13.04.09, 01:22 | #21 |
YÖRESEL HALK OYUNLARI Ardahan'ın bütün yörelerinde hemen hemen aynı oyunlar oynanır. Enstrüman olarak genellikle davul ve zurna, Kafkas oyunlarında ise Akordeon ve Nagara adı verilen davul kullanılır. Ardahan yöresi genelde halay ve bar şekli oyunlar oynar. Bu oyunların oynandığı toplumsal olaylar ise şöyle sıralanabilir; düğün, nişan, asker uğurlama, üzüntü, sevinç gibi duyguların ifade edildiği durumlar. Yöremizde oynanan belli başlı oyunlar ise şunlardır.
A. BAR OYUNLARI B. TEK OYUNLAR Ağır Bar Ondört Sallama Şeyh Şamil Temur Ağa Ay Gizi Bir Mezara Doldurur Nare Beş Açılan Lorke Karabat Şeker Oğlan Hanım Yaylada Sarı Seyran Kaççıke Tavuk Barı Gazelo Hoş Bilezik Haran Döne Kıskanç Kürdün Kızı Ardahan'ın Yolları (Dümme) Hafif Bar Paşa Göçtü ARDAHAN AĞZI LEYAKIL DÜŞMEK :Yorgun düşmek ŞOGURT :Salya YEĞİN :Çalışkan titiz ENDEZE :OLMAK Oyalanmak TUSMAK :Sinmek MURUSLARINI DÖKMEK : Suratını asmak YÜNGÜL :Hafif AĞZINI GÖZÜNÜ TUZ GİBİ YALAMAK :Çok özlenen kimseler için söylenir GOMBA DÖNMEK :Takla atmak GIGIL YÜZLÜ :Yüz yapısı küçük olan kimseler için söylenir HERSLENMEK :Sinirlenmek ABURSUZ :Rezil PÜRÇEK :Saç Tutamı GOLOP :Ağaçtan yapılmış yoğurt kapı SİTİL :Yoğurt Kabı GAGAÇ : Zayıf kimseler için söylenir BİTİG :Köpek yavrusu ww.uydulife.tv
|
|
13.04.09, 01:23 | #22 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
CİRTAKOZ eli
GANFET :Akide Şekeri FARS :Kötü rezil kadin ÇAĞILDAMAK : Gülmek CİCİP :Ağız kenarında ve yüzde çıkan yaralar TEŞT :Saç leğen GEŞLENMEK onmak,Üşümek SOYHA, ANDIR, MERET : Uğursuz şeyler için söylenir HINGILIM ATMAK :Gereksiz hareket ve işler KÖÇMEK :Evlenmek DILDIBIL :Çırılçıplak GURUĞ TAVUK Anaç tavuk HARO :Kiler,ambar OBBAZ :İşe yaramaz aylak SEĞİRTMEK : Çabuk davranmak PELLÜK :Ayaktaşi oyunu YAŞIK :Ağaçtan yapılan kasa GOPPAL :Büyük burun PORTLAK :Göz Yapısı büyük plan VEDRA :Kova BİBİ :Hala CUCUL :Civciv DOY DOY :Güvercin PEŞ GÜN :Sofra GUŞGANA :Tencere CİNCAR :Isırgan Otu ZIRZA :Aşmalı kilit BİJLİ :Sivri PALAZ :Bez HERZAL :Tekerleksiz el arabası ZAĞAR :Küçük köpek İSTOL :Yer sandalyesi GIJİK :Kıvırcık saç ÇİRNAĞ :Tırnak YEKTİ :Yetim MUÇURLAMAK :Buruşturmak ŞARILDAYAN :Yıldırım COPLANMAK :Şişmek PEŞKİR :Havlu GIDİK :Oğlak GUDİK :Küçük Köpek KARTOPU :Patates BİŞKA :Kibrit CAMUŞ :Manda LAZUT :Mısır BEDASIL :Soysuz TEVÜR :Çeşit GUNÇUL :Uç GULLEP :Menteşe GODET :Süpürge sapı GOTİK :Manda Yavrusu GAGAL :Göz SEKÜ ivan FURĞUN :Öküz Arabası KOR ARABA :Kağnı GAŞGA :At Arabası İŞKAP olap CİCE :Büyük Abla GİZLENGUGİ :Saklambaç BEYABUR Rezil BAÇ ETMEK :Öpmek GIJGIRMAK :Yoğurdun ekşimesi HARMUTLAMAK :Suyu ılıtmak ww.uydulife.tv
|
|||||||||
13.04.09, 01:23 | #23 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
GİDİL :Küçük
PİŞİK :Kedi MOZİK ananın büyüğü GARABAN :Köy evinin girişi KERSEN :Hamur teknesi GODA :Büyük zar FANTİ :İskambil HERG :Sürülmüş Tarla HAROS :Nadasa bırakılmış tarla PULUL :Ot Yığını GALAMAK :Yakmak GALAK :Tezek Yığını KOTETE :Tabure CEMSE :Askeri araç konvoyu KAVÇAL :Uzun çene NİGART :Tavuğun gagası TAR :Tavukların kümeste üzerine çıktıkları yer ÇİMMEK :Banyo yapmak TEREK :Raf GUZUK :Kambur DILLO :Hafifmeşrep ÇIKMAK :Yırtmak GATAKLAMAK :Kovma, Uzaklaştırma MURUSLARINI DÖKME :Suratını asma MÜRGÜLEMEK :Uyumak GAJ GÖZ :Çakır göz CİNDAL :Kedi Yavrusu GORUĞÇU :Kır Bekçisi LOBYE :Fasulye GIJO :Kozalak BED :Çirkin CANCUR :Erik LIBBIZ :Parasız, Züğürt KAYIŞ :Kemer TELLÜK :Yünlü takke MİNTAN :Gömlek