![]() |
Atatürk’ün samsuna çıktığı tarih olan 19 Mayıs 1919, Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından Gençlik ve Spor bayramı olarak ilan etmiş ve ilan edildiği 1936 yılından beri her yıl “19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı” olarak kutlanmaktadır.
Samsun’da günümüze gelebilen tarihi eserler arasında, Amisos kenti kalıntıları, Dündar Tepe, İkiztepe, Tekkeköy, Kaledoruğu Höyükleri, İtalyan Katolik Kilisesi (1846), Şifa hamamı (Geç Osmanlı Dönemi), Taşham (XVII.yüzyıl), Bedesten Kale Camisi (1314), Pazar Camisi (XIV.yüzyıl), Şeyh Seyyid Kudbettin Camisi ve Türbesi, İsa Baba Camisi ve Türbesi (XV.yüzyıl), Hacı Hatun Camisi (1694), Büyük Cami (1884), Yalı Camisi (1894), Hançerli Cami, Kılıç Dede Türbesi, Stad Çeşmesi, Atatürk Anıtı (1932), İlkadım Anıtı, Saat Kulesi ve Türk sivil mimari örneklerinden yapılar bulunmaktadır. Ayrıca ilde Karadeniz kıyısı ve göl kıyıları dışında, Çakırlar Korusu, Atakum, Kocadağ Mesire Alanı, Meşe Kültür Parkı, Kurupelit-İncesu, Çamgöl ve Vezirköprü Orman İçi Dinlenme Tesisileri, Havza ve Ladik Kaplıcaları |
Samsun Gezgin Gözüyle
Dündartepe (Öksürüktepe) Ören Yeri: Samsun Merkez ilçenin 3 km. güneydoğusunda bulunan 15 m. yüksekliğindeki Höyükte, Kalkolitik, Eski Tunç ve Hitit çağlarına ilişkin üç kültür katı vardır. Höyüğün tepesindeki en son yerleşme Eski Tunç Çağı’na aittir. Höyüğün eteklerinde Hitit yerleşmesine rastlanmıştır. 1. kültür katında Kalkolitik döneme tarihlenen yapı kalıntıları, el yapımı seramik parçaları, pişmiş toprak ağırlıklar, çakmaktaşı bıçak vs. bulunmuştur. Höyüğün tepesinde ve eteklerindeki 2. kültür katı Eski Tunç Çağı’na tarihlenmektedir. Yangınla sona eren bu katta dörtgen planlı ev ve ocak, koyu gri renkli, içi kırmızı yada kahverengi kaplar, kemik eşyalar, pişmiş toprak ağırşaklar bulunmuştur. Höyüğün tepesi dışında eteklerinde Hitit dönemine tarihlenen 3. kültür katında üç yapı katı saptanmıştır. Birinci yapı katında taş temelli kerpiçten evler (M.Ö. 1500-1200), ikinci yapı katında taş temel kalıntıları (M.Ö.1500), üçüncü yapı katında çoğu boya astarlı, çarkta yapılmış ve iyi fırınlanmış seramik buluntuları, pişmiş toprak mühürler, hayvan heykelcikleri, kemik iğneler (M.Ö.1500’den önce) ele geçirilmiştir. Tekkeköy Ören Yeri: Dündartepe’nin 14 km. güneydoğusunda Tekkeköy ilçesi sınırları içinde yer almaktadır. 1940’da yapılan arkeolojik kazı çalışmaları sonucunda Hitit ve Eski Tunç Çağı dönemlerine ait buluntular ele geçmiştir. Buluntular arasında çark yapımı, devetüyü, kırmızı renkli seramikler çoğunluktadır. Eski Tunç Çağı katında ise çok sayıda gömüt, el yapımı seramik buluntular, siyah zemin üzerine beyaz boyayla yapılmış geometrik desenlerle süslü, dişli, yivli, çizgi bezekli kaplar, kabartma insan yüzlü vazolar (antropomorf) gün ışığına çıkarılmıştır. İkiztepe Ören Yeri: Bafra ilçesinin 7 km. kuzeybatısında bulunmaktadır. Yüzey araştırmalarında Eski Tunç Çağı ile Erken Hitit dönemi yerleşimleri olduğu anlaşılmıştır. İkiztepe’yi oluşturan yükseltiler dört gruba ayrılmıştır. İkiztepe’nin ilk katı M.Ö. 2. bin başlarında yoğun yerleşmeye sahne olmuştur. İkinci katta, Tunç Çağı yapı kalıntıları ve erken Hitit dönemine tarihlenen çok sayıda gömüt bulunmuştur. Tunç yüzük, bilezik, zıpkın, mızrak ucu, ****l gereçler, kemik iğne ve bizler ölü armağanı olarak bırakılmıştır. Bu armağanlar, çark yapımı seramikler, kırmızı renkli kadehler, gaga ağızlı testiler ve küplerden oluşmaktadır. İkiztepe II’nin Tunç Çağı seramik buluntuları, deniz kabuğu ve bitki katkılı kaplar ilgi çekicidir. Kaledoruğu Höyüğü: Kavak ilçesinde bulunan höyükte, Eski Tunç Çağı buluntuları 1940-1942 yıllarında yapılan kazılar sonucu günı şığına çıkarılmıştır. Gömütle ölülerin düzeltilmiş toprak üstüne hoker (cenin) pozisyonunda yatırıldığı dikkati çekmektedir. Ölü armağanları arasında el yapımı siyah, kırmızı, kahverengi, yivli (kazıma çizgili) kaplar, yassı balta, hançer, kemik biz ve ağırşaklar bulunmuştur. Lerdüge Tümülüsleri: Havza ilçesinin 21 km. doğusunda Lerdüge döneminde beş tümülüs saptanmıştır. 1946 yılında başlatılan çalışmalarda çıkan buluntular Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndedir. 4 no’lu tümülüsün buluntularından ve mimari tekniğinden M.Ö. 1-M.S. 2. yüzyıl arasında kullanıldığı anlaşılmaktadır. Demir kenetlerle bağlanmış taş kapaktan oluşan girişten, tonoz örtülü dromosa (geçit) ve küçük bir kapıdan gömüt odasına girilmektedir. Kesme taştan tonoz örtülü gömüt odasının duvarları insan ve hayvan betimleri ile süslenmiştir. Betimler, bitkisel ve geometrik motiflerle çevrilidir. Altın süs gereçleri, tunç kandiller, çeşitli büyüklükte şişeler, tümülüste bulunan eşyalardır. |
Samsun Sözlü Tarih
Tütüne ilişkin söylence Çok eski devirlerde amazon denen savaşçı kadınlar yaşarmış Samsun ve çevresinde bunlar kendierli gibi küçük çocuklarını ve başka ülkelerden kaçırdıkları kızı çocuklarını da kendileri gibi yetiştiriyorlarmış. Günün birinde Karadenizden gelen savaşiçılar Amazonşarı yener ce iç kesimlere doğru sürerler onlarda kendilerini kurtarmak için saçlarını keser ve toprağa gömerler.Zamanla bu saçlar filiz verir tütün olurlar. Bir başka efsaneye göre de Yaylalarda sürülerini yayan çobanlar ısınmak için kendi kendine yetişip insan eli değmeden kurumuş tütün yapraklarını yakarlar.oluşan dumanı içerlerine çekerler zamanla bu duman hoşlarına çeker kamış dallarından yaptıkları borularla duman çekme işini büyütürler zamanla kendielrine başkalarıda katılır böylelikle bütün dünya tütünü tanumış olur. Cini Bağdat (Cüneyd-i Bağdadî) Türbesi söylencesi:Terme İlçesindeki Cüneydi Bağdadi türbesine ilişkin söylence aşağıda ki şekilde anlatılmaktadır. İslam ordularıyla Samsun önlerine gelen Cüneyd adlı bir yiğit ,düzlükte savaşırken bir kolunu yitirir.Savaşa savaşa bir tepede şehit düşer.Kolunun ve bedeninin şehit düşütüğü yerlere birer türbe yaptırılır. Daha sonra kol ,gövdenin yanına gömülür.Ama ertesi gün kolun eski yerine döndüğü görülür. Burası günümüzde de bir adak ve ziyaret yeridir.dileğinin gerçekleşmesini isteyenler burayı ziyaret ederler. Eğri Kale söylencesi:Söylenceye göre Terme ilçesinin Kırgıl köyünde bulunan kale insan yapısı değildir.Bu Kale Nuh Tufanı'nda Nuh Peygamberin gemilerini bağlaması için Tanrı yaratmıştır.İlk kar buraay yağar üzerine duman çökerse havanın bozacağına inanılır. Söylenceye göre bir zamanlar Çarşamba ve Terme ovaları denizle kaplıdır.Kale o zamanalar çok yüksek olduğu için gemilerin iskelesi durumundadır.Halk su ihityacını buradaki sarnıçlardan karşılamktadır.Zaman sonra toprak yaırlır İstanbul boğazı oluşur.Denizlerin birbirine karışmasıyla kalenin bulunduğu yerdeki sularda çekilir ve Samsun ovası ortaya çıkar. Günümüzdede su biraz kazıldığında su kum ve midye kabukları çıkmaktadır |
Samsun Camileri
Kale Camisi (Merkez) Samsun il merkezinde Kuyumcular Çarşısında bulunan Kale Camisi, İlhanlı Valisi Emir Timurtaş Paşa’nın adına 1314 yılında yaptırılmıştır. Cami değişik zamanlarda onarılmış ve kısmen özelliğini yitirmiştir. Cami kesme taştan kare planlı olarak yapılmıştır. İbadet mekânının üzeri kubbe ile örtülüdür. İbadet mekânında orijinal bezemesi günümüze gelememiştir. Yanındaki minaresi, taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Pazar Camisi (Merkez) Samsun il merkezinde, Pazar Mahallesi’nde bulunan caminin kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. İlhanlı dönemi eserlerinden olup, XV.yüzyılda yapılmıştır. Cami 1819 yılında ve Cumhuriyet döneminde de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından bir kez daha onarılmıştır. Cami dikdörtgen planlı olup, üzeri çatı ile örtülmüştür. Son onarımlar sırasında yapı, orijinal mimari üslubundan kısmen uzaklaşmıştır. Mihrap yuvarlak bir niş şeklinde olup bezeme olarak ozgün motiflere rastlanmamaktadır. Yanında taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Şeyh Seyyid Kudbettin Camisi (Merkez) Samsun il merkezinde bulunan caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber yapı üslubundan Osmanlı döneminde, XVI. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Vakıf kayıtlarında da bu cami ile ilgili yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır. Yanındaki türbe Şeyh Kudbettin’e aittir. Bu yapının dergâhtan camiye dönüştürüldüğü sanılırsa da bununla ilgili yeterli bir kaynak ile karşılaşılmamıştır. Cami kesme ve moloz taştan dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Önünde L şeklinde, çatılı bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Giriş kapısı eksenindeki mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. Minaresi kare kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Caminin yanında Şeyh Kudbetttin’in türbesi bulunmaktadır. Türbe kesme taştan kare planlı olarak yapılmıştır. Üzeri beşik tonozla örtülmüştür. Değişik dönemlerde yapılan onarımlarla özelliğinden kısmen de olsa uzaklaşmıştır. İsa Baba Camisi (Merkez) Samsun il merkezinde bulunan İsa Baba Camisi’nin kitabesi günümüze gelememiştir. Bu bakımdan ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır. Ayrıca İsa Baba konusunda da bilgiler yetersizdir. Cami değişik zamanlarda ve 1895 yılında yapılan onarımlarla özgünlüğünden kısmen uzaklaşmıştır. Bununla beraber XV. Yüzyılda, Osmanlılar döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Cami kesme taştan kare planlı olarak yapılmıştır. Üzeri basık bir kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekânı altlı üstlü yuvarlak kemerli ve uzun pencereler ile aydınlatılmıştır. Mihrap ve minberi geç dönemde yapılış ve özelliğini yitirmiştir. Minaresi kare kaide üzerinde yuvarlak yivli gövdeli ve tek şerefelidir. Yanında İsa Baba’nın türbesi bulunmaktadır. |
Hacı Hatun Camisi (Merkez)
Samsun Saathane Meydanı yakınında bulunan bu cami, Hatice Hatun’un oğlu İbrahim Bey tarafından 1694 yılında yaptırılmıştır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özgünlüğünü büyük ölçüde yitirmiştir. Cami kare planlı olup duvarları taş ve tuğla karışımı bir işçilikle örülmüştür. İbadet mekânının üzeri sekizgen kasnak üzerine tuğladan basık bir kubbe ile örtülmüştür. Mihrap nişi yuvarlak ve alçıdan yapılmıştır. Ahşap minberinin güzel bir ağaç işçiliği vardır. Minaresi kalın taş bir kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Minare gövdesinin oldukça kalın oluşu da dikkati çekmektedir. Büyük Cami (Merkez) Samsun il merkezinde Fuar alanının karşısında bulunan cami, ilin en büyük camisidir. Batumlu Hacı Ali Efendi tarafından 1884’de yaptırılmıştır. Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Valde Sultan tarafından onarılmış, bu yüzden de halk arasında Valde Camisi olarak tanınmıştır. Cami sarıya yakın renkte kesme taştan yapılmıştır. Kare planlı caminin üzeri tromplu merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbe sekizgen bir kasnak üzerine oturmuş ve dıştan basık görünümdedir. Merkezi kubbe dört köşedeki kulelerle desteklenmiştir. Dikdörtgen çerçeve içerisinde yuvarlak kemerli giriş kapısının önünde altı sütunun taşıdığı beş bölümlü beşik tonozlu bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinin sütun araları yakın tarihlerde camekânla kapatılmıştır. Son cemaat yeri ile ibadet mekânı arasında kalan dikdörtgen bölümün üzeri üç kubbe ile örtülmüştür. Böylece caminin girişi daha da görkemli bir görünüm kazanmıştır. Yuvarlak bir niş şeklindeki mihrabı mermerdendir. Ağaç işçiliğinin güzel örneklerinde birisini yansıtan minber üzerinde madalyonlar, yıldız ve madalyon motifleri bulunmaktadır. Kubbe içerisi ve duvarlar bitkisel ve geometrik kalem işleriyle bezenmiştir. Caminin giriş cephesinin her iki tarafında son cemaat yeri ile caminin ana duvarlarının birleştiği duvarların üzerine iki minare yerleştirilmiştir. Minareler yuvarlak gövdeli ve birer şerefelidir. Yalı Camisi (Merkez) Samsun il merkezinde Buğday Pazarında, Saathane Meydanı’nda bulunan bu camiyi Sadık Bin Abdullah 1894 yılında yaptırmıştır. Cami aynı zamanda Hoca Hayrettin Camisi ismi ile de tanınmıştır. Cami kesme taş ve tuğladan örülmüştür. Kare planlı caminin üzerini sekizgen kasnaklı tuğladan bir kubbe örtmektedir. İbadet mekânı duvarlarından kubbeye geçiş, köşe tromplarının yardımıyla yapılmıştır. Kuzey yönüne geç dönemlerde son cemaat yeri eklenmiştir. İbadet mekânı altlı üstlü iki sıra halında altta dikdörtgen, üstte de yuvarlak kemerli alçı pencereler ile aydınlatılmıştır. Mihrap ve minber özellik göstermemektedir. Mihrap alçıdan minber ise ağaçtan yapılmıştır. Ceminin ana duvarına bitişik olan minaresi kalın ve uzun bir kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefelidir. Selâhiye Camisi (Merkez) Samsun il merkezinde bulunan Selâhiye Camisi’nin kitabesi günümüze gelemediğinden banisi ve yapım tarihi kesinlik kazanmamıştır. Yapı üslubundan XIX. yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı sanılmaktadır. Cami moloz taş ve tuğladan dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Geniş bir bahçe içerisindeki caminin önünde son cemaat yeri bulunmamaktadır. Dikdörtgen bir kapıdan girilen ibadet mekânı altlı üstlü iki sıra halinde pencereler ile aydınlatılmıştır. Mihrap ve minberi bir özellik göstermemektedir. Caminin yanında kesme taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır. Büyük Cami (Bafra) Samsun Bafra ilçesinde bulunan bu camiyi Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi Ayşe Hatun 1670 yılında yaptırmıştır. Bu caminin bulunduğu yerde daha önce İsfendiyaroğulları döneminde yapılmış ahşap bir caminin olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. Ancak bu cami ile ilgili yeterli bir bilgi bulunamamıştır. Cami Klasik Osmanlı mimarisi üslubunda kesme taştan, kareye yakın dikdörtgen planlıdır. İbadet mekânın üzeri kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Mihrap ve minberi kısmen orijinalliğini korumuştur. Caminin yanında taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır. |
Tayyar Paşa Camisi (Bafra)
Samsun Bafra ilçesinde, Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan bu camiyi Tayyar Paşa 1869 yılında yaptırmıştır. Yapılışından sonra değişik zamanlarda onarım geçirmiş olmasına rağmen özgünlüğünü korumuştur. Cami kesme ve moloz taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. İbadet mekânını önüne XX. yüzyılın ilk yarısında bir son cemaat yeri eklenmiştir. Mihrap ve minberi bir özellik göstermemektedir. Yanında taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi eklemiştir. Göğceli Camisi Camisi (Çarşamba) Samsun Çarşamba ilçesinde, Çay Mahallesi’nde Göğceli Mezarlığı içerisinde bulunan bu cami, 1206 yılında yapılmış olup banisi bilinmemektedir. Anadolu ahşap planlı camiler tipinin en güzel örneklerinden biri olan cami, 1335 yılında onarım geçirmesine rağmen özelliğinden uzaklaşmamıştır. Bu onarım sırasında önüne bir son cemaat yeri eklenmiştir. Caminin yapımında yığma tekniği uygulanmış, duvarlarını tek parça halinde kalaslar meydana getirmiştir. Burada kullanılan kalaslar yaklaşık 15-18 cm kalınlığında, 50-70 cm eninde ve 12.60-20.00 m. uzunluğundadır. Yapıda dövme demir çivi yalnızca bağlantılarda kullanılmıştır. Caminin duvarlarında, direklerinde, kirişlerinde karaağaç, dışbudak ve kestane ağaçları kullanılmıştır. İbadet mekânının üzerini yörede üç omuzlu tabir edilen bir çatı örtmüştür. Bu caminin en büyük özelliği de, yapının taşınabilir oluşudur. Rıdvan Bey Camisi (Çarşamba) Samsun ili Çarşamba ilçesinde, Orta Mahalle’de bulunan bu cami, Erbaalı Rıdvan Bey tarafından 1781 yılında Yeşilırmak’ta boğulan kızının anısına yaptırılmıştır. Cami kesme taş ve tuğladan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. İbadet mekânı kasnaklı merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Mustafa Paşa Camisi (Havza) Samsun Havza ilçesinde, İmaret Mahallesi’nde bulunan bu camiyi, Mustafa Paşa 1256 yılında yaptırmıştır. Kare planlı olan cami kesme taştan yapılmıştır. İbadet mekânı sütunlarla üç sahna ayrılmıştır. İbadet mekânının üzeri ahşap kiremitli bir çatı ile örtülmüştür. Mihrap sade ve yuvarlak niş şeklindedir. Mihrabın karşısında ve giriş kapısının üzerinde üç ahşap direğin taşıdığı bir kadınlar mahfili bulunmaktadır. Yanında taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Emir El-Hac Veliyüddin Bin Berekât-Şah Camisi (Havza) Samsun Havza ilçesi, Dereköy’de bulunan bu camiyi, Selçuklu Sultanı II.İzzeddin Keykavus döneminde Selçuklu Emiri El Hac Veliyüdin bin Berekat Şah 1249 yılında yaptırmıştır. Cami değişik zamanlarda yapılan onarım ve eklerle özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Moloz taş ve kesme taştan yapılan cami dikdörtgen planlıdır. Üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. Mihrap nişi ve bezemesi özellik göstermemektedir. |
Sivrikise Camisi (Havza)
Samsun ili Havza ilçesi Sivrikise Köyü’nde bulunan bu camiyi Ali Osman Ağa 1903 tarihinde yaptırmıştır. Cami Todor Usta tarafından yapılmıştır. Geniş bir avlu içerisindeki cami kare planlıdır. Düzgün olmayan kesme taşlardan yapılmıştır. Duvar köşelerine kesme taşlar yerleştirilmiştir. Üzeri ahşap kırma çatı ile örtülmüştür. Çatı altı XIX, yüzyılda çok sık kullanılan kirpi saçak şeklindedir. Caminin önündeki son cemaat yeri dört ahşap sütunun taşıdığı çatı örtülüdür. Giriş kapısı dikdörtgen çerçeveli ve basık kemerlidir. Kapı üzerine Arapça yapım tarihini belirten bir kitabe yerleştirilmiştir. İbadet mekânının her cephesine dikdörtgen söveli, sivri kemer alınlıkları olan ikişer pencere açılmıştır. Girişten sonra dört ahşap sütunun taşıdığı bir mahfil bulunmaktadır. İbadet mekânını örten ahşap tavanın orta göbeği kademelidir. Mihrap sade bir niş görünümünde olmasına rağmen minber ağaç işçiliğinin güzel örnekleri arasındadır. Minber korkulukları çeşitli bitkisel motiflerle bezenmiştir. Yanındaki minaresi taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Avlusundaki şadırvanın bir özelliği bulunmamakta olup XX. yüzyılda buraya eklenmiştir. Taceddin Paşa (Kurşunlu) Camisi (Vezirköprü) Samsun Vezirköprü ilçesi, Çanaklı Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Taceddin Paşa 1494 yılında yaptırmıştır. Cami 1943 depreminde yıkılmıştır. Osmanlı Erken Dönem Mimarisinde kullanılan yan mekânlı veya Tabhaneli, Ters T planlı olarak yapılan cami, kesme taştan yapılmıştır. Art arda yerleştirilmiş iki kare mekân ve yan kanatlardan meydana gelen caminin bölümleri kasnaklı kubbelerle örtülmüştür. Önüne de beş bölümlü, üzeri kubbeli altı sütunun yuvarlak kemerlerle bağlandığı bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Ancak 1945 depreminde yan mekânlar dışındaki bölümleri yıkılmış üzeri de çatı ile örtülmüştür. Vakıflar Genel Müdürlüğü 1989 yılında caminin restorasyonuna başlamış ve 1998 yılında da ibadete açılmıştır. Son onarım sırasında caminin üzerini örten çatı kaldırılmış ve buraya yüksek kasnaklı aynı eksende iki kubbe yapılmıştır. |
Taşkale (Kale Camisi) Camisi (Vezirköprü)
Samsun Vezirköprü ilçesi, Mehmet Paşa Mahallesi’nde bulunan bu camiyi yanındaki hamam ile birlikte Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi Ayşe Sultan 1659 yılında yaptırmıştır. Günümüze özgünlüğünü koruyarak gelen cami, kesme taştan kare planlıdır, İbadet mekânının üzerini sekizgen yüksek kasnaklı basık bir kubbe örtmektedir. Caminin önünde birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlanmış dört sütunun taşıdığı üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Kemerlerin üzerindeki duvarlar iki renkli taşların alternatifli olarak sıralanmasıyla gösterişli bir konuma getirilmiştir. Son cemaat yeri 1945 yılından sonra camekânla kapatılmıştır. Giriş kapısının sağında minareye açılan bir kapı, solunda da kadınlar mahfiline çıkan bir dehliz bulunmaktadır. İbadet mekânındaki mihrap yedi köşeli olup mukarnas dolguludur. Günümüzde yağlı boya ile boyanmış mihrabın altındaki izlerden orijinal mihrabın bezemeli olduğu anlaşılmaktadır. Geç dönem işçiliği göstermesine rağmen mihrap ağaç işçiliğinin güzel örneklerinden olup yan yüzeyler bitkisel ve geometrik bezemelerle kaplanmıştır. Kıvrık dallar, çiçekler, baklava motifleri sık sık kullanılmıştır. Son cemaat yerinden çıkılar minare dikdörtgen taş kaide üzerine yuvarlık gövdeli ve tek şerefelidir. Günümüze gelen minare 1945 depreminden sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yeniden yapılmıştır. Abdülgani (Namazgâh) Camisi (Vezirköprü) Samsun ili Vezirköprü ilçesi, Taşkale Mahallesi, Gençlik Caddesi üzerinde bulunan bu camiyi, Köprülü Mehmet Paşa XVII.yüzyılda yaptırmıştır. Cami 1906 depreminde bütünüyle yıkılmış, yalnızca mihrap ve minberi günümüze gelebilmiştir. Yıkılan caminin yerine halk tarafından 1915 yılında ahşap bir cami yapılmıştır. Daha sonra 1997 yılında Vezirköprü Belediyesi’nin yardımları ile bugünkü cami yapılmıştır. Yörgüç Paşa (Orta Cami) Camisi (Vezirköprü) Samsun ili Vezirköprü ilçesinde, Orta Cami Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelememiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki 1431 tarihli vakfiyesinden Yörgüç Paşa tarafından yaptırıldığı öğrenilmiştir. Bu cami 1943 depreminde yıkıldığından orijinal hali hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır. Yıkılan caminin yerine 1944 yılında moloz taş duvarlı, ahşap çatılı, dikdörtgen planlı bugünkü cami yapılmıştır. Yeni yapılan caminin mimari yönden herhangi bir özelliği bulunmamaktadır. |
Samsun Türbeleri
İsa Baba Türbesi (Merkez) Samsun il merkezinde bulunan İsa Baba Camisi XV. yüzyılda yapılmıştır. Caminin kitabesi bulunmamaktadır. Caminin yanında, kare planlı İsa Baba’nın türbesi bulunmakta olup, türbenin buraya ne zaman eklendiği kesinlik kazanamamıştır. Türbe kesme taştan yapılmış, cami ile birlikte 1895 yılında onarılmış, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 1975–1976 yılı onarımından sonra da bugünkü görünümünü almıştır. Camiye bitişik olan kare planlı türbenin üzeri basık bir kubbe ile örtülüdür. Duvarları sağır olup iki cephesinde yuvarlak kemerli birer penceresi bulunmaktadır. Emir Mirza Bey Türbesi (Bafra) Samsun Bafra ilçesine 5 km. uzaklıktaki Emir Mirza Bey Türbesi, Türbe Köyü’nde bulunmaktadır. Kitabesinden öğrenildiğine göre Emir Mirza Bey’in veba salgını sırasında ölen yakınları için 1381 yılında yaptırılmıştır. Türbe moloz taştan ve dikdörtgen planlı olarak yapılmış üzeri sivri bir kubbe ile örtülmüştür. Türbenin kubbe dışındaki alanlar tonoz örtülüdür. Türbe içerisinde Selçuklu üslubunda altı sanduka bulunmaktadır. Hızır Bey Türbesi (Bafra) Samsun Bafra ilçesine 2 km uzaklıkta Hasırlı (Mardal) Köyü’nde bulunan bu türbe İsfendiyar Bey’in oğlu Hızır Bey’e aittir. Türbenin mimari yapısı ve tarihi belgeler XIV. yüzyılda yapıldığına işaret etmektedir. Türbe moloz taştan yapılmış kare planlıdır. Ancak kaçak define kazıcıları tarafından tahrip edilmiştir. Mustafa Bey Türbesi (Havza) Samsun Havza ilçesinde bulunan Mustafa Bey Türbesi kitabesinden öğrenildiğine göre, 1429 yılında yapılmıştır. Türbe kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Duvarlarının altı kesme taş, üstü de moloz taş ve tuğla karışımı bir işçilik göstermektedir. Kare planlı türbenin üzeri kubbe ile örtülmüştür. Duvarlardan kubbeye geçişi sağlayan tuğla örtülü pandantiflerin ilginç bir işçiliği vardır. Burada geometrik motiflere yer verilmiştir. Emir el-Hac Veliyüddün Bin Berekat Şah Türbesi (Havza) Samsun Havza ilçesinde Emir el Hac Veliyüddin Bin Bereket Camisi’nin yanında bulunan bu türbenin kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır. Halk arasındaki yaygın bir söylentiye göre türbe Emevilerin bölgeye yapmış olduğu seferler sırasında ölmüş olan Horasanlı bir kumandan ile oğluna aittir. Günümüzde “Dereköy Evliyası” olarak tanınan türbe ziyaret yeridir. Özellikle erkek çocuk isteyen ve ruhsal bozukluğu olan kişiler buraya adaklarda bulunmaktadır. Türbe moloz taştan kare planlı olarak yapılmıştır. |
