08.04.09, 01:26 | #31 |
Edirne Hamamları
Edirne hamamları konusunda başta Evliya Çelebi olmak üzere Abdurrahman Hıbri Efendi, Osman Nuri Peremeci ve Rıfkı Melûl Meriç bilgi vermektedir. Evliya Çelebi Edirne’de 3150 hamamın bulunduğunu yazmışsa da, bu sayının biraz abartılı olduğu açıkça görülmektedir. O.Nuri Peremeci, şehirdeki on beş hamam ile ilgili bilgiler vermektedir. Ardından da bu hamamlardan Abdurrahman Hıbrı Efendi’nin zamanına gelememiş, bunlar dışında on beş hamamın daha oluğunu ileri sürmüştür. Rıfkı Melul Meriç de on sekiz hamamın daha olduğunu, ancak bunların on dokuzundan hiçbir iz kalmamış olduğunu ileri sürmüştür. Ona göre Edirne’de otuz beş hamam yapılmıştı. Günümüzde Edirne hamamlarının büyük bir kısmı yıkılmış, bazıları satılmış ve ortadan kalkmıştır. Bunlardan; Kasım Paşa Hamamı, Sultan Beyazıt Hamamı, Ağa Hamamı, Yıldırım Hamamı, Fil Hamamı, Yeni Hamam, Hıdır Ağa Hamamı, Mahmut Paşa Hamamı, Büyük Hamam, Çıngıllı Hamam, Saruca Paşa Hamamı, Ağaç Pazarı hamamı, Taşlık Hamamı, Kadı Asker Hamamı, Bizans döneminden kaldığı söylenen Çukur Hamam, Yerekan Hamamı, Delikli Kaya Hamamı, Dere Hamamı, Kilimli Hamam, Hundi Hatun Hamamı, Yahşi Fakih Hamamı, Rum Mehmet Paşa Hamamı, Zen-i İbrahim Hamamı, Ahi Çelebi Hamamı, Oğlanlı Hamam, Tahmis Hamamı, Hıdır Ağa Hamamı, Çuhacılar Hamamı günümüze gelememiştir. Tahtakale Hamamı (Merkez) Edirne, Tahtakale Mahallesi’nde, Saraçlar Caddesi’nde ve Ali Paşa Çarşısı’nın karşısında bulunan Tahtakale Hamamını Sultan II.Murat, Darülhadis Camisi’ne vakıf olarak 1434- 1435’de yaptırmıştır. Günümüze oldukça iyi bir durumda gelen bu hamam aynı zamanda Edirne’nin en büyük hamamıdır. Camekanlı kâğir çifte hamam plan düzeninde yapılan hamamın erkekler bölümü kadınlar bölümüne göre daha büyüktür. Yapı tekniği olarak duvarları üç sıra tuğla ve bir sıra taş dizisinden yapılmıştır. Erkekler bölümünün soyunmalık kısmı üç bölümden meydana gelmiştir. Bu bölümün üzerinde aydınlılık pencereleri bulunan, köşelerinde içten mukarnasları olan merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Ayrıca soyunmalığın ikinci katı asma kat konumunda olup iki katlıdır. Bu bölümün ortasına da fıskiyeli bir havuz yerleştirilmiştir. Soğukluk ve halvet bölümleri dıştan kiremitli bir kubbe ile örtülmüştür. Bu bölümün duvarları moloz taştan yapılmıştır. Hamamın güneyinde bulunan halvet kısmı merkezi kubbeyi destekleyen dört yarım kubbe ile örtülmüştür. Aynı zamanda bu bölüm dört eyvan plan düzenindedir. Hamamın kadınlar ve erkeler bölümü arasına külhan, güneyine de su sarnıçları yerleştirilmiştir. Kadınlar bölümüne göre soğukluğu biraz daha küçüktür. İki sıra tuğla bir sıra taştan yapılan bu bölüm kare planlı olup üzeri on iki kasnağa oturan bir kubbe ile örtülmüştür. Buradan geçilen soğukluğun üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Halvet ve orta mekan, doğu ve batıdaki iki yarım kubbeli eyvan ile daha da genişletilmiştir. Bu bölümün güneyindeki bir kapıdan da hamamın özel yıkanma bölümlerine geçilmektedir. Tahtakale hamamı günümüzde özel bir mülkiyette olup kullanılmaktadır. Mezit Bey Hamamı (Merkez) Edirne, Eski Cami’nin batısında olan Mezit Bey Hamamını Eflak’da Macar Hunyadi Janos ile yapılan savaşta şehit düşen Mezit Bey yaptırmıştır. O.Nuri Peremeci bu hamamın yapılış tarihi olarak l441-1442 tarihini ileri sürmüştür. Ancak Mezit Bey’in l442’de şehit olduğunu göz önüne alırsak hamamın bundan biraz daha önce yapılığını düşünebiliriz. Kesme taş ve tuğladan tek hamam olarak yapılan hamam soyunmalık, soğukluk ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiş olup üzeri kubbe ile örtülmüştür. Hamamın yamuk plan düzenindeki camekan bölümünün çevresine ahşap sütunlu bir sundurma eklenmiştir. Buradan geçilen soğukluk çapraz tonoz örtülü olup, sıcaklığın çevresine kurnalı bölümler sıralanmıştır. Sıcaklıkta kare planlı, üzeri kubbeli iki halvet kısmı bulunmaktadır. Hamamın dışına da külhan yerleştirilmiştir. Hamam bir gün kadınlara bir gün de erkeklere hizmet vermiştir. Sokullu Hamamı (Merkez) Edirne’nin merkezinde, Üç Şerefeli Cami’nin karşısında bulunan Sokullu Hamamını, Sokullu Mehmet Paşa Mimar Sinan’a yaptırmıştır. XVI.yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen hamam, Osmanlı mimarisinin en güzel eserlerinden birisidir. Çifte hamam plan düzenindedir. Sonraki yıllarda bu hamamın yanına yapılan Taş Han ona bitiştirilmiştir. Hamamın kadınlar ve erkeklere ait bölümlerinin girişleri ayrı ayrı yerlerdedir. Hamamın doğu yönündeki sivri kemerli sütunlu görkemli bir girişle erkekler bölümünden soğukluk bölümüne girilmektedir. Bu bölümün çift kanatlı giriş kapısının üzerindeki yay kemerin içerisinde biri ters diğeri düz olmak üzere renkli taşlardan palmet motifleri yerleştirilmiştir. Ancak daha önce burada var olan kitabe günümüze gelememiştir. Soğukluk bölümünü tromplu merkezi bir kubbe örtmekte olup buradaki kubbe yanlardaki tonozlarla desteklenmiştir. Hamamın duvarları iki dizi tuğla ve bir dizi de kesme taş ile örülmüştür. Aynı zamanda dış duvarlar dar silmelerle sona erdirilmiştir. Kadınlar ve erkekler kısmının soyunmalıklarının üzerleri, sekizgen aydınlık fenerli, on iki kasnaklı birer kubbe ile örtülmüştür. Kadınlar bölümünün soyunmalığı diğerine göre daha küçük ve sadedir. Buradaki kare mekanın üzeri pandantifli kubbe ile örtülmüş, içten kubbe eteği palmet motifleri ve kalem işleri ile bezenmiştir. Hamamın her iki bölümünün halvet kısımları yüksek kasnaklı pandantifli kubbelerle örtülmüştür. Ayrıca halvette özel yıkanma hücreleri bulunmaktadır. Bunlardan kadınlar bölümünde olan kurnaların ilginç bir görünümü vardır. Bu kurnalar gelin ve kaynana kurnaları olarak isimlendirilmişlerdir. Kaynana kurnası daha büyük ve gösterişli, gelin kurnası ise daha küçük ve zarif görünümdedir. Hamam özel kişi mülkiyetine geçmiş II.Dünya savaşı sırasında bir ara hamam işlevinden uzaklaşmış ve ot deposu olmuş, bu arada içerisindeki mermer taşları yok olmuştur. Savaş sonrası onarılmış ve Edirne’de günümüzde hamam işlevini sürdürmektedir. 