|
09.04.09, 01:15 | #1 |
“Harput O eski Harput, Kale otağ olaydı Gönül dostların orda birbirini bulaydı N’olaydı, n’olaydı keşke olaydı Rindane şarap içip, erenler yâd olaydı Divan-ı Harputi’den bir güzel meşk olaydı N’olaydı, n’olaydı keşke olaydı” Harput Kale otağ olaydı da, bütün ervah, bütün gönül dostları o otağda bir arada olaydı! O ne güzel hatıralardı, o ne kalıcı dostluklardı? Vefadan gayri bir şey bilmedik. ‘edepten öte’ sözümüz olmadı. Muhabbet, bir sevginin ve bir saygının en asil örgüsüydü. Bugün Şairimiz, Elâzığ’ın teyzesi Berika Küçük Hanımefendinin taziyesindeyiz. Bizleri kapıda bir beyefendi insan, mahzun bir edayla, yılların yorgunluğunu üzerinde belli edercesine durgun gözlerle Kâinat Küçük karşılıyorlar. Bir vuslat eri kendileri. Hüznünü nasıl gizleyebilirlerdi ki? Hasret kokan yalnızlığını nasıl üzerinden atabilirdi ki? Gözlerin dolu dolu olduğu bir an, ‘Eğin’ gözlerimizin önüne geldi. Berika Hanımefendinin dua gibi bir şiiri vardı, ‘küçük şehir’ dedikleri Eğin üzerine. Şairimiz ne diyorlar; “Uzaktan göründü Eğin bağları Yeşil Fırat aralamış dağları Bu ayrılık hasta eder sağları Güzel yurdum, şen kalasın Eğin’im” Bizim tarihimizi, bizim özlemlerimizi, bizim hatıralarımızı şairlerimiz dillendirmişlerdir. Onlar, bu şehrin hafızalarıdırlar. Onlar, bu şehir ile birlikte doğmuşlar, bu şehir ile birlikte yürekleri atmıştır. Onlar, Harput’u gönüllerde yaşatan söz ustaları, ses mimarları! Tarihin asıl nakışları onların gönül çıralarıyla yakıldı! Şair sözüne lütfen, ne afakî ve nede hayal duvarlarına çarpan anlamlı ve anlamsız dalgalar deyiniz! O bilir, geceye bürünen ışık fazlarını! O bilir, sevda parıltılarına bürünen gönül nazlarını! Rahmetli Şeref Tan bir eserinde şöyle seslenir; “Çalın, söyleyin gakkom, yad edelim eskiyi Memişoğlu Fikret’i, Korukoğlu Şevki’yi Sunguroğlu İshak’ı ve daha nicesini ... Hatırlayıp çözelim gönül bilmecesini, Hacı Hayri; “Sinemde bir tutuşmuş...ocağ” dır, Bu ocağı göre nice “Hafızlar yahacahğdır!” Bizim şiirimizin dilinde Ahmet Yesevi ve ondaki hikmet dersleri vardır. Yunus da ki sadelik, duruluk ve aklık vardır. Dilimiz için ‘ses bayrağı’ dedik, ‘söz sancağı’ dedik, ‘hikmet pınarları’ dedik. Dilimizin asıl muhafızları şairlerimizdir. Onların nesilden nesle aktardıkları o mirasladır ki, vatan coğrafyası daha da azizleşmiş, insanımızın gönül dünyası daha ziyadeleşmiştir. Bir söz vardır, “sanatı ilim muhiti besler” Elâzığ, böyle bir ruha ve böyle asil bir muhite sahiptir. Ne deriz, “Her nefis, ölümü tadacaktır” Her yeni mutlaka eskiyecek, her doğan güneş batacaktır. “İnsan bir yolcudur, çocukluktan gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede devam eden bir yolculuk” Bir şey var ki, hayatı hayırlarla donatılmış bir insanın aramızda, sürekli hatıraları yâd edilerek, anılarak yaşayacağıdır. Çocukla çocuk, büyükle büyük olan bir halk muallimi, bir sanat dostu, bir şair, bir kibar hanımefendi aramızdan ayrıldı. Allah rahmet etsin diyor, sanat dünyamızın başı sağ olsun diyor ve yakınlarına sabır ve tahammül dileklerimizi belirtiyorum. Allah Rahmet eylesin ww.uydulife.tv