ÇENKÜRMEK :Küçük Köpeğin Havlaması GOCİK :Kaban ŞOŞARTMAK :Abartma ŞUŞLANMAK :Fazla yatma AĞBUN :Gübre AKHORA :Yakın bir yer BADİYE :Geniş ağızlı tas BULUZ :Elbise CİCLOBA :Arpacık ÇİNÇAVAT :Varyemez, cimri DEYHORA :Uzağı tarif eden işaret zamiri GÜZGİ :Ayna ĞUĞUN :Ağlama HELHEL :Havai kimse AGOZ :Sabanın açtığı iz JUJUN :Tatlı kaşıntı KERSEN :Hamur teknesi KOLOPA :İçi oyulmuş kap KÜSGİ :Ağaç sırık GARAVUL :Bekçi LÖK :Büyük PÖRÇÜK :Tırpanı sapına bağlayan yeri SOKO :Mantar SAKO :Kolsuz ceket ŞÜŞİT :Huni ŞİNEL :Palto ŞÖHE :Siyah boncuk TAPUL, PULUL :Ot demeti TAT :Çorabın ayağa giyilen daban kısmı TORHOLA :Kabuk tutmamış yumurta TIĞ :Saman ekin karışımı yığın DINAZA :Alay etme ÜLEŞMEK :Bölüşmek YABA :Beş parmaklı ağaç dirgen ZAĞ :Keskin sivri ZABUN :Fakir ZANGAL :Tabansız uzun çorap ZEDA :Tarlanın sürülmemiş tarafı GUZUK :Kambur ZURGANA :Eğri büğrü vücutlu ZENNE :Kadın ZUBUN :Mintan POCİLEMEK :Baltayı taşa vurma MÜRGÜLEME :Otururken hafif uykuya dalma TAĞAYİRLENME :Kendinden geçme CENÇİKLERİN GEVŞEDİ :Hoşuna gitme SINAMA eneme ww.uydulife.tv
|
|||||||||
13.04.09, 01:23 | #24 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Ardahan'da Ekonomi
EKONOMİK DURUM : KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR : İlimizde Kişi başına düşen milli gelir 2000 yılı Devlet İstatistik Enstitüsü verilenine göre 1.058 Dolar’dır. Son yıllardaki olumsuz gelişmelerden dolayı bu gelirin önemli ölçüde azaldığı ve 1.000 Dolar’ın altına düştüğü tahmin edilmektedir. Ardahan ve Türkiye’de Kişi Başına GSYİH’nın Cari Fiyatlarla Yıllara Göre Dağılımı ( ABD Doları, 1996-2000) VERGİ GELİRLERİ : Ardahan’da 2003 yılı itibariyle 18.077.616.750.000 TL bütçe geliri tahakkuk etmiş, bu miktarın 14.651.142.750.000 TL’si tahsil edilmiştir. 2003 yılı itibariyle bütçe gelirleri tahsilatı % 81 oranında gerçekleşmiş, bir önceki yıla göre tahakkuklarda % 41, tahsilatlarda ise % 34 oranında artış gerçekleşmiştir. 2003 yılı itibariyle bütçe gelirlerinin bütçe giderlerini karşılama oranı ise % 22’dir. 2004Yılının ilk çeyreğinde ise 13.131.698.350 TL Bütçe geliri, 29.321.281.700 TL de Bütçe gideri gerçekleşmiş olup 2004 Yılı itibariyle bütçe gelirlerinin bütçe giderlerini karşılama oranı %45 tir Ardahan'da değişik kapasitelerdeki süt işletmelerinde imal edilerek yurdun dört bir yanına ihraç edilen kaşar peyniri ilimizin sembolü haline gelmiştir. İlimizde süt üretiminin önemli bir bölümü kaşar peyniri yapımında kullanılmakta ve yöre halkı için önemli bir gelir kaynağı olmaktadır. İlimizde üretilen kaşar peynirinin ortalama %80'i il dışına satılmaktadır. 2002 yılı içerisinde il genelinde toplam 3600 ton civarında kaşar peyniri üretilmiştir. Yüksek kaliteli protein, kalsiyum, riboflavin ve A vitamini yönünden son derece zengin olan Ardahan kaşar peyniri kalite, lezzet ve dayanıklılık olarak kendine has özellikler taşımaktadır. Ardahan kaşarına bu özellikleri sağlayan olgu, yapımında kullanılan süt ile ilgilidir. Ardahan kaşar peynirinin yapımında dışarıdan herhangi bir ham madde (süt tozu, krema, konsantre süt vs.) ilavesi yapılmamakta, tamamen kaynağından ve birinci elden alınmış taze sütler kullanılmaktadır. Bölge hayvancılığı tamamen doğal şartlarda yapıldığından sütün bileşimini birinci dereceden ilgilendiren yem materyalleri de tamamen doğal vejetasyondur. Hayvan beslenmesinde sanayi atıkları kullanılmamaktadır. Sütün bileşimini etkileyen antibiyotik türü ilaçların hayvanlarda