![]() |
Batman Tanıtım Videosu ve tarihi
BATMAN TANITIM VİDEOSU
|
BATMAN
72 BATMAN ( Kod : 488 ) Vali Dr. Recep KIZILCIK Valilik 213 10 01 İl Emn. Md. 212 61 17 İl Jn. Kom. 213 10 08 Bld. Bşk. 213 10 26 İlçe Sayısı 5 Belediye Sayısı 12 Köy Sayısı 262 Yüzölçümü 4.694 Nüfusu 456.734 |
|
|
|
Resimlerle Batman
|
GENEL BİLGİLER
Dicle'nin aktığı topraklarda zengin tarihi geçmişi koruyan Batman ve antik kenti Hasan***f, bini aşkın mağaralarıyla, tarihsel anıtlarıyla bir doğa harikasıdır. İLÇELER Batman ilinin ilçeleri; Beşiri, Gercüş, Hasan***f, Kozluk ve Sason'dur |
NASIL GİDİLİR?
Karayolu : Türkiye’nin her yerinden otobüs seferi ile ulaşmak mümkündür. Havayolu : Batman’ dan Ankara, İstanbul ve İzmir’e havayolu seferleri yapılmaktadır. Havaalanı Tel : (+90-488) 213 91 49 |
GEZİLECEK YERLER
HASAN***F Diclenin kıyısında, zamanında medreseler, rasathane, darüşşifa ve diğer eğitim kurumlarıyla bölgenin ilim ve kültür merkezi olan Hasan***f, ulaşım yolları ve ticaret merkezlerinin yer değiştirmesiyle günümüzde önemini yitirmiştir. İlçe, sahip olduğu zengin tarihsel yapılar nedeniyle 1981 yılında bütünüyle sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. GAP projesi kapsamında bulunan Ilısu Barajı nedeniyle bu tarihsel yapılar bütünüyle sular altında kalacaktır. Bu konuda çalışmalar Kültür Bakanlığı ve DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Tarihçe: Hasan***f’in ne zaman kurulduğu tam olarak bilinememektedir. Şehrin jeopolitik yapısı çok eski bir yerleşim merkezi olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir.Bugün bile zaman zaman bazıları mesken olarak kullanılan çok sayıdaki mağaralar, insanların çok eski çağlarda burada yerleştiklerini göstermektedir. Mevcut bilgilere göre, Hasan***f kalesinin kurulması, MS. 4’üncü yüzyıla rastlamaktadır. Bu yüzyıl ortalarında, Diyarbakır çevresini ele geçiren Bizans İmparatoru Konstantinos, bölgeyi korumak amacıyla iki sınır kalesi inşa ettirmiştir. Bu iki kaleden birisi Hasan***f Kalesidir.Kale, Sasanilere karşı siyasi bir önem kazanınca, daha sağlam bir şekilde yeniden tahkim edilmiştir. Hasan***f, MS. 639 yılında Emeviler tarafından fethedilmiştir. Bu tarihten sonra; Abbasiler, Hamdaniler. Mervaniler, Artuklular, Eyyubiler ye Osmanlılar hakimiyet kurmuşlardır. Hasan***f en parlak dönemini Artuklular döneminde yaşamıştır. Merkezde bu dönemden kalan pek çok tarihi eser mevcuttur. İklim: Bölgeye hayat veren Dicle Nehri, yörenin iklimini de etkilemektedir. Nehir kış aylarının ılıman geçmesini sağlamaktadır. Ortalama sıcaklık 25° C olup en yüksek ortalama ısı 40-43° C, en düşük ortalama ısı 6-8° C arasında değişmektedir |
Av Turizmi
Kentte en çok avlanan hayvanlar tavşan, keklik, bıldırcın, toykuşu, tahtalı güvercin, yabani ördek, kaz, su samuru, sansar, porsuktur. Bunların dışında Raman dağında dağ koyunu, Kozluk-Sason ilçelerinde dağ keçisi bulunmaktadır. |
Batman Beşiri İlçesi
Beşiri: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 34.385 olup, 5202'si ilçe merkezinde, 29.183'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 12, Oğuz bucağına bağlı 8 ve Beşpınar bucağına bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 586 km2 olup, nüfus yoğunluğu 59'dur. İlçe toprakları, Diyarbakır havzasının uzantısı olan Güneydoğu Anadolu düzlüklerinde yer alır. İlçenin tek yükseltisi, Raman Dağıdır. Dağın yüksek kesimlerinde yaylalar vardır. İlçenin en önemli akarsuyu, Siirt sınırını çizen Yanarsu Çayıdır. Bu çayın vadisinin genişlediği yerde Beşiri Ovası yer alır. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünü buğdaydır. Ayrıca arpa, mercimek ve tütün yetiştirilir. İlçede bağcılık da yapılır. Hayvancılık daha çok göçebe aşiretler tarafından yapılır. En çok kıl keçisi ve koyun beslenir. İlçe, Yanarsu Çayı vadisinde Batman-Siirt karayolu üzerindedir. İlçe belediyesi 1928'de kurulmuştur. Batman-Kurtalan demiryolu ilçe topraklarından geçer. Siirt'e bağlı ilçe iken, Batman'ın il olması üzerine buraya bağlanmıştır. |
Batman Kaleleri
Pertükân Kalesi Sason’un 4 km. güneybatısında bulunan Tekevler (Gündenu) köyünün doğusunda yer alan bu kale, oldukça harap durumdadır. Ulaşımı kolay olduğu için tarihteki çatışmalarda birçok kez el değiştirdiği anlaşılmaktadır. Kale duvarlarındaki yer yer çökme ve açılan büyük gedikler, kalenin savaşlarda odak noktası olduğunu göstermektedir. Beksi Kalesi Sason ilçesinin 7 km. kuzey batısında bulunan Meydanok dağının güney yamacında bulunmaktadır. Bekiş köyü yakınında bulunan ve kısmen harap durumda olan bu kalenin vadiye hakim bir dağın yamacında, kuvvetli bir savunma taktiği ön planda tutularak Bizanslılar tarafından inşa edilmiş olması, hiçbir devirde ele geçirilmediğini göstermektedir. Çünkü ele geçirilmesi çok zor olan bir coğrafi yapıya sahiptir. Kandil Kalesi Kozluk ilçesinin 6 km. kuzey batısında, Sason’a giden eski yol üzerindeki Bölükkonak (Hergemo) köyünün güneyinde bulunan bir tepe üzerinde inşa edilmiş olan bu kale, doğudaki kalelerin tahkimi amacıyla ve dış güçlerin Erzen bölgesine girişini önlemek üzere 4. Yüzyılın ilk çeyreğinde Bizanslılar tarafından inşa edilmiştir. |