|
|
09.04.09, 01:16 | #2 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
HADİ HARPUT'A GİDEK Yağız atı bağladım tarladaki gazzuğa Toplanın çağalarım hep gidek Elazığ'a Tefo, İbo Gakkom'gil. Mamoş'u al sende gel Dipsiz gölle şorşorun arasındaki bağa Çayırlığa yığılın, tut dibinde çoç edek. Hasavana tökülen tutları hap hap edek. Domatesnen balcanı doğramıştım güvece Bişsin o nu da yiyek, sona Harput'a gidek. Yarıçavuş Suyu'nda her derde şifa vardır. Papur yolundan gidek, it yokuşu çoğ dardır. Arap Baba, Fetahmat gezek, ziyaret edek Dönek Şarahatun'da ALLAH'a secde edek. Bi maya söle gakkoş, duysun galalı İbo Belki de duyar gelir Kore'nin oğlu Mamo Gümüş köstek takalım Zoro'nun hançerine Gürün şalı kuşağın sohsun ara yerine Derler ki , çoh güzelmiş Harput'ta iri Güllü. Cimşit hemamındaki peştimalı püsküllü Nesibe'nen, Fide'ydi, Çatalkaya dilberi, Onlara ne türküler sölemiş Hafız Nuri Gala'dan yenek yayan, dayan yüregim dayan Saray bahçalarında cebimiz dolsun payam Hadı durmayın gezek Hüsenik, Morinik'te, Nahna yemek istersez oturalığ kesrik'te, Tut'un gıkgılıginde çullu garga pınigi, Yımırtasını gapmış gomşu itin enügü Dedim, "bi külbe vuram ben o'nun kel başına" Nedem anam acıdım, kıyamadım yaşına! Bi zaman Mezire'de vermişlerdi el ele Arpacı, Hacı Baloş, Hacı Serçe, Şedele Babuş gilin mısdafa, Hacı Kaya, Kışoğlu Vezir gibi gezerdi Asım Çötelioğlu Atımın eğerine işledim al çuha Çarşı iti gillerin Esme'ye "baba çıha" Bi nazar etse çatlar kavurma çinileri, Ondan gorhar, gaçardı Dere hamam cinleri. Çohtandır ayrılmışım eşimden, yoldaşımdan Mastar dağı benmiyim duman kahmaz başımdan? Gurut'tan kellecoş yap kortik çanağa doldur, Hasretle gaşuhlıyağ tatlı Harput aşından Kör ola gambur felek, zehir gattı aşıma Ayırdı memleketten, torpağ ola başıma Emoş Bibi'ye sordum;"ösgedin mi Harput'u" Dedi, "ben gurban olam torpağına daşına" Yerik gibi istedi, "goruh helvası" canım... Onu çoğ hoş yapardı Perçençli Hayre Hanım İshak der ki; "yurdumun hasretinen coştun ben, Şu anda hançer vursan ahmaz bi damla ganım". İshak Rafet Acaralp ww.uydulife.tv
|
|||||||||
09.04.09, 01:17 | #3 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Gakkoma Mektup
Tüm geceler berrak, yıldızlı aylı Düğünleriniz geçiyor mu halaylı? Bakırcılar çarşısında kalaylı Gablar yine satılıyor mu GAKKOM? Saçları bölük bölük mü kızların? Çekimi ilgisini yağızların? Maya ve divan kokan ağızların Bilirmisin hasrtindeyim GAKKOM. Tütüyor gözümde pençeç'in tutu, Yakar gönlümü o demleri odu, Harput havasında gırnata-udu Dinlemek başka oluyor GAKKOM. Hasreti içime işlemiş gurbet, Mastar'a Hazar'a bak, hele sabret Ayrılık yüzler güler elbet, Gün gelir gönüller şad olur GAKKOM. Kediler öksüz, yok Aliye bacı. Kime nasip iri Güllü'nün tacı Uzaklardan haber gelir çok acı Harput harap, Harput bitap he GAKKOM. Gakkoşlarım diz vursun birer