06.06.11, 03:28 | #1 |
Peygamber Efendimizin Beden Dili
Peygamber Efendimizin Beden Dili
İnsanlararası iletişim günümüz araştırmalarında en önde gelen konulardan biri haline geldi. Bu araştırmalardan hareketle, eğitim ve iletişimde beden dilinin ayrı bir öneme sahip olduğu ortaya çıkmıştır. 20 yy başında yapılan araştırmalar insan denen canlının sözel olmayan bir takım ortak beden dili kullandığını ortaya çıkarmış ve beden dilinin sözel dilden çok daha etkili ve evrensel olduğunu ortaya koymuştur. Diğer yandan Allah Resulünün insanlarla iletişim kurmadaki becerisi, etkileyici gücü ve karizması; bizim için göz ardı edilemeyecek bir noktadır. Bu noktadan hareketle Hz. Peygamber’in aleyhisselatü vesselam kısa sürede on binlerce insan üzerinde etkili olması ve onları kendi düşünce ufkuna çekmesi iletişim biliminin ayrıca araştırma konusu olmalıdır. Yukarıdaki hususlara değinmeden önce beden dilinin tanımını, türlerini ve örneklerini görmemiz gerekmektedir. Yapılan araştırmalarda, sözel olmayan bir milyon hareket ve işaret kaydedilmiştir. Ortalama bir insanın bir gün içerisindeki sözcüklerle konuşma süresi toplam on bir dakika civarında olup, orta uzunlukta bir cümle 2,5 saniye sürmektedir. İnsanlar geri kalan sürede ise beden dilini kullanmaktadırlar. İnsanlar mutluluk zamanlarında gülümser; üzüldüğü ve kırıldığı zaman ise kaşlarını çatarlar. Kafa sallama hareketi neredeyse evrensel olarak evet anlamına gelirken; bebeklikten itibaren kullanılan kafayı iki yana sallama hayır anlamında kullanılabilir. Ferris ve Mahrebian isimli araştırmacıların ilk yaptıkları araştırmaya göre bir mesajın toplam etkisinin yaklaşık %7’sinin sözel (kelimeler), %38’inin sesli (ses tonu) ve %55’inin de beden dilinden oluştuğu ifade edilmiştir. 1 Ayrıca son dönemde yapılan araştırmalar beyne iletilen bilgilerin %87’sinin gözler, %9’unun kulaklar ve %4’ünün de diğer duyular aracılığıyla iletildiğini göstermektedir. 2 Yukarıdaki bilgilerden hareketle, bir tebliğci sıfatıyla Hz. Peygamberin (s.a.v), iletişimde çok etkin bir mesaj olan beden dilini nasıl kullandığı bugün bizim için daha bir önem kazanmıştır. On beş asır öncesinin şartlarında tek başına çıktığı bir davada çok kısa bir sürede on binleri etkileyen ve onlar üzerinde yaptırım gücü olan bir şahsiyetin iletişim becerileri ve bu arada beden dilini kullanımı, takdir edileceği gibi; iletişim ve bu bilimin diğer dalları bakımından da araştırılması ve üzerinde çokça çalışılması gereken bir husus olmalıdır. Sözel olmayan ifadelerimiz, genel olarak; jestler, mimikler ve duruş olarak üçe ayrılmaktadır. Eller ve kollarla yapılan hareket ya da işaretlere jest adı verilirken; kaş, göz ve yüz ifadeleri de mimik olarak adlandırılmaktadır. Diğer yandan kişinin yürümesi, ayakta durması, oturması, dönüşleri ve genel hatlarıyla zihnimizde canlandırdığımız silueti de o kimsenin duruşu ya da tavrı olarak tanımlanmaktadır. 