crazyossie |
31.05.09 17:42 |
- Ya evlat bir, ya ocak kör.
- Ya işten artar, ya dişten.
- Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
- Yabancı koyun kenara yatar.
- Yabancı koyun kenarda yatar.
- Yakın dost hayırsız hısımdan yeğdir.
- Yalancı kim? İşittiğini söyleyen.
- Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.
- Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
- Yalancıyı kaçtığı yere kadar kovalamalı.
- Yalanın kemiği yok ki boğazına bata.
- Yalnız taş, duvar olmaz.
- Yalnız öküz, çifte koşulmaz.
- Yalnızlık, Allah'a mahsustur.
- Yalnızlık Hakk'a mahsustur.
- Yaman komşu, yaman avrat, yaman at; birinden göç, birin boşa, birin sat.
- Yanlış da bir nakış.
- Yanlış hesap Bağdat'tan döner.
- Yanmış harmanın öşrü alınmaz.
- Yanık yerin otu tez biter.
- Yaprağa yapış, atlas olsun; toprağa yapış, altın olsun.
- Yapı taşı, yapıdan kalmaz.
- Yar, yıkıldığı gün tozar.
- Yara, sıcakken sarılır.
- Yarım elma, gönül alma.
- Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder.
- Yarına kalan davadan korkma.
- Yatan öküze yem yok.
- Yatan ölmez, eceli yeten ölür.
- Yatsının faziletini güveyden sormalı.
- Yavaş atın çiftesi pek olur.
- Yavaş tükürüğün sakala zararı var.
- Yavuz at yemini artırır.
- Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.
- Yaz yalan, kış gerçek.
- Yaz yaz gerek, kış kış.
- Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı.
- Yazın araması, kışın taraması olmasa herkes besler mandayı.
- Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.
- Yazın gölge kovan, kışın karın ovar.
- Yazın harmana sıçan öküzün kışın yemlikte ağzına gelir.
- Yazın yanmayan kışın ısınmaz.
- Yağ ile yavşan, sirke ile tavşan.
- Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur.
- Yağmur olsa kimsenin tarlasına yağmaz.
- Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi halini bilse hoş değil mi?.
- Yağmur yağsa kış olur.
- Yağmur yağsın da varsın kerpiççi ağlasın.
- Yağmurda düşmanın koyunu, dostun atı satılsın.
- Yağına kıymayan çöreğini yoz yer.
- Yaş kesen, baş keser.
- Yaş yetmiş, iş bitmiş.
- Yaşa yaşa, gör temaşa.
- Yaşı at pazarında sorarlar.
- Yel gelen deliği kapamalı.
- Yel kayadan ne koparır.
- Yemeyenin malını yerler.
- Yemeğin iyisi hazırıdır.
- Yenenle yanana ne dayanır!.
- Yengece niçin yan yan gidersin? demişler; serde kabadayılık var.
- Yenice eleğim, seni nerelere asayım?.
- Yenliceği yel atmış, götüne diken batmış.
- Yerdeki yüze basılmaz.
- Yerdiğin oğlan yer tutar.
- Yerin kulağı var.
- Yerinden oynayan yetmiş kazaya uğrar; en küçüğü ölüm.
- Yerine düşmeyen gelin yerine yerine, boyuna düşmeyen esvap sürüne sürüne eskir.
- Yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir.
- Yetişemediğin köyün alt tarafında yat.
- Yeğniyi yel alır, ağır yerinde kalır.
- Yigit başından devlet ırak değildir.
- Yiyen bilmez, doğrayan bilir.
- Yiğidin malı meydandadır.
- Yiğidin sözü, demirin kertiği.
- Yiğidin yiğide ekmeği ödünç, kötüye sadaka.
- Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer.
- Yiğit ekmeğiyle yiğit beslenir.
- Yiğit meydanda belli olur.
- Yiğit yiğide at bağışlar.
- Yok büyümez, arık büyür.
- Yoksul ala ata binse, selam almaz.
- Yoktan yonga çıkmaz.
- Yol bilen kervana katılmaz.
- Yol sormakla bulunur.
- Yola yoğurt dökmüş var mı?.
- Yolcu yolunda gerek.
- Yoldan giden yorulmaz.
- Yoldan kal, yoldaştan kalma.
- Yolundan giden yorulmaz.
- Yorgun eşeğin çüş canına minnet.
- Yoğun canı alınmaz.
- Yularsız ata binilmez.
- Yularsız deve yedilmez.
- Yumurtada kıl bitmez.
- Yumurtadan çıkan yine yumurta çıkarır.
- Yumurtlayan tavuk bağırgan olur.