Rabat Kalesi
4.yüzyılın başından itibaren Erzen bölgesinin paylaşımı konusunda Perslerle Bizanslılar arasında başlayan savaşlar, yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir. İşte bu dönemde savunma amaçlı olarak karşı taarruzların bertaraf edilmesi için Bizanslılar tarafından Sason, Kozluk ve Bitlis üçgeninde çok sayıda savunma amaçlı kaleler kurmuşlardır. Kozluk ilçesinin 18 km. kuzeyinde bulunan Yanıkkaya (Rabat) köyündeki Rabat Kalesi de bunlardan bir tanesidir. Bozikân Kalesi Sason ilçesinin 25 km. kuzeyinde bulunan Kaleyolu (Bozikân) köyünde bulunmaktadır. Bizans dönemine ait olan bu kale de diğer kaleler gibi 4 yüzyıl yapılarından olup, doğudan batıya ulaşımı sağlayan ipek yolunun bu bölgesindeki kontrolünü sağlayan bir görev üstlendiği söylenmektedir. Kozluk (Hezo) Kalesi Hasankeyf, Siirt ve Maiferkeyn (Silvan) arasındaki üçgende yer alan Erzen bölgesinin önemli kalelerinden biri olan bu kale, M.S. 416 yılında Pers Hanedanı için dini bir merkez olarak kayalık bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Ancak zamanla ortaçağın bu bölgesinden geçen ipek yolunun önemli bir üssü olarak bütün ulaşımı kontrol eder bir konuma gelmiştir. Uzun yıllar İran İmparatorluğuna bağlı kalan Kozluk Kalesi, 5. Yüzyılda bir Nasturi piskoposluğunun merkezi durumunda iken, M.S.639 yılında İyaz Bin Ganem komutasındaki Müslüman orduları tarafından ele geçirilmiştir. Oldukça harap durumda olan kale, Kozluk ilçe merkezinin kale mahallesinde bulunmaktadır. Hasankeyf Kalesi Yekpare taştan yapılmış olan Hasanakeyf kalesi, Dicle nehri kıyısında ve nehirden 200 m. yüksekliğindedir. M.S.363 yılında bir Süryani piskoposluğunun merkezi olarak Bizanslılar tarafından yapılmıştır. Hıristiyanlığın bu bölgede yaygılaşmasından sonra, Kadıköy Konsülü tarafından M.S. 451 yılında alınan bir kararla Hasankeyf’teki Piskoposluğa Kardinal unvanı verilmiştir. Çok korunaklı ve ele geçirilmesi zor olan bu kale, Bizanslıların doğuda yaptıkları en sağlam kalesidir. Hasankeyf Kalesinin asıl adı “ Hısno Koyfa ” yani, Kaya Kalesidir. Yaklaşık 300 yıllık Bizans hakimiyeti döneminde dini bir işlev gören Hasankeyf Kalesi, İslamiyetin inkişafından sonra, sırasıyla Abbasiler, Mervaniler ve Hamdanilerin egemenliğinden sonra 638 yılında Halit Bin Velid’in komutanı İyaz Bin Ganem tarafından fethedilmiştir. 1071 Malazgirt Meydan Muharebesinden sonra Selçukluların Anadolu’ya girmesiyle birlikte bu bölgede hakimiyet kuran Artuk Oğulları Beyliği sınırları içinde kalan Hasankeyf Kalesi, Artuk Oğulları tarafından imar edilerek iskana açılmış ve 1101-1231 yılları arasında Artuk oğulları beyliğine başkent yapılmıştır. Hasankeyf, 1260 yılında Moğollar tarafından istila edilince, halk şehri terk ederek çok muhkem olan kaleye ve yamaçlardaki mağaralara sığınarak Hülagu’nun zulmünden kısmen de olsa kurtulmayı başarmıştır. Hasankeyf kalesinin iki kapısı vardır. Doğudaki kapıya İmam Abdullah Kapısı, Batıdaki kapıya da Sır Kapısı denilmektedir. Kaleye basamaklı merdivenler şeklinde olan bu yollardan çıkılır. Kale duvarlarında birçok kitabe yer almaktadır. Kaleye su taşımak için Dicle nehrine inen biri açık diğeri gizli iki takviye yol yapılmıştır. 200’er basamaklı olan bu merdivenli yollar halen sağlam durmaktadır. |
Batman'da Tarihi Camiler
İbrahim Bey Camii Batman’ın Kozluk ilçe merkezinde bulunan bu Caminin giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre, 1705 yılında Garzan Aşiretinden Murtaza bey oğlu İbrahim bey tarafından caminin yaptırıldığı anlatılır. Caminin minaresi beş kenar bir kaide üzerine inşa edilmiş olup mimari yapısında üstün bir sanat değeri ve ince bir zarafet vardır. Ayrıca minare çift yollu olarak inşa edilmiştir. Bu yollardan bir tanesi 100, diğeri de 99 basamaklıdır. Hızır Bey Camii Batman’ın Kozluk ilçe merkezinde bulunan Hızır Bey Camii, ilçenin en büyük camisidir. Miladi 1512 yılında Sason ve Hezo (Kozluk) Beyi Ebubekir Roşkinin oğlu Hızır Bey tarafından yaptırıldığı mevcut kitabesinde ifade edilmektedir. |
Batman da Tarihi Köprüler
