20.11.08, 18:20 | #1 |
Sivastan Celal oğlan ve döndü'nün hikayesi
IPEK MENDİL
İpek mendil dane dane Yudular serdiler güne Ana Celalimi yudular Baş ucunda döne döne Kurban olayım Döne bacı Celal ordan savuştu mu? Dünkü giden ağca bebek Dayısına kavuştu mu? Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Evlerinin önü yonca Yonca kalkmış dam boyunca Bu yoncayı kim biçecek Celal Oğlan olmayınca İğde çiçek dal atıyor Celal odada yatıyor Ne yatıyon soysuz Celal Nişanlını el satıyor Celal oy oy yavrum oy oyCelal oy oy yavrum oy oyEvlerinin önü kare Selam söylen Celal yare Nişanlısın eller almış Bulunmaz mı buna çare? Kurban olam döne bacı Ne zorumuş keskin acı Bunun işi bitmiş diye Doktor vermemiş ilacı Celal oy oy yavrum oy oyCelal oy oy yavrum oy oySivastaki büyük ordu Babamda talime durdu Kalkın gidek çimentoya Çimento Celal’in yurdu Aşağıdan gelen deve Gevişini geve geve Sanki bende gelin oldum Yukarıdaki büyük eve Celal oy oy yavrum oy oyCelal oy oy yavrum oy oyAl işliğin mor yeleği Kısa dilemiş dileği Akşamdan geri gidiyor Celal’in başlık ineği Celal’de cirite binmiş Davulcuya vur diyerek Döndü kıza altın etmiş Nefsine dur diyerek Celal oy oy yavrum oy oyCelal oy oy yavrum oy oyNazlı benim eşim nazlı, Ok kirpikli oyma gözlü Bende buna yanmayım mı Her sırları bende gizli Neşed’e gelinlik bozdum Hem okudum hem yazdım Akşam başlık giderken Çatlayıp öleyazdım Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Kurban olayım canına Felek düşürdü şanına İki gözüm kör olaydı Künde geleydim yanına Görümümün adı döne Ellerine yakın kına İnce diktim ağca yudum Helal olsun kana kana Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Kara ceket dal istiyor Sallanmaya kol istiyor Uyan kürt Celalim uyan Döndü gelin yar istiyor Bağdat Teyze Bağdat Teyze Yine oldum derdim taze Beş kızınan davet gezdim Bizim düğün kaldı güze Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Bayrağı kara kaldırın Davulu çifte vurdurun Hacı Mehmetler dahımı Beni oraya indirin Yüksek evlik büyük bucak Gül topladım kucak kucak Hey n’olurdu kadir mevlam Öksüze düğün olacak Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Açın kapıyı kapıyı Duyanlar gelsin sesime Pullu keten haram olsun Soyha kalasıca fesime Eser deli poyraz eser Ciğerim içinden keser Ana ben Sivas’a gitmem Celal duyar bana küser Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Babası trenden inmiş Satar kızını kızını Kaldırmam kürt Celalimi Yatsın süzünü süzünü Yaz gelince biter yonca Celalin gülleri gonca Beşikte bebek ağladı Karadan bayrak kalkınca Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Şarkışla’da muayene olduk Beraber trene bindik Bize nazar değer diye Sorana kaynım dedik Ne yokuşun dibindeyim Ne inişin başındayım Bana dulluk yakışır mı? Daha on beş yaşındayım Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Aha kınacım geliyor Hacı kaynım düşmüş öne Hoca namazı kılınca Celal’e buyurmuş dua Ağlayıpta güleceğim Çatlayıpta öleceğim Yengeler kapıya geldi Vur davulcu bineceğim Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Kurban olayım Makbule Ne ağlıyon bağırarak Ala çeyiz yazdırmadım Tütün kahve dağıtarak Allı entere pullu keten Nede güzel yakışıyor Kara bayrak kalkınca Gökte melek bakışıyor Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Yedi giyim çorap ördüm Yedi kaynım giysin diye Sandıktan poşu çıkardım Celal güvey olsun diye Daha görmeyim görmeyim El oğlunun acısını Ölürsem ölüme koymayın Nazlı yarin bacısını Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Kurbanlar olayım Fidan Bayrağım geri mi indi Yürüyerek gelin geldim Geldim de Celalim öldü Celal oğlan yola gitmiş Sanki muradına ermiş Bayrak dikileceği gün Felek buna ayıp etmiş Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Yaz gelirde karlar erir Sular gelir dura dura Celal eşim can veriyor Avazına vura vura Kapımızın önü arpa Atlar gelir kırpa kırpa Sanki bende gelin oldum Allı duvak çarpa