25.12.09, 17:32 | #1 |
sevgi ve dostluk
RABBİM SANADIR DİLEKÇEM ÇARESİZLİK TEK GEREKÇEM BOYNUM BÜKÜK UZUN BEKCEM ZALİMLERİ BATIR YARABB ZULUM EDENLERİ BİTİR YARABB
Başımı kaldırıpta gökyüzüne baktığımda İki tane çizginin belirdiğini görüyorum Birinin adı dostluk,diğerinin ki ise sevgi. Sonra araya uzaklık giriyor; sevgi yavaş yavaş siliniyor Dostluğun bir önemi kalmıyor o an. İnatla sevgimi gökyüzüne çiziyorum uzak diyarlarda da olsan , Başını kaldırıp ta gökyüzüne baktığında göresin diye Sessiz dokunusudur dostun bakisi, Kar yagarken günes gibidir gülüsü, Azgin dalgalarda sükünettir sohbeti, Hele uzaklarda ise hic cekilmez hasreti… Hayat, dümeni ve yelkeni olmayan, ummanlara salınmış başıboş bir gemidir. Ve biz de bu geminin nereye gittiğini bilmeyen, deneyimsiz ve her rüzgarda savrulan... Varolmaktır, çölde kum tanesine düşen ay ışığının parlaklığını görmektir. Ya da gökyüzünün her yerde mavi olduğunu bilmek, atiden bir şeyler ummaktır yaşadığımızın kanıtı. Sevmektir sırılsıklam, imrenmektir bagara, toprağın o yumuşak kokusunu çekmektir içimize. Tekrarlar yaşamamaktır. Dünler bugünlerin yarınlarıdır. İşte bügünleri değerlendirmektir hayat. Korkmadan, mertçe, erkekçe yaşamaktır aşkı ölümü ayrılığı vuslatı... Çelişkiler denklemi olan bu dünyayı çözmektir birer birer. Sevgimizi soldurmamaktır.Aynaya bakıp kalbimizin penceresini görmekte saklıdır varoluş, Adem ile Havva nın ihaneti, Leyla ile Mecnun’un kavuşamamasındadır bu gizem. Belki de özlem duymaktır birilerine, nafile beklemektir sevgiliyi, bazen de kötüyü sevmektir. İnatlık yapmak, şiirsiz kalmak ve hatta unutmak ya da unutulmaktır. Hayatımızı sürdürmek için ihtiyaç duyulur bazen. Zira çirkinlikler olmasaydı güzelliklerin değeri anlaşılabilir miydi hiç? Yaşadığımızı kanıtlamaktadır birilerini, yazdan kalan yorgunluğumuzu çıkarmaktır kışın, şöminede çıtır çıtır yanan odunları izlemektir. Tanrının varlığı, doğanın canlanması , serçelerin ağlamasıdır. Bunların hepsi hayatın,hayatta olduğumuzun delileridir. Ölümler, doğumlar, ağlamalar, gülümsemeler... Eylül rüzgârını içimize çeke çeke dolaşmaktır, ilk aşkımızı hatırlamak, Anadolu'yu karış karış gezmek, adaletsizliği görüp isyan etmektir. Ama bir yerden sonra sabretmektir. Hayal kurmak, yıldız toplamak, hiç olmayan kişileri sevmektir. Yeniden başlayış, ıslak çimenler üzerinde yürüyüş ya da sıcak kumsalda çıplak ayaklarla dolaşmaktır. Gerçekler, yalanlar, kin, nefret, ihtirastır hayat. Küsmek, barışmak, evlenmek ya da boşanmaktır. Çaresiz kalmak, karamsar olmak, umutsuzluk, düşüncesizliktir. İşte hayat bu formüle saklıdır. İyilik +kötülük=Hayat. Ya da hayatın karekökünü alıp sevgiyle çarpınca elde edilen sonuçtur. Başka bir şehrin sabahında kurulan hayaller ve umutlardır. Hayat her yerde, her şeydedir. Canlı ya da cansız, zahiri ya da görünen. Farketmez. .. Defterde, ağaçta, harflerde, Kaf Dağı'nda ya da zümrüdü anka kuşunda. Yeter ki hayattan ne istediğimizi, ne beklediğimizi bilelim. Çünkü herkes hakettiği gibi yaşar. Sonsuzluk yoktur, her şeyin bir sonu vardır tıpkı hayatın, ya da bir filmin de bir sonu olduğu gibi. Ama bu filmi mutlu bitirmek ve başrol oyuncusunu yönetmek de bizim elimizdedir. Hayatta herkes filminin yönetmenidir ve filmin başarısı izleyicilere bağlıdır. Peki ya sizin filminiz nasıl? ww.uydulife.tv
__________________
Hersey çok oLunca ucuzLar Edep Bunun Aksinedir, O çoğaLdıkca değeri Artar |
|
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|