kullanılmaması sütte kalıntı oluşturmasını engellemektedir. Bu nedenle Ardahan kaşar peyniri; yapımında kullanılan sütün tamamen doğal çayır ve mera otları ile beslenen ineklerden alınması, sadece inek sütünün kullanılması, yöreye has bitki florasının sağlamış olduğu mineral madde yüksekliği, A vitaminince zengin oluşu gibi temel nedenlerden dolayı kendine has koku, lezzet ve yapım tekniklerinden kaynaklanan dayanıklılığa sahiptir. Ardahan kaşar peynirinde kuru maddenin içermiş olduğu yağ oranı TSE'nin belirlemiş olduğu oranların üzerindedir. Ardahan kaşarı tam yağlı peynir olup, 100 gram kuru maddesinde normal standardı olan 45 gramdan daha fazla yağ içermektedir. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
13.04.09, 01:24 | #25 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
ARICILIK
Ardahan zengin flora yapısı ve geniş çayır-mera alanları ile arıcılık konusunda önemli bir potansiyele sahiptir. Yapılan araştırmalarda arıların, bal özü için ziyaret edebileceği 600'ün üzerinde bitki çeşidinin bulunduğu görülmüştür. Ardahan'ın arıcılık açısından potansiyeli incelendiğinde mevcut arı sayısının ve bal üretiminin artırılabileceği görülmektedir. Nektar ve polen bakımından zengin çiçek florası, arıların beslenmesi için önemli olan pek çok çeşit bitkinin mevcut olduğu geniş çayır-mera alanlarının coğrafik yapısı, belirlenecek uygun konaklatma yerlerinde ekonomik ölçekli arıcılık işletmelerinin durumu ve arılıklar arasındaki uygun mesafe gibi arıcılığın geliştirilmesine etki edebilecek faktörler birlikte değerlendirildiğinde, bölgenin 100.000 arı kolonisi barındırabilecek kalitede ve kapasitede olduğu anlaşılmaktadır. Kafkas Arı Irkının Özellikleri: Dünyada yetiştirilen ve ekonomik değere haiz olan 4 önemli arı ırkından biri olan Kafkas ırkı arı (Apis Mellifera Caucasica Gorbatshow) ilimizde yetiştirilmekte olup, Ardahan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca Kafkas arı ırkının gen merkezi olarak ilan edilmiştir. Anavatanı Kafkasya'nın yüksek vadileri olan ve ilimiz ekolojik şarlarına çok iyi adapte olabilen Kafkas ırkı arı, kitin rengi esmer olup, abdomenin ilk bandı üzerinde kahverengi benekler bulunur. Kıllarında gri renk hakimdir. Erkek arıların throx'ları üzerindeki renk siyahtır. Arı ırkları içerisinde en uzun dilli olanıdır ve dil uzunluğu ortalama 7,09 mm'dir. Bu özelliği nedeniyle derin tüplü çiçeklerin nektar kaynaklarından en iyi istifade edebilen arı ırkıdır. İyi bir yavru yetiştiricisi olan Kafkas arısı ilkbaharda yavaş gelişir; ancak yaz aylarında oldukça güçlü koloniler oluştururlar ve sonbaharda yine düşük bir populasyona inerek kışları böyle geçirirler ww.uydulife.tv
|
|||||||||
13.04.09, 01:24 | #26 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Ardahan'da IZ birakanlar
Aşık Şenlik (Ardahan-Çıldır) (1850- 1913) Çıldır ilçesinin Suhara (Yakınsu) köyünde dünyaya gelmiştir. Asıl adı Hasan’dır. Babası orta halli bir çiftçi olan Hasan yöredeki her çocuk gibi Aşık Meclislerine, Destan ve Cenk hikayeleri dinlemeye meraklıydı. Her akşam babası ile birlikte ya Aşık Meclislerine gider veya Köy Odalarına gider cenk, destan veya Şehit Menkıbeleri dinlerdi. Aynı zamanda bir av tutkunu olan Hasan on dört yaşına geldiğinde bir gün ava gider ve uyuya kalır. İki gün boyunca uykuda kalır ve kendisini aramaya gelenlerin sorması üzerine "Aşık Şenlik" mahlası ile söylediği ilk şiirinde şairlik kudretini bulduğunu, rüyasında Allanın cemalini gördüğünü ve kudretten ders alarak Arapça, Farsça ve İbranice dillerini öğrendiğini söyler. Aşık Şenlik ne bir Medrese eğitimi görmüş ne de bir hocadan ders almıştır. Ancak üstün zekası ve keskin hafızası sayesinde elde ettiği bilgilerle bu açığını gidermiştir. Ahılkelek’li Aşık Nuri’der saz çalmasını öğrenen Şenlik’in ünü hızla yayılır. 