22.04.09, 19:30 | #41 |
Kadın Hanı (Kadınhanı)
Konya Kadınhanı ilçesi, Konya-Akşehir yolu üzerindeki han ve kervansarayların sonuncusudur. Kervansarayı, kapı kitabesinden öğrenildiğine göre Mahmut kızı Raziye Hatun 1223 yılında yaptırmıştır. Kadın Hanı, kesme taştan yapılmış, açık ve kapalı bölümlerden meydana gelmiştir. Duvar örgüsünde çok sayıda devşirme antik malzeme kullanılmıştır. Anadolu Selçuklu hanlarının tipik plan şemasına uygun olarak yapılan hanın avlusunun bulunduğu, bugünkü yapının iki yanındaki duvar uzantılarından anlaşılmaktadır. Bu uzantıların beden duvarları dışında da devam etmesi avlunun kapalı mekândan daha geniş olduğunu göstermektedir. Günümüze yalnızca 22.50x28.50 m. ölçüsünde kapalı mekânı gelebilmiştir. Hanın kapalı kısmına cepheden öne doğru taşırılmış bir portalden girilmektedir. İç mekân dikdörtgen planlı olup, her sırada beşer tane olmak üzere on paye ile üç sahna ayrılmıştır. Bölümlerin üzerini birbirine bitişik tonozlar örtmüştür. Dışa kapalı olan bu hanın içerisi mazgal pencerelerle aydınlatılmıştır. Kuruçeşme Hanı (Beyşehir) Konya Beyşehir ilçesinde, Konya-Beyşehir yolunun 32. km.sinde bulunan Kuruçeşme Hanı, kitabesinden öğrenildiğine göre I.Gıyaseddin Keyhüsrev’in ikinci saltanat yılında, 1207’de yapılmıştır. Günümüze çok harap durumda gelen bu han kapalı ve açık bölümlerden meydana gelmiştir. Bu bölümlerin her biri dikdörtgen planlı olup, birbirlerinin eşidir. Hanın yapımında kesme taş ve çevredeki antik yapılardan devşirilmiş taşlar kullanılmış, ancak bu taşların çevrede yaşayanlar tarafından yerlerinden sökülmesi ile üst örtüsü ve tonozların büyük bir bölümü yıkılmıştır. Hana doğudaki dar cephesinde dışarıya taşmayan bir portalden girilmektedir. Kapalı kısmın taç kapısı, ana giriş kapısına göre daha anıtsal görünümlüdür. Cepheden öne doğru taşırılan bu girişin alınlığında sekiz satırlık kitabesi bulunmaktadır. Ancak bu kitabe de oldukça tahrip edilmiştir. Kapalı kısım iki yandaki beşer paye ile ortadaki geniş, yanlardaki daha dar üç sahna ayrılmıştır. Bunlardan orta sahın diğerlerine göre daha geniş ve yüksek tutulmuştur. Dokuzun Hanı (Selçuklu) Konya Selçuklu ilçesinde, Konya-Akşehir karayolunun 24. km.sinde bulunan Dokuzun Hanı’nı kitabesinden öğrenildiğine göre, Emir Hacı İbrahim 1210 yılında Mimar Osman’a yaptırmıştır. Uzun yıllar harap bir durumda olan bu hanı Selçuk Üniversitesi adına Prof.Dr. Yılmaz Önge 1990 yılında kazı çalışmalarına başlamış ve çalışmalar 1995 yılında tamamlanmıştır. Kazı çalışmalarından sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılmıştır. Bu arada avlu ve ona bağlı bölümler ortaya çıkarılmış ve bunlara dayanılarak da hanın restorasyonu yapılmıştır. Dokuzun Hanı kapalı ve açık bölümleri bir arada bulunduran hanlar grubundandır. Burada avlu ile kapalı bölüm birbirine eş plandadır. Kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlı olan hanın avlu girişi doğudaki dar cephesindedir. Yapılan kazılar sonunda avlunun doğu ve batı kanatlarının revaklı olduğu anlaşılmıştır. Kapalı kısmın öne doğru taşırılmış ve bezemesiz basit bir kapısı vardır. Bu kapı üzerinde altı satırlık yapım kitabesi bulunmaktadır. Kapalı kısım diğer hanlara göre daha basit düzenlenmiştir. Bu mekânın ortasında daha geniş ve yüksek bir kubbe ve yanlarda da tonozlu üç bölüm bulunmaktadır. Hanın yapımında kesme taş ve moloz taş kullanılmış, ancak taş işçiliği oldukça kaba bir görünümdedir. ww.uydulife.tv
|
|
22.04.09, 19:30 | #42 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Obruk Hanı (Karatay)