1960’lı yıllarda Sarayiçi’ne giden yolu genişletmek ve burada bir meydan yapılmak amacıyla hanın yıkılmasına girişilmiş, ancak çalışmalar durdurulmuştur. Bununla beraber hanın ve hamamın cephe görünümleri kısmen yıkılmış ve bugün garip bir hamam görünümü ortaya çıkmıştır. ww.uydulife.tv
|
|
08.04.09, 01:27 | #32 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Saray Hamamı (Merkez)
Edirne’nin en eski hamamlarından Saray Hamamı, Selimiye Camisi’nin kuzey doğusunda bulunmaktadır. XV.yüzyıla tarihlendirilen bu hamamın Sultan I.Murat döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Bununla beraber hamamın tarihi tartışmalı olup bu konuda kesin bir yargıya varılamamıştır. Hamam Saray-ı Atik’in (Eski Saray) bir bölümünü oluşturmaktadır. Sonraki dönemlerde halka açılmış, Selimiye Camisi’nin yapılmasından sonra da hamamın geliri camiye vakfedilmiştir. Çifte hamam plan düzeninde yapılan hamam kesme taş ve tuğladan son derece özenli bir işçilikle yapılmıştır. Kadınlar ve erkekler kısımlarının üzeri kubbelerle örtülmüştür. Duvar kalıntılarından ve kubbe eteklerindeki izlerden hamamın yapıldığı ilk devirlerde son derece güzel malakari süslü olduğu anlaşılmaktadır. Balkan Savaşı sırasında yıkılmış ve günümüze harap bir durumda gelmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmektedir. Beylerbeyi Hamamı (Merkez) Edirne’de Saraçhane Köprüsü ile Beylerbeyi Camisi’nin karşısında olan Beylerbeyi Hamamını Sultan I.Murat Döneminde Beylerbeyi Yusuf Paşa yaptırmıştır. Yusuf Paşa burada cami, imaret, türbenin yanı sıra bu hamamı da yaptırmıştır. XV.yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilen hamamın, caminin yapım tarihi olan 1429 ile eş zamanda yapıldığı sanılmaktadır. Beylerbeyi hamamı kesme taş ve tuğladan yapılmıştır. Uzun süre yapı topluluğu harap bir durumda kalmış, sonradan cami restore edilmiştir. Bugün hamam yarı yıkık durumdadır. Gazi Mihal Bey Hamamı (Merkez) Edirne-Kapıkule yolu üzerinde Gazi Mihal Bey Camisi’nin yanındadır. Gazi Mihal Bey tarafından 1422’de çifte hamam olarak yaptırılmıştır. Kesme taş ve tuğladan yapılmış olan hamamın içerisi malakari süslemeleri ile dikkati çekmektedir. Dikdörtgen planlı hamam ılıklık, sıcaklık, ve halvet bölümlerinden oluşmaktadır. Sıcaklığın iki tarafında birer eyvan bulunmaktadır. Halvet kemerlerle birbirinden dört ayrı bölüme ayrılmıştır. Hamamın arkasında boydan boya külhanı uzanmaktadır. İbrahim Paşa Hamamı (Merkez) Edirne Araplar Mahallesi’nde bir tepenin yamacında bulunan bu hamam İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. İbrahim Paşanın kişiliği ve ne zaman yaşadığı konusunda kaynaklarda bir bilgiye rastlanmamıştır. Tahtalı Hamamı (Merkez) Edirne Karanfiloğlu Mahallesi’nde bulunan bu hamam Fatih Sultan Mehmet ve Sultan II.Beyazıt’ın sadrazamlarından Koca İshak Paşa tarafından 1483'te yaptırılmıştır. Hamam girişi ahşap camekanlıdır. Günümüze gelemeyen, dikdörtgen planlı bu hamamın yalnızca duvar kalıntıları bulunmaktadır. Bunlara dayanarak hamamın taş ve tuğladan yapıldığı anlaşılmaktadır. Sıcaklık hamamın ortasında olup diğer bölümler onun etrafında şekillenmiştir. Alaca Hamam (Topkapı Hamamı) (Merkez) Edirne, Üç Şerefeli Cami’nin batısında bulunan Alaca Hamamın kitabesinden Sultan II.Murat tarafından 1440- 1441’de yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Günümüzde harap bir halde olan bu hamamın Arapça kitabesi Edirne Müzesindedir. Osmanlı mimarisinde çifte hamam plan düzeninde yapılmış olan hamamın soyunmalık bölümünün temelleri günümüze gelebilmiştir. Buna dayanılarak bu bölümün ahşap olduğu sanılmaktadır. XIX.yüzyıla kadar faal olan hamam Balkan Harbi'nden sonra terkedilmiştir. Yeniçeriler Hamamı (Merkez) Edirne Muradiye semtinde bulunan Yeniçeriler Hamamının ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Hamamın yanındaki Yeniçeriler Kışlası ve Yeniçeriler Camisi’nden ötürü bu isimle anılmıştır. Günümüze gelebilen izlerinden moloz taş ve tuğladan yapılmış olan hamamın güzel bir taş işçiliği olduğu sanılmaktadır. Kum Kasrı Hamamı (Merkez) Edirne Sarayiçi'nde, Saray-ı Cedid'in hamamlarından birisidir. Sultan II.Murad veya Fatih Sultan Mehmet döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Moloz taş ve tuğladan yapılmış, ılıklık, sıcaklık ve halvet bölümlerinden oluşmaktadır. Üst örtüsünde sıcaklık ve halveti ayrı ayrı kubbeler örtmektedir. Soğukluk kısmı üç küçük kubbe ile örtülüdür. Sıcaklık merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Bu kubbeler Türk üçgenleri vasıtası ile duvarlar üzerine oturtulmuştur. Giriş kısmı yuvarlak kemerli ve dışarı doğru çıkıntılıdır. Günümüzde askeri bölge içerisinde kalan bu hamam harap bir durumdadır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
