Hacı hacı olmaz gitmekle Mekke'ye, dede dede olmaz gitmekle tekkeye.
Haddini bilmeyene bildirirler.
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür.
Hak deyince akan sular durur.
Hak doğrunun yardımcısıdır.
Hak yerde kalmaz.
Haklı söz haksızı Bağdat'tan çevirir.
Hal halin yoldaşıdır.
Halayıktan kadın olmaz, gül ağacından odun olmaz.
Halka verir talkını, kendi yutar salkımı.
Halıda nakış bir gerek.
Hamala semeri yük olmaz.
Hamama giren terler.
Hamsin, zemheriden kemsin.
Hamı tatlı, yetkini acı.
Hangi gün vardır akşam olmadık.
Hanım kırarsa kaza, halayık kırarsa ceza,.
Haramzade pazar bozar, helalzade pazar yapar.
Haramın temeli olmaz.
Harman dövmek keçinin işi değil.
Harman sonu dervişlerindir.
Harman yel ile, düğün el ile.
Harmanda dirgen yiyen sıpa, yılına kadar acısını unutmaz.
Harmanı yakarım diyen, orağa yetişmemiş.
Hasta ol benim için, öleyim senin için.
Hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez.
Hastalık kantarla girer, miskalle çıkar.
Hastalık sağlık bizim için.
Hastaya bakmaktan hasta olması yeğdir.
Hastaya yatak sorulmaz.
Hatır alma bir elma.
Hatır için çiğ tavuk yenir.
Havlayan köpek ısırmaz.
Hayıf ölene olur.
Hayır dile eşine , hayır gele başına.
Hazıra dağlar dayanmaz.
Hekimsiz, hakimsiz memlekette oturma.
Helal kazanç ile yağlı pilav yenmez.
Helva şirin, nefis kafir.
Her ağacın meyvesi olmaz.
Her ağaç kökünden kurur.
Her ağaçtan kaşık olmaz.
Her başın bin derdi var, değirmencininki su.
* Her çalıya kuş konmaz (Sivas-Zara-Tödürge köyünden, 1951’li Abdülaziz Özserçe’den naklen Said Dağdaş, 28.10.2008) ! “Her kütüğü karınca sarmaz!” atasözü ile benzer anlamda…
Her damardan kan alınmaz.
Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan.
Her düşüş bir öğreniş.
Her gün baklava börek yense bıkılır.
Her gün gezen kırda, bir gün uğrar kurda.
Her horoz kendi çöplüğünde öter;.
Her inişin bir yokuşu vardır.
Her işin başı sağlık.
Her işte bir hayır vardır.
Her kapının bir anahtarı vardır.
Her kaşığın kısmeti bir olmaz.
Her koyun kendi bacağından asılır.
Her kütüğü karınca sarmaz ! “Her çalıya kuş konmaz!” atasözü ile benzer anlamda…
İlginin odağı olmanın, bazı sebebleri vardır anlamında. “Sözgelimi; muhtar Aziz amcanın evine hergün misafir gelirken, diğer kişiye kimse uğramayabilir.” (Sivas-Zara-Tödürge köyünden, 1932’li İbrahim Önder’den naklen torunu olan 1984’lü Kadir Önder’den de naklen Said Dağdaş, 28.10.2008).
Her sakaldan bir tel çekseler, köseye sakal olur.
Her sakallıyı baban mı sanırsın?.
Her taş baş yarmaz.
Her vaktin bir padişahı var.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar.
Her zaman çiğdem çıkmaz; bazen de küsküç kırılır.
Her ziyan bir öğüttür.
Her çiçek koklanmaz.
Her çok, azdan olur.
Her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter.
Her şeyin yenisi, dostun eskisi.
Her şeyin yokluğu yokluktur.
Herkes aklını pazara çıkarmış , yine kendi aklını almış.
Herkes bildiğini okur.
Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz.
Herkes evinde ağadır.
Herkes gübresini kendi tarlasına kor.
Herkes karının rengine boyanır.
Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez.