Konya Karatay ilçesinde, Konya-Aksaray yolundan 4 km. içerideki Obruk Köyü girişinde bulunan Obruk Hanı’nın yapım tarihini belirten bir kitabesi bulunmamaktadır. Mimari yapısı ve plan düzeninden XIII. yüzyılda yapılmış bir Selçuklu eseri olduğu anlaşılmaktadır. Anadolu Selçukluları’nın uyguladığı kapalı ve açık avlulu plan şeması içerisinde yapılmıştır. Hanın girişi batı yönünde olup, cephe görünümü itibarı ile de bir kale izlenimini vermektedir. Yapımında kesme taş, moloz taş ve çok sayıda da devşirme antik malzeme kullanılmıştır. Obruk Hanı’nda 1996 yılında başlatılan temizlik ve onarım çalışmaları sonunda hanın içerisi büyük ölçüde temizlenmiş ve restorasyonuna başlanmıştır. Hanın girişinin bulunduğu batı cephesi diğerlerinden farklı olarak iki katlı yapılmıştır. Bu nedenle de giriş kısmı daha görkemli bir görünüm kazanmıştır. Her iki katta da birbirlerinden ayrı mekân düzenlemeleri yapılmış ve mescit de buraya yerleştirilmiştir. Hanın kapalı kısmının kapısı ve duvarları tamamen yıkılmış ve yalnızca temel kalıntıları günümüze gelebilmiştir. Bu bölüm han özelliğini kaybettikten sonra da kullanılmış, bu yüzden de içerisinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Üst örtü bütünüyle tahrip olmasına rağmen, orta sahnın üzerinde tromplu bir kubbe olduğu sanılmaktadır. Lala Mustafa Paşa Hanı (Ilgın) Konya Ilgın ilçesinde, Lala Mustafa Paşa’nın 1574 tarihinde yaptırmış olduğu yapı topluluğunun bir bölümünü Lala Mustafa Paşa Hanı oluşturmaktadır. Külliyenin avlusunun doğusunda bulunan, kesme taş ve moloz taştan yapılmış olan han, yapı topluluğunun en büyük yapısıdır. Ortalama 36.00x50.00 m. ölçüsünde olan hanın yapım kitabesi bulunmadığından, yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yalnızca odalardan biri içerisindeki ocağın taş konsolunda 1584 tarihi yazılıdır. Büyük olasılıkla hanın yapımına külliye ile birlikte başlanmış, 1584’te de tamamlanmıştır. Kuzeyden arasta ile birleşen hanın üzeri beş adet beşik tonozla örtülmüştür. Hanın ortasında bir koridor, iç mekânı üçe bölmüştür. Batıda cami avlusuna, doğuda da dışarıya açılan iki kapısı vardır. Ayrıca avlu yönündeki kapının önüne de çapraz tonozlu bir sahanlık yerleştirilmiştir. Hanın kuzeydeki bölümü oldukça büyük olup, dört ayakla iki nefe ayrılmıştır. Güneydeki bölüm ise üçayakla iki nefe ayrılmıştır. Bu mekânların her biri içerisinde birer ocak nişi bulunmaktadır. Hanın ortasındaki koridordan bir merdivenle üst kata çıkılır. Üst katta tonozlu ve ocaklı üç oda daha bulunmaktadır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
22.04.09, 19:31 | #43 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Konya Meram ilçesi
MERAM Konya Meram ilçesi Yüzölçümü : 1949 km2 Nüfusu : 281.728 İlçe Merkezi : 241.256 Köyler : 40.472 Rakım : 1016 m. Sözlüklerde,"İstek,amaç,gaye,maksat" anlamına geldiğinden bahsedilen "MERAM" kelimesi, Konya ilinin 3 merkez ilçesinden biridir. Atasözleri arasında "Meramın elinden bir şey kurtulmaz" olarak yer alırken deyimlerde "Meramını anlatmak, merak etmek" şeklinde geçmekte; bunlar da " isteğini, derdini anlatmak, üstüne düşmek, yapmak istemek" anlamlarına gelmektedir. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde gezip-gördüğü yerler arasında bağ bahçe, bostanlardan söz ederken bağlık-bahçelik bu yerlere her defasında "Bağ-ı Meram" ifadesini kullanmaktadır; hatta buraların Konya'nın Meram'ı gibi olduğunu ifade etmektedir. “ Peçevi şehrinin Baruthane mesiresi, Kırım’ın Sudak Bağı, İstanbul’un yüz yetmiş beşten fazla bahçe ve gülistanları, Tebriz’in Şah-ı Cihanbağı, Konya’nın Meram Mesiresinin yanında bir çemenzar bile değildir.” Konya İli tarihi ile Meram'ın tarihçesi arasında bir paralelik vardır. Tarih devirlerinde Konya ili Hititler, Frigler, Lidyalılar ve Persler tarafından yönetilmiştir. Büyük İskender ve Romalılar tarafından ele geçirilen Konya, Selçukluların başşehri olur. Daha sonra Konya'da Karamanoğullarının meteakiben Osmanlı Devleti'nin hakimiyeti görülür. Meram ilçesi 26.06.1987 günü T.B.M.M.'de kabul edilen Kanun gereği Konya il Merkezinin Büyüşehir hüviyetine kavuşturulmasıyla kurulmuştur. Meram ilçesi kuruluş çalışmalarını tamamlayarak 08 Ağustos 1988 tarihinden itibaren hizmete başlamıştır. 