3 Hz. Peygamberin Beden Dili Bilindiği üzere Peygamber Efendimizin hayatıyla ilgili tüm bilgiler neredeyse kayıt altına alınmıştır. Biz de bu yazımızda Peygamber Efendimizi jestleri, mimikleri ve duruşuyla ilgili örnekler vermeye çalışacağız. Jest dediğimiz genel olarak parmak, avuç, el, kol ve bacakların konuşma sırasında duyguyu yansıtması şeklinde açıklanabilir. Hz. Peygamber anlattığı konuyu dinleyenlerin zihninde canlandırmak için soyut kavram ve ifadeleri somut hale getirmiş ve muhataplarının anlayacağı seviyeye indirgemiştir. Cennete ilk giren kimsenin kendisi olacağını anlatırken, Cennetin kapısını nasıl çalacağını hareketleriyle izah etmeye çalışmıştır. Bu olaya şahit olan Enes b. Malik (93/712), Hz. Peygamber’in “Cennetin kapısını ilk defa çalan ben olacağım” derken eliyle sanki bir kapıyı tıklıyormuş gibi kapı halkasını tutup çaldığı hala gözümün önünde, demektedir. Hz. Peygamber, eğitim öğretim esnasında ellerini mükemmel bir şekilde kullanmıştır. Örneğin, Ensardan bir zat Hz. Peygamber’e, “Yâ Resûlallah! Senden bir takım sözler işitiyorum ancak ezberleyemiyorum.” dediğinde Allah Resûlü ona, “Sağ elinden yardım al” demiş, bunu söylerken de eliyle yazı yazar gibi yapmıştır. Muaz b. Cebel’e (18/639) tavsiyede bulunurken dilini eliyle tutarak: “İşte bunu muhafaza et” demiştir. Resûlullah, Muaz b. Cebel’e sadece sözle “Dilini muhafaza et” diyebilirdi; ancak burada da görüldüğü gibi daha etkili olan görsel metodu kullanmıştır. Yine o, kıyametin yakın oluşunu anlatmak için şahadet ve orta parmağını göstererek “Ben ve kıyamet işte bu ikisi gibiyiz” demiştir. Müminlerin birbirine sahip çıkmalarını ve aralarında olması gereken ilişki ve samimiyeti anlatırken: “Müminler tıpkı bir bina gibidir. Birbirlerine destek olur ve ayakta tutarlar.” demiş, bu sözleri söylerken de iki elini parmaklarını birbirine kenetlemiştir. O bu hareketiyle birlik ve beraberliğin önemini mükemmel bir üslupla anlatmıştır. Hz. Peygamber’in elleriyle ve parmaklarıyla beden dilini kullandığı yukarıda zikredilen örneklerden de anlaşılmaktadır. Ancak bu hiçbir zaman uygunsuz, yersiz ve aşırı olmamıştır. Mimikler yani yüz ifadesi, kaş ve gözlerin konuşma esnasında kullanımı, bakışlar, başın duruş ve hareketleriyle tanımlayabileceğimiz mimik hareketler, iletişim ve etkili bir imaj bırakma hususunda oldukça önemli bir yer işgal etmektedir. Araştırmalara göre yüzdeki seksen adale, yedi binden fazla yüz ifadesi ortaya koymaktadır. Peygamber efendimizin mimiklerine gelecek olursak; bir gün Hz. Aişe’nin yanına girdiğinde onun yanında yabancı birini görünce hoşlanmamış ve bunu da yüz ifadeleriyle hissettirmişti. Hz. Aişe’de o kişinin süt kardeşi olduğunu açıklamıştır. Diğer taraftan Ka’b b. Mâlik (50/670) tövbesinin kabulünü anlatırken Resûlullah’ın aleyhisselatü vesselam kendini sevinçten parlayan bir yüzle karşıladığını ve şöyle dediğini söylemektedir: “Anandan doğduğundan beri senin için en hayırlı