22.10.09, 23:22 | #1 |
Sen el aç ve dile sadece
Sen el aç ve dile sadece Herkes bir imtihanı yaşar hayatında. Sevgiler, acılarla, ayrılıklarla ve kayıplarla sınanır kimi zaman. Ve kaybedenler de, kaybolanlar da bu imtihan içinde hayatın manasını anlamaya başlar. Sevginin, hayatı güzelleştiren bir iksir olduğunun farkına varırlar. Hayat bir imtihandır. Başa musallat şeytanın hileleri ise çok zayıftır. Ama ısrarcı ve takipçidir şeytan. Hedefine aldığı insanların bir boşluk bırakmasını gözler durur. En ufak bir boşlukta, kan damarlarına girer, alyuvar, akyuvar ne bulursa kendine binek yapar, beyindeki fakültelere sızar, durmadan üfler sinsi planlarını. Gücü hiçtir ama üflemede üzerine yoktur şeytanın. O koca, koca insanlar birbirinin kurdu oluverir. Ortalık toz duman olur. Öfke, kin, nefret ve tuzaklar aklın tek çağrı olur. Tuzak zayıf, hile basit ama iradeler felç olmuşsa ne gelir elden. İnsanlık tarihinin özeti bu ve insan aldandı. Bu gerçekte insanlığın hazin hikayesi değil mi? Bari şuan için bütün uğraşlar, yitirilmiş cennete doğru olmalı değil mi? Heyhat ki insanlık tarihi yol bulmaktan daha çok yol kaybetmeye doğru akıp gidiyor. Bazı günahlar var ki, onlar sadece hüzün verir. Oralara iç sızısıyla giden, sevinçle döner. O mübarek mekanlar hem arınma kovasıdır hem de dertleşeceğin selamet rıhtımıdır. Gözyaşının silemeyeceği günah yoktur. “Birbirini öldürmek niyetiyle dört adam uzun bir yola çıkmış. Hepsinin hedefi aynıymış. Bir fırsatını yakalayıp yol arkadaşını öldürmek. Dağ, tepe aşmışlar derken yolları büyük sahraya düşmüş. Çöl bu mübarek, sanki tandır, cayır, cayır yanıyor her şey. Bir de kum fırtınasına yakalanmamışlar mı? Vay onların haline. Bir birinin kuyusunu kazmaya çalışan dört arkadaş çölün dört bir yanına savrulmuşlar. Kaybetmişler birbirilerini. Ondan sonra her gece Kerbela. Acılar, sıkıntılar, susuzluk, açlık birde aslan, kaplan, yılan, perişan olmuş garipler. Unutmuşlar kinlerini, öldürmeyi, el ele vermişler o ölüm sahrasından kurtulmak için. Birbirinin kıymetini anlamışlar. Birbirinin hasretini çekmişler. Kalplerinden kinde öfke de uçup gitmiş. Kadir Mevlam önlerine bir bahar çıkarmış. Kendilerini orada bulmuşlar. Sarılmış ağlaşmışlar, kardeş olmuşlar. O çölü hiç unutmamışlar. Çünkü dostluklarını o çöle borçlanmışlar.” Hayat böyledir. Başa gelen sıkıntılar bazen derttir, beladır ama aynı zamanda rahmettir. Ne demişler! “ Bir şeyin kıymetini insan kaybedince anlarmış.” Bir şeyi kaybetmişsen, Allah, bir şeyi buldurur. Bazen de bir şeyi bulduğunu sanırsın ama bir şeyin kayıp. Bulunca kaybetmeyesin, bulunca kalbine yazarsan ve hiç kaybetmezsen aramana gerek kalmaz. Nefis arzsız biraz da gevezedir, konuşur durur. Bazen aklını bazen de gönlünü karıştırır. Sus dersin susmaz, dur dersin durmaz. Onu durdurmak için arada bir böyle bir tokat atmak lazım. Derdi çok olan, derman için önce bütün dertlilere derman dağıtana el açar. Sen el aç ve iste, istediğine mutlak cevap gelecektir... ww.uydulife.tv
|
|
Bookmarks |
Etiketler |
sen el aç ve dile sadece |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|