27 Haziran 1987 gün ve 19500 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 3399 Sayılı Kanunla ilçe hüviyetine kavuşan Meram ilçesi, 1112 Km2' lik yüzölçümüyle Konya'nın önemli bir yerleşim merkezidir. Adını Meram Bağlarından alan Meram ilçesi; T.B.M.M.'nin 20 Haziran 1987 tarihli oturumunda Konya il merkezinin Büyükşehir hüviyetine kavuşturulmasıyla Karatay ve Selçuklu ilçeleriyle birlikte doğmuştur. Meram ilçesi, konum itibariyle Konya'nın güney ve güney batısında yer alır. İlçenin kuzeyinde Selçuklu; güneyinde Çumra; Akören ve Bozkır, batısında Beyşehir ve Seydişehir; doğusunda Karatay ilçeleriyle çevrelenmiştir. İlçemizin kuzeyi ve batısı dağ ve tepeleri çevrilidir, güneyi açık geniş bir ovalıktır. İlçemizin sulama suyu ihtiyacı Altınapa Barajı'ndan karşılanmaktadır. Kara iklimin görüldüğü Meram ilçesinden akarsuların yok denecek kadar az olması sulanan arazi miktarının az olması sorununu doğurmaktadır. Meram Bağları : Konya şehir merkezine 8 km. uzaklıkta Meram Çayının da bulunduğu türkülere konu olmuş eşsiz bir mesire yeridir. Meram'da Selçuklu Devrinde Hasbeyoğlu Mescidi, Hamamı ve Dar'ülhuffazı ile Tavusbaba türbesi bulunmaktadır. Kızılviran Hanı : Konya-Beyşehir karayolu üzerinde olup, il merkezine 44 km. uzunlukta, kışlık ve yazlık bölümleri bulunan bir handır. Çayırbağı. Dere, Dutlukırı ve Ordu Çeşmesi, Hatıp, Gökyurt Köyleri (Gilistra) Meram ilçe merkezinde havası, suyu ve doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistlerce aranan yerler arasındadır. Yemin Ormanı : Tavusbaba Türbesinin de bulunduğu tepe üzerinde Cumhuriyet Döneminde yapılan ağaçlandırma çalışmaları sonucu kazanılan Yemin Ormanı, piknik yerlerine ve 2 ayrı dinlenme tesisine sahip bulunmaktadır. Arkeloji Müzesi : 1962 yılında açılan Arkeloji Müzesinde Neolitik, Erken Bronz, Hitit, Frig, Grek, Roma ve Bizans devirlerine ait eserler teşhir edilmektedir. Sahipata Camii bitişiğinde yer alan Arkeloji Müzesinde Çatalhüyük, Canhasan, Erbaa Sızma, Karahüyük ve Alaeddin Tepesindeki kazılarda bulunan eserler bulunmaktadır. Atatürk Müzesi : Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Konya'yı şereflendirmeleri sırasında kaldığı ev 1928 yılında Muskafa Kemal Atatürk'e hediye edilmiştir. 1964 yılında müze olarak düzenlenen evde Atatürk'e ait elbiseler, özel eşyalar, fotoğraflar ve belgeler sergilenmektedir. Sırçalı Medrese Müzesi : Gazialemşah Mahallesindedir. Avlulu Medrese tipinin güzel örneklerindendir. Fıkıh öğretimi üzere Bedrettin Muslik tarafından 1242'de yaptırılmıştır ww.uydulife.tv
|
|||||||||
22.04.09, 19:31 | #44 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Konya'nın Tarihcesi
ADI NEREDEN GELİYOR Eski çağlarda "İkonion" adıyla anılan kasaba Romalıların eline geçtiği zaman "İkonium" adıyla anılmaya başlamıştı. Hazreti Ömer devrinde bu kasaba Müslüman Arapların eline geçtiğinde "Kuuniye" adıyla anılmaya başladı. Türkler bu topraklara egemen olduklarınad yalnız burasını büyük ölçüde imar edip görkemli bir kent haline getirmekle kalmadılar, adına da "Konya" dediler. TARİHCESİ Cennet Yurdumuzun, adı eski devirlerden beri değişmeyen şehirlerinden biri de Konya' dır. Konya adının "Kutsal Tasvir" anlamındaki "İkon" sözcüğüne bağlı olduğu iddia edilir. Bu konuda değişik rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan biri; Kente dadanan ejderhayı öldüren kişiye şükran ifadesi olarak bir anıt yapılır ve üzerine de olayı anlatan bir resim çizilir. Bu anıta verilen isim, "İkonion" dur. İkonion adı, İconium' a dönüşürken, Roma döneminde İmparator adlarıyla değişen yeni söyleniş biçimlerine rastlanır. Bunlar; "Claudiconium, Colonia Selie, Augusta İconium" dur. Bizans kaynaklarında "Tokonion" olarak geçen şehrimize yakıştırılan diğer isimler şöyledir: "Yccconium, Conium, Stancona, Conia, Cogne, Cogna, Konien, Konia..." Arapların Kuniya dedikleri güzel kentimiz, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde bir daha değişmeyerek günümüze kadar gelen ismine kavuşmuştur: Konya.... Konya İli, M.