08.04.09, 01:27 | #33 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Sokullu Mehmet Paşa Hamamı (Havsa)
Sokollu Külliyesinin bir bölümünü oluşturan hamam cami ile birlikte 1576-1577 yıllarında yapılmıştır. Osmanlı mimarisinde çifte hamam plan düzenindeki bu hamam, kadınlar ve erkekler bölümünden meydana gelmektedir. Hamamın erkekler bölümüne çarşı içerisindeki sokakta iki sütunlu bir revaktan girilmektedir. Hamamın giriş kapısı sokak seviyesinin biraz üstünde olduğundan buraya birkaç basamakla çıkılmaktadır. Kare planlı, tromplu bir kubbe ile örtülü olan soğukluk kısmı harap durumdadır. Duvarlarında nişler bulunan soğukluktan hamamın diğer bölümlerine geçilmektedir. Günümüze gelen kalıntılardan halvet bölümünün mermer kaplı olduğu anlaşılmaktadır. Kadınlar kısmı depo olarak kullanılmıştır. Bu bölüm erkekler kısmı ile aynı plan düzenindedir. Bu bölüme kuzey yönündeki sokaktan girilmektedir. Soğukluk kısmı iki yana küçük eyvanlarla açılmış ve üzeri basık bir kubbe ile örtülmüştür. Bu bölümden halvet hücrelerine iki ayrı kapıdan girilmektedir. Hamamın arakasında küçük kubbeli ve tonoz örtülü su deposu ile külhana ait olması gereken bazı bölümlerin izleri görülmektedir. Hamamda soğukluklarda kesme taş kullanılmıştır. Kadınlar kısmının soğukluk ve sıcaklık bölümleri moloz taştan yapılmıştır. Kemerlerde ve ara bölmelerin geçişlerinde de tuğlalara yer verilmiştir. Çifte Hamam (Uzunköprü) Uzunköprü’deki çifte hamamı Sultan II.Murad yaptırmıştır. Kadınlar ve erkekler için ayrı bölümlerden oluşan çifte hamam plan düzenindedir. Her iki bölümün ayrı ayrı soyunmalık, soğukluk ve külhan bölümleri bulunuyordu. Hamam bütünüyle 530 m2’lik bir alanı kapsıyordu. Hamam moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Hamamın kadınlar bölümü yıkılmış, sadece bazı duvarları ayakta kalabilmiştir. Erkekler bölümü 1978 yılına kadar işlevini sürdürmüştür. Bundan sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün mülkiyetine geçmiştir ww.uydulife.tv
|
|||||||||
08.04.09, 01:28 | #34 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Edirne Arastaları
Selimiye Arastası (Merkez) Edirne Selimiye Camisi yapı topluluğunun bir bölümünü oluşturan Arastayı Sultan III. Murat (1574-1595) camiye gelir getirmesi için Mimar Davut Ağa’ya yaptırmıştır. Yapı topluluğunun dış avlusunun batı kenarı boyunca uzanan arasta, arazinin batıya doğru eğimli olduğundan ötürü avlu zemininden 5 metre daha aşağıdadır.Avludan buraya iki merdivenle inilmektedir. Evliya Çelebi arastadan Kavaflar Çarşısı olarak söz etmiştir. Halk ta buraya Meyve Kapanı ismini vermiştir. Osmanlı döneminde en sağlam ve en güzel pabuçların burada yapılıp satıldığı kaynaklara geçmiştir. Arasta içerisinde bulunan dua kubbesinde ise çarşı esnafı her sabah toplanır, işlerinin iyi gitmesi için topluca dua ederlermiş. Dua kubbesinin yakınında bulunan ve dışarıya doğru taşkın mekanı bazı sanat tarihçiler sıbyan mektebi bazıları da darülhadis olarak tanımlamıştır. Selimiye Arastası 255 m. uzunluğunda bir orta yol ile bunların arkasındaki dükkanlardan meydana gelmiştir. Bu dükkanlar kemerlerle birbirine bağlanmış olup üzerleri 73 kemerden oluşan tonozlarla örtülmüştür. Arastanın orta yolunun üzeride beşik tonozla örtülüdür. Bu koridorunun çevresinde karşılıklı 124 dükkan bulunmaktadır. Kesme taş, moloz taş ve tuğladan yapılmış olan Arastanın Selimiye Camisi avlusundan inilen iki ayrı merdiveni dışında üç girişi daha bulunmaktadır. XIX.yüzyılda yapılan onarım ile Arastanın kurşun örtüsünün üzeri kiremitle kaplanmıştır. Balkan Savaşı sırasında top mermilerinden ötürü yıkılmış ardından da onarılmıştır. Yakın tarihlerde Arasta Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yeniden onarılmıştır. Ali Paşa Çarşısı (Merkez) Edirne’nin merkezinde, saraçlar Caddesi ile Kapıkule’ye giden yolun köşesinde bulunan Ali paşa Çarşısını Hersekli Semiz Ali Paşa 1560 yılında yaptırmıştır. Bu çarşı Kanuni Sultan Süleyman’ın Babaeski’de yaptırdığı caminin vakfıdır. Mimar Sinan’ın eseridir. İstanbul Kapalı Çarşısının küçük ölçüdeki bir benzeridir. Kesme taştan kalın duvarlı kütlevi bir yapı olup, etrafını çeviren sokaklardan altı kapı ile içerisine girilmektedir. Bu kapılardan üçü doğuya, biri batıya, biri kuzeye, biri de güneye açılmaktadır. Bunlara Ali Paşa Üst Kapısı, Ali Paşa Alt Kapısı, karşılıklı iki caddeye açılan Ali Paşa Orta Kapısı isimleri verilmiştir. Bunlardan Orta Kapı çarşıyı ikiye bölmektedir. 300 m. uzunluğunda olan çarşıda 130 dükkan bulunmaktadır. Bu dükkanlar uzun bir koridorun iki yanında sıralanmışlardır. Bu koridorun üzeri kemerlerle birbirlerine bağlanmıştır. Çarşı duvarların üst noktasındaki pencerelerle aydınlatılmıştır. Ali Paşa Çarşısının Edirne’de yaygın bir ünü vardır. Edirneliler bir esnafı kötülemek için; “O zaten Ali Paşa’lı değildir” derler. İyi bir esnafı överken de “O zaten Ali Paşa’lıdır” sözünü söylerler. Edirne’de Ali Paşa esnafının dededen babaya ve oğla geçmesi gelenekselleşmiştir. Bu çarşı iyi ve ünlü esnaf yetiştiren bir okul niteliğindedir. Edirne’de yaygın bir teamüle göre, burada bir dükkan kiralamak için zengin olmak yetmemekte, iyi ahlâklı olmak da gerekmektedir. Ali Paşa Çarşısı 1948 yılında onarılmış, 1992 yılında bir yangın geçirmiş ve kullanılamaz hale gelmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1997 yılında onarımı tamamlanarak eski sahiplerine kiralanmıştır. Çarşının mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