birer, Davula dem versin Gara biber Şimdiki nesil geçmişten bi haber Yetişiyormuş, bu olmasın GAKKOM. Yırtsın karanlıkları ÇAYDA ÇIRAM Töremi hor görenlerle yok aram. Kimse bilmez mazimi kaç asıram Gönülden gönüle akarım GAKKOM. Ötsün Feyzi Baba'nın gırnatası, Yok olsun kalplerimizin tasası, Şenlensin Erenler-Alper ovası Gün gelir gönüller yad olur GAKKOM. Fırat'ım, Diclesine El uzatsın, Hazar'da gençler gönlünce yıkansın Yarınkiler, bugünü aratmasın Töremiz yaşasın, boy atsın GAKKOM. Köğankli Kör Hafız maya söylesin Sarsın ruhu içli ses, yer inlesin Gönül çavreşsiz hayatı neylesin Yarsız olurda, onsuz olunmaz GAKKOM. Görenin gönlünde bırakmışsın iz, Elâziz, Elâziz güzel Elâziz, Mamuratül Aziz-i Faruk Nafis Anlamakta yetersiz kalır GAKKOM. Faruk Nafiz GÜRAKAR ww.uydulife.tv
|
|||||||||
09.04.09, 01:17 | #4 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Mektuba Cevap
Geceler karanlık, kasvet üzre ay, Arşivine girdi Müzenin halay. Melamine vurulur mu heç kalay? Bakır gab dünyadan gahi yav gakkom. Saçları dipden kesdüri gızlar, Bil ki, yağızların üreği sızlar. Maya gohan, divan gohan ağızlar Sarmısahğlı paça gohi yav gakkom. Perçenç'in tut'una kiraz aşladık. Tut dalında "Akçakiraz" taşladık. Gırnatanın bir fasıla başladık. Makam gıvrım gıvrım ahi yav gakkom. Hasreti duygusunda iç çeki? gurbet Mektuplarda satır satır merhamet Dilenirken derler, "birezim sabret" Sabrında canı çıhi yav gakkom. Gayıp olmuş iri Güllü'nün tacı Veda edip gitmi? Aliye Bacı Tüm pisikler arkasında duacı Melül mahzun bize bahi yav gakkom. Gakkoşlarım topbuhğ vuri yer oyni Cümle davul,...Gümbür gümbür yar oyni Çapik çali, demi 'YERİMDAR' oyni Vakur duru? beni yahi yav gakkom. Asırların ötesinde bir ışık Mazi, ati, öğül, sevda karışık Çaydaçyra, bize özge yakışık Mum ucunda şimşek çahi yav gakkom. Sesi çıhmi gyınatanın lal olmuş, Bilmim ki bizlere nasıl hal olmuş Başlar hoban olmuş, tarla yol olmuş, Derdim boğazımı tıhi yav gakkom. Göz yaşıdır Fırat, Dicle ve Hazar Üç mavu boncukta eriyen nazar... Töre yaşadıkça boy atıp, uzar. Bu öğüt gençleri sıhı yav gakkom. Maya kulaklarda tatlı bir nenni Gönül coşi, ruh sarsili, yer inni Bak gör, tiryakisi nasılda dinni Kör Hazıfız mayası ahi yav gakkom. Gakkom Faruk Nafiz, der Şeref sana; "Az söle ki zülfiyare tohana" Arada bir abıhayat tarhana Her gün yese, insan bıhi yav gakkom. Şeref TAN ww.uydulife.tv
|
|||||||||
09.04.09, 01:18 | #5 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
GEZİLECEK YERLER
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Elazığ'da ilk müze 30 Nisan 1965 tarihinde, Harput Bucağı'nda bulunan Alacalı Mescit'te "Harput Müzesi" olarak kurulmuştur. Sonraki yıllarda bu yapı, toplanan eserler için küçük geldiğinden, İstasyon Caddesi'ndeki Elazığ Belediyesi'ne ait bir binaya taşınmıştır. Daha sonra Keban ve Karakaya Baraj projeleri çerçevesinde yapılan yüzey araştırmaları ve kazılarda bulanan eserlerin teşhiri söz konusu olunca, bina yetersiz kalmıştır. 