..:: BİLGİ VADİSİ ::.. BİLGİ VADİSİ RSS   TWİTTER   BİLGİ VADİSİ FORUM FACE GRUBU  

Anasayfa Kimler Çevrimiçi Bugünkü Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   ..:: BİLGİ VADİSİ ::.. > DENİZCİLİK BÖLÜMÜ > DENİZCİLİK DERSLERİ > Gemicilik
Google

   

 
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
..:: Gemicilik ::..
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
10812

Yeni Konu aç Cevapla
 
Seçenekler Stil
Eski 20.05.09, 13:01   #1
crazyossie
 
crazyossie - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 109
Üyelik tarihi: 20.08.2008
Yaşım: 42
Mesajlar: 5.693
Konular: 4141
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 31
Rep Puanı : 1000
Rep Seviyesi : crazyossie has much to be proud ofcrazyossie has much to be proud ofcrazyossie has much to be proud ofcrazyossie has much to be proud ofcrazyossie has much to be proud ofcrazyossie has much to be proud ofcrazyossie has much to be proud ofcrazyossie has much to be proud of
Aktivite
Level: 53 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 132 / 1324
Güç: 1897 / 61063
Tecrübe: 96%

İletişim
Standart ..:: Gemicilik ::..

1 TÜRKİYE’de GEMİCİLİK EĞİTİMİ ve ORTADOĞU DENİZCİLİK ve KAPTANLIKR
Denizi bol ve iklimi sıcak ülkelerde, milli savunma ve kalkınmaya destek veren sektörlerin başında su sporları (yüzme ve dalma, kürekli, yelkenli ve motorlu tekneleri kullanma, yatçılık ve gemicilik) gelmektedir. İnsanlara liderlik, ileri görüşlü olma, tabiatla mücadele, takım çalışması, sağdan ve soldan esen rüzgarlardan yararlanarak hedefe ulaşma gibi yetenekler aşılayan kaptanlık ve yatçılık, başarılı idareci ve politikacı yetiştirmede dünyada başvurulan kursların başında yer almaktadır.
Denizlerin kuralları ve vasıtalarıkaradakilerden çok farklıdır. Deniz yutucudur; cahili ve acemiyi asla affetmez. Fren tertibatı bulunmayan tekneler ve gemiler, kürek, motor veya rüzgar(yelken) gücüyle, adeta buzda kayan bir araba misali suda yüzerek yol almaktadır. Sığlık, rüzgar, fırtına ve dalgalardan oldukça etkilenmekte, üç boyutta hareket etmekte, fazla yüklenince ve içine su alınca da batmaktadır. Ayrıca, uluslararası saha olarak kabul edilen denizlerde yol, iz ve trafik tabelaları yoktur; kıyı şeridinde ufak bir kayık ile seyrediyor olunsa bile, bir sürat teknesi ve yabancı bayraklı cüsseli bir gemi her an karşınıza çıkabilir. Nüfus artışı ve fendeki ilerlemeler sonucu, gün geçtikçe daha fazla miktarda, daha hızlı ve cüsseli gemiler insanlığın hizmetine girmektedir. Bu gelişmelerle beraber denizlerdeki trafik yoğunluğu ve kazalar artmaya başlamıştır. Bu gerçekler göstermektedir ki; (1) Deniz vasıtalarının kullanımı karadakilere göre