08.04.09, 01:28 | #35 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Edirne Köprüleri
Gazi Mihal Köprüsü (Merkez) Edirne’de Yıldırım Mahallesi’nde Tunca Nehri üzerinde bulunan bu köprüyü ilk defa Bizans döneminde Mikhael Paleologos yaptırmıştır. Bu köprünün ne şekilde olduğu konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Zamanla harap olan köprüyü Osmanlı devletinin akıncılarından Gazi Mihal Bey 1420’de yeniden yaptırmıştır. Mimarı belli olmayan bu köprüye Gazi Mihal Bey’in ismi verilmiştir. Gazi Mihal Bey Köprüsü 184.18 m. uzunluğunda, 5.90 m. genişliğinde olup 16 kemerlidir. Köprüdeki kemer açıklıkları ortalama 8.50 m. olup, yuvarlak kemerlidirler. Orta ayaklar 2.20 m. ölçüsünde birbirlerine eşit olup, üzeri korkuluklarla tamamlanmıştır. Kemerin görünen cepheleri ile tampon duvarları aynı düzlem içerisinde yontma taş ile yapılmıştır. Köprünün korkuluk taşları tampon duvarlarından 10 cm. lik bir konsolla dışarıya taşırılmakta, 50 cm. lik bir yükseklikten sonra içe dönerek 90 cm. lik korkuluğun orta kısmında boydan boya devam etmektedir. Böylece köprü boyunca geniş bir çerçeve meydana getirilmiştir. Bu tür korkuluklara Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde rastlanmamaktadır. Köprünün gövdesi içerisine sızan suların dışarıya atılabilmesi için de pek az örnekte görülen bir drenaj sistemi burada uygulanmıştır. Bunun için de kemerlerin iç kısmında üzengi taşı hizasında ikişer delik açılmış ve buralara madeni borular yerleştirilmiştir. Köprü döşemesinin asfaltla kaplanmasından sonra bu sistem önemini yitirmiştir. Köprünün orta kısmında Kemankeş Kara Mustafa Paşa tarafından 1640 yılında yapılmış bir kitabe köşkü bulunmaktadır. Kitabe köşkü üzerine Şeyhülislâm Yahya Efendi’nin söylediği bir tarih kitabesi yerleştirilmiştir. Bugün bu kitabe Edirne Müzesi’ndedir. Kitabe: Mustafa Paşa vezir-i âli nijad Kim vücudun aleme Allah in’âm eyledi Mülki Osmaniyi tamir etmeye sa'yeyleyüb Her diyarın narmına Li-ilah ikdam eyledi İşidüp cisr-i Mihale kesr-i noksan irdiğin Kesrini cebreyleyüb noksanın itmâm eyledi Oldu bu cisr-i sevab encâma tarihi tamam Mustafa Paşa bu âlî-cisri ihkâm eyledi. h.1050 (1640). Köprü, yapımından 450 yıl sonra depremle harap olmuş ve Sultan II.Abdülhamid köprünün temelleri üzerinde İtalyan ustalarına yeniden bir köprü yaptırmıştır. Yıldırım Köprüsü (Merkez) Edirne Yıldırım Mahallesi’nde bulunan Yıldırım Köprüsünü Sultan III.Mehmed yaptırmıştır. Bu köprü bir bakıma Gazi Mihal Köprüsünün devamı niteliğindedir. Bu köprü Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1544 yılında onarılmış ve üzerine bugün Edirne Müzesi’nde bulunan Bursalı Suni’nin söylediği bir kitabe yerleştirilmiştir. Kitabe: Yıllar ile olup bu cisc-i medid Reh-igüzâr-ı fenada câ-yi ubûr Emri-i şah-ı cihân-penâh ile Yaptılar ana sarfedip makdûr Ehli-i dilden birisi anı görüp Dedi tarihini olup mesrûr Genc-i vâfirr verip yine o şeh Cisr-i virani eyledi mâmur. h.951 (1544) III.Sultan Mustafa tarafından onarılan Yıldırım Köprüsünün onarım kitabesini Şair Örfi yazmıştır: Onarım Kitabesi: Şehinşah-ı muazzam-ı câ zıll-i hazreti mevlâ Mülûk içre bulunmaz şevket ve kudrette banisi Harap iken bu cisri eyledi âbâd esasından Ebü-l-hayrad şah-ı âlem vakit oldu bânisi Bilâdın herbirine şahra berri ihsandır Mürûra bir tarikin bulamazlardı ahalisi Yolu ile lütfe mail Padişah din-perverdir Ki mahfuz oldu dünya gördü bu lütfü ahalisi Hemen bir bende geldi Örfi gibi dedi tarihin Bu cisri yaptı Sultan Mustafanın emr-i âlisi h.1171 (1757) Yıldırım Köprüsü 9 sivri kemerden meydana gelmiştir. Yan kemerler ortadakilerine göre daha dardır. Korniş ve korkuluk taşları bu kemerlerin hemen üzerinde olup, arazi meyiline uyarak da köprünün cephe görünümünü tamamlamaktadır. Köprünün ortasındaki kemerler en yüksek düzeyde olup buradan yanlara doğru alçalarak yol seviyesine inmektedir. Köprünün kemer ve korkulukları yontma taştan, diğer kısımları da tuğla hatıllı moloz taşlardan yapılmıştır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
08.04.09, 01:29 | #36 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Saraçhane Köprüsü (Merkez)
Edirne, Sarayiçi’nde Meriç Nehri ile birleştikten sonra güneye doğru akan Tunca Nehri üzerindedir. Aynı zamanda bu köprü şehrin kuzeybatısını saraya bağlamaktadır. Köprü Sultan II.Murad dönemi Umeralarından Şehabettin Paşa tarafından 1451 yılında yaptırılmıştır. Sultan II.Mustafa tarafından da 1706 yılında onarılmıştır. Edirne Valisi Hacı Esved Paşa 1886 yılında taştan örme ayaklar üzerinde köprüyü 50-60 m. kadar uzatmıştır. Ancak eski köprü ile yeni yapılan köprü arasında bir uyum sağlanamamıştır. Saraçhane Köprüsü 120 m. uzunluğunda, 5 m. genişliğinde 11 ayaklı ve 10 kemerli bir köprüdür. Bu köprü 12 ayaklı olarak yapılmışsa da bugün iki yandaki birer kemeri toprak altında kalmıştır. Sivri olan bu kemerler yanlara doğru küçülmekte ve yol seviyesi ile birleşmektedir. Köprü cephelerinde ayaklara üçgen çıkıntılı selyaranlar yerleştirilmiştir. Köprünün üzerinde bir dinlenme balkonu vardır. Köprünün mansap cephesinde kitabe köşkü taş bloklar üzerine oturtulmuştur. Buradaki köşkün cephesi kırık sivri kemerler halindedir. Bu kırık sivri kemerli cephenin üzerinde alınlık şeklinde bir bölüm ve çatı yer