Herkes kendi ayıbını bilmez.
Herkes kendi ölüsü için ağlar.
Herkes ne ederse kendine eder.
Herkes sakız çiğner ama kızı tadını çıkarır.
Herkes sevdiğini öper, bayram da bahane.
Herkes zibilliğinin horozu.
Herkese tükrüğü bal.
Herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz.
Herkesin arşınına göre bez vermezler.
Herkesin delisi evinde, derdi karnında.
Herkesin ettiği yoluna gelir.
Herkesin geçtiği köprüden sen de geç.
Herkesin hamuru ekmeğine göredir.
Herkesin tenceresi kapalı kaynar.
Herkesin yorulduğu yere han yapmazlar.
Hile ile iş gören mihnet ile can verir.
Hilekardan yumurta alan, içinde sarısını bulamaz.
Hoca okurken yanılır.
Hocanın dediğini yap , yaptığını yapma.
Hocanın vurduğu yerde gül biter.
Horoz ne kadar öterse ötsün, civciv tavuğun dıkdıkına bakar.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
Horoz ölür,gözü çöplükte kalır.
Horozu çok olan köyün sabahı geç olur.
Huylu huyundan vazgeçmez.
Hırsız evden olursa mandayı bacadan aşırır.
Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten.
Hırsızlığı da öğren, başucunda dursun.
Hıyar akçesiyle alınan eşeğin ölümü sudan olur.
Hıyarın önü, dutun sonu.
Hacı Mekke’de, derviş tekkede.
Hacı hacıyı Mekke'de bulur.
Hacı olmayacak hacıyı deve üstünde yılan sokar.
Haddini bilmeyene bildirirler.
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür.
Hak deyince akan sular durur.
Hak doğrunun yardımcısıdır.
Hak yolu varken bok yolu seçilmez.
Halaya giren kolunu sallar.
Halka verir talkını, kendi yutar salkımı.
Hamala semeri yük olmaz.
Hapaz ile su içmeye, anası evinden kız sevmeye doyum olmaz (1961 doğumlu, Antalya-Serik'li Mustafa Aydın'dan naklen Said Dağdaş, 1986, İstanbul-Fatih):
Harman yel ile, düğün el ile olur.
Hasta sağ kalırsa hekime karşı gelir.
Hasta yatan değil, eceli gelen ölür.
Havada ahreni ile uçmayan kuşun sesi havadan değil, tavadan gelir.
Haydan gelen huya gider.
Hazıra hanak, pişmişe konak.
Helal kazanç ile pilav yenmez.
Hem kız, hem baldırı düz hem de ucuz olur mu?
Her akla geleni işleme her ağacı taslama.
Her günün bir gecesi vardır.
Her işin başı sağlık.
Her işte bir hayır vardır.
Her koyun kendi bacağından asılır.
Her kuşun eti yenmez.
Her şakanın altında bir gerçek yatar.
Her şey incelikten insan kabalıktan kırılır.
Her şeyin yenisi, dostun eskisi.
Her taş baş yarmaz.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır
Her zamanı bir sayma.
Her zaman gemicinin istediği rüzgar esmez.
Herkes aklını pazara çıkarmış, yine kendi aklını beğenmiş.
Herkes bildiğini okur.
Herkes ektiğini biçer.
Herkes kaşık yapar ama sapını yapamaz.
Herkesin aklı bir olsaydı, koyunlara çoban bulunmazdı.
Hıdrellez yaz kapısı, yedi gün sürer tipisi.
Hırsız sekiz, köşe dokuz.
Hırsızlık bir yerde geçerlidir. O da ilimde... (Yazır’lı Yörük Veli’sinden naklen Dodurgalı Lütfi Emik'den naklen Said Dağdaş, 24.09.2004): Hırsızlık caiz değildir. İlmin öneminden ötürü; yalnızca ilimde hırsızlık yapılabilir anlamında.
Hızlı giden atın boku seyrek düşer.
Hiçbir şeye sahip olmayanın kaybedeceği hiçbir şey yoktur.