1913 yılında davet edildiği Revan’da Revan Hanlarının en ünlü aşıkları ile karşılaşır ve onlara karşı üstün gelir. Bunun üzerine Aşıkları yenilen ve kendi itibarları azalan Revan Hanları Aşık Şenliğin yemeğine zehir koyarlar. Revan’da hastalanan Şenlik Çıldır’a gelirken Arpaçay’ın Dalaver köyünde ölür, cenazesi Suhara’ya getirilerek burada toprağa verilir. Aşıklık geleneğinin en önde gelen ustalarından biri olan Aşık Şenlik, yaşamı boyunca birçok çırak yetiştirmiş ve kendisinden sonra gelen birçok aşığı etkilemiştir. Yaşadığı dönem itibariyle Rus işgalini gören, göç ve felaketlere tanık olan Şenlik’in edebi kişiliği bu duygularla şekillenmiştir. Aşık Şenlik şiirlerini divani, koşma, yedekli koşma, tecnis, şeki/sicilleme,, destan, türkü ve bayatı gibi halk şiir türleriyle eserler vermiştir. Aşık Zülali (Ardahan-Posof) (1873-1956) Aşık Zülali 1873 yılında Posof’un Suskap (Aşık Zülali) köyünde doğmuştur. Asıl adı Yusuf Kökten’dir. İlk tahsilini köyünde yapmış medreseyi ise Digor’da tamamlamıştır. Kültürlü bir zat olan dedesinin eğitiminde önemli etkileri olmuştur. Aşık Zülali İstanbul’da müderris olan ağabeyinin yanına giderek orada medrese eğitimine devam etmiş ve Arapça-Farsça öğrenmiştir. On iki yaşında iken gördüğü iki rüya ile Bade içmiş ve Halk Aşığı olmuştur. Bu tarihten sonra "Zülali" mahlası ile şiirler söylemeye başlamıştır. 1893 yılında Bursa’ya giderek Posof ve Artvin’li 93 muhacirlerini ziyaret etmiş ve orada Hamidiye Ziraat Mektebi’ne girerek üç sene okumuştur. 1896 yılında bir hastalık sebebiyle Posof a dönmüş ve yöre halkını düşman işgaline karşı bilinçlendirmeye çalışmıştır. 1904 yılından itibaren sazı bırakarak mekteplerde Türkçe ve Din dersi hocalığı yapmaya başladı. 1910 yılında Bursa’ya, oradan Afyon’a göç etti. 1946 yılında Eskişehir’in Çifteler ilçesine geldi, burada imamlık yaptı. 18.12.1956 tarihinde Eskişehir’de vefat etti ve Çifteler ilçesinde toprağa verildi. Devrinin en önemli üç aşığından biri olan Şenlik (Çıldırlı Aşık Şenlik, Narmanlı Aşık Sümmani) savaşların ve felaketlerin olduğu bir dönemin çocuğu olarak yetişti. Bulunduğu dönem itibariyle çok zor olmasına rağmen okuyarak kendisini aydın bir insan olarak yetiştirdi. Yaşamı boyunca çok yer değiştirmek zorunda kalması nedeniyle aşk, tabiat, gurbet, ayrılık, memleket sevgisi, yoksulluk, nasihat, tasavvuf ve sosyal hadiseler onun şiirinin başlıca temasını oluşturur. Dursun Akçam(Ardahan) (1930- ) YYazar. Dursun Akçam Ardahan’ın Ölçek Köyü’nde doğdu.Cilavuz Köy Enstitüsü’nü bitirdi (1950).Yükseköğrenimini Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nde tamamladı (1958). Çeşit’i illerde öğretmenlik, ardından Türkiye Öğretmenler Sendikası ikinci başkanlığı yaptı. 1976 yılında gazeteciliğe başladı, Milliyet gazetesinin açtığı bir yarışmada Analarımız adlı yazısıyla birincilikle ödüllendirildi (1962). Kanlı Derenin Kurtları adlı eseriyle 1976 Türk Dil kurumu Roman Ödülü’nü kazandı. Eserlerinde kırsa! gerçeklikler üzerinde, kendi gözlemleriyle yoğunlaştı. Eserlerinden bazıları: Analar ve Çocuklar (1964-1973), Maral (1964), Doğunun Çilesi (1966), Ölü Ekmeği (1969), Taş Çorbası (1970), Kan Çiçekleri (1977), Kafkas Kızı (1978), Altta kalanlar (1979 ww.uydulife.tv