Batman (Malabadi) Köprüsü Evliya Çelebiye göre bu köprü, Abbasiler dönemine ait bir mimari şaheserdir. Abbasi hanedanına mensup zengin bir tüccar, hayrat için köprüyü yaptırdığı seyahatnamede anlatılır. Ancak, Artuk Oğulları Beyliği dönemine ait olduğu ve Artuk’un torunlarından İlgazi oğlu Timurtaş tarafından 1147 yılında yaptırıldığı da söylenmektedir. Mostar köprüsünün ikizi olarak kabul edilir. Tek kemerli olan bu köprünün içine iki yoldan girilir. İçinde insanların dinlenmesi, yatması ve dış tehlikelerden korunması için odalar yapılmıştır. Ulaşımı sağlamakla birlikte birçok fonksiyonu olan bu sanat harikası köprünün, Batman’daki diğer eserler gibi meraklılar tarafından mutlaka görülmesi gerekir. Memikan Köprüsü İnşa tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber, yörede bulunan Hasankeyf, Malabadi ve Cizre’deki taş köprülerle kıyaslandığı zaman, bu köprü inşaatında kullanılan taşçı malzemeler nedeniyle, köprünün yukarıdaki köprülerle büyük bir benzerlik gösterdiği anlaşılmaktadır. Ancak 6.yüzyılda Müslümanların bölgeye hakimiyetinden sonrada yapıldığı ihtimal dahilindedir. Veya antik dönemden kalan bir köprünün enkazı üzerinde de inşa edilmiş olabileceği muhtemeldir. Bir zamanlar Batman’ın Beşiri ilçesine bağlı Garzan Ovasındaki yerleşim birimlerinin, özellikle hasankeyf’le olan ticari ilişkisini sağlayan Memikan Köprüsü, bu bölgeden geçen İpek Yolunu, geçit vermeyen Garzan Çayı üzerinden karşıya bağlantısını sağlayan stratejik bir noktasında yer almaktadır. İlk Çağdan orta Çağın ilk yarısına kadar olan tarihi süreç içinde, işlek bir kervan yolu olan ve Garzan Çayına paralel giderek Hasankeyf üzerinden Kuzey Mezopotamya’ya ulaşımın sağlanmasında ve özellikle beylikler arası ticari ilişkilerin sağlanmasında uzun yıllar hizmet veren bu stratejik yol üzerindeki Memikan Köprüsü, şu anda harap durumdadır. |
Batmanda Halk Türküleri
-1 – - 2 – Bağ bahçemin gülü sensin Gel benim nazlı ceylanı Zincirlerden akan selsin Kaçma benden yaman halim Başım alıp yar diyerek Seni sevdim ben seveli Peşin sıra koştuğum sensin Talan oldu bütün malım Dicle suyu nazlı akar Derde düştüm acı bana Sevdalanmış bana bakar Hep ağlarım yana yana Yare telaş yakışmıyor Ne olur benden ayrı kalma Her halinde çok nazlar var İlaç oldu bu yarama Saray bir dağ ucundadır Derdim dermanı sensin Gülüm saray içindedir Has bahçemin gülü sensin Yücelerden her dem bakar Nazlı olur hep güzeller Sanki kalbim içindedir Benim nazlı gülüm sensin Gülüm gel bir can olalım Uzat bana ellerini Tenhalarda buluşalım Savur rüzgara saçım Aşk ateşin yaktı beni Kaçalım gel biz seninle Yaksın artık kurtulalım Bırakalım nefreti kini |
Batman Yöresel Giysiler
Yöresel Giysiler KADIN GİYSİLERİ1. BAŞA GİYİLENLER : Kofi, Temezzi ve tülbent 2. SIRTA GİYİLENLER : Fistan, şalvar, ( İç donu ) Kuşak ve yelek 3. AYAĞA GİYİLENLER : Yün çorap ve kundura 4. TAKILAR : Dizili altın, gümüş gerdanlık 5. SÜSLER : Sürme ve hızma 6. SAÇ ŞEKİLLERİ : Örgülü saç, KADIN GİYSİLERİ 1.BAŞA GİYİLENLER 1.1.KOFİ ( PÜSKÜLLÜ ) : Kadınların başına giydikleri, yan tarafları örgülü siyah saçaklı, saçaklar yanlardan sarkık ve serbest biçimdeki kadın başlığı, kadın boynuna olduğundan biraz daha uzun göstermesi bakımından önemlidir. Kofinin ön yüzeyi sarı altınlarla süslenir. 1.2.TÜLBENT ( TERHİ – ÇARİK ) : Beyaz renkli, etrafı çeşitli renklerle, boncuk oyalı, ( yaşlı, dul ve yaslı kadın tülbendi sadedir. ) 2.SIRTA GİYİLENLER 2.1.FİSTAN ( KIRAS ) : Siyah zemin üzerine, parlak desenli, işlemeli, kadife kumaş, belde küçük pililidir. Bol kollu, büzgüllü, manşetlidir. Ensede üç düğmeli ve sıfır yakalıdır. 2.2.ŞALVAR ( DERPİ ) : Basma renkli, paçaları lastiklidir. 2.3.YELEK : Kırmızı renkli, süvet kumaştan yapılmış, kenarları sarı işlemelidir. 2.4.KUŞAK : İpek kumaştan yapılmış, selemontte denilir. Sarı renklidir. 3.AYAĞA GİYİLENLER 3.1.ÇORAP ( GORE ) : Yünden örme, düz veya işlemelidir. 3.2. KUNDURA : Siyah renkli olup, poçiksizdir ERKEK GİYSİLERİ1. BAŞA GİYİLENLER :Siyah püskülü agal. 2. SIRTA GİYİLENLER : Gömlek,yelek kuşak ve şalvar 3. AYAĞA GİYİLENLER : Yün çorap ve kundura 4. TAKILAR : Köstet ve pazubent 1.BAŞA GİYİLENLER 1.1 AGAL üz siyah veya siyah beyaz karışımlı ve püsküllüdür. Yün kumaştan yapılmıştır. |
2. SIRTA GİYİLENLER
2.1.GÖMLEK : Hakim yaka önden üç düğmeli veya boydan da düğmeli olabilir. Sarı kırmızı renkler hakimdir. Celok veya kurtek adı da verilir. Kolları uzun ve bileği manşetlidir. 2.2. YELEK : Siyah ve gri kumaştan yapılır. Geniş yakalıdır. Sırtı astarlı ve tokalıdır. En az beş düğmeli ve iki ceplidir. 2.3. KUŞAK : İpek kumaştan yapılır. Renkli ve geniştir. 2.4. ŞALVAR : Siyah veya gri renkli kumaştan yapılır. Ağı boldur. Bele uçkurla bağlanır. Paça dizden aşağı dardır. 3. AYAĞA GİYİLENLER 3.1 ÇORAP ( GORE ) : Yünden örme, düz veya işlemelidir. 