Şeyh Savcı Türbesi (Havza)
Samsun Havza ilçesinde Şeyh Safi Köyünde bulunan bu türbenin kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır. Bazı iddialara göre Selçuklu sultanlarından II. Mesut’un şehzadesi Taceddin Çelebi’nin türbesidir ve 1355 tarihinde yaptırılmıştır. Bununla beraber Şeyh Safi Köyü mezarlığında Taceddin Altunbaş Gazi’ye ait bir mezar bulunmuştur. Ayrıca Taceddin Altunbaş’ın 1355 yılında yaşadığını gösterem belgelerle de karşılaşılmıştır. Bu durumda türbenin Şeyh Savcı isimli bir kişiye veya Sultan Taceddin’in oğlu Kılıçaslan Bey’e ait olduğu da düşünülmektedir. Türbe günümüze kadar değişik zamanlarda onarılmıştır. Son olarak da Çonoğluzade Mahmut Efendi tarafından 1900’lu yıllarda orijinaline uygun olarak yenilenmiştir. Türbe kesme taştan sekizgen planlı olup üzeri içten kubbe dıştan konik bir külah ile örtülmüştür. Türbede dikkati çeken bir bezemeye rastlanmamıştır. Sunullah Paşa Türbesi (Ladik) Click this bar to view the full image.Samsun Ladik ilçesinde bulunan Sunullah Paşa Türbesi’nin kitabesi günümüze gelememiştir. Bununla beraber, yapı üslubundan XVI. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Türbe kesme ve yer yer de moloz taştan yapılmıştır. Sekizgen planlı olup, üzeri yüksek bir kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülüdür. Birkaç basamakla çıkılan türbenin giriş kapısı dikdörtgen bir çerçeve içerisinde yuvarlak kemerlidir. Önüne iki mermer sütunun taşıdığı bir revak eklenmiştir. Türbenin sekizgen köşelerine üzerlerinde birer aynalık olan dikdörtgen söveli pencereler yerleştirilmiştir. Şeyh Bek Türbesi (Ondokuzmayıs) Samsun Çarşamba ilçesinde bulunan bu türbenin kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır. Bazı iddialara göre Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Horasan’dan gelen bir kişiye aittir. XII. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Türbe moloz taştan kare planlıdır. |
Samsun İmaretleri
Havza İmareti (Havza) Samsun Havza ilçesi İmaret Mahallesi’nde, kaplıcaların yakınında bulunan bu imareti Sultan II. Murat zamanında Amasya Valisi olan Yörgüç Paşazade Mustafa Bey 1429 yılında yaptırmıştır. İmaret sonraki yıllarda fakirlere, dervişlere ve askerlere yemek verme işlevinde uzaklaşmış, kendi haline terk edilmiştir. Bu nedenle de harap olan imaret Cumhuriyet döneminde Samsun Valisi olan Fuat Tuksal tarafından onartılmış ve böylece günümüze gelebilmiştir. İmaret 1940-1982 yıllarına kadar “Atatürk Halk Kütüphanesi” olarak kullanılmıştır. Yakın tarihlerde de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından eski işlevine döndürülmüş ve imaret olarak hizmet vermektedir. İmaret Kesme taştan yapılmış olup, birbirine dik ve bitişik iki bölümden meydana gelmiştir. Bunlardan biri ana mekânı diğeri de yan bölümleri oluşturmaktadır. İmaretin üzeri ise düz bir çatı ile örtülmüştür. İmaretin doğusunda ve yan mekânlarda birer kapısı bulunmaktadır. Doğudaki bölüm, iki kapı ile yan mekânlara bağlanmıştır. Bunlardan ana giriş kapısı üzerinde Arapça sülüs yazılı bir kitabesi bulunmaktadır. Kitabe: Emre bi inşa hazihil İmarütül mübareketül Fi eyyam-i devletüz Sultanül vel hakanül muazzam Bi ibnil fetih murabbın Sultan mehmet ban-ül müştehir Bi ibl Osman Halladellahu Ve ezzaha alil alemin Bülhanebül emir-ül-kebir Mustafa bin ül vezirül Hatr-ül milleti celâl veddin Yörgüç Haşa el. Atabey el Muhasınaüllillah Sende selasine ve semanü Me min hicreti hayr-ül Beriyye aleyhi eftalüt tahiyye. Bu kitabenin yanı sıra duvar üzerinde Pilancius Piso’nun Latince bir sözünü içeren bir kitabe daha bulunmaktadır. Bu kitabenin ne amaçla ve ne zaman buraya konulduğu bilinmemektedir. Bu sözün anlamı şöyledir: “Havza kaplıcalarında seneli müteakip ve vakur bir tarzda geçirdikten sonra şimdi iyi sıhhatte olarak, hak ettiği için Tanrı Asklepios hazretlerine ve menfaatlerine şükranlarımı sunarım. Taşrada muvakkaten oturmasına rağmen bana suyu tavsiye eden rahip Xandrasa ve herkesin dostu olan Silius Lipidus’a teşekkür ederim. Ben Piso kurtulmuş olarak latif vatanıma dönüyorum, ailemin şükranı ebediyen yaşasın. Pilancius Piso”. İki bölümlü imaretin doğu kapısından dikdörtgen mekâna girilmektedir. Bu bölüm iki kare mekâna geniş bir kemerle ayrılmış ve üzerleri pandantifli birer kubbe ile örtülmüştür. Buradan iki kapı ile mutfağın ve yemek yenilen bölümlerin olduğun mekâna geçilmektedir. Buradaki birbirlerine bitişik üç bölüm dışarıya pencere ile açılmamaktadır. Üzerleri ise tonozlarla örtülmüştür. |
Samsun Hamamları
Büyük Hamam (Kızgözü-Aslanağzı) (Havza) Samsun Havza ilçe merkezinde bulunan Büyük Hamam’ın yapımıyla ilgili bir kitabe günümüze gelememiştir. Bazı kaynaklarda bu hamamın Romalılar tarafından yaptırıldığı ve Selçuklular tarafından onarılarak kullanıldığı belirtilmiştir. Nitekim hamama Sultan Mesud Hamamı, Lisanı Nas ve Sazi (Sadi) Paşa Hamamı da denilmektedir. Vakıf kayıtlarına göre 1256 yılında Selçuklu Sultanı II.Mesud tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Bazı vakıf kayıtlarında ise, Sazi Paşa vakfı olduğu yazılıdır. Hamamın günümüze kadar söylene söylene gelebilmiş bir de öyküsü bulunmaktadır. Bu öyküye göre, hamamda üç güzel kız yıkanırlarken hamamı eşkıyalar basmış ve çaresiz kalan genç kızlar Allah’a şöyle yalvarmışlardır: “Allah’ım bizi ya kuş yap ya da taş… Bizi bu eşkıyalara teslim etme.” Bu duanın ardından genç kızların istekleri kabul edilmiş, kızlardan biri kuş olarak uçmuş, diğeri de taş kesilerek hamamın bir kenarında heykel olmuştur. Bu heykelin gözlerindeki oyuklardan akan sular ise gözyaşları olarak nitelendirilmiştir. Günümüzde hamamın aslanağzı denilen büyük kurnasının yanındaki sütuna “Kız Gözü” ismi verilmiştir. Bu heykelden ötürü hamam ayrı bir özellik kazanmış, önünde adaklar yapılmış, kurbanlar kesilmiştir. Hamam moloz taş ve tuğla hatıllı olarak yapılmıştır. Dikdörtgen planlı hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Soyunmalık ve ılıklık bölümleri iki küçük kasnaklı kubbe ile örtülmüştür. Sıcaklığın üzerinde ise Türk üçgenleriyle kasnaklı büyük bir kubbeye geçiş sağlanmıştır. Sıcaklığın çevresinde altı kurna ve bir de halvet kısmı bulunmaktadır. Hamam günümüzde de kullanılmaktadır. Küçük Hamam (Şifa Kaplıcası) (Havza) Samsun ili Havza ilçesinde, Büyük Hamam’ın bitişiğindeki bu hamamı Amasya Emiri Yörgüç Mustafa Bey 1429 yılında yaptırmıştır. Ardından da 1436 tarihli bir vakfiye yapmıştır. Küçük Hamam plan olarak yanındaki Büyük Hamam ile benzerliği bulunmamaktadır. Moloz taş ve yer yer de tuğla hatıllı kesme taştan yapılan hamam, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Küçük bir kapıdan kare planlı büyük ölçüde bir soğukluk kısmına girilmektedir. Bu bölümün üzeri pandantifli büyük ölçüde merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Ilıklık oldukça küçük ölçüde olup, üzeri tonoz örtülüdür. Sıcaklık kare planlıdır ve üzeri pandantifli merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbenin altında sekizgen bir göbek taşı bulunmaktadır. Duvarlara kurnalar yerleştirilmiştir. Buradan kare planlı daha küçük ölçüde halvet kısmına geçilmektedir. Hamam yakın tarihlerde orijinaline uygun biçimde restore edilmiş olup, erkekler hamamı olarak günümüzde de kullanılmaktadır. Maarif Hamamı (Havza) Samsun Havza ilçesinde bulunan Maarif Hamamı’nı Sultan II.Abdülhamit’in Dahiliye Nazırı Mazmun Paşazade Memduh Paşa Sivas Valisi iken 1890 tarihinde yaptırmıştır. Hamamın geliri maarif için kullanılmış, bu nedenle de hamama halk arasında Maarif Hamamı denilmiştir. Hamamın üzerine sonraki yıllarda bir otel yapılmıştır. Hamam ile birlikte otel birkaç kez onarılmış ve özgünlüğünü büyük ölçüde yitirmiştir. Buradaki otel 1951 yılında yıkılmış ve yeniden yapılmıştır.1970 yılında otel bir kez daha yenilenmiştir. Hamama doğrudan doğruya önündeki caddeden ve otelden girilmektedir. Soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelen hamamın soyunmalık kısmında büyük bir havuzu vardır. Bunun çevresine özel odalar yapılmıştır. Sıcaklık bölümü kareye yakın bir plan şekli göstermektedir. Ancak bu bölüm özgünlüğünden büyük ölçüde uzaklaşmıştır. Günümüzde hamamın mülkiyeti Havza Belediyesi’ne ait olup, gündüz kadınlara, geceleri de erkeklere hizmet vermektedir. Bunun yanı sıra üzerindeki otele de hizmet vermektedir. |
Taşkale Hamamı (Vezirköprü)
Samsun Vezirköprü ilçesinde, Taşkale Mahallesi’nde Taşkale Camisi’nin yanında bulunan hamam, cami ile birlikte Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi Ayşe Sultan tarafından 1659 yılında yaptırılmıştır. Hamam Klasik Osmanlı plan düzeninde, moloz taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelen hamamın soyunmalık kısmını örten, ilginç görünümlü bir kubbesi vardır. Kesme taş ve tuğladan yapılmış bir kasnak üzerine oturtulmuş kubbesinin üzerinde ters olarak dizilmiş bir örtü bulunmaktadır. Soyunmalık kısmına sivri kemerli bir kapı ile girilmektedir. Soyunmalığın ortasına sekizgen planlı bir şadırvan yerleştirilmiştir. Ilıklık tonoz örtülü olup buradan kare planlı sıcaklığa geçilmektedir. Sıcaklık pandantiflidir ve kasnaklı bir kubbe ile üzeri örtülmüştür. Bu bölümün çevresine haç biçiminde eyvanlar yerleştirilmiştir. Burada, halvet odalarına da yer verilmiştir. Çifte Hamam (Vezirköprü) Samsun Vezirköprü ilçesinde Kaneoğlu Mahallesi’nde, bedestene bitişik olan hamamın kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber bu hamamın da Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi Ayşe Sultan tarafından yaptırıldığı kaynaklarda belirtilmiştir. Büyük olasılıkla da Taşkale Camisi ve Taşkale Hamamı ile birlikte XVI. yüzyıl ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. Klasik Osmanlı hamam mimarisinde çifte hamam plan düzeninde yapılan bu hamam, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Hamamın kadınlar ve erkekler bölümleri birbirlerinin eşidir. Kadınlar kısmının önüne içerisi görülmesin diye bir duvar örülmüştür. Yuvarlak kemerli bir kapıdan girilen soyunmalık dikdörtgen planlıdır ve ortasına sekizgen bir havuz yapılmıştır. Bu bölüm oldukça geniş bir kemerle iki kare bölüme ayrılmıştır. Bu bölümün üzeri kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Soyunmalık ve sıcaklık arasındaki ılıklık küçük ölçüdedir ve üzeri tonoz örtülüdür. Sıcaklık kare planlı olup, kenarlarındaki eyvanlarla haç planına dönüştürülmüştür. Bu bölümün de ortasında sekizgen planlı bir göbek taşı bulunmaktadır. Sıcaklığın etrafındaki eyvanların aralarında ikişer kurnalı bölümlere yer verilmiştir. Hamam günümüzde iyi bir durumda olup, halen kullanılmaktadır. Şifa Hamamı (Vezirköprü) Samsun Vezirköprü ilçesinde, Mehmet Paşa Mahallesi’nde bulunan Şifa Hamamı, Köprülü Mehmet Paşa’nın kızı tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi bulunmadığından kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Köprülü Mehmet Paşa’nın yaşadığı dönem ve hamamın yapı üslubu XVII. yüzyılda yapıldığını göstermektedir. Hamam değişik dönemlerde yapılan onarımlarla özelliğini kısmen yitirmiştir. Moloz taştan yapılmış olan hamam dikdörtgen planlıdır. Soğukluk kısmının önüne sonraki yıllarda ahşap bir bölüm onarımlar sırasında eklenmiştir. Soğuklu kare planlı olup üzeri kubbe ile örtülmüştür. Ilıklık küçük ölçüde olup tonoz örtülüdür. Buradaki küçük mekânlar helâ ve özel bir odadır. Sıcaklık kare planlı ve kubbelidir. Sıcaklığın doğu yönüne beşik tonozlu küçük bir mekân, batısına da bir diğer halvet hücresi eklenmiştir. Hamam günümüze iyi bir durumda gelmiştir. |
Kale Hamamı (Vezirköprü)