çarpa Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Adım batsın adım Döne Yücelerden engine indi Sana diyom kız Nafiye Gelin Hocalara indi Arkamda beliğim ince Örer dikerim kalınca Vallaha da ata binmem Celal eşim gelmeyince Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Susuz yerde bitmez söğüt Deli oldum verin öğüt Çevrelerde var mı ola Celal gibi babayiğit Ben mi yazdım bu yazıyı? Bozdurdum elli gaziyi Bana ağlama diyorlar Nasıl unutayım maziyi Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy El camiden çıkarken Bulandım gardaş bulandım Döndüyü gelin getirdik Uyku uyumadım dolandım Künde söylerim adını Alamam ben muradımı Mezar taşına yazarım Celal ile benim adımı Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Kaynımın Eşe karısı Celal derdimin yarısı Bakın kıyamet koptu Düşman başına darısı Mezarımın sıra taşı Yandı yüreğimin başı Beni Yusuf’a versinler Yusuf Celal’in kardeşi Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Kapıdan araba geçti Dolan Döndü bineceksin Sevgili gardaşın yari Kime gelin ineceksin Aşağıdan kuş geliyor Sesi ban hoş geliyor Celal’i götüren taksi Dolu gitti boş geliyor Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Tarlalarda ot yolardım Ayak yalın başım kabak Beni mezara götürün Uzun gece olmaz sabah Dostlar bakın düştüm dara Yürekte açıldı yara Onu Allaha yoluyorum Sebebi çekin dara Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Mezarımın kara taşı Yandı yüreğimin başı Çekip gitti kürt Celalim Zehir etti bize aşı Mezarlığın böğrü çayır Celal gitmiş orda uyur Öksüz kız gelin oluyor Kürt Celalim sende buyur Celal oy oy yavrum oy oy Celal oy oy yavrum oy oy Zamanında (anlatılana göre) ata binip tüfek kuşanan, herkesin gözünü korkutan, çamurda yürüyüp beyaza bulaştırmayan, sinirlenince kelime anlamıyla berserker olabilen rahmetli dedem "deli" ya da "teyyar" Mehmet, her duyduğunda bu türküyü hüngür hüngür ağlar, o dağ gibi adam tıkanır konuşamaz, saatlerce dalıp giderdi. Çocuk halimle bir nebze anlardım, ağıt bu, dokunuyor türkü diye ama dedemdeki o kederi, o hüznü açıklayamazdım. Nihayetinde bir gun sorduğumda babanneme, "o türküdeki Celal, dedenin kardeşi sayılır, düğününden hemen önce olmuş yanlarında, canı kadar severmiş Celal’i, dayanamaz o yüzden türküyü duyunca" diye açıklamıştı. Nice yıllar gerçek hikayeyi merak etsem de bir türlü cesaret edip soramamıştım dedeme, cok üzülür, dert vermeyeyim diye. Kendisi rahmetli oldu, bende de hep merak kaldı neydi türkünün hikayesi diye. Nihayetinde bugün sordum babanneme, "neden ağlardı dedem hep bu türküde, nedir hikayesi?" diye, babannemin anlattığı şekliyle şöyle: Aylardan Aralık, sene 1946..dedemin seferberlik sırasında ölmüş abisinin oğlu olan Celal, dedem mehmet, dedemin kardeşi Atem emmi (benim deyişimle), ve Celal'in kizkardeşi Fidan'ın hepsinin düğünü olacakmış..rahmetli dedem, Celal'i kardeşi gibi sever gözetirmiş, Celal de aynı hürmet ve sevgiyle yaklaşırmış..dört düğün olacağı zaman, uğraşması, masrafı zor olmasın diye dört düğünü de bir arada yapalım demişler..Celal o zamanlar Sivas'ta çimento işinde çalışırmış, Sivas tabi o denem köy'e (Deliilyas) uzak, ortalıkta şimdiki gibi at araba da yok,herkes yürüyerek gidip geliyo, gurbette çalısıyor derlermiş..Celal'in nişanlısı Döndü de subay kızı, aynı onun gibi aslen Deliilyasli ..dört düğün bir arada yapılacağı için Celal demiş ki, "Mehmet (dedem)in düğünü önce olsun, yetim büyüdü o küçük yaştan, önce onunkini yapalim..sonra Karakellenin (Atem emmi) düğünü olsun, ondan sonra da Fidanla Sefer'in düğününü yapalım, benimkini en sona da yapariz"..o dönem düğünler tabi şanlı şölenli, kız tarafı davul zurnayla gelini at üzerinde getirirmiş, oğlan tarafında da düğünden iki gün önce kırmızı bayrak çekilirmiş yukarı gelini beklerken.. Her neyse, dört düğünü bir arada yapalım demişler, nikah işlemleri için o dönemin memur olan en yakın yeri Şarkışla'ya gidilecekmiş..toplanılmış, yürüyerek yola çıkılmış..