Ö. 7. bin yılından beri yerleşim yeri olmuş, pek çok medeniyete beşiklik etmiştir. Yazının M.Ö. 3500' de kullanılmaya başladığı hatırlanacak olursa, Konya' nın, ülkemizin en eski yerleşim merkezleri arasında yer aldığı söylenebilir. Çumra Çatalhöyük, sadece ülkemizin değil, Dünya ölçüsünde yemek kültürünün İlk defa başladığı, tarımın yapıldığı, ateşin kullanıldığı, yerleşik hayata geçildiği, vahşi hayvan saldırılarına karşı ortak savunmanın yapıldığı merkez olarak tanınır. Çatalhöyük, Neolitik, Erbaba ve Karahöyük Kalkolitik, Alaeddin Tepesi, Eski Tunç Devri merkezleridir. Tarih devirlerinde Hititler ve Lidyalılar, M.Ö. 6. yüzyılda Persler, M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender, Seleukoslar, Bergama Krallığı, M.Ö. 2. yüzyılda Roma, M.S. 395' te Konya ve çevresine hakim oldular. 7. yüzyıl başlarında Sasaniler, bu yüzyılın ortalarında Muaviye komutasındaki Emeviler, şehri geçici olarak işgal ettiler. 10. yüzyıla kadar bir Bizans eyaleti olan Konya; Müslüman Araplar' ın akınlarına maruz kaldı. Malazgirt Zaferi' nden önce Konya' ya ilk gelen, Türk akıncıları Selçuklular oldu. (1069) Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, 1071' de Bizans İmparatoru Romen Diogenes' i Malazgirt' te kesin bir yenilgiye uğratarak, Türkler'e Anadolu' nun Kapılarını açtı. Sultan Alparslan, zaferden sonra komutanlarına Anadolu' nun tamamen fethedilmesi görevini verdi. Konya; Anadolu Fatihi, Selçuklu Kutalmışahoğlu Sultan Süleymanşah, tarafından fethedildi. Fetih tarihi hakkında değişik eserlerde farklı görüşlere yer verilmektedir. (1072,1074, v.b.) Ama şu bir gerçektir ki, Kutalmışahoğlu Süleyman Şah, I. Konya'yı fethettikten sonra batıya yönelmiş, merkez olarak İznik' i seçerek, Anadolu Selçuklu Devleti'ni 1074 yılında kurmuştur. Buna göre Konya'nın fetih tarihi kesinlikle 1074'ten daha öncedir. Fetihle Şehrimizde Türk-İslam egemenliği dönemi başlamıştır. 1074'te Anadolu Selçuklu Devleti, Başkenti İznik olmak üzere kuruldu. 1097' de l. Haçlı Seferi sırasında İznik kaybedilince Başkent, Konya' ya taşındı. Böylece tarihinde yeni bir sayfa daha açılan Konya, günden güne gelişti, pek çok mimari eserle süslendi ve kısa zamanda Anadolu' nun en mamur şehirlerinden biri oldu. Bubizim özelliğimizdir: Atalarımız, fethi, bir yeri "Yaşamaya Açmak" için yapardı. Çünkü kendinden emindir. En adaletli yönetim, Türk ülkesindedir. Öyleyse bu yönetim, neden başka yerlere, başka insan gruplarına taşınmasın! Keyfilikten uzak, herkese eşit muamele uygulayan Türk Devletleri, fethettikleri ülkelere kültürel, ekonomik, sosyal, dini kurumlarıyla gitmişler, yerli kültürler içinde erimemişler, Türk Kültürü' nü hakim kültür yapmışlardır. Kalıcılığın sırrı da işte buradadır. Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması da bu siyaset takip edilerek sağlanmıştır. İnanç özgürlüğü verilerek, yerli halkın devlete sadakatle bağlanması temin edilmiş, Anadolu mozaiği daha o yıllarda mükemmel görüntü zenginliğine kavuşturulmuştur. 3. Haçlı Seferinde Almanya İmparatoru Friedrich Barbarossa, Konya'yı kuşattıysa da (18 Mayıs 1190), 2. Kılınç Arslan'ın savunduğu kaleyi alamadı, beş gün sonra çekilmek zorunda kaldı. Selçuklular'ın düşmesine kadar (1308) Konya, Başkent olarak kaldı. Sonra Karaman-oğulları Beyliği'nin en büyük şehri olarak Karamanoğulları' nca yönetildi. 1387' de Osmanlı Padişahı 1. Sultan Murad, şehrin önlerine geldi. 