|
|||||||||
13.04.09, 01:24 | #27 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
Turizm
İlimiz coğrafi yapısı ve tarihi geçmişinden kaynaklanan kendine özgü doğal ve tarihi değerlere sahiptir. Ardahan Doğu Anadolu Bölgesine has doğal yapısı ve ikliminin yanında Doğu Karadeniz Bölgesi*nin topografyasına, iklimine ve bitki örtüsüne geçiş yerleri ile farklı güzellikleri bir arada barındırmaktadır. Yüksek ovaları, zengin çiçek çeşitliliğine sahip yaylaları ve iki gölü ile Ardahan keşfedilmeyi bek*leyen bir doğa cennetidir. İlin belli başlı doğal güzellikleri şunlardır: Atatürk Silueti İlimizin en önemli doğal güzelliği Damal dağlarına yansıyan Atatürk siluetidir. Her yıl 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında Damal ilçemizin Yukarı Gündeş köyü, Karadağ yamaçlarında oluşan bu olay bir doğa harikasıdır. Bu tarihler arasında güneş batarken dağın yamacında bulunan dere yatağının bir tarafının gölgesi diğer tarafına yansımakta ve tamamen doğal olarak Ulu Önder Atatürk'ün siluetini oluşturmaktadır. Yalnızçam Yaylası İl Merkezine 15 km mesafede bulunan ve Yalnızçam Köyünün kuzeybatısında yer alan Yalnızçam Yaylası eşsiz bir tabiat zenginliğine sahiptir. Bülbülan ve Botanik Yaylası İl Merkezine 15 km uzaklıkta Yalnızçam dağlarının üzerinde bulunan eşsiz güzelliklere sahip Bül*bülan Yaylası ilimizin Doğu Karadeniz Bölgesine açılan penceresi konumundadır. Zengin bitki çeşi*di ile ilkbahar aylarında eşsiz bir güzelliğe kavuşmaktadır. Birçok yerleşim yeri arasında (Ardahan, Artvin, Göle, Şavşat) bir kesişme noktası olan yayla, yaz aylarında bu yöre insanlarının bir araya gele*rek ticaret yaptıkları bir pazar görünümündedir. Tamamlanmak üzere olan Ardahan-Yalnızçam-Ar-danuç karayolununu hizmete girmesi ile alternatif bir festival alanı olacaktır. Çıldır Gölü İl merkezinin 45 km doğusunda ve deniz seviyesinden 1.959 m yükseklikte bulunmaktadır. 123 km2 lik bir alana sahip olan bu tatlı su gölü Doğu Anadolu Bölgesinin Van Gölünden sonra en yük*sek gölüdür. Çıldır Gölü; adası, kuşları ve balıkları ile ayrı bir güzelliğe sahiptir. Çevresinde bulunan tarihi eserler ve doğal güzellikleri ile önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Göl içerisinde 16 tür balık yaşamaktadır. Göl yüzeyinin kış aylarında buzla kaplanmasıyla birlikte insanların burada at kı*zakları ile dolaşması ve buzları kırarak balık tutmaları ilginç görüntüler oluşturmaktadır 2750 metre rakıma sahip olup etrafı dağlarla çevrilidir. Doğal güzelliklerinin yanında çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapması nedeniyle tarihi ve kültürel bakımdan da oldukça zengin bir bölgedir. Üzerinde bulunduğu Uğurludağ'ın Ardahan ve Göle'den de görülebilmesi bölgeye ayrı bir güzellik katmaktadır. Geniş ve taşsız bir arazi yapısına sahip olan yayla yaz ve kış turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Valiliğimiz tarafından hazırlanan "Yalnızçam Uğurludağ Kış Sporları ve Yayla Turizm Merkezi" projesinin uygulamaya geçilmesi halinde Yalnızçam yaylası bölgenin önemli kayak merkezlerinden biri olmaya adaydır. Ardahan-Yalnızçam-Ardanuç yolu ulaşım imkanlarını kolaylaştırmıştır. Göle Okçuoğlu Yaylası Göle İlçemizde Köroğlu Dağının eteklerinde yer almaktadır. Okçuoğlu Göle Okçuoğlu Yaylasında otlayan atlarYaylası Ekim-Mayıs