..:: BİLGİ VADİSİ ::.. BİLGİ VADİSİ RSS   TWİTTER   BİLGİ VADİSİ FORUM FACE GRUBU  

Anasayfa Kimler Çevrimiçi Bugünkü Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   ..:: BİLGİ VADİSİ ::.. > GENEL KONULAR > MEHMETÇİK KÖŞESİ > Askerlik Ve Mehmetçik Konuları
Google

   

 
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Türk Silahlı Kuvvetleri
Konudaki Cevap Sayısı
3
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
1567

Yeni Konu aç Cevapla
 
Seçenekler Stil
Eski 31.07.09, 20:40   #1
Duru
BAYAN ÜYE
 
Duru - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 942
Üyelik tarihi: 31.07.2009
Nereden: )M(avi denizler
Mesajlar: 45
Konular: 38
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 0
Rep Puanı : 10
Rep Seviyesi : Duru is on a distinguished road
Aktivite
Level: 5 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 112
Güç: 15 / 5081
Tecrübe: 51%

İletişim
turk Türk Silahlı Kuvvetleri




Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünya’da Barış" ilkesine bağlı kalarak, ulusun bağımsızlığı ve onuru, tehdit ve tehlike altına girdiğinde faaliyete bulunmaya yönelik bir kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), yaptırım gücünü, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'ndan almaktadır. Dünyanın en büyük 10 ordusu içinde kabul edilen TSK’da hizmetli sayısı 514,850'dir.




Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (DzKK) ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı (HvKK) gibi ana komutanlık birimlerinden oluşan Genelkurmay Başkanlığı’na, barış zamanında bağlı olan Jandarma Genel Komutanlığı (JGnK) ve Sahil Güvenlik Komutanlığı (SGK) gibi alt komutanlıklar savaş zamanında, Kara ve Deniz Kuvvetleri komutası altına girer.
4 Ordu, 10 Kolordu, 2 Mekanize Piyade Tümeni ve 2 Tümen Karargahı, 1 Piyade Tümeni ve 1 Eğitim Tümeni, 14 Mekanize Piyade Tugayı, 14 Zırhlı Tugay, 12 Piyade / İç Güvenlik Tugayı, 5 Komando Tugayı ve, 5 Eğitim Tugayı'ndan meydana gelen Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki bu birlikler, Ordu, Lojistik Komutanlık, Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) olarak teşkilatlandırılmıştır.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki, 13 Denizaltı, 21 Fırkateyn, 22 Mayın Avlama/Tarama ve Dökücü Gemisi, 21 Güdümlü Mermili Hücumbot, 52 Çıkarma Gemisi/Aracı, 23 Deniz Karakol Uçağı/Helikopteri ve 1 Amfibi Deniz Piyade Tugayı; Donanma Komutanlığı, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ve Güney Deniz Saha Komutanlığı ile Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı olarak teşkilatlandırılmıştır.



Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın bünyesindeki, 19 Muharip Filo, 2 Keşif Filosu, 5 Eğitim Filosu, 6 Ulaştırma Filosu, 1 Tanker Filosu ve 8 SAM Filosu ise; Taktik Hava Kuvveti Komutanlığı, Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı, Tanker Filo Komutanlığı ile Hava Eğitim Komutanlığı ve Lojistik Komutanlık şeklinde teşkilatlandırılmıştır.
Aynı anda 4 farklı konumda, Tabur seviyesindeki birliklerle Barışı Destekleme Harekatı’na dahil olabilecek olanak ve donanıma sahip olan Türk Silahlı Kuvvetleri, 50 bin kişiye yakın bir kolorduyu, çok kısa bir süre zarfında, ortak bir harekat için görevlendirebilir, 5-6 Taburluk bir gücü, gece ve gündüz havadan hücum indirmesiyle, uzak mesafelerdeki hedeflere, kısa sürede ulaştırabilecek olanağa sahiptir. Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra en fazla F-16 savaş uçağına sahip olan Türk Hava Kuvvetleriaynı zamanda, ABD’den sonra gece harekat yapabilan tek Hava Kuvveti’dir.
2007 verileriyle halihazırdaki asker sayısı 1,043,550 olan ve Yurtiçi Gayrisarfi Milli Hasıla'nın %5.3’lük bölümü ayrılan TSK’nın, yıllık askeri harcamaları 20 milyar Amerikan Dolar’ını bulmaktadır.
Görev ve yetkileri, Anayasa ve yasalarla belirlenmiş olan Türk Silahlı Kuvvetleri, yeni güvenlik sorunlarına ve krizlere uygun şekilde reaksiyon göstermek, iç ve dış tehdit ve risklere karşı ülkenin güvenliğini sağlayabilmek ve belirsizliklere karşı hazır olmak için; caydırıcılık, güvenlik/harekat ortamının şekillendirilmesi, doğal afet yardım harekatı ve iç güvenlik harekatı, savaş dışı harekat, barışı destekleme