1971-1972 yıllarında Elazığ Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi Kampüsü (şimdiki Fırat Üniversitesi Kampüsü)'nde 12.700 m² lik bir alan müze binası için tahsis edilmiş ve müze deposu ile idari binaların yapılmasından sonra, 28 Temmuz 1982 yılında müze ziyarete açılmıştır. Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, "Arkeolojik Eserler ve Sikke Salonu, Halı Kilim ve Etnografya Salonu" olmak üzere iki salondan ve çeşitli eserlerin saklandığı depo bölümlerinden oluşmaktadır. Arkeolojik Eserler ve Sikke Salonu'nda Keban ve Karakaya Baraj Projeleri nedeniyle yapılan Tülin Tepe, Tepecik Örenyeri, Değirmen Tepe, Haraba Höyüğü, Norşun Tepe, Aşvan, Sakyol (Pulur), Ağın Kalaycık Höyüğü, Ağın Kalecik Höyüğü, Pağnik Örenyeri, Han İbrahim Şah, Şemsiye Tepe, Yeniköy kazıları ile, Karataş Kayaaltı Sığınağı, Küllünün İni, Aktaş ve Yıkılgan yüzey araştırmalarında bulunmuş; Paleolitik, Neolotik, Kalkolitik, Tunç (Protto Hurri-Hitit), Demir, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda ve çeşitli eserler sergilenmektedir. Halı-Kilim ve Etnografik Eser Salonu'nda ise, bölgeye ait özgün el ürünü halı ve kilimler ile yöreye ait kültürü tanıtıcı nitelikteki etnografik malzemeler sergilenmektedir. Müze içi bu sergilerin dışında, dışta müze girişinde Tunceli'den toplanmış koç ve at şeklindeki mezar taşları ile çeşitli dönemlere ait kimi taş eserler sergilenmektedir. Fırat Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Kampüsü Tel : (0424) 241 11 30 Faks : (0424) 241 11 31 Pazartesi dışında her gün 08.00-12.00/13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır. Harput Müzesi Elazığ Müzesi Müdürlüğü'ne bağlı olarak hizmet veren ve Harput Bucağı'nda eski belediye hizmet binasının karşısında yer alan müze, Elazığ Müzesi'nin çekirdeği olarak kurulduğu 1965 yılında bu yana hizmetine devam etmiş olup, yöresel el sanatları ve etnografik malzeme barındırmaktadır. Ayrıca, Harput'ta bulunan çeşitli yapılara ait kimi kitabeler de, müzede koruma altına alınmıştır. Eski Belediye Binası karşısı Tel : (0424) 241 11 30 Pazartesi dışında her gün 08.30-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır. Örenyerleri Harput İlk izlerini Harput İç (Süt) Kale'de bulduğumuz ve Urartu Döneminden günümüze kesintisiz iskân gören Harput, tarih içinde çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Her dönemde önemli bir uç kalesi olarak kullanılan Harput, Çubukoğullarına ve Harput Artuklularına başkentlik yaptıktan sonra, 1910'lu yıllardan sonra terkedilmiş ve bugünkü bucak durumuna gelmiştir. Harput'ta günümüze ulaşmış çok sayıda, çeşitli dönemlere ait yapı bulunmakta olup bunlardan en önemlileri Meryem Ana Kilisesi, İç (Süt) Kale, Ulu Cami, Esediye Camii, Alacalı Mescid, Fatih Ahmet Baba Mescid ve Türbesi, Mansur Baba Türbesi, Ahi Musa Mescid ve Türbesi, Arap Baba Mescid ve Türbesi, Sara Hatun Camii, Meydan Camii, Kurşunlu Cami, Ağa Camii, Ahmet Bey Camii, Kale Hamamı, Hoca Hamamı ve Cemşit Bey Hamamı'dır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
