gün geç tikçe kızın hastalığı iyi olmaya başlar. Küt dizleri açılır yavaş yavaş adım atmaya, yürümeye başlar. Sonunda tamamen iyileşen güzel kızın buradaki sıcak sudan iyi olduğu anlaşılır. Bunun üzerine kızın babası kral, buraya mermerden bir havuz yaptırır, etrafını kesme büyük taşlarla çevirttirir, önceleri kimsenin olmadığı bu havuz çevresinde bir şehir oluşur. Kralın kızının adı bu yeni şehre verilir. Yetmiş bin nüfuslu bu şehrin adı "Öper" veya "Hoperi"dir. Şehrin ulaşımı ise Sarıkaya'nın Beştepeler mevkiinden geçen Yozgat ve Kayseri şoselerinden sağlanmaktadır. Bu büyük şehir bir deprem sonucu yok olmuştur, sadece hamamların olduğu yer kalmıştır.

KERKENES DAĞI EFSANESİ:
Melik Acem, Keykubat'ın oğlu Keykavus Acem toplumundandır. O zaman Türk islam Efrasyab yidinde bulunuyordu. Nahiyeyi sebah Yemen ve hatta M.ö. 4000 yıllarında yaşamış olan Süleyman (A.S.) yidinde bulunan şehirlerdir. Keykavus Süleyman Peygamberden çalışkan, yiğit insanlar istedik! "Benim yidimde bulunsunlar onlara şehir yaptıracağım" dedi. Süleyman (A.S.) da istediği insanlardan Keykavus'un emrine verdi. Rüstem Destan Subaşılık görevi yürütüyordu. Keykavus'un Siyaveş isminde bir oğlu oldu. Oğlunu Rüstem Destan'ın emrine verdi, iyi yetişmesi ve askerlik bilgisinin artırılması için onun yanında bulunmasını istedi. Keykavus şehir inşasına uzun ve yorucu çalışmalar sonucunda 7 fersah (Fersah=5 KM.) o şehrin etrafına da 4 kat metin boru yaptılar, şehrin inşasını tamamladıktan sonra, insanlar gelip şehre yerleştiler, o şehrin ismini de Kerkenes koydular, insanlardan bu şehrin güvenliğini sağlamak için belli bir grup nöbetçi koydu. Ama deprem neticesinde Kerkenes viran oldu, insanlar şehrin yerle bir olmasını engelleyemediler. Bunun üzerine Keykavus güvenliği sağlamakta görevli bulunan nöbetçileri ve diğer ilgilileri öldürttü, şehir neticede viran oldu. Keykavus hayatta bulunan birlikleri ile Yemen'e vardı. Padişah ile birlikte savaşarak Keykavus ve taraftarları yenildi
ww.uydulife.tv
__________________
draculu45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 26.04.09, 18:39   #19
draculu45
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
 
draculu45 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi : draculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nice
Aktivite
Level: 40 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 989
Güç: 851 / 45478
Tecrübe: 56%

İletişim
Standart

Yerköy
Rakım : 774 m.
Yüzölçümü : 1 242 Km2
Nüfus : 44 309 (1997)

Konumu: İI topraklarının batısında yeralan ilçenin, doğusunda; merkez ilçe güneydoğusun da; Şefaatli, güneybatısında; Kırşehir Çiçekdağı, batısında; Kırıkkale, kuzeyinde ise, Çorum Sungurlu yer almaktadır.

Fiziki Coğrağası: İlçede geniş düzlükler ve aşınmış tepeler yer şekillerinin genel hatlarını oluşturmaktadır. Arazinin büyük bir kısmını, Delice Irmağın taşıdığı alüvonlarla üzerini örttüğü Yerköy Ovası kaplamakta olup ova, doğu ve gü neyden Çiçekdağı ve Orta Dağı ile, diğer kenar larda da aşınmış tepeler kuşatmıştır. En önemli akarsuyu Karanlıkdere vadisinden sonra ilçe sınırlarına giren Delice Irmaktır. Suları yazın azalıp, baharda kabaran Delice Irmak, ilçedeki küçük dere ve çayları da toplayarak, Sekili sınırlarında Ankara Yozgat karayolunu keser ve ilçe topraklarından çıkarak, ili terkeder. Karasal iklimin egemen olduğu ilçede yazlar; sıcak ve kurak, kışlar; soğuk ve sert geçmekte, yıllık yağış tutarının büyük bir bölümü ilk ve son baharda düşmektedir. Deniz seviyesinden yüksekliği az olduğu için yaz sıcaklığı merkez ilçe ve çevresine göre daha yüksektir. Bozkırların yaygın olduğu ilçede orman örtüsü yok denecek kadar azdır. (% 4.81) Tepeler çıplaktır ve Delice Irmak boylarında Karanlıkdere vadisinde olduğu gibi, söğüt, kavak ve meyve ağaçları bulunmaktadır.