daha zordur; (2) Gemicilerin eğitimve ehliyet sahibi olmaları daha fazla emek gerektirmektedir; (3) Denizde can güvenliği (“SOLAS, Safety Of Life At Sea”) ve emniyetin öncelikliği sebebiyle, denize çıkacak halkın, kaptan ve gemi mürettebatının eğitimi her zaman çok önemlidir. Tekneyi sevk ve idare eden kişiler, dünyanın her yerinde ve Türkçe bir kelime olan kaptan (KAPUDAN) diye çağrılmaktadır. Bu gemi adamı, uçsuz-bucaksız denizlerde teknenin yol göstericisi, sürücüsü, doktoru, aşçısı, çarkçıbaşısı, çımacısı, serdümeni, serenderi, zabıtanı, amir ve hakimi, kısaca her şeyidir; dolayısıyla çok iyi eğitilmelidir.
Ülkeler, denizcilikte nitelikli ve yaygın eğitim altyapısı, uygulamalı müfredat ve ders programları geliştirmek için adeta birbirileriyle yarışmaktadırlar. Esasında gemicilik eğitimi, fizik, inşaat, makine, elektrik ve elektronik gibi fen ve mühendislik dallarına dayalı disiplinler arası bir sahadır; bu eğitimin en üst düzeyde yürütüldüğü ehil ve evrensel kuruluşlar kuşkusuz üniversiteler’dir. Eğitimin son halkası, ve ölçme ve değerlendirilmesi olan ehliyet sınavları da en güvenilir olarak yine bu yüksek okullarca yürütülmektedir. Ülkeler, teknesi hususi(amatör) veya ticari olsun küçük-büyük herkesi, deniz vasıtasının türü ve seyir sahasına göre şu tür konularda sıkıca eğitmekte, bilgi, tecrübe ve ehliyet sahibi yapmadan asla suya çıkarmamaktadır:
Temel Denizcilik ve Kaptanlık: Su dünyası, kuralları ve meteorolojisi; gemiler, yapıları ve donanımları; makine, dümen ve elektrik gibi tesisatları; pusula, harita, GPS, sonar(parakete) ve iskandil gibi seyrüsefer araçları; denizde yol alma ve yol bulma teknikleri; rota-mevki-mesafe-hız-derinlik tayinleri; ışık ve seda işaretleri; trafik kuralları; sağlık, ilkyardım ve can kurtarma; can yeleği ve salı gibi emniyet araçları; yangın söndürme; haberleşme ve mevzuat; teknenin bakımı, denize ve yola elverişli tutulması; demir atma ve alma; motorlu/yelkenli tekne manevraları; seyir planlaması; gemiyi selametle varış limanına ulaştırma yöntemleri,vs
Denizde Haberleşme ve VHF Telsizciliği: Denizde haberleşme türleri; telsiztelefon, navteks, radar, epirp ve uydular; VHF radyotelefonlar, özellik, çağrı ve konuşmaları; GMDSS, sayısal kanal haberleşmeleri; mevzuat.
Not: Ortadoğu Denizcilik ve KaptanlıkR eğitim paketinde yukarıda verilen konular işlenmektedir. Bu uygulamalı eğitimden sonra insanlar resmi sınavlara girerek Yat Kaptanı(Yacht Master), Amatör Kaptan (Amateur Seaman), Deniz Telsizcisi(VHF Radio Operator), STCW gibi ehliyetlere sahip olmakta, yatlarda eğitim seyirlerine katılarak tecrübelerini artırmakta ve tekne kiralayarak enginlere açılmaktadırlar.