Samsun Vezirköprü ilçesinde, Mehmet Paşa Mahallesi’nde, Kale Camisi’ne bitişik olan bu hamam Sokullu Mehmet Paşa’nın eşi Ayşe Sultan tarafından 1659 yılında yaptırılmıştır. Hamam Klasik Osmanlı mimarisi üslubunda moloz taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Yuvarlak kemerli bir kapıdan girilen soğukluk kare planlı olup üzeri kubbe ile örtülmüştür. Sıcaklık ile soğukluk arasında beşik tonoz örtülü küçük bir ılıklık bulunmaktadır. Sıcaklık kare planlı olup, köşelerine halvet hücreleri yerleştirilmiştir. Üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Hamam günümüzde kullanılmaktadır. Yusuf Ağa Hamamı (Vezirköprü) Samsun ili Vezirköprü ilçesinde bulunan Yusuf Ağa Hamamı’nı 1602 isyanında yanan Vezirköprü’nün yeniden imarı sırasında, Vezirköprü Ayanı’ndan Yusuf Ağa yaptırmıştır. Kitabesi ve hamamın kendisi de günümüze gelemediğinden yapım tarihi konusunda kesin bir bilgi edinilememiştir. Taceddin Paşa Hamamı (Vezirköprü) Samsun Vezirköprü ilçesinde bulunan bu hamamı Taceddin Paşa 1491-1495 yılları arasında yaptırmıştır. Sonraki yıllarda yıkılan hamam ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Yörükler Hamamı (Ondokuzmayıs) Samsun ili, Ondokuzmayıs ilçesi'nde Balık Gölü yakınında bulunan bu hamamın kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber, yapı üslubundan XIX.yüzyılın ikinci yarısına ait olduğu sanılmaktadır. Hamam, moloz ve kesme taş ile yer yer tuğladan yapılmıştır. Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. |
Samsun Bedesten ve Arastası
Fazıl Ahmet Paşa Bedesten ve Arastası (Vezirköprü) Samsun Vezirköprü ilçe merkezinde bulunan bedesten ve arasta Fazıl Ahmet Paşa döneminde yaptırılmıştır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi tam olarak kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber 1660 yılında Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi Ayşe Hatun’un babası Yusuf Ağa tarafından yaptırıldığı konusunda kaynaklarda bazı bilgilere rastlanmıştır. XVII. Yüzyıl eseridir. Bedestenin çevresinde arasta eklenerek yapı daha da geliştirilmiştir. Kesme taştan yapılmış olup, kare planlıdır. Bedestene dört cephesindeki yuvarlak kemerli kapılardan girilmektedir. Üzeri pandantifli dört ayrı kubbe ile örtülmüştür. Bu kubbeler duvarla üzerine tuğla kemerlerle oturtulmuştur. Bedestenin ortasındaki ana kubbe ile diğer kubbeler arasına bir de dua kubbesi yerleştirilmiştir. İç mekâna dükkânlar sıralanmıştır. Bedesten (Çarşamba) Samsun ili Çarşamba ilçesinde bulunan bedestenin yapım tarihini belirten bir kitabe günümüze gelememiştir. Bununla beraber yapı üslubundan ve kaynaklardaki bilgilerden XIX. yüzyılın ikinci yarısında 1862 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Bedesten ilk yapılışında kuyumcular çarşısı olarak düşünülmüş ve o şekilde kullanılmıştır. Bedesten, kesme ve moloz taştan dikdörtgen planlı, iki katlı olarak yapılmıştır. Üzeri semerdam şeklinde kırma çatı ile örtülmüştür. Yuvarlak kemerli bir girişten bir hol kısmına oradan da dükkânların sıralandığı avluya girilmektedir. Girişin iki yanındaki merdivenlerden de üst kata çıkılmaktadır. Buradaki bir koridorun çevresine odalar sıralanmıştır. |
Samsun Medreseleri
Fazıl Ahmet Paşa Medresesi (Taş Medrese) (Vezirköprü) Samsun Vezirköprü ilçesi, Yenimahalle’de bulunan medreseyi Fazıl Ahmet Paşa 1661–1662 yıllarında yaptırmıştır. Medrese 1964 yılına kadar çeşitli amaçlarla kullanılmış, yapılan tadilatlarla özgünlüğünü kısmen yitirmiş ve sonra da Halk Kütüphanesi olmuştur. Kütüphane yörenin en zengin eserlerini bir araya getirmiştir. İçerisinde 378 Arapça ve Farsça el yazması, 509 çeşitli el yazmaları bulunuyordu. Günümüzde kütüphanede 13649 Türkçe kitap bulunmaktadır. Medrese yöreye özgü Karacaviran taşından yapılmıştır. Dikdörtgen medresenin giriş ekseninde, dışarıya çıkıntı yapan dershane bölümü bulunmaktadır. Medrese iki sıra halinde altta iki, üstte de birer pencere ile aydınlatılmıştır. Avluyu çevreleyen medrese hücre ve revakları küçük kubbelerle örtülmüştür. Kare planlı medrese odalarının içerisine ocak ve dolaplar yerleştirilmiştir. Dershane kare planlı olup, üzeri kasnaklı merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Dershanenin girişi dört sütunla üç bölüme ayrılmıştır. Bu sütunlar birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlanmıştır. Bunlardan ortadaki ana giriş diğer iki kemerden daha küçük ölçüde yapılmıştır. Aynı şekilde üzerlerini örten üç kubbeden ortadaki daha küçük ve daha basıktır. İlk yapılışında üzeri kurşun kaplı olan üst örtü, Osmanlı- Rus Savaşı sırasında üzerideki kurşunları alınmış ve kiremit kaplanmıştır. Medrese 1943 depreminde büyük hasar görmüşse de sonradan onarılmıştır. |
Abdülkerim Ağa Medresesi (Vezirköprü)
Samsun ili Vezirköprü ilçesinde bulunan Abdülkerim Ağa Medresesi’nin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Kaynaklardan öğrenildiğine göre XVII.yüzyılda yapılmıştır. Medrese avlu etrafında çevrelenmiş yirmi medrese hücresinden meydana gelmiştir. Medrese 1943 depreminde yıkılarak günümüze gelememiştir. Süleyman Ağa Medresesi (Vezirköprü) Samsun Vezirköprü ilçesinde, Taceddin Paşa Camisi’nin avlusunda, Bostancıbaşı Köprülü El Hac Süleyman Ağa tarafından 1730 yılında yaptırılmıştır. Medrese avlu etrafında sıralanmış 24 hücreden meydana gelmiştir. Bu medrese de 1943 depreminde yıkılarak günümüze gelememiştir. Rahmaniye Medresesi (Vezirköprü) Samsun Vezirköprü ilçesinde bulunan bu medreseyi Es Seyyid Osman Efendi 1805 yılında yaptırmıştır. Avlu etrafında altı hücreli küçük bir medrese idi. Bu medrese de 1943 depreminde yıkılarak günümüze gelememiştir. |
Samsun Anıtları
Atatürk Anıtı (Merkez) Samsun il merkezinde, Hükümet Konağı yanındaki şehir parkı içerisindeki Atatürk Anıtı, Atatürk’ün en gösterişli anıtlarının başında gelmektedir. Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs 1919 gününü simgeleyen anıt, Samsun Belediyesi tarafından 1931 yılında Avusturyalı Heykeltıraş H.Krippel’e yaptırılmış ve 19 Ocak 1932’de törenle açılmıştır. Oldukça yüksek dikdörtgen beyaz mermer bir kaide üzerinde Atatürk, şaha kalkmış bir at üzerinde, resmi üniforması ile tasvir edilmiştir. Anıtın kaidesi üzerindeki bronz levhalarda ise Kurtuluş Savaşı tasvir edilmiştir. Ayrıca kaidenin ön yüzünde Atatürk’ün Samsun’a çıkışının öyküsü kısaca yazılmıştır. Heykel kaide üzerine atın arka ayakları ve kuyruğu ile oturtulmuştur. |
İlk Adım Anıtı (Merkez)
Samsun limanında, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapurundan inerek kıyıya çıktığı iskelenin bulunduğu yer, Samsun limanının yapımı sırasında 1959’da kayalarla doldurulmuştur. Günümüzde kıyıdan içeride kalan bu iskelenin yerinin belli olması için bu anıt dikilmiş ve 1969 yılında açılmıştır. Anıtın tasarımını Mimar Seçkin Viter yapmıştır. Taş blok kaide üzerindeki İlk Adım Anıtı dayanışmayı simgelemektedir. Burada resmi üniforması ile Atatürk ve kumandanlar görülmektedir. Ayrıca anıtın iki ucunda da gençliği simgeleyen heykellere yer verilmiştir. Anıtın üzerinde “1919 senesi Mayıs’ının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Gazi M.Kemal” yazılıdır. Atatürk Anıtı (Vezirköprü) Samsun ili Vezirköprü ilçesinde bulunan Atatürk Anıtı Y.Müh.İsmail Sevcan’ın projesini yaptığı kaide üzerine Heykeltıraş Rahmi Ertemiz tarafından yapılmıştır. Anıtın temeli 1981 yılında Kaymakam Haydar Keskin tarafından atılmış ve Haziren 1981’de de törenle açılmıştır. Atatürk Anıtı 2.60 m. Yüksekliğinde olup, pirinç dökümü İstanbul’da Mehmet Koç tarafından yapılmıştır. Anıtta Atatürk asker kişiliğini yansıtacak biçimde tasvir edilmiştir. |
Köprülü Mehmet Paşa Anıtı (Vezirköprü)
Samsun Vezirköprü ilçesi, Belediye Parkı içerisinde, Vezirköprü’ye büyük hizmetleri olan Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın anıtı bulunmaktadır. Anıt, 1958 yılında dikilmiştir. Dikdörtgen mermer bir kaide üzerine, Köprülü Mehmet Paşa’nın büstü yerleştirilmiştir. |
Samsun Müzeleri
Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi (Merkez) Click this bar to view the full image.Samsun il merkezi Fuar Alanında bulunan Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi 19 Mayıs 1981’de ziyarete açılmıştır. Samsun yöresinde Türk Tarih Kurumu’nun yapmış olduğu kazılardan çıkan eserler ilde müze olmayışından ötürü Kastamonu Müzesi’ne gönderilmiştir. Samsun’un ulusal tarihimizdeki yerinden ötürü “Atatürk ve 19 Mayıs Müzesi” ismi altında bir müze kurulması 1956 yılında vali Turgut Başkaya tarafından Bakanlığa teklif edilmiştir. Bu arada bir inşaat temelinden çıkan eserler ile çevreden toplanan eserler Samsun Erkek Sanat Enstitüsü’nde toplanarak koruma altına alınmıştır. Başlangıçta depo niteliğindeki müzede 1 Mart 1960’da çalışmalar başlamıştır. Bunun ardından Vali Enver Saatçigil Samsun’da Atatürk Müzesi fikrini yeniden ele almış, 1967 yılında Fuar Alanı içerisindeki 19 Mayıs Galerisi “Atatürk Müzesi” olarak kullanılması için Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiştir. Bunun ardından Fuar Alanı içerisinde Atatürk Müzesi’nin yanı başında Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nin yapımına 1976 yılında başlanmış ve müze altı yıl sonra ziyarete açılmıştır. Müzede Samsun ve çevresinden toplanan arkeoloji ve etnoğrafik eserler sergilenmektedir. Arkeoloji bölümünde İlk Tunç Çağı, Hitit, Helenistik ve Roma dönemlerine tarihlenen bronz, pişmiş toprak, kemik eserler sergilenmektedir. Bunlar arasında bronz atlet heykeli, Eski Tunç Çağına ait ameliyat edilmiş kafatasları, antik Amisos kenti buluntuları, Roma imparatoru Alexander Severus zamanında yapılmış olan Amisos Mozaiği, Aminos mezar odasından çıkan hazineler, Helenistik Çağa ait takılar bulunmaktadır. Müzenin en önemli bölümünü oluşturan Amisos mezar odasında bulunan eserler M.IV-III. yüzyıllara tarihlendirilmektedir Bu bölümde altın taç, küpe, bilezik gibi eserler dikkati çekecek güzelliktedir. Ayrıca Klasik, Helenistik, Roma ve Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemi sikkelerde bulunmaktadır. Bunların yanı sıra Cumhuriyet döneminde basılmış paralar da onları tamamlamaktadır. Müzenin etnografya bölümünde Samsun yöresine ait bindal, peşkir, cepken, saat keseleri, el yazmaları, Kuran’lar da bulunmaktadır. Yöresel kesici ve ateşli silahlar da ayrı bir vitrin içerisinde düzenlenmiştir. Fuar Alanı Tel: (0362) 435 03 58 Faks: (0362) 431 68 58 |
Atatürk Müzesi (Merkez)
Samsun il merkezi Fuar Alanında bulunan Atatürk Müzesi’nin kurulması Vali Turgut Başkaya tarafından 1956 yılında bakanlığa teklif edilmiştir. Sonraki yıllarda Vali Enver Saatçigil konuyu yeniden ele almış ve 1967 yılında Fuar sahası içerisinde yapılmış olan 19 Mayıs Galerisini “Atatürk Müzesi” olarak kullanılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı’na devrettirmiştir. Müzenin taş ve renkli mermer binasının ön cephesine Kurtuluş Savaşı’nı temsil eden kabartma bir firiz yerleştirilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı yönetimindeki Atatürk Müzesi’nde Ankara Anıtkabir Müzesi’nden getirilen Atatürk’e ait 105 parça eserin teşhir ve tanzimi yapıldıktan sonra 1 Temmuz 1968’de fuar ile birlikte ziyarete açılmıştır. Müzede Atatürk’e ait giysiler, silahlar, bastonlar ve yemek takımı gibi eşyalar sergilenmektedir. Fuar Alanı Tel: (0362) 435 03 58 Faks: (0362) 431 68 28 Gazi Müzesi (Merkez) Samsun Gazi Mahallesi Mecidiye Caddesi’nde Atatürk’ün 20-24Eylül 1924 tarihinde Samsun’a ikinci gelişinde kaldığı konak, 1998 tarihinde müze olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı yönetiminde ziyarete açılmıştır. Konak iki katlı bir yapı olup dış cephesi yığma tuğladan iç bölümleri de bağdadi olarak yapılmıştır. Giriş cephesi oldukça bezemeli ve gösterişli olan yapının ikinci katında bir de balkonu bulunmaktadır. Müzeye doğu ve kuzey yönündeki iki kapıdan girilmektedir. Müzede Atatürk ile ilgili fotoğraflar sergilenmiştir. Ayrıca eski bir Samsun evi olarak düzenlenmiştir. Merkezkale Mahallesi Mecidiye Caddesi Tel: (0362) 435 03 58 Faks (0362) 431 68 28 |