- Yurdun otlusundan kutlusu yeğdir.
- Yuvayı yapan dişi kuştur.
- Yuyucunun hakkı eline geçsin de ölü ister cennete gitsin ister cehenneme.
- Yük altında ancak eşek kalır.
- Yük altında eşek anırmaz.
- Yük altında eşek kalır.
- Yüksek dağın başı dumanlı olur.
- Yürük ata kamçı olmaz.
- Yürük ata paha olmaz.
- Yüz verdik Ali'ye geldi sıçtı halıya.
- Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur.
- Yüz yüzden utanır.
- Yüzü güzel olanın huyu güzel olur.
- Yüzü güzele kırk günde doyulur; huyu güzele kırk yılda doyulmaz.
- Yıl uğursuzun.
- Yılan ne kadar eğri gitse deliğine doğru girer.
- Yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış.
- Yılana yumuşak diye el sunma.
- Yılanın başı küçükken ezilir.
- Yılanın sevmediği ot, deliğinin ağzında biter.
- Yılın eksiğini nisan getirir, nisanın eksiğini yıl getirmez.
- Yırtıcı kuşun ömrü az olur.
- Ya aklın erince gücün yetecek, ya aklın ermeyecek dağda gezeceksin!
- Yabancı koyun kenarda yatar.
- Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur.
- Yağmur olsa, el tarlasına bile yağmaz„ Kendisinden başkasına hayrı olmayanlar için aynen şöyle denilir: *Yağmur yelle, düğün elle (Fatmana Dağdaş): Yağmur yelle gelir. Sebebidir. Düğün de çevreyle, dost, akraba, komşu ile şenlenir, yakışık bulur anlamında.
- Yağmurlu gün tavuk su içmez.
- Yağmuru yel azıtır, insanı el azıtır (Fatmana Dağdaş):
- Yalancı kim? İşittiğini söyleyen.
- Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
- Yalanı söylemeli amma, doğru yanında titremeli (M. Baz, 22.08.02): O kadar ustalıkla yalan söylemeli ki, doğru olduğu zannedilsin.
- Yalın varsa karnına, çulun varsa sırtına.
- Yalanı söylemeli amma, doğru yanında titremeli (M. Baz, 22.08.02): O kadar ustalıkla yalan söylemeli ki, doğru olduğu zannedilsin.
- Yanan harmanın öşürü olmaz! “Yanan harmanın yerinde ne kalır?„ (Ayşe ŞENER; Akseki) atasözü ile benzer anlamda.
- Yanan harmanın yerinde ne kalır?.. “Yanan harmanın öşürü olmaz!„ (F. Dağdaş’dan) atasözü ile benzer anlamda. Olan olmuş, herşey mahvolmuş zaten (Ayşe ŞENER, Akseki-Kuyucak, 15.01.2005)!..
- Yanık yerin otu tez biter.
- Yanlış hesap Bağdat'tan döner.
- Yardımcının yardımcısı olur.
- Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder.
- Yaş kesen baş keser.
- Yatsan sabah olur! Ölsen ele kalır!... Çoru çocuğu olmayanlar kullanır (Ayşe ŞENER, Akseki-Kuyucak, 15.01.2005)
- Yavşak büyür bit olur, enik büyür it olur. Yöremizde bu atasözünü duymadım.
- Yavuz itin yarası eksik olmaz (1964'lü, Kırıkkale, Delice-Hacıobası köyünden Hamit Erdal'dan naklen Said Dağdaş, 10.01.2002): Çalışkan, yırtık, şımarık, yerinde duramayan kişide yara bere eksik olmaz anlamında.
- Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.
- Yaz kadı efendi, bok bok üstüne (M. Baz, 22.08.2003)!: Sıkıntı, dert, borç üstüste gelince kullanılır.
- Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer.
- Yazın yediğin hurmalar kışın götünü tırmalar.
- Yazın eli yaş olanın, kışın ağzı yaş olur.
- Yazın gölge hoş, kışın çuval boş (F. Dağdaş, Aralık 1979)!Zamanında çalışmamanın sonucu hüsrandır! anlamında.
- Yazın gölge kovanın, kışın unu kara olur (Demirdal, 1968, s. 571) ! Zamanında çalışmamanın sonucu hüsrandır! anlamında(Uluborlu).
- Yazın pisliği, kışa katık olur (24.9.2007, Kızılcahamam-İğneci köyünden 1953’lü Menekşe Danyıldız’dan naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)!
- Ye bir çanak. Yuğ bir çanak (F. Dağdaş, Mayıs 1980)!