Türkler dünyanın en eski denizci ırkıdır. Asya’da başlayan ve Anadolu’da devam eden 4000 yıllık ve öğünç dolu deniz tarihimiz, dünyada hala kullanılan Türkçe kökenli kelimeler(su, deniz, mine, kayak, kano, kayık, yat, kaptan, amiral, vs) ve tersanelerimizde inşaa edilen muhteşem yat ve gemiler bunun ispatıdır. Etilerden sonra Anadolu’nun ilk sahibi olan İskit ve Kimmer Türk Boyları, kalyonların ecdadı olan Çektiri, Çektirme ve Taka gemilerini inşaa edip ismini verdikleri Karadeniz’e hemen hakim olmuşlardır. Selçuklu ve Osmanlıların gelmesiyle beraber bu anavatan bahriye ve fen mektepleri ve tersaneler ile donatılmaya başlanmıştır. Piri Reis, Hızır Reis(Barbaros Hayrettin Paşa), Turgut Reis, Menemenli Mehmet Reis, Cezayirli Hasan Paşa, İbrahim Efendi ve Ali Macar Reis gibi nice emirali(amiral), gemici, alim ve kaşif bu okullarda yetişmiş, dünyanın en güçlü donanmalarıtersanelerimizde inşaa edilmiştir. Dünyanın ilk üç denizi (1.Karadeniz, 2.Ege ve 3.Akdeniz) ile çevrili olması, Avrupa, Asya ve Afrika ana kıtaları arasında adeta bir stratejik köprü-yarımada gibi uzanması sebebiyle atalarımız Anadolu’yu anavatan olarak seçmiştir; geliştirdikleri gemicilik kabiliyetleri sayesinde bu üç denizi Türk gölleri haline getirmiş, buradan üç kıtaya hakim olmuş ve Bayrağımızı okyanuslara taşımıştır.
Bu su cenneti anavatana ve ünlü tarihe rağmen, eğitimde sergilenen ihmalkarlıklar sebebiyle 20.asra doğru maalesef gemicilikteki gücümüz zayıflaya başlamıştır. Okul ve tersanelerin azalmasıyla birlikte denizlerdeki hakimiyetimiz hızla sona ermiş ve Anadolu’ya sıkışıp kalınmıştır. İstiklal Harbi sırasında bu zafiyetin sıkıntısını çeken kişi Başkumandan Atatürk olmuştur. Türk halkında mevcut olan gemicilik kabiliyetini canlandırmak amacıyla okullar kurdurmuş, su sporları yapmış, yüzmüş, kürek çekmiş ve tekne kullanmıştır. Böylece, yat ve gemilerle (Acar, Karadeniz, Ertuğrul, Savarona, Hamidiye, Ege, İzmir) en fazla seyir yapan, ecnebi misafirlerini bu teknelerde ağırlayan denizci cumhurbaşkanı unvanına o sahip olmuştur. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir ve fendir.. En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti, ve sporu ile, en ileri denizci milleti yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten yararlanmayı bilmeliyiz; denizciliği Türk’ün büyük milli ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız” gibi yol gösterici cümlelerin sahibi önderimiz Mustafa Kemal’dir. “Nazariyata boğulmakla geçen ömre yazık, ameli faaliyetlerdir kıymet-i ilmin artık” diyen kişi alimimiz Mehmet Akif’dir. Maalesef, vasiyet kıymetindeki bu gibi cümlelerden hiç ders alınmamıştır. Bugün denizcilikte daha da geri kalınmasının sebepleri apaçık bellidir: Eğitimde uygulama yerine nazariyat’a ve yaygınlaştırma yerine tekelleşme’ye gidilmesi, ve de gemiciliğin bir lüks olarak addedilip mevzuata boğulması ve aşırı vergilendirilme’si…