1398' de oğlu Yıldırım Bayezıd, şehre girip Karaman Devleti'ne son verdi. Ancak, 1402 Ankara Savaşı felaketinden sonra Karamanoğulları Beyliği yeniden kuruldu. Konya, Fatih Sultan Mehmet'in Karamaoğulları Beyliği'ni ortadan kaldırdığı 1465 yılına kadar Osmanlı-Karaman mücadelelerine sahne oldu. Fatih, 1470' te İmparatorluğun Rumeli (Sofya), Anadolu (Kütahya), Rum (Tokat) Eyaletlerinden sonra 4. Eyalet olarak Karaman Eyaletini, merkezi Konya şehri olmak üzere kurdu. Eyalete ilk zamanlarda, Osmanlı şehzadeleri vali olarak atandı. Sırasıyla, Fatih' in ortanca oğlu Şehzade Mustafa, küçük oğlu Şehzade Cem, 2. Bayezıd' ın büyük oğlu Veliahd Şehzade Damat Abdullah, bunun kardeşi (annesi Karamanoğlu olan) Şehzade Şehenşah, onun oğlu Şehzade Mehmet Şah, 1470' ten 1513' e kadar eyaleti yönettiler. Hanedan dışından ilk beylerbeyi ancak 1513'te atandı. Kanuni devrinde Veliahd Şehzade 2. Selim de bu görevde bulundu. 17. yüzyılda eyalet 11 sancaklı ve 80.000 km2' ye yakın büyüklükteydi. Tanzimat döneminde eyalet için Karaman adı yerine "Konya" dendi. 1910' da 102.000 km2 büyüklüğündeki Konya eyaletinin nufusu 1.380.000' di. 11 İlçeli Konya Merkez, 7 İlçeli Niğde, 2 İlçeli Burdur, 5 İlçeli Teke (Antalya), 5 İlçeli Hamid (Isparta) sancaklarına (İl) ayrılıyordu. Şehrin nüfusu 1825. Türkiye'nin 11. ve dünyanın 69. şehriydi. Sonra nüfus geriledi; 1875' te 50.000 oldu. 1927' de 47.000 olarak sayılan nüfus, 1960' ta 123.000, 1975'te 247.000, 1980'de ise 329.000'i buldu. Tarihi eserleri bakımından Türklük' ün sayılı şehirleri arasında yer alan Konya, Selçuklular'a iki asırdan fazla başkentlik yapması sebebiyle, Türk mimarisinin gözde eserleri sayılan abidelerle süslenmiştir. Bu yönden Selçuklu Devri'nde Konya, Bursa, Edirne ve İstanbul'dan önce "En muhteşem Türk şehri" mertebesine yükselmiştir. Konya'da Türk-İslam döneminden önce yapılan eserlerin günümüze ulaşamadığı söylenebilir. Yapılan kazılar neticesinde rk Çağı"nda yapılmıştır. Bu eserlerin başında Konya' nın sembolü sayılan Mevlana Müzesi gelir. Mimar Bedrettin Tebrizi tarafından yapılan ve Kubbe-i Hadra (En Yeşil Kubbe) denilen 16 dilimli bu muhteşem abide firuze çinilerle kaplıdır ve bugünkü görüntüsüne Cumhuriyet döneminde kavuşturulmuştur. Alaeddin Camisi, Sahip Ata Külliyesi, Karatay Medresesi, İnce Minareli Medrese, Sırçalı Medrese Selçuklu dönemi eserlerindendir. Selçuklu ve Beylikler dönemine ait pek çok cami, hamam, çeşme, köprü, tekke, kervansaray, hastane, suyolu ve diğer altyapı kuruluşlarına sahip bulunan Konya' da Osmanlı dönemine ait eserlerin en tanınmışı ise Sultan Selim ve Aziziye Camii' leridir. Konya 12. Yüzyılın ilk yarısında Sultan Alaeddin Keykubat (1219,1236) devri ve sonrasında, Dünyanın ilim ve sanat merkezi özelliğini kazanmıştır. Türk-İslam Dünyası' nın her tarafından gelen bilim ve sanat adamları Konya'da toplanmışlardır. Bahaeddin Veled, Muhyiddin Arabi, ve Mevlana Celaleddin Rumi, Sadreddin Konevi, Şemsi Tebrizi, Kadı Burhaneddin, Kadı Siraceddin, Urmemi gibi bilgin mutasavvıf ve filozoflar kıymetli eserlerini Konya'da hazırlayarak, dünyaya ışık tutmuşlardır. "Konya' nın Altın Çağı" denilebilecek bu özelliği, 12. yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir. Bu şahsiyetlerin ve Anadolu'nun yeni sahiplerinin engin hoşgörüleri, bilim, sanat ve teknik alanlardaki üstünlükleri, köklü kültürel ve sosyal yapıları, Anadolu'nun "Ana Yurdumuz" olmasında büyük etken olmuştur. Böylece ne Bizans saldırıları, ne Moğol istilası, ne Haçlı orduları, ne İtalyan, ne Yunan işgalleri, Türk' ün Anadolu'daki egemenliğini yok edememiştir. Konya ve milli kültürümüzün manevi mimarları, Mevlana Celaleddin Rumi; yaşama sevinci, dünya görüşü ve hayat felsefesi ile dünyaya ışık tutarken; Nasreddin Hocamız, Türk Milleti'nin hazır cevaplılığını nükteleriyle dile getirmiş; Yunus Emre ise insan ve insanlık sevgisiyle adeta Ortaçağ karanlığındaki Avrupa' ya "medeniyet dersleri" vermiştir. Mondros Ateşkes Anlaşması'ndan sonra İtalyanlar, Antalya ve çevresinden başka Konya' yı da işgal ettiler. Ekonomik çıkar sağlamak ve sömürge olarak kullanmak amacında olan İtalyan askerleriyle silahlı mücadele yapılmamıştır. Akşehir'e kadar gelerek devriye görevi üstlenen İtalyan askerleri Konya kent merkezinde kayda değer bir faaliyette bulunmamışlardır. Batı Cephesi'nde Yunanlılar' a karşı İnönü Savaşlarını kazandığımız günlerde İtilaf Devletleriyle anlaşmazlığa düşen İtalya, işgalden vazgeçerek 12 Mart 1920'de Türkiye' den ayrılmaya başlamıştır. 20 Mart 1920' de Konya, işgalden tamamıyla kurtulmuştur. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