3.2. KUNDURA : Siyah renkli olup, poçiksizdir. KADIN GİYİM KUŞAMI BAŞ A- GİYİLENLER: AYNALI KOFU, TUNÇ VE TEMEZİ (POŞU) SAÇ ÖRGÜLERİ. B-ÖRTÜLENLER:LAÇIK (LEÇEK YADA TÜLBENT), ĞELİ (BÜYÜK NAKIŞLI POŞU) C- GENELLİKLE KULLANILAN RENKLER VE BİÇİM: RENKLER SERBEST OLARAK KULLANILABİLİR.AYNALI KOFU KULLANILDIĞI ZAMAN POŞULAR KOFU ETRAFINA BAĞLANIR, TÜLBENT BAŞA ÖRTÜLDÜKTEN SONRA , ÜÇ (3) RENK POŞU BİRİ SAĞA, BİRİ SOLA BİRDE ARKAYA GELECEK ŞEKİLDE BAĞLANIR. BU BAZEN İKİ (2) RENK; OLARAK; BİRİ SAĞA BİRİ SOLA GELECEK ŞEKİLDE DE BAĞLANIR. GELİNLERDE BUNLAR ÜZERİNE ĞELİ DE BAĞLANIR. BEDEN A- İÇ GİYİM: ASİU KIRAS(GECELİK), HEVAL KIRAS FİSTAN ÇIKARILDIĞINDA KULLANILIR. ALT: DERPE (ŞALVAR) GENELLİKLE BASMA VİSKONT KEŞMER, VE PAZENN KUMAŞLARDAN YAPILIR. B-DIŞ GİYİM:YELEK , FİSTAN , PIŞT (PÜSKÜLLÜ KUŞAK) MEZER AYAK: GORE (ÇORAP): DESENLİ OLUP OLMAMASINA KARIŞILMAKSIZIN AÇIK RENK OLMASI TERCİH OLUNUR. ÖZELLİKLE BÖLGE KÜLTÜRÜNDEN VE YAŞAM TARZINDAN DOLAYI YÜN OLMASI GEREKMEKTEDİR. ŞEKAL (AYAKKABI): AYAKKABIDA RENK : GENELLİKLE SİYAH YADA BEYAZ OLARAK TERCİH EDİLİR. (KIYAFET RENGİNE UYGUN OLMAK KAYDI İLE) ERKEK GİYİM KUŞAMI BAŞ A- GİYİLENLER: EGAL KOLOS - GENELLİKLE KULLANILAN RENKLER VE BİÇİM: RENKLER SERBEST OLARAK KULLANILABİLİR. BEDEN: ÜST: İŞLİK: GÖMLEK DÜĞMELİ OLUP GENELLİKLE AÇIK RENK TERCİH EDİLİR. GÖMLEKTE YAKA BİSİKLET YAKA DEDİĞİMİZ YUVARLAK YAKADIR. YELEK: DÜĞMELİ OLUP YANLARDAN İKİ CEPLİDİR. SAĞ KOLDA MEZER (MUSKANI N KONDUĞU DERİ CÜZDAN)YANİ NUSAK BULUNUR AKSESUAR OLARARK KÖSTEKLİ SAAT KULLANILIR. ALT: - ŞALVAR: BELDEN BÜZMELİ, BACAK VE BALDIR BÖLÜMLERİ GENİŞ AYAK BİLEĞİNİ İYİCE KAVRAYACAK ŞEKİLDE DİKİLİR. RENK KULLANIMI SERBEST OLDUĞU HALDE GENELLİKLE RENK SİYAH VE GRİDİR. AYAK: GORE (ÇORAP): DESENSİZ VE AÇIK RENK OLMASI TERCİH OLUNUR. ÖZELLİKLE BÖLGE KÜLTÜRÜNDEN VE YAŞAM TARZINDAN DOLAYI YÜN OLMASI GEREKMEKTEDİR. ŞEKAL (AYAKKABI): RENK : GENELLİKLE SİYAH YADA BEYAZ OLARAK TERCİH EDİLİR. (KIYAFET RENGİNE UYGUN OLMAK KAYDI İLE) |
Batman Gercüş İlçesi
GERCÜŞ Batman GERCÜŞ ilçesi Gercüş, Batman ilinin 29,938 nüfüslu bir ilçesidir ve Mardin ile komşudur. Adının ceviz memleketi anlamına geldiği söylenmektedir. İlçe 1926 yılına kadar Midyat ilçesine bağlı bir köy iken bu tarihten itibaren ilçe olmuştur. Batman 1987 yılınd il olduktan sonra Mardinin ilçesi olan Gercüş Batman iline bağlanmıştır. İlçe Mardine 96 km, Batmana 59 Km.uzaklıktadır. İlçede sağlık ocağı, devlet hastanesi, öğretmen evi, lise ve yatılı bölge ilköğretim okulu mevcuttur. Batman'a 59 km, Diyarbakır'a 160 km mesafededir. Zamanında ilçenin insanının tek ekmek kapısı olan Sümerbank lastik ayakkabı fabrikası olarak faaliyete açılan bina kullanıma kapatılınca ilçe jandarma binası olarak seçilmiştir. Buda işsizliği had safhaya ulaştırmıştır. İlçe tarım arazileri bağlarla kaplı olmasına rağmen tarımda önemli bir gelişme kaydedilememiştir |
Batman Hasankeyf İlçesi
HASANKEYF Batman HASANKEYF ilcesi Hasankeyf, tarihteki önemini Artuklular'ın 1101 yılında buraya hakim olması ile kazandı. Bu tarihten itibaren o günkü ismi ile Hısn Keyfa, Orta Çağ'ın önemli şehirlerinden biri oldu. Artuklular, bölgenin idaresinde zaman zaman söz sahibi olduklari gibi, Hasankeyf'te de önemli eserler bıraktı. Kuzeyden güneye kıvrılıp giden Dicle nehri üzerinde yer alması ve o günlerde ticaretin önemli bir kısmının nehir yoluyla yapılması nedeniyle Hasankeyf, ticari ve ekonomik olarak da gelişti. Hasankeyf'i Artuklular'dan alan (1232) Eyyubiler, henüz bölgeye tam hakim olamadan Moğol istilasi ve harabiyeti ile karşılaştı. Birçok yerleşim yeri gibi burası da altüst oldu. Eyyubiler, Moğol şokunu atlattıktan sonra 14. yüzyıl başlarından itibaren Hasankeyf'i yeniden imar etmeye başladı. Özellikle bugün Hasankeyf'te bulunan birçok eserde imzası bulunan Eyyubiler'in, Sultan Süleyman zamanında bu imar faaliyeti zirveye ulaştı. Hasankeyf, bu yıllarda tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşadı. Nihayet Osmanlılar'ın gücüne karşı direnemeyen, Safeviler'in baskıları ve iç hesaplaşmalarla iyice yıpranan Eyyubiler, 1515 yılında burayı Osmanlılar'a bıraktı. Bu tarihten itibaren şehir, tarihi önemini kaybederek günümüze geldi. |
Kozluk
Batman KOZLUK ilces Kozluk Batman ilinin en büyük ilçesidir. Yüksek dağların etrafında kurulmuş tarihi bir ilçedir. Evliya Çelebi'nin yazdığına göre Kozluk halkı eğitimli, hoşgörülü ve cesur bir halkın torunlardır. Kozluk kalesi Kozluk kalesi Tarihi bir yerleşim birimi olan Kozluk'un eski adı Hazo'dur. Kozluk'ta M.Ö. 8000 - 8600 yıllarına ait arkeolojik kalıntılar bulunmuş ve bu arkeolojik kalıntılar Diyarbakır arkeoloji müzesinde bulunmaktadır. İlçenin en eski yerleşim birimlerinden biri olan Kale mahallesinde ve civarında İbrahimbey camii, Hıdırbey camii ve Kozluk kalesi gibi geçmişi günümüze taşıyan tarihi yapıtlar bulunmaktadır. Kozluk kalesinde yaşayan insanlar içme sularını 10 km. uzağındaki Kandil kalesinden, kanal vasıtasıyla temin ediyorlardı. Hoza kalesi, eskiden Sasun Kalesi ve Kandil Kalesi'nin üçüncü saçayağı olarak inşa edilmişti. Bu üç kale arasındaki koordinasyon sayesinde bölge yabancı güçler açısından işgal edilmesi oldukça güç ve zor olan bir alan haline gelmişti. Tarihte Sasun isyani olarak bilinen aslında Hazo isyani olan isyanın adından 1938 yılında ilçe statüsüne getirilen Kozluk, ilk önce Siirt ardından da Batman'a bağlanmıştır. Bir stratejik konumu dolayısıyla ilçe halkı 1990'lara kadar çarşı olarak adlandırlan dağ yamacında yerleşimini sürdürmüştü. Bu tarihten sonra ise hem artan nüfus hem de toprak dolayısıyla Üçyol olarak adlandırılan ovaya yerleşmeye başlamıştır. İlçede bulunan Angebire bölgesi hem ağaçlık hem de yeraltı su kaynağı dolayısıyla yazın iyi bir tatil bölgesidir. Ayrıca ilçede bulunan Halilen köyüde de Sarılık hastalığı için sürekli akan bir su bulunmaktadır ve her yıl hem bölgeden hem de bölge dışından insanlar şifa bulmak için köye gitmektedir. İlçenin Kuzeyinden Pisyar çayı akmakta batısında ise Güneydoğunun en büyük dağlarından biri olan Mereto dağı bulunmaktadır. Yaklaşık 30 binlik bir nüfusa sahip olan Kozluk, Türkiye-İran karayolunun geçtiği güzergahta bulunur. 