Terörizm, irticai faaliyetler, uzun menzilli füzeler ve kitle imha silahlarının yayılması, bölgesel çatışmalar gibi ana güvenlik kaygılarına karşı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin temel savunma politikası, jeopolitik ve jeostratejik önemi dolayısıyla, global ve yerel dengelerin henüz tam olarak oluşmadığı Balkanlar, Kafkasya ve Orta Doğu'nun göbeğinde konumlanmış Türkiye'nin toprak bütünlüğünü, ulusal egemenliğini ve hayati çıkarlarını korumak ve muhafaza etmek esaslarına dayanmaktadır.
Bu şartları yerine getirmeyi amaçlayan TSK’nın başlıca hedefleri, bölgesinde bir güç ve denge unsuru olmak, bölge barış ve güvenliğine katkıda bulunmak, ülkelerle iş birliği, yakınlaşma ve olumlu ilişkiler geliştirmek için girişimlerde bulunmaktır. 18 Şubat 1952'de Türkiye’nin NATO'ya katılmasının ardından bünyesinde modernleşme çalışmaları başlatan Türk Silahlı Kuvvetleri, 1980'li yılların sonunda yeniden yapılanma sürecine girdi.




Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, yeniden yapılanmasında ülke için oluşabilecek iç ve dış tehditlerin önlenmesi ve terörle mücadele hedeflerinin yanı sıra, barışı destekleme, doğal afetlerde yardım, kriz yönetiminin desteklenmesi, insani yardım, göçü önleme gibi çeşitli harekat türlerini gerçekleştirme de yer alır.
Bu görevleri gerçekleştirebilmek için Türk Silahlı Kuvvetleri’nde, çok amaçlı elastiki birliklerin teşkil edilmesine, sayısal fazlalık yerine gelişmiş teknoloji ürünü silah ve sistemlere sahip olunmasına, bu silah ve sistemlerin etkinliğini artıracak komuta-kontrol, erken ihbar ikaz, elektronik savaş, gelişmiş mühimmat, her hava şartlarında harekat imkan ve kabiliyetine sahip olunmasına önem ve öncelik verilmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komutanı, Genelkurmay Başkanı’dır. Savaşta Başkomutanlık görevini Cumhurbaşkanı adına üstlenen, TSK’ya komuta eden, savaşa hazırlanmasında personel, harekat, haber alma, eğitim-öğretim, teşkilat, lojistik hizmet ilkeleri ve programları sorumlulukları olan Genelkurmay tüm bunların yanı sıra, NATO ve diğer ülkeler ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin askeri ilişkilerini de yönlendirmekle görevlidir. Genelkurmayda, genel eğitim almış subayların yanı sıra özel eğitim almış subaylar da bulunur.
Genelkurmay’da görevli subaylara kurmay heyeti adı verilir. Bu subaylar komutanın askeri politikayı oluşturmasına yardımcı olurken, bu politikanın ve komutanın emirlerinin diğer birimlere aktarılmasını sağlarlar.










ww.uydulife.tv
__________________
DuRu rekli Mavi
Duru isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 31.07.09, 20:41   #2
Duru
BAYAN ÜYE
 
Duru - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 942
Üyelik tarihi: 31.07.2009
Nereden: )M(avi denizler
Mesajlar: 45
Konular: 38
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 0
Rep Puanı : 10
Rep Seviyesi : Duru is on a distinguished road
Aktivite
Level: 5 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 112
Güç: 15 / 5081
Tecrübe: 51%