almaktadır. Bu görünüşü ile köşk adeta bir zafer takına benzemektedir. Bu köşkün üzerinde bulunan 1451 tarihli kitabe Edirne Müzesi’ndedir. Kitabe: Bena hazel kantaratil meymenetil mübareketi, sahibül hayrati ve-l hasenât El vezirull-âzam ved düstûrul-muazzam el-müştehirull mudevvu bi-Şihabeddin Paşa Edrakehul lahü mâyeşâ Min zemanis-sultanil-mücahid elgazi Murad Han İbn-i Muhammed han min nesli Osman. Senete hamse ve hamsine ve semanemietin hicriyetin hilaliyetin. h.855 (1451) Sultan III.Mustafa’nın yaptırmış olduğu onarımı belirten kitabesi bugün köşkün üzerinde bulunmaktadır: Padişâh-ı heft-kişver şehriyâr-ı bahr-ü ber Hazreti Han Mustafa Şahinşehi Nusret Liva Edirne şehrine teşrif edicek emreyledi Çün bu hayrı (cisri) yapmağa ol dâver-i ferman reva Hamdi’llâh bir ****net üzre bünyad oldu kim Çeşm-i dünya görmemiştir böyle muhkem bir bina Şevketiyle gün be gün ömrünü efzûn eyleyip Böyle çok hayra muvaffak eyleye bari Hüdâ Faika tekmil olunca didiler tarihini Eyledi ferman yaptı bu cisri yaptı Sultan Mustafa. h.1113 (1702) Köprünün baba taşları dikdörtgen görünümlü payeler halinde olup, köprünün her iki yönünde de yer almaktadırlar. Köprünün bütünü kesme taştan yapılmıştır. Fatih Köprüsü (Merkez) Edirne Sarayiçi’nde, Demir Kapı ile Adalet Kasrı arasında Tunca Nehri üzerindeki bu köprünün kitabesi bulunmadığından ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber, köprünün Fatih Sultan Mehmet döneminde XV.yüzyılda yapıldığı kabul edilmektedir. Mimarı hakkında da bir bilgi bulunmamaktadır. Sarayiçi’ndeki sarayın yanmasından sonra yapılan Süvari Kışlalarına yakınlığından ötürü de bu köprüye Süvari Köprüsü, saray kullanılırken de Has Bahçe Köprüsü isimleri de yakıştırılmıştır. Köprü 4 ayak üzerine 3 kemerli olarak kesme köfeki taşından yapılmıştır. Köprü kemerleri hafif sivridir. Orta kemer diğerlerinden daha büyük ve daha geniştir. Kemer ayakları memba cephesinde üçgen bir çıkıntı oluşturur. Bunun karşı cephesinde ise sekizgenin yarısı olarak düşünülen kütlevi bir çıkıntı bulunmaktadır. Köprü üzerinde dışarıya taşkın bir korniş uzanmaktadır. Bu kornişler köprünün meyline uygundur. Baba taşları bulunmamaktadır. Beyazıt Köprüsü (Merkez) Edirne Beyazıt Camisi yakınında Tunca nehri üzerindedir. Aynı zamanda bu köprü Edirne Merkezini Yeni İmaret Mahallesi’ne bağlamaktadır. Köprü Sultan II.Beyazıt tarafından 1488’de yaptırılmıştır. Mimarı Hayreddin’dir. Beyazıt Köprüsü, 78 m. uzunluğunda, 6 m. genişliğinde kesme taştan yapılmıştır. Köprü beş sivri kemerli olup, kemer açıklıkları ortada 7 m., yanlarda da 3’er m.dir. Köprünün Edirne yönündeki kemer ayakları bugün toprak altında kalmıştır. Orta ayakları oldukça kalın ve kütlevidir. Köprünün tampon duvarları üzerinde bir korniş boydan boya devam etmektedir. Baba taşı bulunmamaktadır. Yalnız Göz Köprüsü (Merkez) Edirne Sarayiçi’nde Beyazıt Köprüsü’nün devamıdır. Sultan II.Selim zamanında, 1570 yılında yapılmıştır. Mimar Sinan tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Köprü tek bir kemerden, 6.60 m. açıklığındadır. Kesme taştan yapılmıştır. Kanuni Köprüsü (Saray Köprüsü) (Merkez) Edirne Sarayiçi’nde Tunca Nehri üzerinde olan bu köprüyü Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1560 yılında Mimar Sinan yaptırmıştır. Sarayiçi Köprüsü ismi ile de anılan bu köprü 4 sivri kemer üzerine oturtulmuştur. Köprüde selyaranlar dışında başka bir mimari eleman görülmemektedir. Her iki yönündeki baba taşları da köprüyü tamamlamaktadır. Köprünün memba cephesinde sivri kemerli selyaranları bulunmaktadır. Köprü üzerinde bir korniş devam etmektedir. Bu korniş ile korkuluk arasında iki sıralı bir taş dizisi bulunmaktadır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
08.04.09, 01:29 | #37 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Uzunköprü (Uzunköprü)
Edirne Uzunköprü’de Ergene Nehri üzerinde Sultan II.Murad zamanında 1443-1444 yıllarında Mimar Hacı İvaz Paşa tarafından yaptırılmıştır. Köprü 1392 m. uzunluğunda 5,5 m. genişliğinde olup, 174 gözden meydana gelmiştir. Köprünün kemerleri sivri ve yuvarlak olmak üzere iki ayrı şekildedir. Bunlardan Uzunköprü tarafındaki 1-33 kemerleri sivri, 34-80 kemerleri yuvarlak, 81-112 kemerleri yine sivri, 113-151 kemerleri yuvarlak, 152-160 kemerleri sivri, 161-174 kemerleri yuvarlak olarak yapılmıştır. Kemer açıklıklarının hepsi aynı genişlikte olmasına rağmen yalnızca 147 ile 148. kemerler diğerlerinden biraz daha geniş ve büyüktür. Tampon duvarları üzerindeki selyaranlar 55. kemerden başlamakta ve her kemerde orta ayak hizasında üçgen çıkıntılar meydana getirmektedir. Orta ayaklarda selyaranlar üzerinde yer alan tahliye gözleri kemer halindedir. Ancak günümüzde bu gözler köprü cephesinde bulunmamaktadır. Köprünün yapımında kesme taş kullanılmıştır. Uzunköprü’deki tarih köşkü veya tarih kitabesi bulunmamaktadır. Ancak Sultan II.Abdülhamid zamanında köprü onarılmış ve kitabesi Uzunköprü’deki Gazi Mihal Bey veya Belediye Parkı Çeşmesi denilen çeşmenin üzerine konulmuştur. Köprü karayollarınca onarılmış ve bu onarım sırasında hiçbir anlamı olmayan bir fil kabartması buraya yerleştirilmiştir. Meriç Köprüsü (Merkez) Edirne Karaağaç yolu üzerinde Meriç ve Arda nehirlerinin birleştikleri yerde Meriç Nehri’nin üzerinde bulunmaktadır. Bu köprünün olduğu yerdeki selden yıkılan eski köprünün yerine Sultan II.Mahmut Edirne’ye geldiğinde