|
06.11.09, 15:20 | #1 |
SevgiLiydi ve Gidecekti..
Bir gün gidecekti yanık kozalarıma bir tane daha ekleyecektim… O gidecekti. O yüzden bilsin istemedim. Ne içimi sancıtan bakışlarına yüklediğim anlamı ne de yüreğimi yüreğine yasladığım o baharı bilsin istemedim… Gidecekti içime basa basa terk eyleyecekti ‘canım’ dese de ‘cananını’ içinde taşıyacaktı. Yüklemsiz yolcuklara çıkacaktı sevgili öznesini Haliç’e bırakıp gidecekti. Bilsin istemedim desem zamansız sevdalar büyüyecekti içimde büyük bir ihtimal yaşayacaktık en alını sevdanın desem eflatun gölgelerle yeşerecekti aşk.. İhtimal ya Atilla İlhan’ın Pia’sı gibi olacaktım aşk tahayyüldür diyecektim ve başladığı yerde bitecekti. Müptelası olduğum o mistik düşlerimden yara alacaktım hem de en morundan ve o yarayı yok etmek için kısa mesafelerde yolculuk yapacaktım. Bir limana varacaktım renksiz gölgelerin peşinde onu kovalayacaktım bir yan flüt sesi duyduğumda sevdama yenik düşecektim. Öyle en alından gülecektim gözlerime oturttuğum Haliç’le gitme diyecektim ama o gidecekti fonda bir yan flüt sesiyle… Sol yanım sızım olacaktı. (((Hani o bırakıp giderken seni bu öksüz tavrını takmayacaktın Alnına koyarken veda buseni yüzüme bir türlü bakmayacaktın Gelse de en acı sözler dilime uçacak sanırdım birkaç kelime Bir alev halinde düştün dilime hani ey göz yaşım akmayacaktın...))) Hiç beklemediğim bir anda bir gün yanıma oturdu… Biz ikimizdik anlamış gibi baktı göz bebeklerime gözlerimin yeşilinde aradı sevdanın adını.. Diyemedim ama yüreğimi yüreğine çoktan yaslamıştım izinsiz aşkta izin aramam ki ben sevgili... O da yüreğini bana verdi. Ama diyemedi ki ‘ bu yolculuğa birlikte çıkalım’ Ama ben o yolculuğa çoktan çıkmıştım elimi eline verdim… Ve kısa metrajlı bir film başladı… O kendini anlattı ben susmanın erdemlik sayıldığı bir öğretiyle dinledim. En çok vapur yolculuğunu severdi vapura bindik içimden en sancılı şarkıları dinledim içimin sandığından tek tek çıkarıp… Bu yolculuk hiç bitsin istemedim ‘karaya varmayalım sevgili olur mu’ dedim içimden utanarak duymadı. Biz ikimizdik bir vapur yolculuğunda Film(mimiz) karaya vardığında bitecekti ya camdan maviye baktım yaklaşıyorduk. İçime bakıp bakıp ona yaslandım içine almak istedi ama başkaları ‘başkaları’ diyordu biliyorum… Sesine vermese de bu cümleyi duyuyordum. Sevgiliydi ve gidecekti.. Vapur karaya yanaştı hatırlayıp hatırlayıp yanaklarıma tuzlusu dökeceğim an geldi film bitti. Diyemedi suskular biriktirdi heybesine gözlerime yalancı baharlar yükledi. Sessizce ‘hadi’ dedi Ben göğsüne yaslanıp ağlamak isterken o gitti. Yanımı yanına verdim ‘hayır’ demedi Ama gitti Bir başaksını taşıyordu içinde sevgili söylemese de suskularına asmıştı onu.. Bindiğim bütün salıncakların ipine astığım aşk gibi.. Tanımlayamadığım gülüşüyle yanımda oturuyordu. Beni dinlemek istedi bakamadım sevgiliye hala filmi düşünüyordum neden neden karaya vardık sevgiliNeden karaya vardık. Bozduk yeminleri yine düştük yollara bir yer var içimde sevdalar... Bir yer var içinde korkular bir yer var ki yar gidemiyorum. Bir yer var içimde sevdalar bir yer var içinde korkular bir yer var ki yar gidemiyorum. Biri sana benzer gül gibi biri bana benzer kül gibi biri kana benzer akar gider biri yare benzer. Biri sana benzer gül gibi biri bana benzer kül gibi biri kana benzer akar gider biri yare benzer. Tekrar sordu ‘ sevgili hayat nasıl gidiyor’: sığ bir soruydu anlamlar yüklemeye çalışmadım. Hala ikimizdik en yakınımdaydı elimi uzatsam tutar mıydı sevgili…? Uyanıverdim sonraya eflatun düşlerimi içimdeki mezara gömdüm filmin bazı karelerini yok saydım. Sorunun cevabını almak isteyen sevgilinin yüzü yüzümdeydi ne dememi bekliyordu ki ‘hayat mı’ dedim gülümsedim. Anlamıştı iç cebime iliştirdiğim hüzünlerimi Ben film gibi son bekliyordum içini toplayıp gitmesini ama hala yanımdaydı sevgili... Yüzüne baktım masum bir kent soyluluğu taşıyordu ‘ama’lı cümleler geçiyordu gözlerimden İçinde ‘doğrusu’nu bekleyen kırıkları vardı. Ortak edemedi beni kırıklarına ‘hadi’ dedi filmdeki gibi ayağa kalktı ‘doğrusu’na gidiyordu. Beni yanına almadı ‘canım’ dedi ‘cananını’ geçemedi. Zaman affetmeyecekti niceleri gibi askıda bırakacaktık bu aşkı ve hep hatırlayacaktık bir muammanın peşinden neden koştugumuzu… Karaya varmıştık Parmakları parmaklarıma kavuşmadı sevgili’nin… Parmağında ‘doğrusu’nun izi vardı kavuşamadı. Bildik aile terbiyesinin öğretisini taşıyordu suçtu kimilerine göre bu suça ortak etmekti gitti sevgili. Diyemedim yüklemsiz bir yolculuğa çıktı öznesini sulara bırakıp İçinin ‘doğrusu’na gitti şimdi. Şimdi hangi yolculuğa çıksam iç cebime iliştirdiğim hüzünlerimden alıyorum ne zaman bir şiir yazsam ‘sevgili’ye diye not düşüyorum. Ama soramadım sevgil’ye kırıklarını öğrenemedim sevgilinin ‘Sol yanın acıdığı için’ diyemedim biliyorum ama sol yanını nerde acıttığını bilmiyorum. ‘Doğu’da mı acıttın yoksa giderken geride bıraktıkların mı acıttı yüreğimi yüreğine yasladığımda içine söz geçiremediğin o an mı acıdı. Ne zaman sevgili? Ne zaman... Benden duyamadıkların mı yoksa senin söyleyemediklerin mi acıttı… Yaşantına ‘yaşantına ‘katık’ yapmadığın şimdi mi sevgili’ nerdesin yüreğinin en doğusun da mı? Eflatun gölgelerin kaldı geride… ‘Hadi’ bu kez ayrılık için değil yanını yanıma vermen için... ‘HADİ’ EN ‘DOĞU’ YANINLA SEV BENİ..! ww.uydulife.tv
|
|
Bookmarks |
Etiketler |
sevgiliydi ve gidecekti.. |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|