İletişim
Standart




TARİHÇE:

T
arih sürecinde Siyasi düzeni, Askeri düzenle birlikte doğup, gelişen Türklerin tarihi dörtbin yıl öncesine dayanır. Orta Asya’da başlayan uzun öykü, büyük göçlerin neden olduğu hareketlilikle tüm ana karalara yayılmıştı. Doğuda, Hun, Göktürk ve Uygur ulusları, Batıda ise 1040 yılında Oğuz kökenli Türklerin kurduğu ilk Türk devleti Selçuklu İmparatorluğu, Türkleri dünyaya tanıtmış oldu.

1071 yılında Malazgirt zaferiyle kapıları açılan Anadolu topraklarına giren Türkler, bir çok beylik, Anadolu Selçuklu Devleti ve Türklüğün en önemli devletlerinden biri olan Osmanlı İmparatorluğunu kurdular. Bu Türk topluluklarında değişmeyen unsurlar; dil, din, töre ve geleneklerdi. Yüzyıllar boyunca Türk Bayrağı bir uçtan bir uca dalgalanmış, atlarını Tunada sulayan Türkler, Viyana kapılarına dayanıp, Akdeniz’de kesin egemenlik kurarak Arap yarımadasını, Kuzey Afrika’yı ellerine geçirmişlerdi.

Kişi olarak askerliğe gönül veren Türkler tüm dünyaya ordu-millet olduklarını kanıtlamışlardı. Orta Asya’daki Türk uluslarından başlayarak, her Türk savaşçı durumunda olduğundan askerliğe özel meslek gözü ile bakılmamıştır.

Göktürk kitabelerinde belirtilen tanrı vergisi askerlik misyonu, Türklerin bütün zamanlarda ülküsü kabul edildi.

Jeopolitik ve jeostratejik koşullar sonunda zayıflayan Osmanlı İmparatorluğu, en zayıf döneminde I. Dünya Savaşına katılmış, Türk askeri tarihinde yeni ve destansı sayfalar açılmıştı. Dünya coğrafyası ve siyasal düzeni üzerinde yaşamsal rol oynayan Çanakkale Savaşları Türk ordusunun zaferiyle son bularak savaşın uzamasına neden olmuştu.

Birlikte yola çıktıkları müttefiklerinin yenilgisi, Osmanlı İmparatorluğunun da sonu olmuş, ülke toprakları işgal edilerek ordu dağıtılmıştı.

Tarihe karışan bu köklü imparatorluğun topraklarında doğan yeni bir güneş, sonsuza dek sürecek Türk Cumhuriyeti’nin temellerini attı. Karanlık bulutları yırtan bu güneş, 20. yüzyılın büyük asker ve devlet adamı olan Mustafa Kemal Atatürk’tü. Asker kökenli bir reformist olan Atatürk dehasını, kurduğu devleti ileri götürerek, tüm uluslara kanıtladı. Sınırları kanla çizilen Türkiye toprakları üzerinde artık yepyeni bir Cumhuriyet vardı.

Büyük Atatürk Ulus ve silahlı kuvvetlere yol gösterip, onları güçlendirdi.

II. Dünya Savaşının alevleri sınırları yalarken Türk ordusu görevi başındaydı. Savaş sonrası Dünya üzerindeki gelişmeleri izleyen Türk Silahlı Kuvvetleri, insanlık idealleri uğruna 1950 yılındaki Kore Savaşlarına katılarak tüm dikkatleri üzerinde topladı. Kore’ye gönderilen takviyeli piyade tugayı girdiği savaşlarda, azmiyle, kahramanlığıyla, ruhuyla, bir çok ülke ordularına örnek gösterildi. Türk Silahlı Kuvvetleri KORE’de 731 şehit verdi.

18 Şubat 1952’de NATO’ya katılan Türkiye Cumhuriyeti, Silahlı Kuvvetlerinde modernizasyon çalışmalarını başlattı. Caydırıcılık gücü sürekli artan Türk ordusu 1974 Kıbrıs Barış Harekatında güç ve yeteneğini bir kez daha kanıtladı. Türk Silahlı Kuvvetleri, 1980'li yılların sonunda yeniden yapılanma sürecine girdi.