Şarkışla'da nikah işlemleri yapılmış, resmi nikah kıyılmış, düğün(ler) için tekrar köye dönülmeye konulmuş..o ara, (babannemin anlattığına göre bir gece Celal artık rüyasında ne gördüyse), gusül abdesti almam lazım benim, ben bu şekilde dönemem geri, yıkanmam lazım demiş..aylardan aralık, her yer kar kıyamet, buz, soğuk..yapma etme, gidersin bu şekilde, olmaz bir sey demişler, dinletememişler..Celal orda buz tutmuş bir nehrin buzunu kırmış, o suda yapmış banyosunu.. Köye dönülmüş, düğünler baslamış, ama Celal de bu arada hastalanmış..kimseye belli etmeyeyim, geçer diye de etrafa da duyurmamış, öyle geçmiş düğünler..tam Celal'in düğününe sıra geldiğinde, kırmızı bayrak çekildiğinde, gelinin gelmesinden önceki gece artık yataklık olan Celal hastalığından can vermis..kız tarafına haber verilmesi için de dedem gitmiş, zamanında Döndü'ye başlık olan verilmiş ineği gitmiş ahırdan çözmüş, dışarı salmış, o an anlamış Döndü Celal'in öldüğünü..allar beyazlar icinde geleceği evde kırmızı bayrak yerine çekilmiş kara bayrakla, Celal'in ölüsüyle karşılaşmış..işte o an bu ağıdı yakmış.. Ağıdı orjinal haliyle bilen babannemin anlattığına göre söylenen türkü şeklinde sözleri de degiştirilmiş, onun dediği "yiğidim giymiş beyazı, ışığı göğsünde parlar / kara bayrak çekilmiş göğe, nice melekler bakar", "ben ne okudum ne yazdım, dağlar koyağında gezdim / eşimin (celal oglan) başına gidince, çatlayıp da öleyazdim" şeklinde (ve daha fazlası) kısımlar da varmış..dediğine göre Döndü çok türkü yakan, söyleyen bir insanmış, babannemin hatırladığı kına gecesinde söylediği "aha kınacım geliyor, öndeki deve yata yata, benim eşim nikaha gitmiş, karlara bata bata" seklinde bir türküsü de varmış..türküdeki ipek mendil de tam olarak mendil değilmis..o dönemler beyaz gömlek sahibi olmak zormuş, evlenileceği zaman kız tarafı, hatta gelin kendi eliyle dikermiş beyaz gömleği damada, damatlık olarak verilirmiş..gömleğin yakasına da renkli ipekten fular/kravat karışımı bir şey giyilirmiş içerden, bu imiş ipek mendil diye bahsedilen.. Babannemin anılarına göre kendisi küçük bir kızken düğünden önce gelini gezdirme adetine göre onların eve de gelmiş döndü, babannemin de saçını oklayıp sevmiş, "kız sen ne güzelsin, seni de kaynıma alam" demiş..buna sinirlenen babannemin annesi "kız get, senin bekar kaynın mı var ki" demiş (babannem o dönem evlenen dedemin ikinci eşi zira)..nice yıllar sonra, Döndü'yü ailesi başka birine vermiş, hele ki ondan da dedem tarafı ile onun ailesi arasında gücenme olmuş, seneler sonra babannem dedemle evliyken Döndüyü gördüklerinde dedem sitem etmiş bizim tarafa niye varmadın da ele gittin diye, Döndü de "Memet efendi, bak bu kız sana yıllar sonra nasip oldu da ben Karamustafalara nasip olamadım" diye içini dökmüş.. Yine anlatılana göre Döndü'nün sonraki evliliğinde hiç çocuğu olmamış, doktora gidildiğinde doktor sormuş, "kızım nedir senin bu derdin, seni böyle üzen ne ki kesilmisşin herşeyden (erken menopoza girmiş benim anladığım), hiç olamıyor senin çocuğun?" diye..Döndü de o an hep göğsünde sakladığı Celal'in fotoğrafını çıkarıp doktora göstermiş, "bu yiğit yaktı içimi doktor, neyleyim ben gerisini" demiş..öyle sevmiş Celal'i, o fotoğrafı da hiç ayırmamış yanından..babannemin dediği hala yaşıyormuş Döndü köyde, hep melankoli içinde oturarak kendi basına… Delliilyas yöresi ww.uydulife.tv
__________________
La İlahe İllallah kalbimizi karartma. La İlahe İllallah rızkımızı daraltma. La İlahe İllallah bizi imansız bırakma. La İlahe İllallah kabirde bizi bunaltma. La İlahe İllallah kendi kapından başka kapı aratma. La İlahe İllallah kendine kul habibine ümmet olmaktan bizi biran bile ayırma. La İlahe İllallah hesapsız sabır ver. La İlahe İllallah azapsız kabir ver bizlere Allah'ım… AMİN AMİN AMİN ASALET BOYDA DEĞİL, SOYDA OLMALI İNCELİK BELDE DEĞİL, DİLDE OLMALI DOĞRULUK SÖZDE DEĞİL, ÖZDE OLMALI GÜZELLİK YÜZDE DEĞİL, YÜREKTE OLMALI.. |
|
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|