Türk üniversitelerindeki fen eğitimi zamanla nazari bir hal almıştır. Yansıması olarak, bürokrasideki kitabi aydınların, Denizcilik Müsteşarlığı(DM) gibi yerlerdeki nazariyatçı ve tekelci idarecilerin sayısı artmaya başlamıştır.“Gemicilik eğitiminin bir bütün olarak ele alınması, halkın denizcilikte eğitilmesi, çağdaş, nitelikli ve yaygın eğitim altyapısı, uygulamalı müfredat ve ders programları geliştirilmesi” gibi konularda Ulaştırma Bakanlığı veDM maalesef yetersiz ve başarısız olmuştur. Yakın geçmişte, üniversiteler ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi kuruluşların başarılı bir çalışması (2918 no’lu Karayolları Trafik Kanunu) sonucu ülke kara sürücülüğü okul ve dershaneleriyle donatılırken, okullarımızda denizcilik dersleri, şehirlerimizde kaptanlık dershaneleri ve denizlerimizde okul gemileri gündeme hiç alınmamıştır. Bunun aksine; (1) Eski yıllarda ehliyet sınavlarına müracaattan evvel adaylardan sorulan “gemide hizmet mecburiyeti, uygulamalı ders ve kursa katılma ön şartları” gibi hususlar lüzumsuz bulunup müfredatlardan kaldırılmıştır. (2) Halkın denizcilikta eğitilmesindeki tüm yetki ve sorumluluklar, İTÜ DENİZCİLİK Fakültesi(ITU-DF) Mezunlar Derneği, Türkiye Deniz Eğitim Vakfı(TÜDEV) ve Amatör Denizcilik Federasyonu(ADF) gibi iki-üç özel kuruluşa devredilmiştir. Ehliyet sınavları paralı ve pahalı hale getirildikten sonra özelleştirilmiştir. Bunları anlamak mümkün değildir. Gemicilikte nazariyat, tekelleştirme ve yasaklama,eğitim almadan sınavlara girerek kaptan olma, ve denizlerde acemi ve çocuk kaptan dönemleri ülkemizde bu şekilde başlamıştır.
Halkın, yatçıların, balıkçı ve günübirlik teknecilerin en çok talep ettiği ve 50grostona(boyları 25-35m’ye) kadarki tüm ticari ve hususi tekneler için ihtiyaç duyduğu Yat Kaptanlığı Eğitimi ve Ehliyeti’nin başına gelenler burada örnek verilebilir. Türkiye’de en fazla yat kaptanı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi(ODTÜ) DENİZCİLİK Kurslarında yetiştirilmiştir. 1980’li yıllara kadar bunun müfredatında “tekne kullanma ve uygulama” vardı ve Ankara Eymir gölünde yapılan ehliyet sınavlarına girenlerden bu soruluyordu. Bu ehliyetin adı Amatör Kaptan yapıldıktan sonra bu ön şart kaldırılmıştır. Lakin, Ankara’da ilk denizcilik eğitimini başlatan ODTÜ’de buna uyulmamış, bilakis uygulamaya daha da ağırlık verilmiştir; böylece, Akdeniz’de bir ilk olan “ODTÜ Yelkenli Yat Filosunda Toplu Eğitim” başlatılmıştır. Bu başarılı gidişata rağmen, İTÜ-DF mezunu bürokratların hakim olduğu DM, ODTÜ’deki eğitimi karalayan ve kapatılmasını isteyen 2004 Nisan tarihli talihsiz yazıyı kaleme almıştır. Bu yazının gizli maksadı bilahare anlaşılmıştır: “Halkın denizcilik eğitimindeki tüm yetkilerin ADF’ye devredecek olması”. 01.07.2004 tarihli ve 25509 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelikle bu ehliyetin adı Amatör Denizci Belgesi(ADB)yapılmış, ADB ve KMT(VHF Kısa-Mesafe Telsizci) sınavlarını yürütme yetkisi de böylece ADF’ye devredilmiştir. Facialara davetiye çıkartan bu resmi yönetmeliğin sebep olduğu haksızlık, hata ve tehlikeler şunlar olmuştur:
  • Ulaştırma Bakanlığı ve DM’deki İTÜ-DF mezunu bürokratların anlaşılmaz desteğiyle kurdurulan ADF’nin hiçbir eğitim altyapısı ve tecrübesi bulunmaması, eğitimin gerekliliğine de inanmaması,