yeni bir köprü yapılmasını istemiştir. Ancak maddi sıkıntıdan ötürü köprünün yapımına hemen başlanamaz ve bu köprü Abdülmecid döneminde yapılabilmiştir. Köprünün yapımına 1842 yılında başlanmış, 1847’de de tamamlanmıştır. Mimarının kim olduğu bilinmemektedir. Köprü 263 m. uzunluğunda, 7 m. genişliğinde ve 13 ayak üzerine 12 kemerli olarak yapılmıştır. Köprünün kemerleri hafif sivri olup, kemer aralıkları 12 m.dir. Orta ayaklarda ise bu açıklık 6 m. civarındadır. Selyaranlar köprünün memba ve mansap cephelerinde orta ayaklar üzerindedir. Memba cephesindeki selyaranlar üçgen çıkıntılar halinde olup, bunların tepe uçları da üçgen biçimdedir. Mansap cephesindeki selyaranlar yedi köşeli çıkıntılar halindedir. Köprünün ortasında yer alan selyaranlar hem membada hem de mansapta çıkıntı meydana getirmektedirler. Köprünün orta kısmında memba cephesinde bir köşk balkonu, mansap cephesinde de bir kitabe köşkü bulunmaktadır. Kitabe köşkü barok üslupta, mermerden yapılmıştır. Burada birbirine bitişik ikişer paye üzerine bir tonoz yerleştirilerek köprünün kitabesi buraya konulmuştur. Bu bölüm dıştan kubbe şeklindedir. Aynı zamanda bu köşk bir dinlenme yeri olarak da düşünülmüştür. Köşk cephesinde görülen mermer kitabe Yunanlıların Trakya’yı işgali sırasında yok edilmiştir. Bundan sonra Necmettin Okyay’dan icazetli Uğur Derman tarafından talik yazı ile yeniden yazılmıştır (1966). Kitabe: Esas-endâz-ı dünyâni kerem Abdülmecid han’ın İmar-ı mülkünün üstad-ı adli oldu mimari Olalıdan münhel cezb-ü mekârim ol şehin ahdi Seza mânend derya dehre kılsa lütf-i câri O Şahinşedir elhakk faiz-ül hayrât âlemde Sezâdır kılsa âbâdân mülkü böyle âsârı Edirne beldesi enhrı üzre hayr-i şâhne Garîk-i cûy-i ihsan eyledi etraf ü aktarı Gelib geçtikçe halk-ı memleket bu cisr-i sanîden Duasaz dû-bâlâ kıldılar evrad-ü ezkârı Meriç ü Arda nehri tâ-revan oldukça bu sûden O şahin mülkünün feyz-i ilâhi ola enhârı Bu tâk-ı cisri tersi’i etti Ziver işbu tarihin Bu âli cisr oldu hayr-ı sanî-i cihandârî. Sene:1258 Kesme taştan yapılmış olan köprünün korniş taşı ve korkuluk taşları köprü meyiline uygun olarak devam etmektedir. Tunca Köprüsü (Merkez) Edirne’de Tunca Nehri üzerindeki Edirne’nin Karaağaç ile bağlantısını sağlayan köprüyü Sultan II.Mehmet zamanında defterdarlık görevinde bulunmuş olan Ekmekçizade Ahmet Paşa 1608-1615 yıllarında yaptırmıştır. Köprünün mimarı İstanbul’da Sultanahmet Camisi’ni de yapmış olan Sedefkâr Mehmet Ağa’dır. Tunca Köprüsü 11 ayaklı ve 10 kemerli olarak yapılmıştır. Köprünün mansap ve memba cephelerinde görülen selyaranlar üçgen çıkıntılar halindedir. Köprü üzerinde bir de kitabe köşkü bulunmaktadır. Yarısı yıkılmış olan köprü yeniden yapılmıştır. Köprünün hafifletme gözleri selyaranlarla bir bütün oluşturacak şekilde köprü cephesine yerleştirilmiştir. Bunların iki tanesi üç ve dördüncü kemerlerin oluşturduğu orta ayak üzerindeki üçgen selyaranın iki yanında yer almaktadır. Bu gözler sivri kemerlidir. Mansap cephesinde yer alan selyaranın iki yanında görülen hafifletme gözleri memba cephesindekilerin bir tekrarıdır. Köprünün ortasında kitabe köşkünün altında bulunan hafifletme gözü kitabe köşkü ile bütünleşmiştir. Bu kısım tampon cephesinden dışarıya doğru kare bir çıkıntı meydana getirmektedir. Köprünün ortasında bulunan kitabe köşkü bir balkon görünümündedir. Bu kitabeyi Edirneli Şair Kamil mermer üzerine talik yazı ile yazmıştır. Kitabe: Ekmekçi Zade Ahmed Paşa-i kâmkârı Hayratını görenler itmez mi hayrile yâd Bu devlet içre defterdâr oldu on sekiz yıl Bâ haşmet-i vezâret bâ devlet-i Hüdâdâd Doldurdu Tunca nehrin bî şübhe sîm-ü-zerle Bu cisr-î bî âdili illâh itti bünyâd Maksudu bir du’adır ancak gelüb geçenden Lâyık budur ki sen de ruhunu idesin şâd Kâmî didi esas-ı mistahkemine tarih Zibende rah-ı gülşen bu cisr-i Ahmed âbâd Kad büniye fî seneti 1016 (1607). ww.uydulife.tv
|
|||||||||
08.04.09, 01:30 | #38 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Edirne Çeşmeleri
İbrahim Paşa Çeşmesi (Merkez) Edirne’de İbrahim Paşa Mahallesi’nde, İbrahim Paşa Sokağı’nda İbrahim Paşa tarafından 1495’te yaptırılmıştır. İbrahim Paşa Camisi’nin şadırvanı olarak da kullanılan bu çeşme sekiz cephelidir ve dört kenarında çeşme aynaları kemerler içerisine alınmış, etrafı yarım payelerle de sınırlandırılmıştır. Ayrıca her cephede kemerleri tutan payeler bulunmaktadır. Paye kaidelerinin altı vazo şeklinde, başlıkları da akantus yapraklıdır. Kesme taştan yapılmış olan çeşme İbrahim Paşa Camisi’nin yıkılmasından sonra meydan çeşmesi konumuna gelmiştir. Hacı Adil Bey Çeşmesi (Merkez) Edirne Meriç Köprüsü’nün bitiminde, Karaağaç yolunun başında bulunan bu çeşmeyi Edirne Valisi Hacı Adil Bey 1904 yılında yaptırmıştır. Barok üsluptaki çeşmenin projesini Edirne Evkaf Müdürü Sadrettin Bey ile Dr.Rıfat Osman çizmiştir. Çeşme üzerinde Üsküdarlı Şair Alaaddin’e ait bir beyit bulunuyordu. Ancak bu beyit Karaağaç’ın Yunan işgali sırasında yerinden sökülmüştür. Çeşme üç kademe üzerinde kesme taş ve mermerden dört köşeli olarak yapılmıştır. Batı ve doğu yönündeki sivri kemerli cepheleri rumi ve palmetlerle süslenmiştir. Diğer cepheler sade bezemesiz mermerdir. Çeşmenin dört cephesinde de kitabeler vardır. Çeşmenin üzeri geniş ahşap bir saçakla örtülüdür. Edirne Belediyesi tarafından 2000 yılında onarılmıştır. Köseç Balaban Çeşmesi (Merkez) Edirne Medrese-i Ali