Atatürk Evi ve Müzesi (Havza)
Samsun Havza ilçesinde, Medrese Mahallesi Ankara Caddesi’nde bulunan Ali Baba’nın Mesudiye Oteli, Atatürk’ün 25 Mayıs 1919’da Havza’ya gelişinde Kaymakam Fahri Bey tarafından Atatürk’e tahsis edilmiştir. Atatürk bu otelde 25 Mayıs–13 Haziran 1919 tarihleri arasında 18 gün kalarak karargâh olarak kullanmıştır. Konak üç katlı bir yapı olup birinci katında bir orta sofa ve bunun çevresinde dört oda; ikinci katında sofaya açılan beş oda bulunmaktadır. Atatürk’ün kalmış olduğu oda eşyaları ile birlikte korunarak “Gazi Odası” olarak ziyaret edilmiş, diğer bölümler Havza Belediyesi’nin hizmet birimleri tarafından kullanılmıştır. Samsun İl Özel İdaresi’nin maddi desteği ile Havza Kaymakamlığı evin tamirini yapmış ve ziyarete açmıştır. Kültür Bakanlığı 2001 yılında binayı bütünüyle restore etmiş ve “Atatürk Evi” olarak İl Özel İdare Yönetiminde 2002 yılında yeniden ziyarete açılmıştır. Atatürk Evinin alt katı sergi salonu haline getirilmiş ve burada yöresel el sanatları sergilenmiştir. İkinci katta Atatürk’ün çalışma odası, yatak odası ve dinlenme odası o dönemde kullanılan eşyalarla birlikte düzenlenmiştir. Müzenin üçüncü katında Milli Mücadelenin ön hazırlıklarının yapıldığı sırada illerle yapılan bağlantılar, o dönemdeki çalışmalar, resimler ve belgeler sergilenmektedir. Ayrıca Atatürk'ün çalışma masasında balmumu heykeline yer verilmiştir. Salonlarda ise yöresel etnoğrafik eserler sergilenmiştir. Medrese Mahallesi, Atatürk Caddesi Tel: (0362) 714 18 19 |
Bandırma Vapuru (Merkez)
Atatürk’ün 18 arkadaşı ile birlikte Samsun’a geldiği ve Milli Mücadele’nin başlamasına neden olan Bandırma Vapuru’nun birebir ölçülerdeki kopyası Samsun’da Doğu Park Sahiline yapılmış ve müze olarak ziyarete açılmıştır. Gemi, Taşkınlar Gemi Sanayi Tic.A.Ş. tarafından yapılıp, 15.04.2001 tarihinde teslim edilmiştir. Samsun İl Özel İdaresi’nin 200–2001 yatırım programına alınan Bandırma Vapuru’nun Gemi Müze yapılmak üzere ihaleye çıkarılmıştır. İl Özel İdaresi’ne 29 yıllığına tahsis edilen gemi, dolgu sahası içerisindeki koyda 2000 m2’lik bölümü karada, 1000 m2’lik bölümü de denizde olmak üzere yapılmıştır. Bu arada kıyıda çevre düzenlemeleri de yapılmış, geniş bir tören alanı, aslanlı yol ve Milli Mücadele’yi tanımlayan rölyeflerin bulunduğu 70 m. Uzunluğunda bir duvar, yedi figürlü bir anıt ile çeşitli etkinliklerin yapılacağı mekânlar bulunmaktadır. Müze olarak ziyarete açılan gemide, Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’in atölyesinde Atatürk ve 18 arkadaşının özgün boyutlarda balmumu heykelleri yapılmış ve bunlar kaptan köşkü başta olmak üzere çeşitli yerlere konulmuştur. Vapurun karşısında da yedi figürlü bir anıt yapılmıştır. Bandırma Vapuru, 1878 yılında İskoçya’nın Paisley bölgesindeki Mac Intyre şirketi tarafından Huston and Cardett tezgâhlarında 279 grostonluk yolcu ve yük vapuru olarak inşa edilmiştir. Geminin ilk sahibi Dussey and Robinson şirketi olup, o zamanki ismi Torocaderto idi. 1883 yılında Yunanlı armatör Psicha geminin kaydını Pire Limanı’na alarak ismini Kymi olarak değiştirmiştir. Daha sonra bu gemi Yunanlı bir armatöre satılmıştır. Yunanlı armatör Andreadis gemiyi bir başka Yunanlı armatörün Rama Derasimo İstanbul şirketine satmıştır. Bundan sonra geminin ismi Panderma olarak değiştirilerek kaydı İdare-i Mahsusa’ya devredilmiştir. Osmanlı Denizcilik İşletmesi olan İdare-i Mahsusa 1910 yılında Panderma ismini Bandırma olarak değiştirmiş ve Posta Vapuru olarak çalıştırmıştır. 19 Mayıs 1919’da Atatürk ve silah arkadaşlarını Samsun’a getiren gemi daha sonra posta hizmetlerine devam etmiştir. 1925 yılında gemi İlhami Söke isimli şahsa satılarak, aynı şahıs tarafından 4 ay içinde Haliç'te sökülmüştür. |
Samsun Sivil Mimari Örnekleri
Samsun ili ve çevresindeki sivil mimari Doğu Karadeniz Bölgesi ile Orta Anadolu mimarisinin etkisi altında kalan bir sivil mimari göstermektedir. Bununla beraber yapılanmada büyük farklılıklar olduğu da gözlemlenmektedir. Bölgedeki alanların çoğunlukla düz ve ovalık oluşu yapılanmada toplu yerleşimi ön plana çıkarmıştır. Samsun yöresindeki köy yerleşimlerinde evler çoğunlukla kare planlı olup, ortadaki sofanın çevresinde odalar sıralanmıştır. Taş temelli evlerin kuzeyine üzeri örtülü çevresi de çardak şeklinde açık yazlık bölümler ön plana çıkarılmıştır. Kış aylarında ise bu çardaklar kapatılarak ayrı bir odaya dönüştürülmektedir. Ahşap döşemeli odaların tavanları kirişler üzerine tahta kaplanmıştır. Üst örtüler çoğunlukla beşik ve kırma çatı şeklinde olup kiremit örtülüdür. Kıyıdan iç kesimlere geçildiğinde sivil mimari daha çok Orta Anadolu mimarisi ile yakınlık göstermektedir. Yığma taş temeller üzerine duvarlar moloz taş, yığma taş, kerpiç ve bağdadi sıvalıdır. Zemin katında döşemeler sıkıştırılmış toprak, üst katlar ahşap kirişler üzerine tahta kaplamalıdır. Çatıların yanında düz toprak damlı evlerle de karşılaşılmaktadır. Samsun yöresinde Çarşamba, Ladik, Havza ve Vezirköprü de kendine özgü evler bulunmaktadır. Çarşamba yöresindeki evler bir veya iki katlıdır. Tek katlı evlerin köşelerine ikişer metre aralıklarla taşlar yerleştirilmiş, bunların aralarına ağaç kirişler atılmıştır. Temeldeki köşe taşları üzerine yatay ve dikey hatıllar konularak duvarların desteklenmesi sağlanmıştır. Bazen de doldurma denilen kalın kütükler üst üste yerleştirilerek araları örülmüştür. Döşemeler çoğunlukla ahşaptır. Duvarların iç ve dış yüzleri samanlı sarı toprakla sıvanmıştır. Tavandaki kirişler de tahtalarla kapatılmıştır. |
Samsun yöresindeki evler bahçe içerisindedir. Bahçeden birkaç basamakla ev önü denilen büyük bir salona girilmektedir. Mutfak ve alt kattaki odalar bu salona açılmaktadır. Odaların içerisinde yüklükler, yıkanma için gusülhaneler, dolaplar bulunmaktadır. Sedirler (makatlar) iç düzenleme de oldukça yaygındır. Ayrıca yöredeki tahıl ve sebze üretimden ötürü, bunların korunması ve kurutulması için aran veya gaylık denilen serenlere önem verilmiştir. Bunlar köşe direkleri üzerine oturtulmuş etrafı açık bir nevi ayrı yapılardır. Üzerleri sazla örtülü olup, dışa açık yan kenarları mısır sapı veya bir nevi ot ile örtülü pür denilen perdelerle kapatılmıştır.
Samsun il ve ilçe merkezlerde bunlardan farklı bir sivil mimari ile karşılaşılmaktadır. Bu evler düzgün kesme taştan özenli bir işçilikle yapılmışlardır. Ayrıca il merkezinde Rum ve Ermeni evleri de yoğun olup mimari yapıları ile diğerlerinden kolaylıkla ayrılmaktadırlar. Samsun 1869 yılında tümüyle yanmış ve bu tarihten sonra yeni bir yapılanmaya gidilmiştir. Şehir bir Fransız mimarının planına göre yeni baştan kurulmuştur. Deniz kıyısından güneydeki hafif eğimli yamaçlara göre evler kademe kademe yükselmektedir. Denize paralel caddeler ile onları dikey olarak kesen sokaklarla adeta antik çağın Hippodamos plan düzenine göre yapılanma bunların çevresinde yer almıştır. Şehrin en eski evleri Kale Mahallesi, Pazar Mahallesi, Hançerli Mahalle, Selâhiye Mahallesi ve Saitbey Mahallesi’nde görülmektedir. Buradaki evler çoğunlukla iki veya üç katlıdır. Sivil mimari ahşap veya ahşap karkaslı ve bağdadi sıvalıdır. Temel üstü dolgularda taş veya Kızılırmak ile Yeşilırmak yöresindeki taş ocaklardan elde edilen tuğlalar kullanılmıştır. Evlerin alt ve üst katları çoğunlukla aynı plan düzenindedir. Üst katlardaki salon evin eksenini oluşturmakta, odalar buraya açılmaktadır. Ayrıca bu salan çıkmalarla bir veya iki yönlü olarak dışa açılmaktadır. Çoğunlukla evlerin girişleri bu çıkmaların altında ve ortasında bulunmaktadır. Böylece girişler yağışlardan korunmuştur. Evlerin yer katı tuğla, üst katları ahşaptır. Girişte taşlık, üst katlara çıkan merdiven ve iki yanında mutfak ve depo gibi bölümlere yer verilmiştir. Merdiven altları ise kömürlük olarak düzenlenmiştir. Girişler çoğunlukla kare planlı salonlara açılmaktadır. İkinci ve üçüncü katlar dışa çıkıntılıdır. Evlerin dışa açılan pencereleri dikdörtgen şekildedir. |
XX. yüzyıl başında yapılmış olan taş devlet yapıları daha çok Rum ve Rus mimarisinin etkisi altında kalmıştır.
Bunların başında Hükümet Konağı (1875), Memleket Hastanesi (1900) ve Belediye (1908) gibi yapılar gelmektedir. Çarşamba’daki Taşmektep 1911 yılında Samsun-Sivas demiryolunun yapımı sırasında Mühendis Hüseyin Yakup, Süreyya Sami ve Nazif Beyler tarafından yapılmıştır |
Samsun Saat Kuleleri
Samsun Eski Saat Kulesi (Merkez) Click this bar to view the full image.Samsun il merkezinde bulunan Saat Kulesi’nin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Saat Kulesi 1944 depreminde yıkılmıştır. Kule ilgili fotoğraflardan kare kaide üzerinde çokgen gövdeli olduğu anlaşılmaktadır. Gövde üzerinde pencere ve bezeme bulunmamaktadır. Kulenin üzerinde demir şebekeli bir balkonu ve bunun üzerindeki kare bölümün her yüzüne birer saat yerleştirilmiştir. Kulenin üzeri aydınlık fenerli bir kubbe ile örtülmüştür. Samsun Saat Kulesi (Merkez) Samsun il merkezinde Eski Saat Kulesi’nin yıkılmasından sonra bugünkü saat kulesini Mimar Kemal Taner’in çizdiği plana göre yapılmıştır. Saat Kulesi modern bir çizim olup dört cephelidir. Her cephe üç bölüm halinde dikdörtgen, ince uzun camekânla kaplanmıştır. Bu bölümün üzerindeki dikdörtgen bölümlerin her birine dört ayrı saat yerleştirilmiştir. Bu saatler İsviçre’den getirilerek yerine konulmuştur. Kulenin üzeri parçalı sekiz beton blok ile örtülmüştür. |
Ladik Saat Kulesi (Ladik)
Click this bar to view the full image.Samsun Ladik ilçe merkezinde, bir tepe üzerinde bulunan saat kulesi kitabesinden öğrenildiğine göre, Saat Kulesi’ni Ziya Paşa yaptırmaya karar vermiştir. Onun yöreden ayrılması üzerine Kaymakam Reşit Bey tarafından 1889 yılında tamamlanmıştır. Saat Kulesi çokgen bir kaide üzerinde yuvarlak gövdeli ve şerefelidir. Minareyi andıran saat kulesi kare prizma şeklindeki şerefe üstü bölümünün dört yüzüne yuvarlak kadranlı birer saat yerleştirilmiştir. Kulenin gövdesi üzerinde pencere bulunmamaktadır. Bezeme olarak yalnızca şerefe altında şerit halinde kabartma kuşaklara yer verilmiştir. Vezirköprü Saat Kulesi (Vezirköprü) Samsun Vezirköprü ilçe merkezindeki Saat Kulesi’ni Sultan II.Abdülhamit döneminde, Sivas Valisi Reşit Akif Paşa’nın Sivas Valiliği sırasında Kaymakam Ahmet Reşit Efendi 1904-1906 yıllarında eski bir kuleyi yenilenip, genişleterek yaptırmıştır. Buradaki kulenin Köprülüler zamanında yapıldığı söylenirse de bunu kanıtlayacak bir belgeye de rastlanmamıştır. Saat Kulesi sekizgen bir kaide üzerinde yuvarlak gövdeli ve şerefeli bir minare görünümündedir. Kulenin kaidesi çokgen bir gövdeli olup, üzerindeki şerefenin dört yüzüne yuvarlak saat kadranları yerleştirilmiştir. Saat kadranlarının bulunduğu petek kısmı sekizgen planlı olup, her cepheye birer pencere açılmıştır. Üzeri de küçük basık bir kubbe ile örtülmüştür. Kulenin giriş kapısı üzerine 1324 (1906) tarihli bir kitabe yerleştirilmiştir. Kitabe: İş bu sa’at kulesi ve....şevketlu Abdülhamid Han Sani Efendimiz hazretlerinin zamanında inşa edildi Ve azım....devletlu Reşit Akif Paşa Hazretlerininin Sivas Vilayeti Valiliğinde Kaymakam-ı kaza Ahmet Reşit Efendinin Himem perurusiyle tavsı’an vücuda getirilmiştir Fi sene 21 Eylül Sene 1322 (1904) Fi16 Şa’man-el muazzam sene 1324 (1906). |
Samsun Köprüleri
Kurt Köprüsü (Vezirköprü) Samsun Vezirköprü ilçesinde, Kayabaşı Köyü’nde İstavroz Çayı üzerinde bulunan Kurt Köprüsü’nün kitabesi günümüze gelemediğinden banisi ve yapım tarihi bilinmemektedir. Yapı üslubundan XII-XIII. yüzyıllarda Selçuklu döneminde yapıldığı ileri sürülmüşse de köprü üzerindeki Grekçe yazı ve işaretler Bizanslılar tarafından yaptırmış olabileceğin ortaya koymaktadır. Büyük olasılıkla Bizans döneminde yapılan köprüyü Selçuklular onarmıştır. Köprünün iki yakasında da düzenli yolla bulunmamaktadır. Günümüzde de kullanılan köprü kesme taştan 40.00 m. uzunluğunda, 15.00 m yüksekliğindedir. Yuvarlak dört kemerli köprünün ayakları içerisinde üç küçük oda bulunmaktadır. |