  • Türkiye çapında ADB ve KMT sınavlarını yürüterek para kazanmaya başlayan ADF’nin Dernekler Masasına bağlı özel ve ticari bir örgüt olması,
  • İhalesiz yapılan bu yetki devrinde, en fazla kaptanı yetiştiren ODTÜ’den görüş ve teklif alınmaması,
  • Kamu yararı güdülmemesi, eskiden parasız yapılan ehliyet sınavlarının özel ve pahalı hale getirilmesi,
  • ADF’nin paralı el kitabının, bir ceset torbası misali tüm teknelere konmasının mecbur tutulması,
  • Ehliyet almak için sınava başvuranlardan eğitim, uygulama ve deniz hizmeti ön şartları aranmaması; eğitimsizacemi kaptanların, cüsseli ve süratli gemileri uluslararası sularda kullanacak olması,
  • Kaptan olma yaşının 18’den 14’e indirilmesi; eğitimsiz çocuk kaptanların büyük ve hızlı gemileri uluslararası sularda kullanacak olması(bedeni ve zihni kabiliyet ve refleksleri henüz gelişmeyenlerin, bırakın binek arabası, 5BG’lik bir motosikleti dahi kullanması mümkün değildir! Reşit olmayan bir çocuk kaptan, bir cüsseli yatla Boğaz’da bir tanker veya yolcu gemisine çarparsa, veya 300-500BG’li bir sürat teknesiyle bir plajda insanları biçerse, hangi kanunlara göre ve nasıl cezalandırılacağı belli değildir),
  • Bu ehliyetin gemi adamı sınıfı dışına çıkartılması ve bununla ticari tekne kullanmanın yasaklanması; bu işi daha önce yürütegelen kaptanların veya ticari-kayıtlı yat kiralayanların mağdur duruma düşmesi, vs.
Daha sonra çıkartılan yeni yat kaptanlığı müfredatı ölçüsüz ve çok uzun(350 saat) tutulmuş, teknede hizmet ve uygulama ön şartı ise yine unutulmuştur. Bu şekli, nazari ve pahalı kursları açma yetkisi de uzakyol kaptanlarının tekeline verilmiş, sınırlı zamanlarda yapılanehliyet sınavları da zora sokulmuştur. Bu yasakçı, tekelci ve paracı yaklaşımlar üniversite ve yüksek okullardaki eğitim ve kursları olumsuz etkilemiştir. ADF’nin ilk işi, YÖK’e yaptığı asılsız bir şikayetle, ODTÜ DENİZCİLİK kurslarını kapattırmak olmuştur. Ayrıca YÖK, kaptan yetiştiren Mersin gibi bazı Denizcilik Meslek Yüksek Okullarını kapatmış, Danıştay’a yaptığı bir müracaatla da üniversite mezunlarının kaptan ehliyeti almalarını sınırlamıştır. İTÜ-DF Mezunlar Derneğinin mahkemeye yaptığı bir girişimle eğitimde benzer yasaklar çıkartılmıştır. Sonuç olarak, müessif deniz kazalarını gören ve eğitimsiz bırakılan insanlarımız sudan ve vasıtalarından korkar hale gelmiştir. Su sporları yapan ve tekne kullanan vatandaşlarımızın, denizlerde dolaşan gemilerimizin sayıları gitgide azalmıştır. Bir deniz ülkesi olan Türkiye, eğitim almanın, kaptan olmanın ve tekneyle denize açılmanın zorlaştırıldığı ülkeler sınıfına girmiştir. Aşırı vergiden ve bürokrasiden kaçan ve bıkan insanlarımız haklı olarak yabancı ehliyet almaya ve teknelerine yabancı bayrak takmaya başlamışlardır. Deniz gücümüzün, yat turizmi ve uluslararası deniz trafiğinin bu gelişmelerden olumsuz etkilenmemesi mümkün değildir.
Denizciliği halkımıza sevdirerek geliştirmek için, üniversiteler, Milli Eğitim ve Turizm Bakanlıkları, Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları işbirliğinde yapılacak şu çalışmalar yararlı olacaktır:
  • Denizde can güvenliği ve emniyet ölçü alınarak, denizcilik sektöründeuygulamalı ve yaygıneğitim sistemi ve altyapısı geliştirilmesi,
  • Tekne ve seyir türlerine göre müfredat ve dersler, sınav ve belgelendirme modelleri geliştirilmesi,
  • Halkın ihtiyaç duyduğu “Amatör Kaptanlık, Yat Kaptanlığı, VHF Telsizciliği” gibi ders müfredatlarının yeniden ve uygulamalı olarak hazırlanması; tekne ve su tatbikatlarının mutlaka içeriklerinde yer alması,
  • Denizcilik ders ve kurslarının yürütülmesindeki tekel ve yasakların kaldırılarak yerine teşvikler getirilmesi; bu eğitimlerin, öncelikle üniversite ve yüksek okullardan başlayarak yaygınlaştırılması, dersleri veren öğretim üyelerincesınavlarının yapılması ve başarılı bulunanlara ehliyetlerinin verilmesi,
  • Yabancı ülkelerden alınan uluslararası-geçerli kaptanlık ehliyetlerinin Türkiye’de de geçerli sayılması,
  • Turizm Bakanlığı bünyesinde “Yatçılık ve Deniz Turizmi Eğitimi” dairesinin kurulması.
Unutulmamalıdır ki; deniz seyri kara seyrinden daha keyifli, emniyetli ve iktisadidir. Üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu yarımadası, coğrafyası ve iklimlerinin uygunluğuyla kıskandırıcı bir deniz turizmi cenneti’dir. Denizlerimiz sıcak, temiz, gelgitsiz, sakin ve fırtınasızdır. Uzunluğu 15.000km’ye varan kıyılarımız tabii ve tarihi zenginliklerle doludur. Yatçılar ve turistlerinin akın ettiği Fethiye, Göcek, Marmaris, Gökova ve Güllük gibi körfez ve koylar bizdedir. Eğitim meselesini hallettiğimiz taktirde, kısa-vadede en fazla gelir ve refahı yatçılık ve turizmi’nden sağlayabiliriz. Genlerinde denizcilik bulunan insanlarımız, eğitildiği taktirde hızla gemilerle kucaklaşacak, göllerden başlayarak engin denizlere korkmadan açılacaktır. Denizi olmayan Başkentimizde bu denenmiş ve başarılı olunmuştur. Ankara’da ilk denizcilik eğitimi Prof.Dr.Esen ÖZSAN tarafınca ODTÜ’de ve 1991 yılında başlatılmıştır. Türkiye’de en fazla yat kaptanı (deniz telsizcisiyle beraber 6000 cıvarında) bu halka-açık resmi kurslarda yetiştirilmiştir. Denizler ve gemileri bilen, korkmadan motorlu ve yelkenli yatları kullanan, okyanus geçen, tekne inşa eden, kongre, fuar ve yarışmalara katılan, ve kurslar açan nice denizci ve tabiat aşığı kadrolar mezun edilmiştir. Senelerin bilgi birikimi sonucu Esen Reis tarafından geliştirilen ve tescillenen Ortadoğu Denizcilik ve KaptanlıkR eğitim paketinden yararlanarak siz de denizciliği öğrenebilir ve ufkunuzu genişletebilirsiniz. Deniz ülkesi Türkiye’de tatillerinizi renklendirebilir, hayallerinize yelken açabilir ve hayatınızın akışını değiştirebilirsiniz. “Vira Bismillah, Kısmetiniz ve Rüzgarınız Bol Olsun, Allah Selametli Seyirler ve Dost Limanlar Versin” bahriyeli duasıyla tüm kaptanlarımıza denizlerde uzun ve sağlıklı ömürler, ve başarılı nice seyirler diliyoruz.
ww.uydulife.tv
crazyossie isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla

Bookmarks

Etiketler
..:: gemicilik ::..


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Dizayn ve Kurulum : Makinist
Forum SEO by Zoints

E-Marine Education | Vbulletin | Tosfed |
www.bilgivadisi.biz   www.bilgivadisi.biz