- Yediğin hurmalar, götünü tırmalar. {Zamanında tatlı tatlı yaptığın (kötü) işler, günü gelir karşına çıkar anlamında. Cengiz Özdemir, 26 Nisan 2008 Antalya}
- Yedisinde ne ise yetmişinde de odur.
- Yel esmeyince çöp çıldıramaz (Demirdal, 1968, s. 571) ! İsparta-Uluborlu.
- Yel esmeyince çöp kımıldamaz!
- Yemeye hazır dayanmaz.
- Yemiş boğazı görmüş, s...mış kıçı görmüş (F. Dağdaş, Mayıs 1980)! Tertipsiz, tedbirsiz, düzensiz insanı tarif için kullanılır.
- Yeni senek suyu soğuk tutar (Fatmana Dağdaş, Aralık 1980): Cicim ayı denilen evliliğin ilk aylarında, geçimsizliğin olmadığı dönemde gelini ve onun cazibesini tarif etmek için kullanılır.
- Yenice elek duvarda gerek.
- Yenilen pehlivan, güreşe doymaz.
- Yerli tavşanı yerli tazı kapar (F. Dağdaş, Aralık 1980)!
- Yıl başına, akıl başına (Fatmana Dağdaş, 24.2.2000): İnsan yıl geçtikçe akıllanır anlamında. Yıl başına, akıl başına, ne kadar çalışsalar şimdi zor anlamaları bu konuyu.
- Yılan, çıktığı yere girer (22.9.2007, TRT-1 İftar Programından naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)!
- Yılan sokan uyumuş da, kâr eden uyumamış (F. Dağdaş, 6.5.2000):
- Yiğidi öldür; hakkını yeme.
- Yiğit evlendiği gün… Gelin sevildiği gün… At eyerlendiği gün... İt yediği gün... (Yukarı Dodurgalı pehlivan Galak Ramazan dayıdan naklen 1341'li Fatmana Dağdaş'dan naklen Said Dağdaş(1962'li), Eylül 1983).
- Yiyin! Koca öküzün karnı, otluk bozumunda doyar (25.12.2007)!
- Yokluktur insanı farıdan, ağar döner ahtını alır karıdan (F. Dağdaş, Eylül 1983!
- Yol sormakla bulunur.
- Yol üstüne bostan ekme el için, kocalıkta (ihtiyarlıkta) avrat alma el için.
- Yol yürümeyle, borç ödemeyle biter.
- Yola giden yorulmaz.
- Yolun otu kelin götü tatlı olur.
- Yolundan giden yorulmaz.
- Yolu yordamı, ormanı balta ile (Fatmana Dağdaş): Her işi usulüyle yap anlamında.
- Yolu yordamıyla, ormanı baltayla (geçersin-bitirirsin).
- Yorgandan gideceğine, urgandan gitsin ! Zarar cana gelmesin de mala gelsin! (Cincilerin Abdil’in kızı Safiye’den F. Dağdaş, 14.7.2000)!
- Yöğrük at yemini artırır.
- Yörük ne bilir bayramı, lak lak içer ayranı (F. Dağdaş, 1980).. Toplumla ilişkileri henüz yeterince olgunluk kazanmamış, gelişmekte olan kişilikleri ifadede kullanılır...
- Yuğur hamuru ekmek olsun, öğ hamuru katmer olsun... İşine özen göster! anlamında (F. Dağdaş, Mayıs 1980)....
- Yumurta ile pekmezi düşünen, boranayı yiyemez (A. Gülsoy’dan naklen Yaşar Gülsoy, 4.6.2007)!
- Yuvarlanan taş, yosun tutmaz.
- Yuvayı dişi kuş yapar (F. Dağdaş): Ailenin düzenli olarak işlemesi kadının maharetine bağlıdır anlamında. Benzer anlamda bir fikir aşağıda verilmiştir: Bugün eğer sahip olabildiğim herhangi bir değer varsa onların hepsinde bir kadının izi bulunur. Hayatı kitaplardan ve kadınlardan öğrendim (Ahmed Altan, Pazar Sohbeti, 4.6.2000, Zaman, s. 5).
- Yüksek tepelerde hem kurda hem yılana rastlanır. Birisi sürünerek, birisi uçarak ulaşmıştır (Sabiha Açar’dan (1926’lı) naklen Dr. Sadeddin Açar, 1956, Urfa-Birecik’lı,, 14.11.2007)!
- Yük altında ancak eşek (HAMAL)kalır.
- Yüz, yüzden utanır (Acıpayam-Darıveren’li Enver Oyma'dan naklen (10.4.1994)Said Dağdaş
|