Samsun Hanları
Taşhan (Vezirköprü) Click this bar to view the full image.Samsun ili Vezirköprü ilçesi, Orta Cami Mahallesi, 100.Yıl Caddesi üzerinde bulunan bu hanın kitabesi günümüze gelemediğinden, yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yapı üslubundan XIX.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Han, kesme taş ve tuğladan kare planlı olarak yapılmıştır. Üzeri ahşap bir çatı ile örtülü olan han iki katlıdır. Üç giriş kapısı bulunmaktadır. Hanın avlusunu çevreleyen revaklar altta ve yukarda kalın payeler üzerine oturtulmuştur. Bu payeler yuvarlak kemerlerle birbilerine bağlanmıştır. Avlunun zemini taş döşenmiş olup, bunlar orijinalliğini korumaktadır. Günümüzde bu hanın odaları depo olarak kullanılmaktadır. Avlusunda da haftanın belirli günlerinde canlı hayvan pazarı kurulmaktadır. Mustafa Efendi Hanı (Vezirköprü) Samsun ili Vezirköprü ilçesinde bulunan bu hanı, Müftü Es Seyyid Mustafa Efendi 1797 tarihinde yaptırmıştır. Kesme taş ve tuğla hatıllı olarak yapılan kare planlı bu han yıkılmış ve günümüze gelememiştir. |
Samsun Çeşmeleri
Ali Bey Çeşmesi (Bafra) Click this bar to view the full image.Samsun ili Bafra ilçe meydanında bulunan bu çeşme Ali Bey tarafından yaptırılmıştır. XIX.yüzyılın son yıllarına tarihlendirilen çeşme, yakın tarihlerde restore edilmiştir. Çeşme arkasındaki duvara dayalı olup, iki yanındaki iki sütun ve bunları birleştiren yuvarlak bir kemer içerisinde ayna taşı ve yalak taşından meydana gelmiştir. Üzerinde talik yazılı kitabesi bulunmaktadır. Kurşunlu (Taceddin Paşa) Cami Ceşmesi (Vezirköprü) Samsun ili Vezirköprü ilçesi Çanaklı Mahallesi, Tacettin Sokağı’nda Tacettin Paşa (Kurşunlu) Camisi’nin avlu duvarına bitişik olarak yapılan bu çeşme XIX.yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilmektedir. Çeşme yuvarlak kemerli ayna taşı ve yalak taşından meydana gelmiştir. Namazgâh Çeşmesi (Vezirköprü) Samsun Vezirköprü ilçesi, Taşkale Mahallesi Havza Caddesi üzerinde, Namazgâh Camisi’nin bitişiğinde bulunan bu çeşme, cami ile birlikte Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çeşme XVII.yüzyıla aittir. Çeşmenin sivri kemerli mermer ayna taş ve önünde de yalak taşı bulunmaktadır. Ganioğlu Çeşmesi (Vezirköprü) Samsun ili Vezirköprü ilçesi, Mehmet Paşa Mahallesi, Hacıköy Caddesi üzerinde bulunan çeşmenin kitabesi günümüze gelememiştir. Yapı üslubundan XIX.yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen çeşme Ganioğlu bir kişi tarafından yaptırılmıştır. |
Samsun İçme ve Kaplıcaları
Samsun ilinin Ladik ve Havza ilçeleri kaplıcaları ile ün yapmıştır. Bu kaplıcaların çeşitli hastalıklara iyi geldiğine inanılmaktadır. Bunun yanı sıra Ayvacık ve Bafra’da da içmeler bulunmaktadır. Hilyas Kaplıcası (Ladik) Samsun Ladik ilçesinin 10 km. batısındaki Hamamayağı Köyü’ndeki Hilyas Kaplıcası’nın suyu 36 C.dir. Kaplıcanın suyu mineral bakımından oldukça zengindir. Kaplıca suyu, sodyum klorür, sodyum bikarbonat, sodyum sülfat, sodyum nitrat, kalsiyum bikarbonat, demir bikarbonat, alimünyum sülfat, ****silis asidi, serbest karbon asidi içermektedir. Ayrıca gaz halinde manganez, fosfat iyonları içermektedir. Evliya Çelebi Seyehatname’sinde bu kaplıcadan söz etmiştir. Buna dayanılarak kaplıcanın XVI.-XVII.yüzyıllarda da kullanıldığı anlaşılmaktadır. Kaplıcanın suyunun romatizma, nevralji, nevrit gibi cilt hastalıklarının yanı sıra eklem kireçlenmesi, sinir ve kas yorgunluğu ve ameliyat sonrası bakımında olumlu etkilerinin olduğu gözlemlenmiştir. Kaplıca çevresinde Ladik Belediyesi tarafından işletilen turistik tesisler bulunmaktadır. Havza Kaplıcaları (Havza) Samsun ili Havza ilçesinde bulunan Havza Kaplıcalarının çok eski bir geçmişi bulunmaktadır. Bu kaplıcaların suyunun sıcaklığı kış aylarında da 49 C.yi bulmaktadır. Havza’daki bu kaplıcaların en tanınmışları Kız Gözü ve Aslan Ağzı Kaplıcalarıdır. Bunların yanı sıra Havza’da 1944 yılında yapılan kömür arama çalışmaları sırasında da kükürtlü sıcak sular bulunmuştur. Havza Kaplıcarı, volkanik kaynaklı (Jüvenil) olup, zayıf mineralizasyonlu, sodyum bikarbonatlı, Hipertermal (56 C), Hipotetik (14.5 milimol/lt) ve Oligo****lik (643.17 mg.) içermektedir. Kaplıcanın suyu renksiz, berrak ve kokusuzdur. Sıcak suyun rezervuar kayacı;Jura-Alt Kretase kireçtaşıdır. Yüzeyden kireçtaşı kırık ve çatlakları boyunca derinlere süzülen su, jeoteknik gradyan etkisiyle ısınmakta ve kireçtaşları içinde depolanmaktadır. Sıcak su daha derinlerdeki Paleozoyik mermerleri ve Permiyen kireç taşlarından faylar boyunca çıkarak yer yer Jura-alt Kretase kireç taşlarını etkilemektedir. Kaplıcanın suyu çeşitli cilt hastalıklarının tedavisinde, sinir hastalıkları, hastalıkların nekâhat dönemlerinde, kadın hastalıklarında, kronik bronşit, sindirim bozukluğu, şeker hastalığı, nefes darlığı, akciğer rahatsızlıkları, bağırsak spazmları, idrar yolu iltihaplanmaları, adale ağrıları, safra kesesi hastalıklarının tedavisinde etkili olmaktadır. Havza ilçesinde Darboğaz Maden Suyu, Ayvacık’ta Çakaldere Maden Suyu yörenin önemli içmeleridir. Bunlardan Darboğaz Maden Suyu’nun sıcaklığı 17-18 C. Civarındadır. Çakal Dere Maden Suyu’nun sıcaklığı ise 17-18 C.civarındadır. Havza Kaplıcalarının suyunun en önemli özelliği Çelikli Sular sınıfına girmesidir. Kaplıca suyunun litresinde demir miktarı yüksek derecededir. Bu yüzden de Çelikli Sular sınıfına girmektedir |
Samsun Doğal Güzellikleri
Samsun Dağları Samsun Karadeniz kıyıları ile Karadeniz’e paralel dağ sıraları arasında kalmıştır. Yeryüzü şekillerini oluşturan dağlar Çarşamba ile Ünye arasında doğu-batı, Samsun-Bafra arasında da doğu-güneydoğu ile Batı-kuzeybatı arasında uzanmaktadır. İl merkezinin büyük çoğunluğunu dağlar oluşturmuş bunun dışında kalan alanlar da plato ve ovalar halindedir. Samsun’da dağlar çok fazla yüksek değildir. Özellikle güneydeki dağ sıraları alçaktır. İlin başlıca dağları Canik ve Çangal dağlarıdır. Çangal dağlarının büyük bölümü Sinop’un güneyindeki Küre dağlarının bir bakıma uzantısı olup uzantıları Samsun il sınırından içeriye kadar uzanırlar. Bunların yüksekliği deniz seviyesinden 1.525 m. yi bulmaktadır. Canik Dağının üzeri zengin orman örtüsü ile kaplıdır. Canik Dağlarının büyük bölümü Amasya ve Ordu il sınırları içerisindeki. Bu dağların batı uçları Samsun ilinin içerisine kadar girmektedir. Ancak yükseltisi diğer illerdeki bölümlerine göre oldukça alçaktır. Kıvrımlı bir dağ silsilesi olan Canik dağları oldukça yaşlı, mezozoik dönemde oluşmuştur. Akarsular Samsun su kaynakları yönünden oldukça zengin bir coğrafi yapıya sahiptir. İlin en büyük akarsuları Kızılırmak ile Yeşilırmak’tır. Bu iki akarsu il topraklarını geçtikten sonra Karadeniz’e ulaşırlar. Bunların yanı sıra ilde irili ufaklı çok sayıda akarsu bulunmaktadır. Ancak bu akarsuların düzensiz bir debisi ve akışı vardır. Kızılırmak Sivas’ın İmranlı ilçesinin doğusundaki Kızıldağ’dan (3.025 m) kaynayan Kızılırmak Orta Anadolu Bölgesinde geniş bir yay çizdikten sonra Sivas, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Ankara, Çankırı ve Çorum illerini suladıktan sonra Samsun’dan Karadeniz’e dökülür. Kızılırmak’ın uzunluğu 1.355 km.dir. Vezirköprü ilçe merkezinin 50 km batısından Samsun il topraklarına giren Kızılırmak, Samsun ve Sinop illerini birbirinden ayırır ve Gökırmağı da içerisine alarak akar. Bu arada Samsun il sınırları içerisinde geniş bir yay çizer ve Bafra deltasını oluşturur. Karadeniz’e döküldüğü yerde Türkiye’nin en geniş deltasını oluşturur. Bu deltanın yüzölçümü 560 km2, uzunluğu 30 km.dir. Deltanın batısında 200-300 m. genişliğinde, 8-10 m. yüksekliğinde kum tepeleri bulunmaktadır. Ayrıca delta üzerinde irili ufaklı sığ göller meydana gelmiştir. Kızılırmak Vadisi boyunca çok sayıda kollarla beslenir. Bunların başında Sıas’da Tecer Çayı, Ankara’da Balabandere, Çankırı’da Açı çay, Çorum’da Delice Irmak, Devrez Çayı gelmektedir. Sinop’ta da Gök Irmak onlara katılmaktadır. Yeşilırmak Sivas’ın Koyulhisar ilçesinin güneyindeki Kösedağ’ın yamaçlarından doğan Yeşilırmak Türkiye’nin en büyük akarsularının başında gelmektedir. Yeşilırmak Tozanlı Çayı, Çekerek Suyu ve Kelkit Çayının birleşmesinden oluşan bu akarsı Sivas, Tokat ve Amasya illerinden geçtikten sonra kuzeydoğu yönünde aktıktan sonra Samsun-Tokat sınırını oluşturur. Bu bölgede Karakuş Çayını da alarak Canik Dağları arasında küçük vadilerden geçer ve Civa Burnunda Karadeniz’e dökülür. Mert Irmağı (Ladik) Samsun’un diğer önemli akarsularından birisi olan Mert Irmağı Ladik ilçesinin kuzeyindeki Hacılar dağından doğar. Doğu yönünde aktıktan sonra kuzeybatıya döner ve dar ,derin bir vadi içerisinden geçtikten sonra Karadeniz yakınlarında genişler, alüvyal bir düzlükten sonra da denize dökülür. Terme Çayı (Terme) Samsun yöresindeki Karaorman’dan doğan Terme Çayı Terme ilçesindeki Simenit Gölünün çevresindeki derelerden beslenir güneydoğu-kuzeybatı yönünde akar. Bu Çay aynı zamanda Terme ilçesini de ikiye bölerek Karadeniz’e dökülür. Karaboğaz Deresi Köseler Dağının yamaçlarından kaynaklanan Karaboğaz deresi kuzeybatı yönünde akar. Çarşamba ve Termeden geçtikten sonra Simenir Gölünü dökülür. Abdal Deresi Samsun yöresindeki Akkuş Yaylalarından doğan Abdal deresi kuzeybatı yönünde akmaktadır. Karadeniz’e Karaboğaz önünde dökülen dere 137 km. uzunluğundadır. Kürtün Çayı Samsun ilinin orta kesiminde Mahmutlu Köyü yakınlarında doğan Kürtün Çayı güneydoğu-kuzeybatı doğrultusundaki bir vadi içerisinden akmaktadır. Akarsuyun taşıdığı alüvyonlar vadi tabanında dolgu oluşturmuştur. Vadinin orta kesimlerinde akarsuyun yatak genişliği 30-35 m. ulaşmaktadır. Samsun il merkezinin 4 km. batısında Karadeniz’e dökülen Kürtün çayı 30-40 m. uzunluğundadır. Istavloz Çayı (Vezirköprü) Samsun ili Vezirköprü ilçesinde, Tavşan Dağı’ndan doğan Istavloz Çayı, Duruçay Köyü’ne kadar Göldağı Deresi olarak bilinmektedir. Duruçay Köyü ile Köprübaşı Bucağı arasında Kuyma Deresi ismini alan akarsu, Köprübaşı'ndan itibaren Istavloz Çayı ismini almaktadır. Tekkekıran Köyü mevkiinde Kuzdere, Kayalı mevkiinde Esenli ve Uluçay ile birleşen Istavloz Çayı Akçay mevkiinde Altınkaya Barajı'na dökülmektedir. Istavloz Çayı düzensiz akan akarsulardan oluşup, su seviyesi yıl içerisinde değişiklikler göstermektedir. Esenli Çayı (Vezirköprü) Esenli Çayı Aydınlı, Başalan ve Büyükkale köylerinin eğimli yamaçlarının kuzey eteklerinden doğar ve Karaböcük Deresi ismi ile anılmaktadır. Teberük Köyü ile Kavakpınarı Köyü arasında Cambaz Deresi olarak adlandırılan akarsu, buradan itibaren Esenli Çayı adını almaktadır. Kayalı mevkiinde Uluçay ve Istavloz Çayı ile birleşen Esenli Çayı, Akçay’da Altınkaya Barajı'na dökülmektedir. Uluçay Uluçay, Karapınar ve Dereköy kaynaklarından beslenmektedir. Esenköy'e kadar Sokullu deresi olarak bilinen akarsu, buradan itibaren Uluçay adını almaktadır. İlkbahar aylarında yağış ve kar erimelerine bağlı olarak taşkın dönemi oluşturmaktadır. Ancak yaz mevsiminin sonlarına doğru akımın minimum seviyede olduğu görülür. Uluçay'ın Esenköy'den itibaren tahminen uzunluğu 17,8 km'dir. Kayalı mevkiinde Istavloz Çayı ve Esenli Çayı ile birleşir. Bafra Gölleri Samsun da çok sayıda göl bulunmaktadır. Kızılırmağın ikiye böldüğü Bafra Ovasının çevresinde geniş çukurluk alanlar bulunmaktadır. Bu çukurluk alanlarda irili ufaklı göller oluşmuştur.Bunların başlıcaları Kızılırmağın batısında Karaboğaz Gölü ile doğusundaki Balık Gölü, Dutdibi Gölü, Liman Gölü, Uzungöl, Hayırlı Göl, İncegöl, Çernek ve Tombul Gölüdür. Bu göllerin çevresi çoğunlukla saçlık ve batıklık alanlardır. Ayrıca çevrelerindeki ormanlık alanlar da doğal bir güzellik oluşturmuştur. Bunlardan Balık Gölü balık üretiminde, Liman Gölü de su ürünleri yönünden oldukça zengindirler. Çarşamba Gölleri Çarşamba ovası oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Yeşilırmak’ın taşıdığı alüvyonlardan oluşan ovada yer yer çukur alanlar bulunmaktadır. Bu çukurluklarda da irili ufaklı göller meydana gelmiştir. Bu göllerin başında Dumanlı Göl, Akarcık Gölü, Akmaz Gölü ve Koca Göl gelmektedir. Bu göllerin de çevresi sazlık ve bataklıktır. Doğal güzellik yönünden de güzel bir ortam meydana getirmişlerdir. Simenit Gölü (Terme) Simenit Gölü Terme ilçe merkezinin kuzeyinde denize yakın bir yerdedir. Terme Çayının yatağının değişmesi sonunda oluşan bu gölün çevresi de bataklık alanlardır. Bununla beraber burada balıkçılık yapılmaktadır. Akgöl (Terme) Terme ilçesinde Simenit Gölünün yakınında bulunan Akgöl de terme Çayının yatak değiştirmesi sonucunda meydana gelmiştir. Karadeniz’in yükseldiği dönemlerde Simenit Gölü gibi bu gölde deniz suları ile dolmaktadır. Bundan ötürüde gölde çeşitli balıklar yaşamaktadır. Ladik Gölü (Ladik) Ladik Ovasının doğu kesiminde yer alan ladik Gölü Ladik ilçe merkezine 10 km uzaklıktadır. Gölün uzunluğu 5, genişliği 2 km’ye yakındır. Elips biçimindeki gölün deriği 3-5 m. arasında değişmektedir. Göl suları Akdağ’dan inen küçük akarsularla beslenmektedir. Ayrıca fazla suları da Tersakan Çayına boşalmaktadır.