1990'ların ortasına kadar Kozluk güçlü aşiretlerin etki alanı içerisinde kalmış; bu tarihten sonra ise aşiret yapısı hızlı bir şekilde çözülmeye başlamıştır. Kozluk'ta halı hazırda iki tuğla fabrikası, iki halısaha, tam teşekküllü bir hastane, bir konferans salonu, bir aile çay bahcesi ve iki yatılı okul bulunmaktadır. Kozluk'a bağlı Ase denen köyün civarında ise bir baraj inşa edilmektedir. Bu baraj biterse ovadaki köylerde sulu tarım yapılaağından ilçenin ekonomisinin oldukça güçleneceği öngörülmektedir. Kozluk dağ ile ovanın kesiştiği bir noktadadır. Kozluk'a bağlı köylerin yarısı ovalı diğer yarısı ise Dağlı (Çiyayi) dediğimiz kişilerden oluşmaktadır. Her iki kesim arasında çok önemli farklılıklar bulunmaktadır. Ovalılar daha uysal ve tarım ile uğraşır iken, Dağlı dediğimiz kesimler ise genellikle sert bir mizaca ve kararlı, zora başvurmayı seven bir doğaya sahiptir. Kozluk kalesi, Angebiresi, İbrahim bey camisi, Hıdırbey camisi ve dağlardan ovaya bakan manzarası ile Kozluk, görülmeye değer bir ilçedir |
Batman Sason İlçesi
SASON Batman SASON ilcesi Sason, Batman ilinin bir ilçesidir. Türkiyede önemli yerlesimlerinen biri.Sason , dağların arasında kurulmuş eski bir yerleşim birimidir. İlçe'nin girişinde şifalı içmeler vardır. Aşiret yapısının artık hakim olmadığı bir sosyal yapıya sahiptir. Sason dağların bir yanı Kozluk üzerinden Bitles'e çıkarken diğer yanı Muş ovasına çıkar. 3000 m. yakın yukseltisiyle Mereto dağı D.barık havzasından net bir şekilde görülmekte olup yörenin en yüksek dağıdır |
Batman'ın Tarihi
Batman'ın tarihi hakkında en eski bilgiler halk hikayeleri, mitler ve Heredot tarihinde verilmektedir. Ortak verilere göre MED kralı Abtyagestin'in torunu Kyros karsıtı Erpagazso M.Ö. 550 yilinda yenilince MED asilzadeleri arasındaki utancından dolayı MED'lerin yasadıgı Media bölgesinin kuzey batı ucundaki topraklarına çekilmek zorunda kalmıs. Başka bir görüşe göre de Kyros pres egemenliği altında kalmamak için bu bölgeye yerleşmiştir. Karaçalı, sazlık ve bataklıktan oluşan bu bölgenin ortasında yapay bir adacık oluşturup, adına han obası anlamında olan "ELEKHAN" denilmiştir. ( M.Ö. 546 ) ELEKHAN 194 yıl bağımsız ve mutlu bir dönem geçirerek 352 yılında Büyük İskender'in istilasına uğramıştır. Daha sonra Lesepkoslar, Partlar, Romalılar, Sasani ve Bizans’ın hakimiyetine girmiştir. Artuklular, Moğollar, Ilhanlılar, Celaliler, Karakoyunlu (Pezrese) Akkoyunlular ve 1500 yılında Savefilerin eline geçmistir. 1515 yılında, 4. Murat'ın Bağdat seferi sırasında kendisine büyük yararlıklar gösteren Turhan oğlu Mahmut Pasa'ya ELEKHANI içine alan Batman suyu ile Botan suyu arasında kalan bölgenin tamamını vermiştir. Bu gelişmeden sonra ELEKHAN telaffuz değişikliğine uğrayarak halk dilinde ELAH zamanla "ILUH" ismini almıştır. İluh köy birimi olarak kayıtlara geçmiş ve Siirt vilayeti, Elmedin kazasına bağlı olarak benliğini sürdürmüştür. Elmedine yerleşim birimi 1926-27 yılı ilkbaharında bugünkü Batman Çayının taşması nedeniyle haritadan silinmiş ve İluh köyü Beşiri (Kobin) ilçesine bağlanmıstır. Batman isminin nereden geldiği hakkinda görüşler olmayıp, bir görüşe göre bugünkü Batman Çayının adı 1950'li yılların basında Iluh köyüne verilmiştir. Yaygın olan görüşe göre de Iluh köyünün aşağı kısmında ilk deneme kulesi kurulduğunda TPAO'nun tesislerinin bulunduğu bölgeye bakmaktan gelen Batman adı verilmiştir. 1937 yılında bucak haline getirilen Iluh, 1940'lı yılların sonları ile 1950'li yılların başlarında bölgede var olan petrol filizlerinin değerlendirilmesi sonucunda Iluh bucağında her alanda büyük gelişme sağlanmıstır. Bu gelişmeler üzerine 2 Eylül 1957 tarihinde ilçe teşkilatı olarak kabul edilmiştir. 1955 genel nüfus sayımında Iluh nüfusunun 4713 olarak kaydedilmesiyle 2 Kasım 1955 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur. 1990 yılına kadar çok hızlı bir gelişme yaşayan Batman, 16 Mayıs 1990 tarih ve 3647 sayılı kanunla Türkiye'nin 72. ili olma unvanına kavuşmuştur. |
Batman Merkez
Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 169.755 olup, bunun 148.121'i ilçe merkezinde, 21.634'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 26 köyü vardır. Yüzölçümü 498 km2 olup, nüfus yoğunluğu 341'dir. İlçe toprakları yaklaşık 1000 m yükseklikte olan bir alanda yer alır. İlçenin batı sınırını çizen Batman çayı havzası verimli bir ovadır. İlçenin en yüksek noktası Raman Dağıdır (1263 m). Dicle Nehri, ilçenin Mardin sınırını çizer. Ekonomisi petrol çıkarımı ve arıtımına dayalıdır. Türkiye'de petrolün büyük bölümü Raman Dağından çıkar. Köylerde yaşayanların temel geçim kaynağı tarımdır. Ovada en çok buğday, arpa ve pamuk yetiştirilir. Ayrıca mercimek, tütün ve üzüm de üretilir. Hayvancılık genelde göçebe aşiretler tarafından yapılır. Koyun ve kılkeçisi beslenir. İlçe merkezi Raman Dağı eteklerinde düz bir alanda kurulmuştur. Petrol, ilçenin gelişmesinde ve kalkınmasında büyük rol oynamıştır. Diyarbakır-Kurtalan demiryolu ilçe merkezinden geçer. Batman belediyesi, 1955'te kurulmuştur |
Batman Coğrafyası
Batman ili topraklarının büyük kısmı dağlarla kaplıdır. Kuzeyinde Güneydoğu Torosları meydana getiren Güney Muş Dağları, Sason ve Kozluk ilçelerini tamamen kaplar. Bu bölgedeki en yüksek noktalar Sason Dağı (Aydınlık Dağı) (2973 m), Zupser Tepe (2721 m), Tanrıdağı Tepe (2044 m)dir. Sason Dağı aynı zamanda ilin en yüksek noktasıdır. İlin en büyük ovası, il merkezinin bulunduğu Batman Ovasıdır. Ova, Batman Çayı Vadisi ve Dicle Vadisi ile birleşmeden önce genişleyen bölümde meydana gelmiştir. Batman Çayının taşıdığı alivyonlarla kaplı ve çok verimlidir. İlin diğer küçük ovası olan Beşiri, Batman Ovasına göre çok küçüktür. Garzan Çayının taşıdığı alivyonların birikmesiyle meydana gelmiştir. İl akarsu yönünden fazla zengin değildir. Batman'ın güneyinden geçen Dicle Nehri ile Batman Çayı ilin iki önemli akarsuyudur. Batman Çayının meydana getirdiği vadi, Batman-Diyarbakır il sınırını çizer. İklim ve Bitki Örtüsü Batman ilinde genel anlamda Akdeniz iklim özellikleri görülmektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise nisbeten ılık ve yağışlıdır. Yağışlar yükseklerde kar, ovalarda yağmur şeklindedir. Senelik ortalama sıcaklık 16°C, yağış miktarı ise 552 milimetredir. İl toprakları bozkırlarla kaplıdır. Buralarda bozkır bitkilerinden başka bitkiye rastlanmaz. Dağlık bölgelerde az olsa da meşelikler vardır. |
Batman Ekonomisi
Batman'ın ekonomisi, Raman Dağında çıkarılan petrole dayanmaktadır. Türkiye'nin petrol ihtiyacının % 20'si bu bölgeden karşılanır. Petrolün bir kısmı Batman-İskenderun boru hattı ile Yumurtalık bölgesine gönderilmektedir. İlde petrol rafinerisinden başka büyük sanayi fabrikası yoktur. Tuğla fabrikaları, yem fabrikaları, mercimek işleme fabrikaları, çırçır fabrikaları, bisküvi fabrikaları özel sektöre ait olup, küçük işletmelerdir. Tarım, Batman ve Beşiri ovalarında yapılmaktadır. Batman Ovası, ülkemizin sayılı verimli ovalarından biridir. Sulama yapılan alanlarda pamuk, tütün, tahıl, baklagiller ve meyve-sebze yetiştirilir. GAP bu bölgede de tarımın gelişmesinde büyük rol oynayacaktır. Dağlık bölgelerde büyükbaş hayvancılığı gelişmiştir. |
Batman Tarihi Eserler Ve Turistik Yerleri
Batman ili, 1950'den sonra geliştiği için, tarihi ve turistik yerleri yok denecek kadar azdır. Jeoloji yapısında kalkerli yapı önemli yer tuttuğundan, çok sayıda mağara vardır. Bazı köylerde mağaralar ev, hayvan barınağı ve soğuk hava deposu olarak kullanılmaktadır. Kozluk ilçesinde tarihi eserler vardır. Hızır Bey Camii:1512'de Sason Beyi Ebubekir Raski'nin oğlu Hızır Bey yaptırmıştır. Kozluk'ta olup, ilçenin en büyük camisidir. İbrahim Bey Camii:1705'te Garzan aşiretinden İbrahim Beyin tamir ettirdiği caminin yapım tarihi ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Minare, geometrik motif ve kitabe kuşaklarıyla süslüdür. Kozluk ilçesindedir |
Batman Rafinerisi
Alm. Raffinerie in Batman, Fr. Raffinerie de Batman, İng. The refinery of Batman. Batman ilinde bulunan, Türkiye'nin en eski ham petrol arıtma tesislerinden. Batman Rafinerisinin kuruluşu 1930'da İstanbul'un Beykoz ilçesinde "Türkiye Neft Sanayi A.Ş." adıyla kurulan ve "Boğaziçi Tasfiyehanesi" olarak anılan özel bir rafineriye dayanır. Romanya'dan gelen ve ham petrol işleyen bu rafineri 1934'te kapandı. 1940'ta Raman'da petrol bulunması üzerine, bu rafinerinin tesisleri MTA tarafından satın alınıp Maymune Boğazına taşındı ve "Raman Tecrübe Tasfiyehanesi" adıyla 1941'de kuruldu. Tesisin günlük ham petrol işleme kapasitesi 3 tondu. Bu küçük rafinerinin ihtiyacı karşılayamaması üzerine 1948 senesinde Batman'da "Batman Tecrübe Tasfiyehanesi" adıyla daha büyük bir rafineri kuruldu ve Raman'daki rafineri söküldü. Yeni rafinerinin günlük kapasitesi 200 tondu. Petrol üretiminin devamlı artması ve yeni kuyuların üretime geçmesi neticesinde bu tesisler de yetersiz kalınca 1953 senesinde aynı yerde daha geniş kapasiteli ve modern bir rafineri kurulması kararlaştırıldı. Yapım işleri bir Amerikan şirketine ihale edildi. Yeni rafinerinin inşaatı devam ederken 1954'te çıkarılan 6326 sayılı Petrol Kanunu gereğince TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı)ya devredildi. 1955'te deneme üretimine geçen Batman Rafinerisi, bir yıl sonra da tam kapasiteyle çalışmaya başladı. 1962, 1966 ve 1972'de yeni ünitelerin eklenmesiyle kapasitesi genişletildi. 1966 senesinde 700.000 tonluk yıllık kapasitesi 1972'de 1,1 milyon tona çıkarıldı. İki ham petrol arıtma birimi, TCC (Termal Katalitik Kraking), LPG, reformer ve kimyasal arıtma birimlerinden meydana gelen rafineride, benzin, asfalt, gaz, hafif nafta, kerosin, dizel yakıtı ve sıvılaştırılış petrol gazı (LPG) elde edilmektedir. Türkiye toplam ham petrol işleme kapasitesinin yaklaşık % 4'ünü işleyen Batman Rafinerisinde arıtma birimlerine ek olarak buhar santralı, elektrik santralı gibi yardımcı birimler ile oksijen, varil ve teneke fabrikaları vardır |