günü müjdelerim bu günü”. Ka’b der ki, Resûlullah (aleyhisselatü vesselam) sevindiği zaman yüzü nurlanır, sanki ay parçası gibi olurdu. Onun bu durumunu biz anlardık. O, biriyle konuştuğu zaman onun yüzüne bakar elini tutmuşsa o bırakmadıkça bırakmaz, karsısındaki yüzünü başka tarafa çevirmedikçe o çevirmezdi. Hatta bir adam bir şey söylemek gayesiyle Resûlullah’ın kulağına fısıldayarak bir şey konuşsa, adam başını uzaklaştırmadan Resûlullah başını uzaklaştırmazdı. Müslümanların birbirine güler yüzle bakmasını öğütleyen Hz. Peygamber yüzünden sürekli tebessümü eksik etmezdi. Konuyla ilgili olarak Ebû Abdissamed söyle anlatıyor: “Ümmü’d-Derda’dan kocası Ebu’d-Derdâ’nın konuşurken sürekli tebessüm ettiğini işitmiştim. Ebu’d-Derdâ’ya dedim ki: “İyi ama insanlar bu yüzden sana ahmak diyorlar.” Bunun üzerine Ebu’d-Derdâ söyle dedi: Resûlullah’ı ne zaman konuşurken görsem o hep tebessüm ederdi.” 2 İyi bir izleyici karşıdaki kişinin vücut hareketlerinden/duruşundan, muhatabının duygularını okuma imkânına sahiptir. Duruş ya da tavır dediğimiz imajın oluşmasında ilk izlenimlerin çok büyük bir etkisi olduğu muhakkaktır. İlk defa karşılaşan iki kişi arasında ilk izlenimin dört saniye içinde oluştuğu bildirilmektedir. Kötü bir izlenimi silmek için ise dört yıl beklemek gerekebilir. Hz. Peygamber yürürken aciz ve tembeller gibi yürümez, sert adımlarla yürürdü. Ardından gelen kimse kendisine kolay kolay yetişemezdi. Hafif öne eğik gibi yürür, arkasından seslenildiğinde sadece boynunu çevirmez, bütün vücuduyla dönerdi. Sonuç olarak; bilimsel araştırmaların arttığı ve giderek derinleştiği bu zamanda bilim, iletişim sırasında beden dilinin, insan hayatında vazgeçilmez unsurlardan biri olduğunu söylemektedir. Allah’ın vermiş olduğu güzellik ve görünüş insanları etki altına almakta yeterli bir özellik değildir. Bunun yanında jest ve mimikle anlatımınızı ve görüntünüzü desteklemek, sizi daha etkin bir noktaya taşıyacaktır. Bizler konuşurken, kelimelerimizi nasıl özenle seçiyor ve dikkat ediyorsak, karşı tarafta yanlış izlenim bırakmamak için de beden dilimizin kelimelerini, aynı titizlikle seçmeli ve kullanmalıyız. Bu noktadan hareketle, bizim için en mükemmel örnek olan Hz. Peygamber’in aleyhisselatü vesselam iletişimi sırasında çok etkin bir mesaj olan beden dilini kullanma şekli bizim açımızdan daha bir önem arz eder hale gelmiştir. “Ferris & Mahrebian ‘Inference of Attitudens from nonverbal communication in two channels’ The Journal of Counselling Psychology, Cilt 31, 1967, sayfalar 248-252 Dikkat Vücudunuz Konuşuyor – A. Şerif İzgören Hz. Peygamberin Beden Dili – Mustafa Karataş Kur’an’da Beden Dili - Necati Kara ww.uydulife.tv
__________________
♥♥(¯`´•.¸(¯`´•.¸ ________ღ♥♥ღ_________ ¸.•´´¯)¸.•´´¯)♥♥ ♥♥---==-♥♥°° ÑE MUTLU TÜRKÜM DİYENE°°♥♥-==---♥♥ ♥♥(_¸.•´´(_¸.•´´ ¯¯¯¯¯¯¯¯ღ♥♥ღ¯¯¯¯¯¯¯¯¯ `´•.¸_)`´•.¸_)♥♥
|
|
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|