09.04.09, 01:18 | #6 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Palu
Harput ile birlikte Urartu Döneminden bu yana kesintisiz iskân görmüş olan Palu çeşitli egemenlikler altında kaldıktan sonra bugün ilçe olarak iskâna devam etmektedir. Palu Kalesi'nde bulunan ve Urartu Kralı Menua'ya ait çivi yazılı yazıt dışında, Osmanlı Dönemi yapılarından Alacalı Mescid, Cemşid Bey Mescid ve Türbesi, Merkez Camii, Ulu Cami, Küçük Cami ve Anonim Hamam ile Ortaçağ Kilisesi ve Artuklu yapısı olan Eski Palu Köprüsü günümüze ulaşan önemli yapılardandır. Pertek Çeşitli dönemlerde iskân görmüş olan Eski Pertek günümüzde Keban Baraj Gölü altında kalmış olup geride sadece ada görünümündeki Pertek Kalesi ile baraj alanında yeni Pertek ilçesine (Tunceli İline bağlı) taşınmış Çelebi Ali ve Baysungur camileri kalmıştır. Baraj gölü altında kalan kilise, saray, mescid, türbe, hamam, imaret, kantariye gibi yapılar, Pertek'in çeşitli dönemlerde olduğu kadar, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde özel önem kazandığını göstermektedir. Adres: Fırat Üniversitesi Kampüsü Elazığ Tel: (424) 212 24 03 Kaleler Harput Kalesi (Süt Kalesi) Tarihi Harput şehrinin güneydoğusunda, Elazığ ovasına egemen bir konumda bulunan kalenin Urartular döneminde inşa edildiği bilinmektedir. Kalenin Roma, Bizans ve Arapların eline geçtiği tarihi belgelerde mevcuttur.Kale hakkında çeşitli efsaneler anlatılmaktadır. Bir rivayete göre kalenin yapımı sırasında harcın hazırlanması sırasında su yerine süt kullanıldığı, bu nedenle Harput Kalesi'nin bir adının da Süt Kalesi olduğu söylenmektedir. Camiler ve Kiliseler Ulu Cami : Harput'ta Artuklu hükümdarı Fahrettin Karaslan tarafından M. 1156-1157 yılında yaptırılan cami, Anadolu'daki en eski ve en önemli yapılardan birisidir. Kurşunlu Cami : Harput'ta Osmanlı devri camilerinin en güzel örneğidir. Sara Hatun Cami : Akkoyunlu hükümdarı Bahadır Han'ın annesi Sara Hatun tarafından 15'inci yüzyılda yaptırılmıştır. Minberi taş işçiliğinin güzel örneklerindendir. Bir külliye halinde inşa edilmesine rağmen bugün yalnızca cami kısmı mevcuttur. Meryem Ana Kilisesi : Harput Kalesi'nin sol tarafında yer alır. İnşa tarihi M.S. 179'dur. Bu kilise Kızıl Kilise, Süryani Kilisesi ve Yakubi Kilisesi adlarıyla da anılmaktadır. Hamamlar Hoca Hasan Hamamı Zamanımıza kadar ulaşabilmiş klasik Osmanlı tipi hamamlarından biridir. Soyunma, Ilıklık ve Yıkanma yerlerinden meydana gelmiştir. İki giriş kapısı bulunur. Batı kapısının sade olmasına rağmen doğu kapısının kubbeli oluşu dikkat çekicidir. Soyunma yeri kare planlı ve üzeri kubbe ile örtülüdür. Günümüzde tamamen yıkılmış olan ılıklıktan, yıkanma yerine geçilir. Yıkanma yeri dört eyvanlı, ortası büyük kubbeli ve köşeler de birer kubbeli halvetlerden meydana gelmiştir. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
09.04.09, 01:18 | #7 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Cimşit Bey Hamamı