ayları arasında bol yağış alması ve dağın tepesinin ağaçtan yoksun bulunması nedeniyle kayak pisti yapımına uygundur. Yaylada yaşayan çeşitli yabani hayvanlar buranın diğer bir doğal güzelliğidir. Bu özelliği nedeniyle av turizmi açısından da önemli bir potansiyele sahiptir Akçakale Adası : Çıldır gölü içerisinde yer alan Akçakale adası 1. derecede sit alanıdır. Tarih boyunca bir çok uygarlığın yerleşime sahne olması nedeniyle üzerinde birçok tarihi kalıntı bulunmaktadır. İlkbahar ayının gelmesi ile birlikte çeşitli kuş türlerine de ev sahipliği yapan ada, bu kuşların yavrularının çıkması ile güzel görüntüler oluşturmaktadır Tarihi kaynaklardan geçmişte Ardahan ve çevresinde çok sayıda caminin varlığı bilinmektedir. Bu kaynaklarda sadece Çıldır ve çevresinde XIX. yüzyıldan itibaren 240 cami (sancak sınırları içinde 240 cami) bulunduğu ifade edilmektedir. Ancak bugün Çıldır'da çok az cami örneği kalmış, bir çoğunun bugün taşına bile rastlanmamaktadır. Ardahan ve çevresinden ise sadece birkaç örnek günümüze gelebilmiştir. XIX. yüzyılda, kaynaklara göre Çıldır Sancağı sınırları içinde 240 cami ve mescit, l medrese, l Rüşdiye, Türkler için 49, Hıristiyanlar için ise 13 ilkokul ve 15 kilise, ayrıca 5 hamam, 9 han ve 564 işyeri bulunmaktaydı. Ancak Çıldır ve çevresinde adı gecen 15 kiliseden 11'inin ayakta olmasına rağmen, 240 camiden birinin bile yerini tespit etmek mümkün değildir. Bunların ortadan kalkmasının tek sebebi 1828, 1855 ve 1877-1878 Osmanlı - Rus savaşları ile, 1915 - 1920 yılları arasında bölgede meydana gelen Ermeni mezalimidir. ARDAHAN MERKEZ MEVLİD EFENDİ CAMİİ Ardahan şehir merkezinde Halil Efendi Mahallesi'nde, kalenin yaklaşık 150-200 m. doğusunda yer almak*tadır. Giriş kapısında bulunan kitabeye göre, ilk yapının 1701 tarihinde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu caminin, yakın tarihlerde gövde du*varlarının yandan yukarısı ve üst ör*tüsü yenilenmiştir. İç mekanın yakın tarihlerde yapı*lan onarım ve eklemelerle orijinal özelliği tamamıyla bozulmuş durum*dadır. Yapının kuzeybatı köşesinde yer alan kübik kaide üzerine silindirik gövdeli ve tek şerefeli minare, ca*miye son onarımlar esnasında ilave edilmiştir. Cami avlusunda Arap (Yanık) Camii'nden getirildiği ifade edilen kitabeli bir çeşme taşı bulunmaktadır. Bu taş üzerindeki kitabede 1288 H./1871 m:, tarihi ile birlikte "Uçmalı (?) Zade Hacı Halil Ağa Hayratı" ibareleri bulunmaktadır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
13.04.09, 01:25 | #28 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
ARAP (YANIK) CAMİÎ
Ardahan şehir merkezinde, Halil Efendi Mahallesinde, kalenin yaklaşık 150-200 m. kuzeybatısında bulunan camidir. Yörede, 1915 yılından itibaren batılı devletlerin de yardım ve katkısıyla Ermenilerin Türklere karşı yaptığı katliamlara kadar, cami ayaktaydı. 1915'te başlayan bu mezalim sırasında cami, içerisinde namaz kılan Müslüman cemaatle birlikte yakılmıştır. Bu tarihlere kadar Arap Camii olarak bilinen yapının, tahrip edilmesiyle günümüze kadar temel seviyesinde kaldığı bilinmektedir. Bugün bütün özelliğini yitirmiş olan caminin bir kısmı park olarak değerlendirilmekte ve halk arasında Yanık Cami olarak anılmaktadır. MÜDERRİS İBRAHİM EFENDİ CAMİİ Ardahan il merkezinde Halil Efendi mahallesinde, kalenin yaklaşık 100 m. kadar kuzeybatısında bulunmaktadır. Giriş kapısı kemer köşeliğinde yer alan ve "Amele Osman sene 1185" ibarelerinin geçtiği