Bey Mahallesi’ndedir. Köseç Balaban isimli bir kişi tarafından 1544’te yaptırılmıştır. Nazır Çeşmesi (Merkez) İstanbul yönünden Edirne’ye girişte bulunan Nazır Çeşmesi, Koca Nazır denilen Mehmet Bey tarafından 1574 yılında yaptırılmıştır. Edirne Kadısı Salih Efendi ölen kız kardeşi Zeliha Kâmile Hanım için 1862 yılında bu çeşmeyi yeniden yaptırmıştır. Kesme taştan, tek cepheli bir çeşme olup haznesi piramidal taş çatı ile örtülüdür. Ayna taşı düz mermerden olup bezemesi bulunmamaktadır. Önünde bulunan üç yalak taşı yükseltilen yol nedeni ile toprak seviyesinin altında kalmıştır. Sinan Ağa Çeşmesi (Merkez) Edirne Sultan II.Beyazıt Camisi’nin yanında bulunan bu çeşmeyi Sinan Ağa 1669’da yaptırmıştır. Kesme köfeki taşından yapılmış olan çeşme sivri kemerli alınlık kısmı ve önünde de yalağı bulunmaktadır. Yekpare mermer üzerine çeşmenin sekiz satırlı bir kitabesi vardır: Sahib-i himmet Sinan ağa ki odur Mahzar-ı eltaf hayye lem’ yez’el Eyledi bu Çeşme-i pâki bina Fi-sebil-illah zi-hayr-i ecel Bir mahallinde eserdi bir riyâ Ola makbulü hüdavend-i ezel, Nûş edip dedim o dem tarihini Ab-ı safi, hayr-ı vâlâ, bî-bedel 1080 (1669) Sinan Ağa Yeni İmaret karakolu önüne, Saraçhane Köprüsü başına ve Yeni İmaret’te terazili çeşmeyi kendisi, eşi, oğlu ve kızı adına yaptırmıştır. Ayşe Kadın Çeşmesi (Merkez) Edirne Ayşe Kadın Mahallesi’nde Ayşe Kadın camisi yanındaki çeşme 1647 yılında yaptırılmıştır. Çeşme kitabesi zamanla bozulmuş ve daha sonra bir hayırsever tarafından yenilenmeye çalışılmış, üzeri de badana edildiğinden okunamamıştır. Kesme köfeki taşından sivri kemerli bir çeşmedir. Yıldırım Çeşmesi (Merkez) Edirne Yıldırım Mahallesi’nde İbrahim Bey isimli bir hayırsever tarafından 1669’da yaptırılmıştır. Yıldırım Camisi’ne yakınlığından ötürü bu isimle anılmıştır. Bir meydan ortasında bulunan Yıldırım Çeşmesi sarnıcı ile birlikte 3.00x3.00 m. ölçüsünde kare planlı olup, kesme köfeki taşından yapılmıştır. Çeşme üzeri küçük yuvarlak bir kubbe ile örtülüdür. Sivri kemerli ayna taşı ve önünde yalağı bulunmaktadır. Ayna taşının üzerinde mermer kitabesi vardır: Lillâhi aynen yeştehi hâ el-vâridûn Min hayr-i İbrahim iza ecr-i bihâ Lem’a levc-i-lillah ecr-i mâ’i ha Sevabiha car-ül-yevm yuıb-asun Mâ-i muinen yestelezze-eşşaribûn Errahmet aynen yeşrebu bihâ el mukarrebûn 1080 (1669) Dertli Mustafa Ağa Çeşmesi (Merkez) Saraçhane Köprüsü’nün güneyinde, Saraçhane Karakolunun yanında bulunan bu çeşme, karakolun buradan kaldırılması üzerine, Edirne Belediyesi tarafından 1971 yılında bugünkü İtfaiye Müdürlüğü’nün arkasına taşınmıştır. Kesme taştan, 3.60 m. yüksekliğinde dikdörtgen olan çeşmenin cephesi 1.80 m. genişliğindedir. Yekpare mermerden ayna taşı ve üzerinde muslukları, önünde de yalakları vardır. İlk yapılışında çeşmenin üzeri kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Bugünkü durumda b u kubbe ortadan kaldırılmış ve kasnaklar farklı biçimde çeşme üzerine oturtulmuş ve böylece Osmanlı mimarisinde rastlanmayan değişik bir görünüm ortaya çıkmıştır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
08.04.09, 01:30 | #39 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Rıfat Osman Çeşmesi (Merkez)
Edirne Ticaret Lisesi önünde Dr.Rıfat Osman tarafından 1916 yılında yaptırılmıştır. Neo-Klasik dönem mimarisini yansıtan çeşme, dört sütun üzerine kubbeli olarak yapılmıştır. Sütünlar birbirlerine Neo-Klasik dönem özelliği taşıyan sivri kemerlerle bağlanmıştır. Sütunların üzerindeki köşelerde sitilize palmeti andıran köşe çıkıntıları bulunmaktadır. Bu köşe çıkıntılarının arasına da üçgen alınlıklar yerleştirilmiştir. Sütunların arasında alçakta su haznesi ve muslukları bulunmaktadır. Muradiye (Sultan Süleyman) Çeşmesi (Merkez) Edirne Muradiye Camisi’nin girişinde bulunan bu çeşmenin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Mimar Sinan’ın yaptırmış olduğu su yolu bu çeşmeye de bağlanmıştır. Kesme köfeki taşından 3.70x3.25 m. ölçüsünde kareye yakın planlı, kütlevi bir yapısı olan çeşmenin her yüzünde sivri kemerli ayna taşları bulunmaktadır. Ayna taşları kabartma silmelerle çerçeve içerisine alınmıştır. Üzeri piramidal taş bir külahla örtülmüştür. Askeri Hastane Yanındaki Çeşme (Merkez) Click this bar to view the full image.Edirne Eski Askeri Hastanesi’nin önünde bulunan bu çeşme 1915 yılında yapılmıştır. Eski Askeri Hastane Avarız Köyü’ne giden yolun doğusunda olup, günümüzde şehir çöplüğüdür. Edirne’nin Osmanlı-Rus ve Balkan savaşlarının anısını yansıtan çeşmenin kitabesinde 1911-1912 yıllarında koleradan 581, tifüsten 344 ve hummadan 72 kişinin; 3 hekimin de tifüsten şehit olduğu yazılıdır. Bu nedenle çeşme şehitlerin anısı için yapılmıştır. Bu çeşme 1971 yılında Eski Cami yakınına ve Bedesten’in önüne nakledilmiştir. Hastanenin bahçesine meydan çeşmesi olarak yapılan bu çeşmenin cephesi 15.00 m., yüksekliği 5.00 m., derinliği de 1.00 m.dir. Kesme köfeki taşından yapılmış olan çeşmenin sivri kemerli nişleri ve Rûmili, palmetli kitabesi vardır. Yelli Burgaz Çeşmesi (Merkez) Edirne Çavuşbey Mahallesi Ağaçpazarı Sokağı’nda bulunan Yelli Burgaz Çeşmesi İsmail Ağa tarafından yaptırılmıştır. Yapım tarihi bilinmemektedir. Çeşme köfeki taşından kare planlı, iki cepheli olup, üzeri taş piramidal örtülüdür. Çeşmenin cepheleri hafif sivri yuvarlak kemerli olup, içerisine ayna taşı ve altına da yalağı yerleştirilmiştir. Çeşmenin