Günümüzde birbirlerinden farklı siyasi rejimlerin, dinlerin, ekonomik sistemlerin ve askeri güçlerin karşı karşıya geldiği bir bölgede yer alan Türkiye, Karadeniz’e, Ege’ye, Akdeniz’e, Balkanlar’a ve Ortadoğu’ya hakim olan konumu ile, üç kıta arasında kara ve deniz ulaşım yollarının kesiştiği Cebelitarık Boğazı’ndan başlayıp, Orta Doğu ve Orta Asya’ya uzanan stratejik halkalar zincirinin odak noktasını oluşturur. Türk Boğazlarına sahip olan Türkiye, Süveyş’i ve dolayısı ile bölgedeki deniz ulaştırmasını kontrol edebilecek bir mevkiidedir.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Ortadoğu’daki enerji kaynaklarına kara ve havadan ulaşılabilen en kısa yol olmaktadır. Stratejik önemi bu denli büyük olan Türkiye’nin bulunduğu bölgede köklü değişiklikler oluşmakta, büyük değişikliklerin yaşandığı bu süreç beraberinde bir çok sarsıntılar getirmektedir. Değişimin kapsam ve süresi belirsizliğini sürdürmekte, Türkiye bölgede istikrar unsuru olarak dimdik ayakta durmaktadır.

Bu belirsizlik ortamında, Türkiye’nin güvenliğine yönelik tehlikeler, eskiden olduğu gibi yalnızca bölgedeki Askeri güçleri değil, bu ülkelerdeki politik, ekonomik ve sosyal dengesizlikler, sınır anlaşmazlıkları, iktidar ve güç mücadeleleri ile terörizmi de kapsamaktadır. Türkiye’nin yeraldığı bölgedeki bu ortam, belirgin bir tehlike arzetmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgesindeki krizlerin yanısıra, politik kararlara bağlı olarak dünya barışını tehdit eden krizlere de müdahaleye hazır olmak zorundadır.

Büyük Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünya’da Barış” ilkesine bağlı olan Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri; saldırgan emeller gütmez, ancak bağımsızlığı, ülkesi, milleti ve onuru tehdit ve tehlikeye maruz kaldığında ya da bağlı bulunulan uluslararası kuruluşların müşterek idealler doğrultusunda birlikte alınan kararlar ile kullanılır.

Türkiye Cumhuriyeti, NATO Savunma Paktına dahil bulunmakla savunma güvencesini arttırmış, aynı zamanda global dengenin korunmasına katkıda bulunmuştur. Değişen dengeler sonucu tek süper güç olarak kalan ABD ile savunma ve ekonomik işbirliği içerisinde olan Türkiye, Silahsızlanma ve Silahların kontrolü girişimlerini desteklemekte, silahsızlanmanın hiç bir ülkenin güvenliğini olumsuz yönde etkilemeyecek bir biçimde ve etkin denetim altında gerçekleşmesi gereğini savunmaktadır.

Yerleşmiş coğrafi koşulların ve sıcak çatışmaların yoğun olduğu bir bölgede, NATO Savunma zincirinin son halkası olmanın yarattığı önemle Türkiye Cumhuriyeti, barış zamanında itibaren milli savunma olanaklarını güçlü bulundurmak ve silahlı kuvvetlerini olası tehditlere karşı hazır ve güçlü bir yapıda bulundurmak zorundadır.

Türkiye’nin savunma politikasının unsurları; Milli savunma için kararlılık ve irade, NATO dayanışması ve Türk Silahlı Kuvvetleri’dir.

Jeopolitik ve jeostratejik önemi bu denli büyük olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığına bağlı olan Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri’nden oluşmaktadır. Barış zamanında iç güvenlik kuvvetlerinin bir parçası olarak görev yapan, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları, savaş zamanında Kara ve Deniz Kuvvetleri komutası altına girmektedir.

Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanıdır. Savaşta Başkomutanlık görevini Cumhurbaşkanı adına yerine getirir. Silahlı Kuvvetlere komuta etmek, savaşa hazırlanmasında personel, istihbarat, harekat, teşkilat, eğitim-öğretim ve lojistik hizmet ilkeleri ve programları Genelkurmay Başkanlığının sorumluluklarıdır.