Çevresi bataklık ve sazlıktır.Göl içerisinde balık, özellikle alabalık ve turna yaşamaktadır. Altınkaya Baraj Gölü (Vezirköprü) Kızılırmak üzerinde bulunan Altınkaya Barajından yılda 1.217.000.000 Kw. Saat elektrik üretilmektedir. Vezirköprü'nün 12 tane köyü baraj suları altında kalmıştır. Altınkaya Barajı'nda toplanan sudan Vezirköprü ve köylerinin tarım arazisi sulanamamaktadır. Ancak baraj gölü çevresindeki köylerinin bazılarında balıkçılık yapılmaktadır. |
Vezirköprü Sulama Barajı (Vezirköprü)
Yapımına 04.01.1993 tarihinde başlanmış, barajın gövde dolgu çalışmaları bitirilerek 2005 yılında resmi açılışı yapılmıştır. Vezirköprü Sulama Barajı, kil çekirdekli kaya dolgu tipinde yapılmış olup, temelden yüksekliği 74 m., nehir yatağından yüksekliği 73 m.,gövde hacmi 2.600.000 m3, göl uzunluğu ise 5.500 m.dir |
|
|
SAMSUN İLİNİN TARİHİ
Samsun”da ilk yerleşmeler tarih öncesi dönemlere kadar uzanmaktadır.İlk yerleşmenin Samsun”un 14 km doğusunda Tekkeköy”ün hemen güneyinde yer aldığı tespit edilmiştir.Buradaki mağaralarda düz yerleşim yerlerinde yapılan kazılarda PALEOLİTİK(eski taş devri-M.Ö.600,000-10,000) ve MEZOTOLİK(orta taş devri-M.Ö.10,000-8,000) çağa ait eserler bulunmuştur. Samsun “un bilinen en eski halkı faskalardır.Son tunç çağında(M.Ö.1600-1200) bu bölgede yabani bir kavim olan Faskaların oturduğu Hitit yazılı kaynaklarından da alınmıştır.Faskaların mert ırmağı ağzında bugün Dündar tepe ve öksürük tepe olarak bilinen yerde bir site kurdukları ileri sürülmektedir. Samsun ve Karadeniz”in kıyıları coğrafi konumu nedeniyle bu kıyıları ele geçirmek isteyen bir çok koloninin saldırısına uğramıştır. Önce frizlerin egemenliğin giren bölge (M.Ö.1182),M.Ö.7.yy “ın ilk çeyreğinde Frig devletini yıkan Kimmerlerin eline geçmiştir.M.Ö.8.yy. ortalarında Anadolu da yunan kolonileri kurulmaya başlanmıştı.Karadeniz kıyılarında en çok koloni kuran İon şehir devletlerinden Miletos (Millet) lulardır. Grekler(Yunanlılar)samsun yöresine geldiklerinde Kızılırmak”ın batısındaki bölgede Paphlagonlar dedikleri halk yaşamakta, Themiskyra”dan (terme) doğuya doğru ise amazonlar; Khalybler,tibarenoslar ve Mossynoikoslar adı verilen halk toplulukları bulunmaktadır. Antik kaynakların belirttiğine göre bu günkü S amsun”un kuzey batısında Kara Samsun denilen yerde,ENETE adı verilen küçük bir site bulunmaktaydı.Bu yerleşme M.Ö.6.yy başında miletoslular tarafından zapt edilerek kolinize edilir ve yenden inşası yapılarak AMİSOS adı verilir. Bu çağlarda şehir pek çok defalar el değiştirmiştir.M.Ö.5, yy “da Atinalılar;M.Ö.4,yy”da önce Persler daha sonra da Makedonyalılar(büyük İskender)egemen olmuştur.M,Ö.331. yılında Büyük İskender Amisos”u bağımsız şehir olarak ilan etmiştir. Amisos M.Ö.3.yy “ınortalarında merkezi Amasya”da olan PONTUS DEVLETİ”nin sınırları içersine girmiştir.Amisos pontus kralı Mithridates VI.zamanlarında(M.Ö.120.-M.Ö.63)en parlak dönemini yaşamıştır. Pontus krallığı ile roma imparatorluğu arasında uzun süren savaşlar esnasında şehir Pontuslularla,Romalılar arasında el değiştirmiştir.Ancak M.Ö.47”de CAESAR”ın zile yakınlarında pontus ordularıyla yaptığı savaş Sonunda Amisos kesin olarak roma egemenliğine girmiştir. Bu savaş sonucu kısa surede kazandığı zaferi yüceltmek için”CAESAR” geldim, gördüm,yendim (veni,vidi,vici) şeklinde o meşhur sözlerini söylemiştir. Caesar “Amisos”a bağımsızlığın vermiştir. 395”de Roma imparatorluğunun Batı Doğu olmak üzere ikiye ayrılmasın ile Amisos şehri Doğu roma (Bizans)toprakları içinde kalmıştır. Hıristiyanlığın yayıldığı Bizans döneminde Amisos bir Piskoposluk merkezi olmuştur. Müslümanlığın doğuşundan sonra 634-635 lerde Bizans”a İslam seferleri başlamıştır. 863 de Malatya emiri Ömer.B.Abdullah Amisosu fethetmiştir.Ancak seferden dönerken Müslümanlar ağır bir yenilgi almışlardı. Müslümanların Bizans”a karşı düzenlediği seferler 1000 yıllarına kadar aralıklarla devam etmiştir. 1000 yıllarının ilk yarısında artık Bizans Anadolu’daki eski üstünlüğünü kaybetmiş durumdadır. 1040 yılındaki Dandankan savaşı ile bağımsız bir devlet olan Selçuklular ana doluya akınlara başlamışlardır. 1071”Selçukluların Bizans la yaptığı Malazgirt savaşı zaferle sonuçlanmış,zaferi izleyen 5-6 yıl içerisinde Anadolu’nun egemenliğine geçmiştir. 1071”den sonra Amisos, Anadolu”da kurulan Türk devletlerinden DANİŞMENTLİLER”in bölgesinde yer almıştır. 1086 “da Danışmentliler Amisos”u kuşatmışlarsa da ele geçiremezler. Ancak Amisos”un yakınında devlet kurarlar. Bundan sonra eski kente “Hıristiyan samsun “denir. Anadolu Selçuklu devleti zamanında (1185) samsun kılıç aslanın oğullarından Rüknettin Süleyman şah”ın payına düşer. Bu tarihten sonra şehrin adı SAMSUN olarak geçmeye başlar. Hıristiyan samsun önce Bizanslıların; 14 yy”ın ilk yıllarından başlayarak da uzun süre Cenevizlilerin yönetiminde kalır. Anadolu Selçuklu Devletinin zamanında Anadolu inşa ettiği Türk birliğinin Moğol istilasıyla 1243 “de dağılmaya başlamasıyla Müslüman samsun sırasıyla ilhanlıların,pervane oğullarının (1297), candaroğullarının (1322) ve Tacettinoğullarının (1348) denetimine girer. Osmanlıların güçlenerek genişlemeye başladığı dönemde1393”te canik beyliklerinden kubat oğullarının eline geçer.Yıldırım Beyazıt 1398 de Müslüman samsun”u tekrar alır. Yıldırım Beyazıt tarafından tekrar oluşturulan Anadolu’daki Türk birliği Beyazıtlın”ın 1402 deTimurla yaptığı Ankara savaşında yenilmesiyle,bozulur. Osmanlı egemenliğine alınmış beylikler Timur tarafından tekrar canlandırılır. 1043 yılından sonra kubat oğulları,taşanlar oğulları, candaroğlları, Tacettinoğulları beylikleri tarafından yönetilir. Anadolu da tekrar birliği oluşturmak için seferlere başlayan Osmanlı devletini ikinci kez kuran çelebi sultan Mehmet her iki samsunu 1413 de Osmanlı yönetimine katmıştır. Cenevizliler aşağı şehri yakıp gemiller kaçmışlardır. Samsun bu dönemde liman acısından sinoptan sonra ikinci planda kalmıştır. Çelebi sultan Mehmet canik”i oğlu şehzade murat”ın idaresindeki Amasya sancağına bağlar (1419). Şehrin valiliğin ise Tacettinoğlu Hüsamettin Hasan Bey e verir.Ancak 1421'de Osmanlıda çıkan karışıklıklardan yaralanmaya çalışan Tacettinoğlu Hüsamettin Bey bağımsızlığın ilan eder. Bunun üzerine Amasya sancakbeyi lala yörğüç paşa samsuna gönderilir ve samsun tekrar Osmanlı toprakların katılır. (1428) Osmanlı yönetiminde samsun;canik bölgesinin merkezi olarak Amasya”ya sonra da sivas”a (paşa sancağı) bağlanır.1514 yılında ise Erzincan eyaletine bağlanır. 15yy”da samsun kazakların saldırısına uğramıştır. 18 yy “da samsun limanı kuzey limanları ile (özellikle kırım) önemli ticari ilişkiler kurmuştur. Ancak Osmanlının 1774”de kırımı terk etmesi bu ticareti canlanmaya başlayan kenti olumsuz etkilemiştir. Samsun 19 yy. ilk yarısında Hazinedar oğulları yönetiminde kalmıştır. Bu dönemde buharlı gemilerin Karadeniz”de ticareti canlandırması;ayrıca, kaliteli tütün ekiminin Bafra çevresinde başlayarak samsun yöresine yayılması kentte gelişmelere neden olmuştur. Samsun”un Türk nüfusu artığı gibi Avrupalı tütün alıcıları ve çeşitli ham madde tüccarları samsun'a yerleşmeye başlamıştır. 1869”da çıkan bir yangında Samsun”un hemen hemen tamamı kül haline gelmiştir.Ancak o dönemde zengin bir ticaret merkezi haline gelmiş olan samsun yangından sonra çabuk kalkınmıştır. I.Dünya savaşı sırasında deniz ticareti felce uğradığı için, ekonomik yönden büyük sıkıntılar çeken samsun, 1915”te Rus savaş gemiler 4 kez topa tutulmuş ve büyük ölçüde hasar görmüştür. I.Dünyaya savaşından sonra parçalana ve düşmanlar tarafından istila edilen vatanımızı kurtarmak için harekete geçen Mustafa Kemal Paşa 9.ordu müfettişi sıfatıyla bandırma vapuruyla 19 Mayıs 1919”da samsuna gelerek, milli mücadeleyi başlatmıştır. Samsun bu özelliği nedeniyle kurtuluş savaşımızın bir simgesi durumuna gelmiştir. 19 Mayıs Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından”Gençlik ve spor Bayramı”olarak ilan edilmiştir. İlan edildiği 1936 yılından beri her yıl “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı”olarak kutlanmaktadır. 19 yy. sonlarında Trabzon vilayetine bağlı muta sarraflık olarak yönetilen samsun, 1925”te il olmuştur |
Samsun İller Sultanı "Samsun İller Sultanı
Saygıdeğer Okuyucu, Sevgili Gençler ve Çocuklar, Orta Karadeniz Bölgesinin en şirin ilçelerinden biri olan, yeşille mavinin kucaklaştığı turistik Samsun’un Alaçam ilçesinden en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım ve Soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı Halk Şairi, Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim. Aslen Trabzonluyum. Köprübaşı ilçesindenim.24 senedir basının içindeyim.52 yaşındayım. Nagehan isminde bir kızım, Alp Cihan ve Boğaç Han isminde de iki tane erkek çocuk sahibiyim. O' dur, Onlar Analarımız, Benim Annem Melekti isimli üç tane şiir kitabım vardır. Bu kitaplarımla birlikte basıma hazır 50 tane şiir kitabım ve 4000 taneden fazla şiirim okuyucularla buluşmayı beklemektedir. 50 tanesi notere onaylatılan 400 tane televizyon reklâm senaryom bulunmaktadır.3.şiir kitabım BENİM ANNEM MELEKTİ 2005 ‘te, Ankara Yenimahalle’de Gündüz Yayınlarından çıkmıştır. Şiir kitabım burada ve büyük kitabevleri, antolojilerde satışı yapılmaktadır. Şiir kitaplarımı çıkartma ve alternatif reklâm senaryolarımı kamuoyuna duyurma mücadelesi veriyorum. Şiir kitaplarıma destek vermek isteyenler, faturası kesilerek, kitaplarımın iç karton kapaklarında, renkli olarak tanıtımını yapabilirler. Kendinizi, şirketinizin çalışmalarını kamuoyuna istediğiniz şekilde duyurabilirsiniz. Kişisel sayfama giren, şiirlerimi okuyan, görüş bildiren herkese teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım. Saygılarımla. "SAMSUN İLLER SULTANI"-SEV VE KORU SAMSUN'U RUHLARDA YÜREKLERDE -YAŞATMALIYIZ ONU Tanıtalım sizlere-"Büyükşehir Samsun'u" Asla hiç unutmayın-daima sevin onu Karadeniz'imizin-o gerçek gururudur Tarihlerden bu güne-yıkılmayan surudur Yurdumuzun en şirin-özel canlı köşesi İnsanları sevecen-daim sürer neşesi Samsun ve çevresinde-ilk insan izlerine Tekkeköy'de rastlanır-yaşayış sözlerine Yapılan kazılarda-"Eski Taş Devre" ait Eserler bulunmuştur-"Orta Taş Devri" lahit M.