Sarahatun Camii bitişiğindeki klasik tipte bir Osmanlı yapısıdır. Soyunma yeri kare planlı üzeri kubbe ile örtülü olup, iki kapısı mevcuttur. Yıkanma yeri Sarahatun Camiine dayanır. Dört eyvanlı köşelerde birer kubbeli halvetler bulunmaktadır. Bu yapı Yavuz Sultan Selim’in Sipahi Beylerinden Cimşit Bey tarafından 16. Asrın ilk yarısında yaptırılmıştır. Günümüzde restore edilerek kullanılır hale getirilmiş ve hizmete açılmıştır. Mağaralar Buzluk Mağarası Yeri: Elazığ, Harput BeldesiBuzluk Mağarası, tarihi Harput beldesinin kuzeydoğusunda Elazığ'a 12 km. uzaklıkta olup, Keban Baraj gölünün seyir tepesi konumundadır. Özellikleri: Buzluk Mağarası, jeomorfolojik yapısı nedeniyle gerçekleşen klimatolojik şartlar ve hava sirkülasyonu özelliğinden dolayı yaz ayları içinde doğal olarak tabakalar, sarkıtlar ve dikitler halinde buz oluşturmakta, kış aylarında ise tam tersine buz teşekkül etmemekte ve sıcak hava oluşturmaktadır. Mağarada oluşan buzun bazı hastalıkların tedavisinde kullanıldığı hususu yöre halkı tarafından belirtilmektedir. Bölgede meydana gelen büyük bir çöküntü ile çevresinde bulunan kayaların üst üste yığılmasıyla oluştuğu sanılan mağaranın bulunduğu yer ağaçlandırılmaya elverişli olup, mesire olarak da değerlendirilebilir durumdadır. Buzluk Mağarasının tarihinin, kuruluş tarihi Urartulara kadar uzanan Harput'un tarihinden daha eski olduğu bilinmektedir. Kaplıcalar Karakoçan Kolan Kaplıcası Karakoçan İlçesine 18 km. uzaklıkta bulunan Kolan Kaplıcası Peri Çayının güney kıyısındadır. Saniyede 5 litre kaynayan suyun sıcaklığı 60 o C dir. İçmece ve su banyosu şeklinde kullanılmaktadır. Kaplıca suyu özellikle mide, bağırsak, karaciğer, safrakesesi, kadın hastalıkları, cilt hastalıkları ve romatizmal hastalıklara olumlu etki yapmaktadır. Harput Dabakhane Suyu Üç kurnası mevcut olup kurnalar birbirleriyle ilişkilidir. Kurnalar içerisindeki sular sürekli yenilenmektedir. Sıcaklığı 5o C olan su renksiz, kokusuz, berrak, içme suyu kriterine uygun olup, iletkenliği 410 mg. ve PH 7.9 dur. İçerisinde sodyum, potasyum, karbonat, sülfat, klorür, iyodür, amonyak, nitrat ve nitrit bulunur. Dabakhane suyunun, mide, bağırsak, karaciğer, hastalıkları ile ruhi depresyonlara iyi geldiği bilinmektedir. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
09.04.09, 01:19 | #8 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Göller
Hazar Gölü Elazığ'a 22 km. uzaklıkta, Elazığ - Diyarbakır karayolu güzergahında olup, Hazar Baba ve Astar Dağları arasına sıkışmış tektonik bir göldür. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin kendine has plajları olan su sporları ve balık avcılığı yapılan ve Avrupa Çevre Eğitim Vakfı tarafından iki plajına Mavi Bayrak verilen en önemli gölüdür. Göl, günün her saatinde değişik görünüm kazanarak mavinin ve yeşilin her tonunu gösterir.