Genelkurmay Başkanlığı ayrıca NATO ve diğer ülkeler ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin askeri ilişkilerini yönlendirir.

GÖREVİ:

TSK'nın vazifesi Anayasa ve yasalarla belirlenmiş olup, 2000'li yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri, yeni güvenlik sorunlarına ve krizlere uygun şekilde reaksiyon göstermek, belirsizliklere karşı hazır olmak, iç ve dış tehdit ve risklere karşı ülkenin güvenliğini sağlayabilmek için;
Caydırıcılık,
Güvenlik / Harekat Ortamının Şekillendirilmesi,
Savaş Dışı Harekat (Barışı Destekleme Harekatı, Doğal Afet Yardım Harekatı ve İç Güvenlik Harekatı),
Kriz Yönetimi,
Sınırlı Güç Kullanımı,
Konvansiyonel Harp,
gibi faaliyetleri icra etmektir.
Bu bağlamda, değişik görevleri ifa edebilecek, çok rollü elastiki birliklerin teşkil edilmesine, sayısal fazlalık yerine gelişmiş teknoloji ürünü silah ve sistemlere sahip olunmasına, bu silah ve sistemlerin etkinliğini artıracak komuta-kontrol, erken ihbar ikaz, elektronik harp, gelişmiş mühimmat, her hava şartlarında harekat imkan ve kabiliyeti gibi kuvvet çarpanlarına sahip olunmasına önem ve öncelik verilmektedir.
Global ve bölgesel dengelerin henüz tam olarak oluşmadığı içinde bulunduğumuz politik ve askeri ortamda, bölgemizde ve dünyada barış ve istikrara katkıda bulunmanın yanı sıra, iç ve dış tehditlere karşı ülke savunmasını sağlayacak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, yeniden yapılanmasında aşağıdaki kabiliyetlerin idame edilmesi ve geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Caydırıcı askeri gücün idamesi,
Komuta, Kontrol, Muhabere, Bilgisayar, İstihbarat, Keşif ve Gözetleme sistemleri,
Üstün hareket kabiliyeti ve ateş gücü,
Silahlı Kuvvetlerin nicelikten çok niteliği esas alan, ileri teknoloji ürünü silah ve sistemler ile teçhiz edilmesi,
Her hava ve her ortamda gece ve gündüz şartlarında harekat icra etme kabiliyeti,
Kitle imha silahlarına karşı hava/füze savunma ve NBC korunma kabiliyeti,
Stratejik intikal,
Müşterek ve Birleşik Harekat icra etme kabiliyeti,
Klasik savaşın yanında, barışı destekleme, terörle mücadele, doğal afetlerde yardım, kriz yönetiminin desteklenmesi, sınırlı güç kullanımı, abluka, ambargo, insani yardım, göçü önleme gibi değişik harekat türlerini ifa etme kabiliyeti. TSK yeniden yapılanma faaliyetlerini, soğuk savaş sonrası oluşan yeni politik-askeri stratejik ortam, Türkiye'nin güvenliğine yönelik iç ve dış tehdit, Anayasa ve yasaların kendisine verdiği görevler çerçevesinde sürdürmektedir.