22.04.09, 19:31 | #45 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Konya'nın Ulaşımı
Konya, tarih boyunca belli başlı yollar üzerinde yer almıştır. Tarihi İpek Yolu'nun en önemli ticaret ve konaklama merkezlerinden biridir. Karayolu Ulaşımı Konya İli ülkemizin ana ulaşımını sağlayan doğu-batı ve kuzey-güney yönlerinde uzanan karayolu bağlantıları ile önemli bir kavşak noktası halindedir. İlin, kuzey komşusu olan Ankara ile bağlantısı, Konya'dan başlayan ve Cihanbeyli ile Kulu İlçe merkezlerinden geçerek başkente ulaşan yol ile sağlanmaktadır. Uzunluğu 258 km.dir. Konya İlini güney kıyılarına en kısa mesafeden bağlayan Konya-Seydişehir-Antalya yolunun (323 km.) 1996 yılında trafiğe açılmasıyla, ilin trafik yükünde önemli artışlar meydana gelmiştir. Konya ilinin diğer illerle bağlantıları ve uzaklıkları ise; Konya-Karaman-Mut-Silifke-Mersin 343 km., Konya-Karapınar-Ereğli-Ulukışla-Pozantı-Adana 356 km., Konya-Obruk-Aksaray-Nevşehir-Kayseri 327 km., Konya-Kadınhanı-Ilgın-Akşehir-Çay-Afyon 223 km., Konya-Beyşehir-Ş.Karaağaç-Isparta-Antalya 401 Km.'dir. Demiryolu Ulaşımı Güney ve Güneydoğuyu Batıya ve İstanbul'a bağlayan demiryolu, Konya ilinden geçer. Her gün karşılıklı olarak Konya-Haydarpaşa arası Meram Ekspresi, Ereğli-Konya-Haydarpaşa arası İçanadolu Mavi Treni, haftanın üç günü (Salı, Perşembe, Pazar) ise Haydarpaşa-Konya-Gaziantep arasında Toros Ekspresi sefer yapmaktadır. Bu ekspres trenlerin yanı sıra karşılıklı olarak hergün; Konya-Karaman-Ulukışla-Niğde arasında Ray Otobüsü, Konya-Eskişehir arasında Karma Yolcu Treni ve Eskişehir-Konya-Diyarbakır arasında Posta Treni sefer yapmaktadır. Havayolu Ulaşımı Konya'da hava ulaşımı askeri ve sivil havaalanlarından sağlanmaktadır. Halen Konya-İstanbul arası hergün karşılıklı olarak uçak seferi yapılmaktadır ww.uydulife.tv
|
|||||||||
22.04.09, 19:32 | #46 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Konya Kadınhanı İlçesi
KADINHANI Konya Kadınhanı İlçesi Yüzölçümü : 389 km2 Nüfusu : 41.892 İlçe Merkezi : 14.803 Köyler : 27.089 Rakım : 1030 m. İlçemiz Klasik dönemde Pira adıyla anılmış ve uzun süre Doğu Roma İmparatorluğu tarafından yurt edinilmiştir. Asıl ününü Selçuklular devrinde kazanan ilçemiz, Selçuklu sarayına mensup olduğu sanılan, Mahmut kızı Raziye Hatun'un 1223 yılında yaptırmış olduğu kışlık han etrafında 1256 yılından itibaren oluşmaya başlamıştır. Hanın inşasında Romalılar'a ait resimli mezar taşları kullanılmış ancak bu taşların nereden toplanıp getirildiği anlaşılmamaktadır. İlçemiz adını bu handan almıştır. Bilahare bu bölge Selçuklu Beyleri'nden Sait adındaki bir paşaya arpalık olarak verildiği ve bundan sonra bu kasabasının "Saiteli" adıyla anıldığı bilinmektedir. İlçemiz Karamanoğulları zamanında vilayet merkezi olarak idare edilmiş, Karaman-Osmanlı mücadelesine kuvvetleri ile katılmıştır. Kadınhanı muhtelif tarihlerde Osmanlıların eline geçmiş, tekrar Selçuklu hakimiyetine girmiş, son olarak 1467 yılında Konya ile birlikte Karamanoğullarından alınarak Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. İlçemizde, Beykavağı Köyündeki tarihi kale kalıntısı ve Demiroluk köyünde yer altından çıkarılan Romalılar'a ait tarihi kalıntılarından başka tarihi eser bulunmamaktadır. 1880 yılında Belediye Teşkilatı kurulmuş, Sait Paşanın arpalığı olması nedeniyle 1919 yılında "Saiteli" adı ile ilçe yapılmıştır. 1935 yılında ise İsmi Raziye Hatun'un yaptırmış olduğu taş handan dolayı "Kadınhanı" olarak değiştirilmiştir.