usta kitabesinden, caminin 1711 yılında yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Cami toplam 7 mazgaldan ışık almaktadır. Batı duvarında ve güneybatı köşede yer alan mazgal pencere altındaki panoda "14 Ramazan 1315" (1897) tarihi boya ile ve Osmanlıca olarak yazılmıştır. Bu tarih, caminin 1897'de onarım geçirdiğini ve sıvandığını göstermektedir. Aynı panonun kuzeyinde yer alan bir başka panoda ise okunamayacak derecede silinmiş bir Osmanlıca kitabe bulunmaktadır. Camiyi aydınlatan mazgal pencereler, Doğu Anadolu'da birçok taş yapıda görüldüğü gibi dışarıdan içe doğru genişleyerek içerinin daha fazla aydınlatılmasına ve içerdeki ısı kaybının azaltılmasına uygun bir tarzda inşa edilmiştir. Yapı, Dedeşen Köyü Camii'nden sonra, yöredeki sağlam kalmış ikinci en eski tarihi cami olma özelliğini taşımaktadır. Ancak bugün özel mülkiyet elinde bulunan ve samanlık olarak kullanılan bu yapının, bakımsız ve mezbelelik durumdan kurtarılarak kısa zamanda restorasyonunun yapılması ve işlevsel hale getirilmesi gerekmektedir. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
13.04.09, 01:25 | #29 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
DERVİŞ BEY CAMİÎ
Ardahan şehir merkezinde, kalenin güneybatısında ve Alabalık Deresi yakınında bulunmaktadır. Giriş kapısı kemerinin sağındaki kitabede, "Lâ şerefe a'la mine'l-İslâm" (İslâm'dan şereflisi yoktur) ibaresi, solundaki kitabede ise "Hüvel hallakü'l-bâki" (baki olan Allah'tır) ibaresi ve "sene 1285" tarihi yer almaktadır. Bu kitabeden caminin, 1285 H./l868 M. tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Kare planlı ve ahşap tavanlı olarak inşa edilmiş caminin, ön tarafına sonradan iki katlı bir giriş bölümü eklenmiştir. İbadet mekanının Kuzey yönünde ikisi serbest, ikisi duvara bağımlı dört sütunla taşınan bir mahfil bulunmaktadır. Mahfile çıkış, doğu yönünde yer alan duvara bitişik bir merdivenle sağlanmaktadır. Ahşap minber, devrinin özelliklerini göstermekte, oldukça abartılı ahşap süslemeli bir taç kısmına sahiptir. Cami 8 pencere ile aydınlatılmaktadır. Caminin malzeme bakımından tamamıyla düzgün kesme taştan inşa edildiği görülmektedir. ÖLÇEK KÖYÜ CAMİİ Ardahan'ın 15 km. doğusundaki Ölçek Köyü'nde bulunmaktadır. 1895 yılında yaptırılmış olan bu cami, 1966 yılında büyük bir onarım geçirmiştir. Dikdörtgen planda inşa edilmiş olan caminin kapalı bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Caminin ahşap tavanı, dört ahşap sütunla desteklenmektedir. Dıştan kırma çatılı ve saç kaplamalı bir örtüye sahip olan Ölçek Köyü Camii, kuzey yönde ahşaptan bir kadınlar mahfiline sahiptir. Mahfili taşıyan sütun başlıkları ve korkulukları, ahşap süslemecilik bakımından oldukça ince bir işçilik gösterir. Cami 5 pencere ile aydınlatılmaktadır. Caminin kubbe çevresinde 4 ahşap sütun bulunmaktadır. Caminin biri kuzeydoğu biri de kuzeybatı köşede olmak üzere iki minaresi bulunmaktadır. Kuzeydoğu köşede yer alan minare, ahşaptan olup orijinal minaredir. Yöredeki tek ahşap minare olmasıyla dikkat çekmektedir. Kuzeybatı köşede yer alan düzgün kesme taşlı ikinci minare, son onarımda buraya eklenmiş ve iki minare arasındaki uyumsuzluk ve farklı inşa tarzı ilk bakışta dikkati çekmektedir. Caminin önünde bir mezar ve doğusunda da bir hazire yer almaktadır. Ermeni mezaliminden Ölçek Köyü de nasibini alan yörelerimizdendir. Ermeniler 1919 Şubat ayında Ölçek Köyünü basarak halkı samanlığa doldurarak yakmışlardır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