SAVUNMA POLİTİKASI:
İki kutuplu dünya düzeninin yıkılmasından sonra Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya ve Orta Doğu bölgelerinde ortaya çıkan güç boşluğu, küresel belirsizliği artırmış ve bu bölgelerde jeopolitik boşluk alanlarının oluşmasına neden olmuştur.
Bu jeopolitik boşluk alanlarında yaşanan çatışma ve krizler ile 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan terör eylemlerinin ardından, asimetrik tehditler dünya gündemine taşınmıştır. Kuzey Osetya’da yaşanan okul baskını, asimetrik tehdidin en belirgin şekli olan “terorizm”in boyutlarının nerelere varabileceğini dünya kamuoyuna göstermiştir.
Bu kapsamda, Türkiye’nin güvenlik kaygıları temel olarak;
Terorizm,
Uzun Menzilli Füzeler ve Kitle İmha Silahlarının yayılması,
İrticai Faaliyetler ve
Bölgesel Çatışmalardan kaynaklanmaktadır. Jeostratejik konumu itibariyle Dünyanın en istikrarsız bölgeleri olan Balkanlar, Kafkasya ve Orta Doğu’nun ortasında yer alan Türkiye’nin Savunma Politikası; ülkenin ulusal bağımsızlığını, egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve hayati çıkarlarını korumak ve muhafaza etmek esaslarına dayanmaktadır.
Bu bağlamda, Türkiye; Savunma Politikasında;
Bölgesinde bir güç ve denge unsuru olmayı,
Çevresinde bir “Barış ve Güvenlik Kuşağı” oluşturmayı,
Bölgesinin barış ve güvenliğine katkıda bulunmayı ve bunu geniş bölgelere yaymayı,
Bulunduğu bölgeye ve ötesine yönelik strateji ve güvenlik üreten bir ülke olmayı,
Ülkelerle iş birliği, yakınlaşma ve olumlu ilişkiler geliştirmek için girişimlerde bulunmayı hedef olarak seçmiştir. 1923 yılında kuruluşundan bugüne kadar, savunma politikasını Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesi çerçevesinde şekillendiren Türkiye, küresel ve bölgesel istikrarın korunmasına yönelik girişimlere aktif bir şekilde katılım yönünde gayret göstermektedir.
Türkiye, sorunlara barışçı yollardan çözüm bulunmasını, çözüm bulunamaması halinde, çatışmaların kısa sürede durdurularak kalıcı ve adil barışın tesis edilmesini esas alan bir politika izlemekte ve bu politikanın gereği olarak da, barışı destekleyen tüm faaliyetlere katkıda bulunmaktadır.


GENELKURMAY BAŞKANLARIMIZ:

M. İsmet İNÖNÜ
Orgeneral
3 Mayıs 1920 - 10 Kasım 1921


Fevzi ÇAKMAK
Mareşal
12 Temmuz 1922 - 3 Mart 1924 (Orgeneral)
3 Mart 1924 - 12 Ocak 1944 (Mareşal)

M.Kazım ORBAY
Orgeneral
12 Ocak 1944 - 30 Temmuz 1946


Salih OMURTAK
Orgeneral
1 Ağustos 1946 - 8 Haziran 1949


A. Nafiz GÜRMAN
Orgeneral
10 Haziran 1949 - 6 Haziran 1950


M. Nuri YAMUT
Orgeneral
5 Haziran 1950 - 10 Nisan 1954


A. Nurettin BARANSEL
Orgeneral
28 Mayıs 1954 - 25 Ağustos 1955


İ. Hakkı TUNABOYLU
Orgeneral
25 Ağustos 1955 - 10 Ekim 1957


İ. Feyzi MENGÜÇ
Orgeneral
11 Ekim 1957 - 22 Ağustos 1958


M. Rüştü ERDELHUN
Orgeneral
23 Ağustos 1958 - 27 Mayıs 1960


Ragıp GÜMÜŞPALA
Orgeneral
3 Haziran 1960 - 4 Ağustos 1960


Cevdet SUNAY
Orgeneral
4 Ağustos 1960 - 16 Mart 1966


A. Cemal TURAL
Orgeneral
16 Mart 1966 - 16 Mart 1969


Memduh TAĞMAÇ
Orgeneral
16 Mart 1969 - 29 Ağustos 1972


Ö. Faruk GÜRLER
Orgeneral
29 Ağustos 1972 - 6 Mart 1973


Semih SANCAR
Orgeneral
6 Mart 1973 - 7 Mart 1978


A. Kenan EVREN
Orgeneral
7 Mart 1978 - 1 Temmuz 1983


Nurettin ERSİN
Orgeneral
1 Temmuz 1983 - 6 Aralık 1983


M.Necdet ÜRUĞ
Orgeneral
6 Aralık 1983 - 2 Temmuz1987


Necip TORUMTAY
Orgeneral
24 Temmuz 1987 - 3 Aralık 1990


Doğan GÜREŞ
Orgeneral
6 Aralık 1990 - 30 Ağustos 1994


İ.Hakkı KARADAYI
Orgeneral
30 Ağustos 1994 - 30 Ağustos 1998


Hüseyin KIVRIKOĞLU
Orgeneral
30 Ağustos 1998 - 28 Ağustos 2002


Hilmi ÖZKÖK
Orgeneral
28 Ağustos 2002 - 28 Ağustos 2006


Yaşar BÜYÜKANIT
Orgeneral
28 Ağustos 2006
genel kurmay başkanları








ww.uydulife.tv
__________________
DuRu rekli Mavi
Duru isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 31.07.09, 20:41   #3
Duru
BAYAN ÜYE
 