ww.uydulife.tv
|
|||||||||
22.04.09, 19:32 | #47 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
ww.uydulife.tv
|
|||||||||
22.04.09, 19:33 | #48 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
ww.uydulife.tv
|
|||||||||
22.04.09, 19:33 | #49 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Konya Seydişehir ilçesi
SEYDİŞEHİR Konya Seydişehir ilçesi Yüzölçümü : 2207 km2 Nüfusu : 91.293 İlçe Merkezi : 53.186 Köyler : 38.107 Rakım : 1150 m. 1970 yılında yapılan kazılarda İlçemiz Bostandere kasabası yakınlarında Roma devri anfi tiyatrosu kalıntıları ortaya çıkmıştır. Seydişehir'in Horasanlı Seyit Harun Veli Hazretlerinin gelip konaklaması ile takriben 1310 yıllarında kurulduğu tahmin edilmektedir. Beyşehir'de konuşlanmış olan Eşrefoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devletinin bir parçası olarak, Seydişehir bölgesini de kapsayacak şekilde 1327 Moğol istilasına kadar hayatiyetini sürdürmüştür. İlçenin kuruluşu ile ilgili Osmanlı salnamelerinden alınan bilgiler doğrultusunda, Seyit Harun Veli Horasan'dan Konya'ya intikal etmiş, Konya' dan da önce İlçeye bağlı bugünkü Ortakaraören (Karaviran) kasaba mıza gelmiş ve tarihi izler bırakarak, Seydişehir İlçesinin bulunduğu mevkiye intikal etmiştir. Bu esnada Seydişehir'de hiçbir yerleşim birimi yok iken, Seyit Harun Veli, önce kurmayı tasarladığı şehrin Kal'a (Kale Duvarı) kapılarının inşaasına başlamak üzere, iskan bölgesinin etrafını yüksek duvarlarla çevirmiş ve bilahire Seyit Harun Camii'nin inşaasına başlayarak 1310 yılında camii ibadete açılmıştır. Bu camii , külliye şeklinde hamamı ve diğer müştemilatı ile imar edilmiştir. Bu külliyede Seyit Harun Türbesi (1320) Halife Sultan Türbesi (Seyit Harun Veli'nin kızı) (1367) Rüstem Bey ve Sultan Hatun Türbesi (Turgutoğulları Soyundan Rüstem Bey, kızı ve oğulları) bulunmaktadır. Seydişehir İç Anadolu Bölgesinde Konya'ya 85 km. uzaklıktadır. Seydişehir doğuda Konya ve Çumra, Güneyde Bozkır ve Akseki, kuzeyde Beyşehir ile çevrilidir. Seydişehir'in batı kesiminden başlayıp güneye doğru uzanan Küpe Dağı, güneyde zengin boksit yataklarının bulunduğu Giden Gelmez Dağı adı ile devam eder . Kuzeybatıdan Güneydoğuya Suğla gölüne kadar olan arazi ovalıktır. İlçenin iklimi, kara ikliminden Akdeniz iklimine geçiş özellikleri taşır. Seydişehir 4. derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Seydişehir İlçesi Küpe Dağı'nın eteğinde kurulmuştur. Kentin batı ve güneybatısında çevreleyen Küpe Dağı'nın yüksekliği 2551 m.ye ulaşır Güneydeki dağlar ise toroslara aittir. Küpe Dağı eteklerinde çok sayıda pınar ve kaynak çıkmaktadır. Kentin çevresini oluşturan bu yüksek dağlar, Seydişehir de değişik bir estetik siluet oluşturmaktadır. Ayrıca kentin içinde eğlendirici, boş vakit geçirici amacıyla kullanılan Pınarbaşı, Kuğulu ve Beldibi Göletleri , suyunu Küpe dağındaki kaynaklardan alan doğal güzelliklerdendir. Eskiden Beyşehir üzerinden Konya'ya gitmek mümkün iken, yeni açılan Konya-Antalya karayolu ile Türkiye'nin her yerine bağlantı sağlanmıştır. Şu anda ilçe Konya'ya 85 km., Antalya'ya 208 km., Manavgat'a 135 km. mesafededir. İlçenin tüm kasaba ve köy yolları asfalt kaplamadır. Turistik yerler : Tınaztepe Mağarası, doğal su kaynakları ilçenin çok eski bir yerleşim merkezi olması nedeniyle görülmeye değer özelliklerdir. Kazı çalışmaları , bugüne kadar başlamamış olmasına karşın, antik yerleşim kalıntıları bakirliği ile ilginçliğini korumaktadır. Toros dağlarının doğal güzellikleri , yaylalar, avlaklar, iç ve dış turizmin ilgi odağı olabilecek yapıdadır. Seydişehir'de termal özellik taşıyan tek yer, hemen şehir içerisindeki Ilıca'dır. Pınarbaşı ve Kuğulu' da doğal su kaynakları olarak önemlidir. Ilıca tepesindeki kaplıcaların tarihinin M.