13.04.09, 01:25 | #30 | |||||||||
V.İ.P. ÖZEL ÜYE
Üye Numarası: 743
Üyelik tarihi: 28.03.2009
Yaşım: 61
Mesajlar: 2.555
Konular: 131
Rep Gücü : 21
Rep Puanı : 359
Rep Seviyesi :
Level: 40 [] Paylaşım: 0 / 989 |
DEDEŞEN KÖYÜ CAMİİ
Göle ilçesine bağlı Dedeşen Köyünde bulunmaktadır. Caminin kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak plan ve mimari özelliklerinden hareketle XV. yüzyıldan kaldığı tahmin edilmektedir. Bugün giriş kapısı üzerinde yeni harflerle 1500 yılında inşa ettirildiğini belirten bir kayıt bulunmaktadır. Dedeşen Köyünde Osmanlı devrinden kalma birkaç eser bulunmaktadır. Bunlardan cami, türbe ve çeşme ayaktadır. Cami ile aynı tarihlerde yapıldığı ifade edilen medreseden bugün hiçbir iz kalmamıştır. Harap haldeki hamam ise özel mülkiyet elinde olup samanlık olarak kullanılmaktadır. Caminin kuzeyinde, aynı zamanda köyün kuzeyini de sınırlayan tepe üzerinde büyük bir kale yerleşimine ait kalıntılar bulunmaktadır Dedeşen Köyü, Yavuz Sultan Selim'in 1514 yılında Çaldıran seferinden dönerken konakladığı bir köy yerleşimi olup, köyün adının da bu olayla bağlantısı olduğu ifade edilmektedir. Yöre halkına göre, Yavuz Sultan Selim, burada türbesi de bulunan yaşlı bir zatın (Şeyh Ahmet) ikramından memnun kalmış ve şükran duygularını da "Dede şen olasın" diyerek ifade etmiştir. Bu olaydan sonra köyün adı Dedeşen olarak anılagelmiştir. Cami, tek kubbeli Osmanlı cami geleneğinde bir camidir. Bugün yıkılmış olan son cemaat yerine ait izler, konsollar, sütun kaideleri ve sütun gövdelerine ait parçalar dikkat çekmektedir. Caminin girişi batıda yer alır. Girişin solunda sonradan inşa edildiği anlaşılan, silindirik gövdeli ve tek şerefeli minare bulunmaktadır. Minare 1993 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılmıştır. Caminin içerisinde kuzey yönde dört ahşap desteğe oturan kadınlar mahfili yer alır. Güney yöndeki mihrap nişi ile güneybatı köşedeki minber, 1993 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce yapılan onarımla orijinalitesini yitirmiştir. Caminin kuzeybatı köşesinde bulunan merdiven, orijinal minareye ait merdiven olup yeni minarenin yapılmasıyla kadınlar mahfiline çıkış için kullanılmaya başlamıştır. Girişin bulunduğu kuzeybatı köşeye sonradan ahşaptan bir ekleme yapılmıştır. Cami haziresinde oldukça zengin süslemeli mezar taşları bulunmaktadır. Sarıklı biçimdeki mezar taşı örneklerinin 1200 EL/1786 M. tarihli olanları dikkat çekicidir. POSOF MERKEZ CAMİİ Posof ilçe merkezinde, tesviye edilmiş eğimli bir arazide bulunmaktadır. Giriş kapısındaki yeni harflerle yazılmış kitabesine göre, 1883 tarihinde yaptırılmıştır. Kareye yakın dikdörtgen planlı yapının son dönemlerde onarıldığı, onarımdan sonra basit bir son cemaat yeri ve minare eklendiği anlaşılmaktadır. Caminin içerisinde iki ahşap desteğe oturan bir mahfil bulunmaktadır. Mihrap ve ahşap minberin son onarımlar nedeni ile hiçbir orijinal özelliği kalmamıştır. Cami 6 pencere ile aydınlatılmaktadır. Caminin içerisinde 1926 tarihini taşıyan bir sütun başlığının dört yüzüne Osmanlıca ile yazılmış satırlarda şu ifadeler bulunmaktadır: "Cumhuriyet güneşi her ufukta yazılamaz O güneşin doğduğu iller Şendir ağlamaz' Posof Merkez Camii'nin doğusundaki hazirede 1185, 1335 ve 1300 H. tarihli mezar taşları bulunmaktadır. ww.uydulife.tv
|
|||||||||
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|