Duru - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 942
Üyelik tarihi: 31.07.2009
Nereden: )M(avi denizler
Mesajlar: 45
Konular: 38
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 0
Rep Puanı : 10
Rep Seviyesi : Duru is on a distinguished road
Aktivite
Level: 5 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 112
Güç: 15 / 5081
Tecrübe: 51%

İletişim
Standart




Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın genel olarak Kuvvet Yapısı şu şekildedir;
13 Denizaltı
18 Fırkateyn
6 Korvet
20 Mayın Avlama / Tarama Gemisi
24 Güdümlü Mermili Hücumbot
Bu Birlik ve Gemiler, Donanma Komutanlığı, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ve Güney Deniz Saha Komutanlığı ile Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı olarak teşkilatlandırılmıştır.




Türk Deniz Kuvvetleri'nin Görevleri

Ülkenin denizden gelecek tehditlere karşı savunulması ile deniz alaka ve menfaatlerinin korunması ve kollanmasıdır. Bu genel çerçevede;

Barış döneminde;
  • Ulusal çıkarların gerektirdiği denizlerde sancak ve varlık göstermek,
  • Gerektiğinde barışı desteklemek, insani yardım ve arama-kurtarma harekatına katılmak,
  • Terörizm, uyuşturucu madde ve diğer kaçakçılık faaliyetlerine karşı yapılan harekatta güvenlik güçleri, müttefik kuvvetler ve gerektiğinde hükümet dışı organizasyonlar ile işbirliğinde bulunmak,
  • Münhasır ekonomik bölge içerisinde ulusal çıkarların ve deniz çevresinin korunmasında Sahil Güvenlik Komutanlığı ile işbirliği yapmak,
Kriz döneminde ve savaşta, yukardaki görevlere ilave olarak;
  1. Stratejik caydırıcılık sağlamak,
  2. Krizlerde uygulanacak askeri tedbirleri almak,
  3. Deniz kontrolünü sağlamak,
  4. İttifak ve gerektiğinde koalisyon harekatına katılmaktır.


DZ.K.K.LIĞI VİZYONU
Milli Güce Dayalı etkin bir deniz gücüne sahip olmak, bu kuvveti dünya denizlerinde Türkiye'nin alaka ve menfaatlerini elde edecek şekilde kullanmak.


DZ.K.K.LIĞI MİSYONU
Türkiye Cumhuriyeti'nin denizlerdeki hükümranlık haklarını, deniz alaka ve menfaatlerini korumak ve kollamaktır.


DZ.K.K.LIĞININ TEMEL DEĞERLERİ


  • Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olmak,
  • Vazife bilincine sahip olmak,
  • Dürüst, çalışkan, adil, özverili ve coşkulu olmak,
  • Kanunlara ve amirlere mutlak itaat etmek,
  • Personelin moral ve motivasyonuna önem vermek,
  • Değişime açık olmak,
  • Birlik ve beraberlik ruhuna sahip olmak,
  • Mükemmeliyetçi olmak,
  • Açık olmak,
  • Araştırıcı, inceleyici ve sorgulayıcı olmak,
  • İnisiyatif sahibi olmak,
  • Kurumsallaşmak,
  • Çevreye saygılı olmak,
  • Tasarrufa önem vermek,
  • Öngörülü olmak,
  • Deniz ve denizciliği sevmek,
  • Üstün fedakarlık niteliğine sahip olmak,
  • Stres altında süratli ve doğru karar verme yeteneğine sahip olmak,
  • Üstün cesaret sahibi olmak,
  • Üstün fiziki güç ve dayanıklılığa sahip olmak.