Ö.'ye dayandığı sanılmaktadır. Deri, kemik, açık yaralar kadın hastalıklarına şifa bulduğu tahmin edilen kaplıcalar biri açık üçü kapalı havuz olmak üzere hizmet vermektedir. Tınaztepe Mağarası Konya-Seydişehir ve Antalya yolu üzerinde (Turizm Yolu) doğal harikadır. Seyit Harun Camii ve Türbesi , Muhammed Kuddusi Türbesi , Hacı Abdullah Efendi Türbesi, Seydişehir Kalesi, Halife Sultan Türbesi, Rüstem Bey ve Sultan Hatun Türbesi , Roma Şehri, Arastepe Roma Şehri, Eziktepe, Hitit Şehri, Kilise duvarları, (Ketenli Kasabası) , Akçalar Höyüğü, Karabulak Höyüğü, Ilıca Termal Tesisleri, Vasata Antik Tiyatro, Tınaztepe-Güvercinlik-Fevzine Mağaraları, Yeraltı Gölleri, Vervelit Şehri Kalıntıları, Arnava Şehri Kalıntıları Tarihi çeşmeler, Ilıca, Pınarbaşı, Kuğulu, Mamanda, Gözpınar, Çaybaşı, Beldibi, İçerikışla Seydişehir'in en önemli tarihi ve turistik yerleri olarak dikkati çekmektedir. İlçenin güneyinde uzanan Toros Dağları silsilesinde yaban domuzu, yaban keçisi , tavşan ve keklik gibi av hayvanları barınmaktadır. "Yaban Hayvanları ve Yaban Hayatını Koruma Sahaları" olarak belirlenen Bulamaç Kazanı Elmasut Yaylası, Keçili Köyü, Mortaş, Susuzşahap Yaylası, Gölyeri Mevkii , Karakışla Yaylası, Alacabel, Çatal oluk Çeşmesi, Elmalı Yaylası, Giden gelmez Dağı v.b. yörelerde kontrollü olarak av turizmi yapılmaktadır. Seydişehir tınaz tepe magarası ww.uydulife.tv
|
|||||||||
22.04.09, 19:33 | #50 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Konya Sarayönü ilçesi
SARAYÖNÜ Konya Sarayönü ilçesi Yüzölçümü : 1088 km2 Nüfusu : 39.110 İlçe Merkezi : 12.221 Köyler : 26.889 Rakım : 1055 m. Sarayönü yerleşim alanında bulunan 4000 yıl kadar önce Hititler'in yaşadıkları bilinmektedir. Daha sonraları Frigyalıların ve Bizanslıların eline geçti. Selçuklular ve Osmanlılar zamanında tamamen "Türk Yurdu" oldu. Kuruluş hakkındaki tarihi bilgilere göre Sarayönü'nün güney batısında bulunan Saiteli ile güneyindeki Ladik Dağlarının eteğinde kurulmuş olan Bozok (Öziçi) ili adı ile bilinen iki kasaba halkının; oturdukları yerler Haçlı ordusunun geçiş yolu üzerinde olmasından bu ordunun yağmasından kurtulmak istediler. Bu sebeble inlerin bulunduğu, bugünkü Yukarı Mahalle denilen yere göç ettiler. İşte bu yüzden kasabalarından göç edip inlere yerleşenler Sarayönü'nün kuruluşunda öncü olmuşlardır. Tolabası adı ile anılan bu inlerin o zamanlar hem sığınak hem de mesken olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. İlçenin ismi bu inlere bağlanır. Büyüklüğü, konforu ve kullanışlı olması bakımından saraya benzetilen bu inlerden dolayı buraya SARAYİNİ denmiştir. Bu isim zamanla "Sarayönü" biçiminde kullanılır olmuştur. Kuzeyinde Cihanbeyli, batı'dan Kadınhanı, doğudan Konya İli, güneyden Ladik Dağları ile sınırlıdır. Bölgemizde yüzey şekilleri bakımından bir sadelik göze çarpar. İlçemiz toprakları Cihanbeyli platosunun güney uzantısındaki düzlükler üzerinde bulunmaktadır. İlçemiz güneyden Batı Torosların bir uzantısı olan Sultan Dağları ve Ladik Dağları ile çevrilmiştir. Ladik tipi halıcılık başta Ladik Kasabası olmak üzere Sarayönü merkez ve diğer köylerde el tezgahları vasıtasıyla halkın önemli gelir kaynağını oluşturmaktadır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|