Çevresinde 25'e yakın kamu kurum ve kuruluşlarına ait eğitim ve dinlenme tesislerinin yanı sıra Turizm Bakanlığı'ndan belgeli otel, motel lokanta ve günübirlik piknik alanı, ayrıca özel kuruluşlar tarafından işletilen balık evleri bulunmaktadır. Yaz ayları boyunca nüfus yoğunluğunun arttığı göl civarında , 1990 yılında yapılan araştırma neticesinde; içerisinde batık bir kentin olduğu keşfedilmiş, bu da göle ayrı bir gizem kazandırmıştır. Hazar Gölü'nün Kilise Adası civarından başlayan batık kentin Sivrice ilçesine kadar uzandığı tespit edilmiş olup, bilimsel araştırmalarla tarihinin ve orada oluş nedeninin ortaya çıkarılmasını bekleyen, ulaşım sorunu olmayan göl, yerli ve yabancı turizme her yönüyle hizmet veren ve kıyı turizmi açısından önemli bir doğal varlıktır. Keban Baraj Gölü Türkiye'nin en büyük yapay gölüdür. Keban Baraj Gölü'nde su avcılığı ve balık üretimi yapılmaktadır. Keban Baraj gölü kıyısında halkın dinlenebileceği çok sayıda piknik alanları ve balık evleri bulunmaktadır. Keban Baraj Gölü'nün oluşması sırasında meydana gelen ve Çırçır Şelalesi olarak bilinen şelale, çevresini doğal park ve mesire yeri durumuna getirmiştir. Cip Baraj Gölü İlimizin 10 km. batısında bulunan Cip Barajı, Murat Nehri ile birleşen Cip Çayı üzerinde ve Cip Köyünün güneyinde yer almaktadır. Barajın yapımıyla oluşan göl sularıyla 800 hektar alan sulanmaktadır. Göl çevresi ise mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Sportif Aktiviteler Kamp – Karavan İlin Sivrice ilçesi , Güney Köyü, Hacıbey mevkiinde faaliyette bulunan Turizm Bakanlığından İşletme Belgeli Tur-Pol Turistik Tesisleri bünyesinde 300 araç , 200 çadır, 50 karavan kapasiteli, yine Gezin Belediyesine ait Plajköy Gazino ve Dinlenme Tesisleri bünyesinde 20 araç kapasiteli ve çok sayıda çadır kurmaya elverişli kamp yeri ile Elazığ Belediyesine ait Kampta 200 araç, 100 çadır kapasiteli kamp yerinin yanı sıra Hazar Gölü kıyısında halka açık yörelerde , Keban Baraj Gölü kıyılarında ve Cip Barajı mesire yerinde kamp yapma imkanı mevcuttur. Özellikle Hazar Gölü kıyısında bulunan kamp yerlerinde yılın Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında Çadır kurarak dinlenenlerin sayısı oldukça artmakta ve burada tatil yapanlara çeşitli hizmetler sunulmaktadır. Av Turizmi İlde Avcılık Kulübü tarafından av mevsiminde av partileri düzenlenmekte olup, genellikle Keklik, Tavşan, Bıldırcın ve Tilki gibi çeşitli türden hayvanlar avlanmaktadır. Fırat Nehri ve Keban Barajının yapılması ile oluşan baraj gölünde yaklaşık 20’den fazla balık türünün bulunduğu bilinmekte olup, Bu balık çeşitleri arasında en fazla beğenilen ve avlanan Aynalı Sazan balığıdır. Olta Balıkçılığı Etrafı doğal ve yapay göllerle çevrili olan Elazığ’da özellikle Keban ve Karakaya Baraj gölleri kıyılarında sportif amaçlı olta balıkçılığı büyük ölçüde yapılmaktadır. Kayak Merkezi Sivrice Hazar Baba ww.uydulife.tv
|
|||||||||
09.04.09, 01:19 | #9 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
COĞRAFYA