Deniz Eğitim Ve Öğretim Komutanlığı'nın Görevleri

Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı'nın görevi, Deniz Kuvvetlerimizin çeşitli eğitim kurumlarında uygulanmakta olan eğitim programlarını kontrol etmek, bu eğitim kurumlarında daha kalifiye personel yetiştirmek ve bunlar arasındaki koordinasyonu sağlamaktır.
İmkan ve Kabiliyetleri :

Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı, Türk Deniz Kuvvetleri personelinin temel eğitim ve öğretimini aşağıda belirtilen okul ve eğitim merkezleri vasıtasıyla karşılamaktadır.
Deniz Harp Okulu Komutanlığı, ileri safhalardaki görevleri yapmaya temel olacak yönelişi kazanmış, karşılaşacağı yurt ve dünya sorunlarını Atatürk İlkeleri doğrultusunda kavrama ve izleme yeteneğine sahip, muvazzaf deniz subayları yetiştirmektedir.
Deniz Lisesi Komutanlığı, öğrencileri bilimsel ve liderlik yönünden Deniz Harp Okulu’na hazırlamaktadır.
Eğitim Filotillası Komodorluğu emrindeki 2 Okul Gemisi ve 8 Eğitim Botu ile öğrencilerin tatbiki ve temel deniz eğitimleri icra edilmektedir.
Karamürselbey Eğitim Merkezi Komutanlığı’na bağlı Astsubay Meslek Yüksek Okulları Altınova/YALOVA ve Derince/KOCAELİ’dedir. Deniz Kuvvetleri’nin gelenek ve göreneklerini ve bilgiyi esas alan Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı Deniz Astsubayı yetiştirmektedir.








ww.uydulife.tv
__________________
DuRu rekli Mavi
Duru isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 31.07.09, 20:42   #4
Duru
BAYAN ÜYE
 
Duru - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 942
Üyelik tarihi: 31.07.2009
Nereden: )M(avi denizler
Mesajlar: 45
Konular: 38
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 0
Rep Puanı : 10
Rep Seviyesi : Duru is on a distinguished road
Aktivite
Level: 5 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 112
Güç: 15 / 5081
Tecrübe: 51%

İletişim
Standart

TSK'dan Atatürk'ün el yazısıyla yanıt

A.A

17 Nisan 2009






Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un İstanbul'daki konuşmasında yer verdiği, Atatürk'ün “Türk Milleti” tanımına ilişkin yorumlar hakkında, “Bu tanımdan 'Türkiyelilik' gibi tanımlara ulaşılabileceğini düşünmek ve bu şekilde değerlendirmeler yapmanın konuyu saptırmak anlamına geleceği” belirtildi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgi notunda, Prof. Dr. Afet İnan'ın “Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk'ün El Yazıları” kitabında Atatürk'ün kendi el yazısıyla ifade ettiği “Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” tanımına yer verildi.

Bilgi notunda şunlar kaydedildi:

“Türk milleti tanımını Mustafa Kemal Atatürk kendi el yazısı ile yazmıştır. Bu tanım, Prof. Dr. Afet İnan tarafından yazılan 'Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk'ün El Yazıları' kitabının ilk sayfasında da yer almaktadır.

Tanımın ana amacı 'Türk milleti' tanımının yapılması ve bu tanımın, kavramın etnik ve dini temellere dayanmadığının açıkça ifade edilmesidir. Tanım içindeki 'Türkiye Halkı' terimi de Atatürk tarafından bu nedenle kullanılmıştır.

Bu tanımdan 'Türkiyelilik' gibi tanımlara ulaşılabileceğini düşünmek ve bu şekilde değerlendirmeler yapmak; hem Atatürk'ün 'Türk Milleti' tanımını niçin yaptığını hem de 'ulus devlet' kavramının ne anlama geldiğini anlayamamak ve konuyu saptırmak demektir. Ulus-devlet yapısı içinde, bu şekildeki düşüncelerin yeri olamaz.”











ww.uydulife.tv
__________________
DuRu rekli Mavi
Duru isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla

Bookmarks


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Dizayn ve Kurulum : Makinist
Forum SEO by Zoints

E-Marine Education | Vbulletin | Tosfed |
www.bilgivadisi.biz   www.bilgivadisi.biz