piramidal örtü ile birleştiği yerde bademli bir silmesi vardır. Sinan Ağa Çeşmesi (Merkez) Edirne Beylerbeyi Camisi’nin haziresi yanında bulunan bu çeşmeyi Sinan Ağa 1699 yılında yaptırmıştır. Kesme taştan, kare planlı çeşme üç cephelidir. Üzeri taştan piramidal bir külah ile örtülmüştür. Sivri kemerli cephelerinin içerisine ayna taşı ve yalak yerleştirilmiştir. Ön cephesindeki sivri kemerin üzerine mermer kitabesi yerleştirilmiştir. Bu kitabelerde Kuran’dan alınma ayetler yazılıdır. Çeşmenin doğu yönü kaş kemerli olup, burada üçgenler içerisinde lale motifleri ve güçleler bulunmakta olup, çeşmenin iki kenarında da selvi motifleri vardır. Yahya Bey Çeşmesi (Merkez) Edirne Kıyık Caddesi üzerinde, eski Tophane yolu üzerindeki bu çeşmeyi Yahya Bey 1580 yılında yaptırmıştır. Yahya Bey, Sultan III.Murad döneminde divan sahibi şairlerdendir. Mimar Sinan üslubunda yapılan bu çeşme, Mimar Sinan’ın Edirne’ye su yollarını getirmesinden sonra yaptırılmıştır. Çeşme kesme taştan, piramidal taş örtülüdür.Tek cepheli olan çeşmenin üzerindeki iki silme arasına mermer sülüs yazılı 82x38 cm. ölçüsünde kitabesi yerleştirilmiştir. Kitabe: Çünkü bu mâ’i tâhuri kıldı seyyid-i Yahya Bey Bi nihayet rahmet etsun ana hayy-i müsteaân Vasfedip dedi bir eksikle anın tarihini Çeşme-i ab-ı hayatı canfezayı cavidan ww.uydulife.tv
|
|||||||||
08.04.09, 01:32 | #40 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Edirne Köprüleri
Gazi Mihal Köprüsü (Merkez) Edirne’de Yıldırım Mahallesi’nde Tunca Nehri üzerinde bulunan bu köprüyü ilk defa Bizans döneminde Mikhael Paleologos yaptırmıştır. Bu köprünün ne şekilde olduğu konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Zamanla harap olan köprüyü Osmanlı devletinin akıncılarından Gazi Mihal Bey 1420’de yeniden yaptırmıştır. Mimarı belli olmayan bu köprüye Gazi Mihal Bey’in ismi verilmiştir. Gazi Mihal Bey Köprüsü 184.18 m. uzunluğunda, 5.90 m. genişliğinde olup 16 kemerlidir. Köprüdeki kemer açıklıkları ortalama 8.50 m. olup, yuvarlak kemerlidirler. Orta ayaklar 2.20 m. ölçüsünde birbirlerine eşit olup, üzeri korkuluklarla tamamlanmıştır. Kemerin görünen cepheleri ile tampon duvarları aynı düzlem içerisinde yontma taş ile yapılmıştır. Köprünün korkuluk taşları tampon duvarlarından 10 cm. lik bir konsolla dışarıya taşırılmakta, 50 cm. lik bir yükseklikten sonra içe dönerek 90 cm. lik korkuluğun orta kısmında boydan boya devam etmektedir. Böylece köprü boyunca geniş bir çerçeve meydana getirilmiştir. Bu tür korkuluklara Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde rastlanmamaktadır. Köprünün gövdesi içerisine sızan suların dışarıya atılabilmesi için de pek az örnekte görülen bir drenaj sistemi burada uygulanmıştır. Bunun için de kemerlerin iç kısmında üzengi taşı hizasında ikişer delik açılmış ve buralara madeni borular yerleştirilmiştir. Köprü döşemesinin asfaltla kaplanmasından sonra bu sistem önemini yitirmiştir. Köprünün orta kısmında Kemankeş Kara Mustafa Paşa tarafından 1640 yılında yapılmış bir kitabe köşkü bulunmaktadır. Kitabe köşkü üzerine Şeyhülislâm Yahya Efendi’nin söylediği bir tarih kitabesi yerleştirilmiştir. Bugün bu kitabe Edirne Müzesi’ndedir. Kitabe: Mustafa Paşa vezir-i âli nijad Kim vücudun aleme Allah in’âm eyledi Mülki Osmaniyi tamir etmeye sa'yeyleyüb Her diyarın narmına Li-ilah ikdam eyledi İşidüp cisr-i Mihale kesr-i noksan irdiğin Kesrini cebreyleyüb noksanın itmâm eyledi Oldu bu cisr-i sevab encâma tarihi tamam Mustafa Paşa bu âlî-cisri ihkâm eyledi. h.1050 (1640). Köprü, yapımından 450 yıl sonra depremle harap olmuş ve Sultan II.Abdülhamid köprünün temelleri üzerinde İtalyan ustalarına yeniden bir köprü yaptırmıştır. Yıldırım Köprüsü (Merkez) Edirne Yıldırım Mahallesi’nde bulunan Yıldırım Köprüsünü Sultan III.Mehmed yaptırmıştır. Bu köprü bir bakıma Gazi Mihal Köprüsünün devamı niteliğindedir. Bu köprü Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1544 yılında onarılmış ve üzerine bugün Edirne Müzesi’nde bulunan Bursalı Suni’nin söylediği bir kitabe yerleştirilmiştir. Kitabe: Yıllar ile olup bu cisc-i medid Reh-igüzâr-ı fenada câ-yi ubûr Emri-i şah-ı cihân-penâh ile Yaptılar ana sarfedip makdûr Ehli-i dilden birisi anı görüp Dedi tarihini olup mesrûr Genc-i vâfirr verip yine o şeh Cisr-i virani eyledi mâmur. h.951 (1544) III.Sultan Mustafa tarafından onarılan Yıldırım Köprüsünün onarım kitabesini Şair Örfi yazmıştır: Onarım Kitabesi: Şehinşah-ı muazzam-ı câ zıll-i hazreti mevlâ Mülûk içre bulunmaz şevket ve kudrette banisi Harap iken bu cisri eyledi âbâd esasından Ebü-l-hayrad şah-ı âlem vakit oldu bânisi Bilâdın herbirine şahra berri ihsandır Mürûra bir tarikin bulamazlardı ahalisi Yolu ile lütfe mail Padişah din-perverdir Ki mahfuz oldu dünya gördü bu lütfü ahalisi Hemen bir bende geldi Örfi gibi dedi tarihin Bu cisri yaptı Sultan Mustafanın emr-i âlisi h.1171 (1757) Yıldırım Köprüsü 9 sivri kemerden meydana gelmiştir. Yan kemerler ortadakilerine göre daha dardır. Korniş ve korkuluk taşları bu kemerlerin hemen üzerinde olup, arazi meyiline uyarak da köprünün cephe görünümünü tamamlamaktadır. Köprünün ortasındaki kemerler en yüksek düzeyde olup buradan yanlara doğru alçalarak yol seviyesine inmektedir. Köprünün kemer ve korkulukları yontma taştan, diğer kısımları da tuğla hatıllı moloz taşlardan yapılmıştır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|