Batman Nüfus Ve Sosyal Hayat
Nüfus bakımından Türkiye'nin en hızlı gelişen bölgesidir. 1950'de nüfusu 915'ken, 1990 sayımında il merkezinin nüfusu 148.121 olmuştur. 1990 sayımına göre toplam nüfusu 345.070 olup, 194.458'i ilçe merkezlerinde, 150.612'si köylerde yaşamaktadır. Örf ve adetleri: Batman bölgesinde tarih boyunca çeşitli milletler ve kültürler yaşamıştır. Malazgirt Zaferinden sonra buraya hakim olan Artuklular, bölgeyi Türkleştirmişlerdir. Bölge zamanla Türk İslam kültürü ile yoğrulmuş, diğer kültür ve milletlerin izi kaybolmuştur. Türk aşiretlerinin örf ve adetlerine bağlı hayat tarzları, birçok yerde halen devam etmektedir. Eğitim: Batman'da ekonomik gelişmeye paralel olarak il merkezinde eğitimde de gelişmeler olmuştur. Fakat kırsal kesimde bu gelişme çok yavaştır. Okulu bulunmayan köy sayısı çoğunluktadır. İlde 53 ilkokul, 2 ortaokul, 2 ilköğretim okulu, 4 lise, 1 özel lise, 4 meslek lisesi, 1 meslek yüksek okulu vardır. Ulaşım: Batman'ın şehir merkezinden Diyarbakır-Siirt karayolu ile Haydarpaşa-Kurtalan demiryolu hattı geçmektedir. Askeri amaçlı bir havaalanı mevcut olup, bazan sivil ulaşım hizmetinde de kullanılmaktadır. |
|
|
Batman Halk Deyimleri - Bilmeceler - Maniler - Atasözleri
HALK DEYİMLERİ 1- Akıl bir altın taçtır her kafaya uymaz 2- Komşu komşunun işine muhtaçtır 3- Oğlan gitti sefere , gitti geldi aynı hergele 4- Küheylan at, yemin arttırır 5- Çingeneler aç kalınca eski düğünlerden bahsederler 6- Al asili ser hasırı 7- Garip kuşun yuvasını Allah yapar 8- Kar eden ar etmez 9- Gezen tilki yatan aslandan iyidir 10- Gönlü namazda olanın kulağı ezanda olur 11- Evlat aziz, terbiye daha aziz 12- Büyüğün yoksa büyük taşa danış 13- Asil azmaz, bal acımaz 14- Arif olan sözü aş gibi tadar 15- Atla katır döğüşür arada eşek ezilir 16- Bülbülün çektiği dilinin belasıdır. 17- Mal malumat örter 18- Ölürse yer beğensin kalırsa el beğensin 19- Anamın aşı derdimin başı 20- Elbise yürüyüş para söyleyiş örter 21- Delik büyük yama küçük 22- Dil otu yemiş 23- Azdan az gider, çoktan çok gider 24- Haram yelle düğün elle olur 25- Sırrını söyleme dostuna, dostun söyler dostuna 26- Dil ustası iş hastası 27- Bağı kara üzüm olsun, üzümü yemeğe yüzün olsun 28- Komşu hakkı Allah hakkıdır 29- Ölürse yer beğensin kalırsa el beğensin 30- Doğru duvar yıkılmaz eğri kaçar kurtulmaz |
BİLMECELER
1-Bir tarafta hafif bir taş, öbür tarafta hafif bir taş, içinde var eksik bir kurt. (Tezek) 2-Düz bir yerde var bir tas yoğurt. (Ay) 3-Duvarın üzerinde düz bir yamaçtım, ayaklarım girdi bir tuluma. (Ayakkabı) 4-Hilindir milindir oğul babadan yükselir (Ateş ile duman) 5-Bu taraf yamaç, öbür taraf yamaç içinde var bir tövbe kumaş. (Kur’anı-ı Kerim) 6-Kazığı orda çakarım, buzağı ise buradan uzak büyür. (Kabak) 7-Sarı örüklü kız gibi, dam üstünde yükselir. (Duman) 8-Bıraktığımızda kalkmaz, toza doymaz, gittiğinde de gelmez. (Soba) 9-Taşa vururum kırılmaz , suya vururum kırılır. (Kağıt) 10-İki delikli bir şey. (Silindir) 11-İçi yarıklı bir tavuk. (Baca) 12-Yıkanmış bir odada , otuz iki öğrenci de içinde oturur. (Ağız ve dişler) |
HALK MANİLERİ
Ekmek atlı ben yaya Bülbülem bağ gezerem Yetişmek kaldı Allah’a Mecnunam dağ gezerem Anna bedduanı al geri Seksen yerden yaram var Biraz da yalvar Allah’a El bilir sağ gezerim Ben bir bahtsız dilberim Bu dağlar bele bağlar Hem ağlar hem giderim Hayasız arsız bağlar Kaynana çok sevinme İşte ben gider oldum Oğlunu alıp giderim İşte siz işte bağlar Dicle boyu sazlıktır Bülbülem hava bilmem Ablam sana aşıktır Dertliyem deva bilmem Oğlan yine bilmezsin Bana bir sevda gelmiş Geçtiğim yollar taşlık Başımdan sava bilmem Dicle geçit vermez Bahçede barksız adam Mezrabota ovası Aynasız yarsız adam Sevda başımdan gitmez Kalaysız kaba benzer Yaram gönül yarası Dünyada yarsız adam Koyun sağar berivan Bu dağı aşam dedim Sevdiğini düşlerken Aşam dolaşam dedim Bahar çiçekleri ile Bir vefasız yar için Boynu bükük beklerken Aleme paşam dedim Oğlan kızı gördükçe Bayıra serdim kilim Tutulmuş dilleri Gel otur benim gülüm Gözleri kör olurmuş Ne dedim ne söylerim Bilmezmiş kimseleri Lal olsun benim dilim |
Bu güzel ilimizi bizi tanıttığın için teşekkürler...