Elazığ, Fırat Havzası'nın "Yukarı Fırat Bölümü"nde yer alan bir Doğu Anadolu kentidir. İl genellikle dağlar ve ovalarla kaplıdır. İl toprakları, doğu ve güneyden, Güneydoğu Torosların batı uzantılarıyla, kuzey ve batıdan ise Keban ve Karakaya baraj gölleriyle çevrili bulunmaktadır. Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında yer alan Elazığ İlinde bölgenin diğer bölümlerinden oldukça farklı ve karakteristik bir iklim dikkati çekmektedir. İlin gerek coğrafi konumu, gerekse morfolojik özellikleri bu elverişli durumun ortaya çıkmasında en büyük etken olmuştur. İlde karasal iklim egemen olup, kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçmektedir. Ancak il çevresinde oluşturulan baraj gölleri, iklimde kısmen sapmalar göstermektedir. TARİHÇE Elazığ, Doğu Anadolu'da tarihi Harput Kalesi'nin bulunduğu tepenin eteğinde kurulmuş bir şehirdir. Mevcut tarihi kaynaklara göre Harput'un en eski sakinleri M.Ö. 2000 yıllarından itibaren Doğu Anadolu'ya yerleşen Hurrilerdir. Harput ve çevresi, 26 Ağustos 1071 Malazgirt muharebesinden sonra 1085 yılında Türklerin eline geçmiştir. Çubukoğulları, Artukoğulları, Akkoyunlular ve Osmanlılar bölgede hüküm sürmüşlerdir ww.uydulife.tv
|
|||||||||
09.04.09, 01:20 | #10 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
NE YENİR?
Elazığ-Harput mutfağı yörenin özelliklerine bağlı olarak çok büyük çeşitlilik ve zenginlik gösterir. İlin kendine has ve kendi ismiyle anılan pek çok yemeği vardır. Bu yemekler ülkemizin bir çok yöresinde Elazığ yemeği olarak yapılmaktadır. Kellecoş, işgene, Harput köfte, taş ekmeği, peynir ekmek, fodula, gömme, ufalama, söğürtme, ışkın, pirpirim, hesüde, gaygana, pestilli yumurta, dolangel, kalbur hurması, dilber dudağı, Elazığ'a has yemek ve tatlılardan bir kaçını örnek olarak verebiliriz. Elazığ'dan Yemek Tarifleri Harput köftesi Malzemeler: yağsız kıyma Bulgur 1 adet soğan Baharat tuz Maydanoz Suyu için: Yağ ve salça Hazırlanışı: Soğanlar yemeklik doğranır. Tüm malzeme karıştırılır ve yoğrulur. Yağlı ve salçalı kaynayan suyun içine atılarak haşlanır. Keşkek Malzemeler: 2 su bardağı kuru fasulye 4 su bardağı aşurelik buğday 250 gr. kavurma veya haşlanmış dil 2 adet soğan 300 gr. tereyağı 1 yemek kaşığı salça 8 su bardağı su tuz Hazırlanışı: Soğanlar doğrandıktan sonra pembeleşinceye kadar kavrulur. Fasulyeler haşlanır ve süzülür. Soğanlara salça, su, fasulye, buğday ve et katılır. Kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirilir. Pişerken sık sık tahta kaşık ile çarpa çarpa ezilmeleri için karıştırılır. piştikten sonra servis tabağına alınır. Orta kısmı çukurlaştırılır ve bu çukura eritilmiş tereyağ dökülür. YAPMADAN DÖNME Tarihi M.Ö. 2000 'li yıllara uzanan Tarihi Harput şehrini görmeden, Doğa harikası Hazar Gölü ve Buzluk Mağaralarını gezmeden, Fırat'ın gerdanlığı olan Keban Barajı ile Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi görmeden, Yörede üretilen üzümlerden yapılan Buzbağ Şarabı almadan, Orcik ve pestil ile çedene kahvesi almadan, ...Dönmeyin. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|