Beşeri ve Ekonomik Coğrafyası: İlçenin nüfu su 1997 yılı genel nüfus tespiti sonuçlarına göre 44 309 olup, bunun 27 403'ü ilçe merkezinde, ka lan 16 906'sı da köylerde yaşamaktadır. Verimli topraklara sahip olan bu ilçenin sulu tarım alanlarında; patates, şekerpancarı, ayçiçeği ve soğan ile yükseltinin arttığı doğu kesimin deki kuru tarım alanlarında ise, buğday ve nohut üretilmektedir. Kavun karpuz üretimi de, il dışına satılabilecek düzeydedir. Mer'a ve besi hayvancılığının geliştiği ilçede, sanayii kuruşları da yer almaktadır. Yerköy Saray'da YİBİTAŞ Çimento, Yem, Kraft Torba fabrikaları ile Gentaş Tuğla fabrikaları, un fabrikaları ve YİBİTAŞ Entegre Tesisleri başlıca büyük ölçekli sanayi işletmeleridir. Ayrıca, ilçenin Harkaşan Mevkiinde kurulan ve alt yapısı tamamlanan Yozgat Organize Sanayi Bölgesin de (YOSB) il ve ilçe ekonomisine büyük bir canlılık kazandıracaktır. Yozgat Orta Anadolu'nun zengin Folklör merkezidir. 15 ayrı kadın oyunu 50'ye yakın türkü, 10'a yakın erkek oyunu ve bir çok oyun havası vardır. Milli oyunlarda kadın kıyafetleri; 3 etek ve pullu festir. Kadın oyunları davulzunarna, cümbüş, darbuka, keman ve saz eşliğinde oynanır. En çok oynanan kadın oyunları; burçak tarlası, kunduralım, nalinim, feyli turnam, darine, dariney, vıy, vıy ve madımak'tır. Erkek oyunlarında kıyafet; Derme yelek, renkli gömlek, püsküllü fes ve şalvardır. Erkek oyun larında en çok oynananları; Yozgat ağırlaması, popbili, yerli gelin, çekirge, aynalı ve kamalıdır.
ww.uydulife.tv
__________________
draculu45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 26.04.09, 18:39   #20
draculu45
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
 
draculu45 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi : draculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nicedraculu45 is just really nice
Aktivite
Level: 40 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 989
Güç: 851 / 45478
Tecrübe: 56%

İletişim
Standart

Yenifakılı
Rakım : 1 036 m
Yüzölçümü : 415 Km2
Nüfus : 10 149 (1997)

Konumu: İlçe, İI topraklarının güneyinde yer almaktadır. Doğuda; Boğazlıyan, güney ve batıda, Kırşehir Kozaklı, kuzeyde; Şefaatli ve Boğazlıyan ile çevrilidir.

Fiziki Coğrafyası: İlçe, Güneydoğu'dan gelen Fehimli Deresi ile, kuzeybatıdan gelen kozan Özü'nün birleştiği vadi tabanında bulunmaktadır. Kuzey doğusunda önemli bir engebe olan Sırçalı Dağı, güneyde ise, Kaşaltı Tepeleri yer al maktadır. Bunların eteklerinden itibaren Bardakçı ve Damlalı vadileri uzanmaktadır. Damlalı Vadisi, her mevsim serin olan, yeşil ve sulak bir alan olup, vadi tabanı bağ ve bostanlarla kaplıdır. İlçenin en önemli akarsuyu, Kozan Özü'dür. Güneydoğusunda ise, 2500 dekarlık bir bataklık alan bulunmaktadır. Tipik karasal iklimin egemen olduğu ilçede, ilk ve sonbahar yağışlı, yazlar sıcak ve kurak, kıslar soğuk ve sert geçmektedir. İlçe arazinin tümü bozkırlarla kaplanmış olup, ormanlık alan bulunmamaktadır. Bundan 100 yıl öncesine kadar Sırçalı Dağı üzerinde var olan çam ormanları kesilerek, yok edilmiştir. Günü müzde dağ ve tepeler çıplaktır.

Beşeri ve Ekonomik Coğrafyası: İlçenin nüfu su 1997 genel nüfus tespiti geçici sonuçlarına göre 10 149 olup, bunun; 4 354'ü ilçe merkezin de, 5795'i de köylerde yasamaktadır. Halkın geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Kuru tarım alanlarında; buğday, arpa, çavdar, nohut, mercimek, sulu tarım alan larında ise, şekerpancarı ekimi yapılmaktadır. Mer'a hayvancılığı
ww.uydulife.tv
__________________
draculu45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla

Bookmarks


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Dizayn ve Kurulum : Makinist
Forum SEO by Zoints

E-Marine Education | Vbulletin | Tosfed |
www.bilgivadisi.biz   www.bilgivadisi.biz