|
ATASÖZLERİ
1. Avlunun otu acı olur. 2. Tuloğ dolu bal, ama domuz derisinden 3. Kara it, beyaz olmaz. 4. Çömlekçi kırık tastan su içer. 5. Can çıksa, huy çıkmaz, 6. Mendal uzak ol, mısıra Sultan ol. 7. Ucuz et satır kırdırır. 8. Yaşlı öküzle çift sürülmez. 9. Gelin atın üstündedir, Kimse bilmez kimin kısmetidir. |
Batman Hasankeyf’teki Yol Geçen Hanı
Hasankeyf’teki Yol Geçen Hanı Bilindiği üzere kültürümüzde meşhur bir darbi mesel vardır, “ YOLGEÇEN HANI.” Yaşantımızın birçok anında birbirimize karşı söylediğimiz bu nükteli deyim, aslında bir gerçeği de ifade etmektedir. Çünkü gireni çıkanı, geleni gideni belli olmayan mekanlar için kullanılan bu deyimin aslını teşkil eden “Burası Yol Geçen Hanımı?” olayındaki han, Batman ilinin antik kenti Hasankeyf ilçesinde bulunmaktadır. Yüzyıllardan beri halk arasında YOLGEÇEN HANI olarak bilinen ve yaklaşık bin kişi kapasiteli olan bu doğal mağara, yekpare taştan yapılmış Hasankeyf kalesinin altında bulunmakta olup ağzı Dicle Nehrine doğru açılmaktadır. Bu doğal mağaranın içinde su stok etmek için bir mahzen ve kaleye çıkmak için de bir gizli yol vardır. Ulaşımın suyolları ile yapıldığı devirlerde, Dicle Nehrinin karşı sahiline gidip gelmek için ulaşım aracı olan Sal ve Keleklerin önünde sıralarını bekleyen insanların dinlendiği ve geceye kalanların da burada yatarak sabahladığı bu loş ve egzotik mekânın içindeki hava akımı, insanın bünyesine uygun bir özellik taşımaktadır. Yazın serin, kışın ılık olan mağaranın içindeki bu atmosfer, bugün de aynı özelliğini korumakta ve dinlenmek için insanları kendine çekmektedir. Bu nedenledir ki dini, dili, ırkı anlaşılmayan, geleni-gideni, gireni-çıkanı belli olmayan ancak her zaman yoğun bir insan trafiğine sahne olan bu mağaraya binlerce yıldan beri YOLGEÇEN HANI denilmiş ve Hasankeyf’teki yaşantının vazgeçilmez istisnai bir mekânı olmuştur. Her devirde han olarak bilinen ve insanların dinlenmesi için kullanılan bu doğal mağaraya YOLGEÇEN HANI ismini veren her kimse, sosyal ve kültürel yaşantımız içinde önemli bir yer tutan deyimler silsilesine unutulmaz bir halka eklemiştir. Nükteli ve ince bir mizah yüklü olan YOLGEÇEN HANI gerçeğinin eskiden beri Hasankeyf’te bulunması, nostaljiye özlem duyan ve geleceğe umutla bakan mütebessim ve güler yüzlü insanların uğrak yeridir. Günümüzde de bu özlemini gidermek için yurt içinden ve yurt dışından insanlar YOL GEÇEN HANINI görmek ve burada dinlenmek üzere Hasankeyf’e akın etmektedir. |
COĞRAFYA
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan Batman ilinin, kuzey ve kuzeydoğusu yüksek, sarp ve dağlık olup güneyi ise dağlık ve engebelidir. Dicle nehri batıdan doğuya akarak il topraklarının içinden geçer. Batman çayı, Batman-Diyarbakır il sınırını çizerek Dicle nehri ile birleşir. 4000’i aşkın mağaranın bulunduğu bu bölge dünyada benzeri az bulunan bir doğa harikasıdır. Batman’da karasal iklim hüküm sürmektedir. Bölgede yazları sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı |
TARİHÇE
Batman, İluh adlı bir köy iken 1937 yılında bucak olmuştur. Adı 1950 yılında Batman Çayı’ndan dolayı Batman olmuştur. 1957 yılında Siirt iline bağlı ilçe olan Batman, 1990 yılında il olmuştur |
NE YENİR
Bol yağlı et yemekleri, hamur işleri, yöreye özgün çorbalar, tiftik kıçıl denilen ve çamurdan yapılmış ocaklarda pişirilen tandır ekmeği ve taş ekmeği Hevranın tadına doyum olmaz NE ALINIR? Dokumacılık, parlak ipek sim işlemeli kumaşlar, oya, dantel ve kanaviçe işlemeleri, yün patik, çeşit çeşit renklerde yöreye özgü motifli yün çorap çoraplar yöreden alınabilecek hediyelik eşyalardır |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:15 . |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Dizayn ve Kurulum : Makinist