Erzurum'da dünyaya gelir. Erzurum'da halk arasında Pastırmacı" lakabıyla tanınan Kaçatur Pastırmacıyan, Ticaret alanındaki yetenek ve başarılı girişimleriyle Erzurum'da çok büyük toprak sahibi, en ünlü zengin ve şehrin en öne çıkan şahsiyetlerinden birisi olur.
Cemiyet Hayatı
Harutiyun Pastırmacıyan'ın babası, "Armen Garo" lakaplı Karakin Pastırmacıyan'ın da dedesi olan Kaçatur Pastırmacıyan "Sultanın Korumacısı" sıfatı ile "Efendi" sıfatını alır ve Erzurum'da adeta bir hükümdar gibi olur. Osmanlı'da herkes kendisine "Kaçatur Efendi" diye hitap eder. Erzurum'da Köprüler, kiliseler, hanlar ve hamamlar inşa ettirir, fakir ve tutuklulara yardım eder. Erzurum şehrinde çok söz sahibi olan Kaçatur Pastırmacıyan iyice güçlendikten sonra Ermeni çeteleri kurarak onların başına geçer ve Erzurum'da masum halkı katletmeye başlar. Erzurum'da Ermeni Kiliseleri'nin depolarına silah ve bombalar yerleştirerek oraları tam bir cephaneliğe çevirir. Yapılan bir ihbar üzerine Erzurum'da bir Kilise'nin deposunu teftiş etmek isteyen dönemin Erzurum Valisi Mustafa Sıtkı Paşa'ya Kilise'nin kapısında bir tokat atarak onun Kilise'ye girmesini engeller. Erzurum'da Kilise'lerde yaptığı konuşmalarda sürekli "Ermeni Kilisesi, Ermeni Milleti'nin Kilise tarafından can verilen ruhunun yeniden dünyaya gelmek için yaşadığı vücuttur." diyerek orada Ermenileri bu ayaklanmaya katılmaya çağırır. Orada en büyük hayallerinin burada büyük bir Ermeni Devleti kurmak olduklarını söyler. Ondan sonra Erzurum'da bir çok faili meçhul cinayetler işletmeye başlar. Kendisine özel korumalar tutar ve Müslüman Türk halkı katletmeye başlar. Zamanla koskoca Osmanlı Devleti bu adamla baş edemez. Pastırmacıyan ve önderliğini yaptığı grup daha böyle pek çok şey yapıyordu. Ve Osmanlı Devleti ne yazık ki, bu Ermeni'nin faaliyetlerine engel olamıyordu.
Osmanlı Devleti Harekete Geçti
Osmanlı Devleti bu gidişatı durdurmak için zamanın en iyi ve güvenilir adamlarından birisi olan Aziz Ağa'yla irtibata geçer. İrtibata geçen kişiler Erzurum Valisi Mustafa Sıtkı Paşa ve Erzincan Mutasarrıfı Şefik Paşa adlı paşalardı. Bu iki paşalar, Aziz Ağa'nın namını duymuşlardı. Aziz Ağa, kendisine verilen her görevi layıkıyla yapan çok güvenilir bir adamdı. Bu sefer ki görevi ise Erzurum'da işgal hareketini yayıp halka zulmeden ve yaklaşık 10 kişilik koruma ekibiyle korunan Kaçatur Pastırmacıyan adlı Ermeni'yi öldürmek.
Aziz Ağa Görevi Kabul Ediyor
Görevi duyar duymaz kabul eden Aziz Ağa, 1872 yılının eylül ayında köyde yetiştirdiği kır atını alarak Erzincan'ın Kemah ilçesinin Brastik köyünden yola çıktı. Ülke oldukça zor bir durumdaydı ve bu Ermeni yüzünden halk daha da zorlanıyor bu durumdan kurtulmak istiyordu. Ama hiç kimse bu görevi üstlenmek istemedi, kimsenin gözü kesmedi; bu 10 kişilik koruma ekibiyle dolaşan Kaçatur Pastırmacıyan'ı vurmaya. Koca yürekli ve imanlı Aziz Ağa dışında. Aziz Ağa, Erzurum'a vardığında 10 kişilik korumanın arasında o kadar cesur ve soğukkanlı olarak ilerledi ki bu ancak imanlı bir yüreğin yapabileceği bir şeydi. 10 kişiyi aşıp Kaçatur Pastırmacıyan'ı tek kurşunla öldürdü. Üstelik yine bu soğukkanlılığı ve imanıyla o, 10 kişilik koruma ekibinin arasından sağ olarak çıktı.
Aziz Ağa Amerikan Gazetesi'nde Çıktı
Aziz Ağa, bir fırtına gibi esip zalim Kaçatur Pastırmacıyan'ı öldürünce halk tarafından Kahraman Aziz ilan edildi. Aynı zamanda Amerika'da yayınlanan ünlü bir gazete olan "New York World" Gazetesi manşetinde aynen şunları yazmıştı bu olayla ilgili olarak; "Kaçatur Pastırmacıyan öldürüldü ve böylece Büyük Ermenistan rüyası da bitti. Hızla Türkleşiyor Anadolu." Bu Pastırmacıyan'ın ölümü üzerine Erzurum'daki çete reislerinin hepsi dağılmış ve Erzurum kurtulmuştu. Osmanlı Devleti de derin bir nefes almıştı.