Ö. 5000-sonundan başlayarak Ege kültürü ile-ilişkili bütün halk Kıyı gemiciliği-gelişmiş yüzyıllarca Bu gerçek neticedir-tütmüş toplumda baca Orta Asya'dan gelen-Türk'ten etkilenmişler Akıllarda ruhlarda-bırakmıştır büyük yer Meskenler Sitesi'nde-Mert Irmağı yanında Öksürük Tepe Bahçe-Söğütlü’de anında Yapılan kazılarda-Gaska adlı ahali Burada yaşamıştır-böyleydi insan hâli Hititlerin Başşehri-Boğazköy'de bulunmuş Tabletten anlaşılır-içlerine dalınmış Yaşantı varlığını-sürdürmüş uzun süre Baskı altına girmiş-hepsi sinmişler yere Anadolu'ya gelen-o topluluk Hititler Boğazköyü başşehir-yapmıştır baştaki er Medeniyet kurmuşlar-merkez düzgün yolları Hepten inşa etmişler-uzatmışlar kolları Kolların en büyüğü-o Orta Anadolu Samsun'a bağlanıyor-huzur ve sevgi dolu Hep Kavak ilçesinden-o günden itibaren Asfalt şose yoludur-izler bu yola giren Yapılan araştırma-söz konusu sonucu Güney-Kuzey tali yol-ordan geçiyor ucu Havza ve Ilıca'mız-Demir Yurt Çakıralan Kapı Kaya üzeri-Bafra’ya ulaşır can Hitit Krallığı'nın-Kurucusu Labarnas Köklü bir devlet kurdu-kendisine ait has Oğulları Zalpuwa-Hassuwa ve Halpuwa Ya vali kral yaptı-böyleydi orda hava Hititlerin uygarlık-tarihi ortadadır 18 ve 19-yüz yılla kıtadadır Bilahare yapılan-düzenli bütün kazı Bilgileri vermiştir-ortadadır bu yazı Kızılırmak kenarı-Samsun ili Bafra'mız İkiz Tepe mevkii-uzak değil aramız 8.000 üzerinde-arkeolojik eşya Bilinmeli değerli-orada toprak kaya Silâh atölyeleri-çeşitli malzemeler 4.500 yıl önce-bizlere verir haber Önceye ait beyin-olmuş ameliyatı Uygarlıkları güçlü-değiştirmiş suratı Hititlerden sonra da-Samsun ve çevresine Frigler hâkim olmuş-ev bahçe deresine Egemenlik sağlarken-hırpalandılar bütün Kimmerlere yenildi-bilinmeli onlar dün En büyük kötülüğü-hepsi çevreye verdi Her yana hücum edip-toplulukları gerdi Trabzon ile Sinop-arasında canları Yağmalayıp yıktılar-hep döktüler kanları Lidya Lideri Giges-Kimmerleri yenerek Miletliler Samsun'da-yerleşti söylenerek Lidyalılar Perslerle-tutuştular savaşa Perslere yenildiler-çıkamadılar başa İskender'de Persleri-hep ortadan kaldırdı Sürdü el değişmesi-gelen geçen saldırdı Şu Pontuslular Roma-İmparatorluğunda Şehir bir harabedir-çıkmaz canlarda seda Sezar döneminde de-verilir bağımsızlık Öldürülmesi ile-çekildi hazımsızlık Doğu-Batı olarak-tam da ikiye böldü Piskoposluk merkezi-evet Bizans'ta kaldı Hazreti Âdem Havva-denir yaşadı burda Gezdi yedi dolaştı-köy belde ilçe kırda Bizanslılar Devrinde-arttı faaliyetler Çok papazlar yetişti-o tarihler böyle der Kültürü yaymak için-meşru ve gayri meşru Yollara başvurmuşlar-sormuş binlerce soru Onlar Türk Milleti'ne-yaşattı ıstırabı Olmadı başarılı-boş kaldı bütün kabı 1071'den sonra-feth için Amisos'a Akınlar düzenlendi-üstüne basa basa Selçuklu Sultanımız-İkinci Kılıç Arslan Döneminde alınmış-sevinmiş binlerce can 1185 Yılı-Rükneddin Süleyman Şah İdareyi almıştır-ortalardan kalktı ah Tattırdı yenilgiyi-Bizans'a Selçuklular Avrupa hep şaşırdı-bağırdı bütün davar Haçlı Ordularını-oluşturup ittifak Yolladılar vatana-karardı bütün şafak Direniş müthiş oldu-sefer üstüne sefer Göğüs göğüse savaş-mücadele verdi er Her defasında bozgun-kaldı kursaklarında Tehlikeler önlendi-yurtta yükseldi nida 1214'te-Selçuklu Hükümdarı O İzzettin Keykavus- sevindirdi her darı Yönetimi alınca-halka mal can ve inanç Hele hürriyetine-dokunmadı taktı taç 1243’te-öğren -1 Temmuz günü Kösedağ Savaşında-ters gitti bütün yönü Moğol istilâsını-önleyemedi kuvvet Selçuklular yıkıldı-başa geldi o afet Samsun’un ilk adıysa-‘Amisos’ bilinmekte İyonyalılar verdi-böylece söylenmekte Bugün kullandığımız-Samsun’umuzun adı Türkler ile başladı-bilinmelidir yâdı 12. ve 13-asırlarında Samsun İsmi kullanılmıştır-öğrenin ya da duyun Batı kaynaklarında-aynı yüzyılda ise "Sampson" söyleniyordu-dikkat edin bu sese Selçuklular bu yeri-feth ettikleri zaman Yerleşim yeri kurmuş-Samsun geliyor bundan Selçuklu Türklerinin-verdiği özel isim Merkeze Samsun denmiş-bilmeli amca abim İl sınırları ile-çevrili olan yere Canik söylemişlerdir-öğrenmeliyiz nere Cumhuriyet Devrinde -1924 Samsun merkez ilçesi-il oldu duydu her mert Anlatalım sizlere-Yirminci Yüzyılını Öğrenmiş olursunuz-geçmişinin dalını Salname kayıtları-Yıl 1870 Gayri-Müslim olan halk-hep istifade etmiş Gelişmiş iktisaden-bulmuşlar iyi fırsat Hepten zenginleşmişler-çıkmış kat üstüne kat 19. Yüzyıl-önem kazandı tütün Yabancı etnik grup-doldu bölgeye bütün Rum ve Ermeni tüccar-alt üstlerden türedi Tütün işletmesinde-bunlar çoğalttı derdi Onlar bütün canları-başladılar ezmeye Maddeten ve manen de-üstlerini çizmeye Rumlar gayet plânlı-ediyordu hareket Yaptıkları işlerle-kayboldu hep bereket Pontus Rum Devleti’ni–duy 1840’ta Canlandırmak istedi-bilinmeli bu hatta Birtakım vaatlerle-kandırılan Ermeni Katliamlar yaptılar-üzdüler seni beni Yerli olan insana-görünmek için şirin Tüccarları dil döktü-hepsi yere kazdı in Uzun vade az faiz-verdiği krediyle Sempatiyi topladı-halka çektirdi çile İyi avlamışlardı-kazandığı parayla İstanbul Patrikhane-azdırılan yarayla Nüfus çoğunluğunu-sağlayınca bu çete Silâha sarıldılar-yazdı acı reçete Hep Rum Patrikhanesi-Yunan Konsolosluğu Tabanca tüfek bomba-yok ettiler çocuğu Mavri Mira isminde-teşekkül etti heyet Talimat Venizelos-oyun oynadı velet Hele Patrik Vekili-Dreteos denen it Enez Metropoliti-Atenagoras o bit Şu Yunan Kaymakamı-Giritli Katekhakis Katelopulos ile-Ayinpa Dipasimos Palitimis Siyara-yardım yapan mahlûklar Patrik Zaven Efendi-daha birçokları var Kâğıt üzerindeki-işte böyle davranış "Pontus Rum Devleti'ni"-oluşturmak büyük iş Samsun ve ilçeleri-bütünüyle Rum köyü Silâh deposu oldu-kurutmaktı genç beyi Emir Amasya Samsun-şu Rum Metropoliti Yermanos veriyordu-soysuzun gâvur iti Osmanlı Devletimiz-tek başına çaresiz Maddi manevi deprem-el ayak kopuk bu diz Çok geçmeden baskınlar-şiddetli vahşet ölüm Tarih sayfalarında-vardır işte bu bölüm Soykırım evet buydu-çocuk genç ihtiyarı Kundaktaki bebeler-ağlarlar zarı zarı İnsanlık duygusunu-kaybeden bu barbarlar İftirada bulundu-ne şeref var ne de ar Güneş gibi parladı-öne çıktı Liderim Bizlere yol gösterdi-Atatürk'üm Önder'im Bütün Halk Fırkası’nın–15–20 Ekim'i .927-halka öğretti ilmi Ankara'da toplanan-ikinci kurultayda Güzel konuşma yaptı-böyle şerefli ayda "Muhterem Efendiler-bu sözlerim millete İyice dinleyiniz-uğramayın illete 1840 Yılı-hep başlangıç tarihi Yunanlının emeli-bilinmelidir sahi Bütün Karadeniz'de-evet Rize'ye kadar "Megola İdeali"-o günden bu güne var Rahip Klematios-ilk yerleşim yerini İnebolu'da kurdu-yüzünde vardı kini Eşkıyalık yaptılar-Çarşamba ve Bafra'da Silâh deposu oldu-bu bölge ve orada Mütarekeden sonra-Rumlar ve Yunanlılar Faaliyete geçti-canlarımı yaptı dar Bütün bu havalide-Rum Metropoliti Yermanos'un emrinde-topladı eşya iti Rum Komitacıları-başında Tokamandis İyice azıttılar-o işleri bütün pis Ecnebi hükümetler-Pontus hayâlî ile Çetecilik yaptılar-yaydılar birçok ile Şuhumda Haralambos-isminde bir azgını Hepsi başa getirdi-bizlere sundu kini Nümayişler yapıldı-ilk 7 Nisan günü 1919-hatırlatıyor dünü Hep toplanıyorlardı-gizli kiliselerde Silâh tabanca bomba-o gün başka bir yerde Batum'da hükümeti-kurdular o esnada 19 Temmuz -20-kongre verdi seda Büsbütün azıttılar-yağmalar öldürmeler Hunharca katletmeler-vatanıma girmeler Atamın anlattığı-işte tarihten bölüm Milletini uyardı-"Ya İstiklâl ya Ölüm" Kemal'in o sözleri-ruhlara kazılmalı Birlik beraberlikle-bir tarih yazılmalı Şımarık ve saldırgan-Rum Ermeni döneği Vahşetleri ortada-pislettiler çanağı Yabancı ülkelerin-bunda var büyük rolü İlk başta Sovyet Rusya-soldurdu çoğu gülü Samsun Bafra Alaçam-nüfusu çoğaltarak Hep gönderiyorlardı-türlü soysuzları bak Rumlar gerek içinden-gerek yabancı güçten Destek alıyorlardı-oku öğren bunu sen 16 ve 19–1919 Aylardan Mayıs ayı-hepimiz Türk oğluyuz Yolculuğu hatırla-ama kolay değildi Atatürk’ün önünde-bütün başlar eğildi Önemli olaylardan-biri unutma bunu Evet seveceksiniz-Türk’ümü bir de O’nu |
Samsun'a ayak basış-çaresiz bir milleti
Bütünüyle yok etti-ortadaki illeti Birinci Dünya Harbi-kötüleşmişti durum Önümüze konmuştu-sıkıntılı bir yorum İşte böyle bir günde-çıktı Büyük Bir Önder Düşün dedi peşime-tarih bize bunu der Samsun’a ayakbastı- Milli Mücadele'yi Atam burda başlattı-hem akıllı hem iyi İstanbul’dan başlayan-böyle yüce yolculuk Kurtuluşu simgeler-meydanda çoluk çocuk İşgal kuvveti için-Samsun önemli nokta Bunları biliyordu-Mustafa Kemal Ata Stratejik bakımdan-bilinsin önemliydi Canım Atatürk’ümüz-O başarılı idi İngilizler 9 Mart -1919 Samsun'a çıkmışlardı-bağrımıza bastı tuz Manzara şöyle idi-İngiliz kuvvetleri Boy gösteriyorlardı-kaplamışlardı yeri İstanbul'dan başlayan-Samsun'da eren sona Yolculuk esnasında-çok görev düştü cana Atam Tuğgeneraldi- görevli bir askerdi Giyim buna uygundu-Kemal yiğit bir erdi Görevi belli idi-Samsun ve civarında Huzuru sağlamaktı-enerji vardı canda Kendisine bağlıydı-Sivas ile Erzincan Trabzon ve Erzurum-öteki ilimiz Van 16 Mayıs günü-günlerden Cumartesi Kaptan İsmail Hakkı-o gemi idaresi Bandırma Vapuruyla-ayrıldı İstanbul'dan 18 Subay ile-çıktı Samsun'a yaman İsimleri bellidir-tanıyalım onları Bir dua gönderelim-verelim itibarı Müfettiş Kurmay Başkan-O Albay Kazım Dirik Mehmet Arif Ayıcı-başkan yardımcısı ilk Kurmay Binbaşı Hüsrev- Binbaşı Kemal Doğan Dr. Albay İbrahim Tali Öngören bu can Binbaşı Refik Saydam-Cevat Abbas Gürer’im Ali Şevket Öndersev- Muzaffer Kılıç erim Üsteğmen Hayati’yle-Yüzbaşı Mümtaz Tünay İsmail Hakkı ile- canım Mustafa Süsoy Üsteğmen Abdullah’ım- Kâtip Memduh’um ile Katip Faik Aybars’ım-onlarda geldi ile Albay Refet Bele Bey- Teğmen Hikmet Gerçekçi Korumayı sağladı-Atama oldu bekçi Üç gündüzü üç gece-Salı sabah altıda O Mıntıka Palasta-ayrıldı birer oda Rumlar baskın yapıyor-yıldırma ve katliam Bölge öyle hassastı-durmuyordu o yamyam Atatürk’ü Samsun’dan-bilin Havza’ya kadar Yanından ayrılmayan-Şükrü Tolun eri var Çünkü o Alaçamlı-yaptı vazifesini Gerçekten sevindirdi-ilçemizi ve beni Emrindeki kuvvetle korudu Atatürk’ü Samsun’umdan Havza’ya- ulaştırdı o Türk’ü 25 Mayıs günü-Atam karargâhını Havza'ya naklettirdi-unutmayın o anı Mesudiye Oteli-kiralanıp seçildi Bütün teçhizatlarla-odalara geçildi Oluştu milis gücü-baskı arttı iyice Askeri üniforma-çıkartıldı netice Samsun'uma çıkışı-o hürriyet ateşi Memleketimi sardı-toplandı baba eşi Hep rüzgârı ekenler-evet biçti fırtına Yürekli sesi duydu-çocuk genci ve ana Kurtuluş Savaşı'nı-kazanan milletimiz Devletine kavuştu-o an cemiyetimiz 1924–20 Eylül gününde Atam tekrar Samsun'da-eşi amca ve dede Devletimiz kurulmuş-o savaş sona ermiş İbrahim Veysi Başkan-onura yemek vermiş Yaptığı o konuşma-çok önemli manalı Mesajlar içermekte-sözleri 'Anzer Balı' ‘Ben Samsun'un halkını-evet gördüğüm zaman Yurt ve millete ait-kararlara koştu can Gözlerinde gördüğüm-ümit vatanseverlik Müspet inanca sahip-ruhunda fedakârlık’ Samsunluyu anlatan-nice naçiz ifade Manası çok önemli-bak söylendi nerede Atamın doğum günü-çünkü 19 Mayıs Hainleri görünce-kalbimize basar hırs Samsun'un jeolojik-anlatalım yapıyı Delta ovalarıyla-dik yamacı ve yayı Güneydeki o dağlık- geçiş olan bölgesi Yaşlı neojen killi-çakıllı tortu sesi Kretase Eosen-rastlanır flişine Volkanik oluşumlar-sebeptir neojene Samsun genel olarak-deprem bölgesi değil Salıpazarı Lâdik-Havza etkilenir bil Anadolu fay hattı-uzantısı geçmekte Erzincan'dan sonra da-ulaşmaktadır öte Amasya ve Çankırı-Bolu ve Düzce yönü Hareket hissedilir-alınsın hemen önü Coğrafi durumunu-yurt içindeki yeri Verimli toprakları-şirin asildir eri Orta Karadeniz'in-o deniz kenarında Yerini almaktadır-öyle yükselir nida Alüvyonlu topraklar-Kızılırmak Nehriyle Hep Yeşil Irmağıyla-sona erer bu çile Hele şehir merkezi-iki delta arası Uzunca sahil yolu-geçer varsa sırası Doğusunda Ordu'muz-Batı yönünde Sinop Amasya Tokat ili-Güneydedir bilin hep Demir ve kara yolu-ulaşımı çok kolay Boylamları bellidir-çizer öylece bir yay Yeryüzü şekilleri-atalım şöylece göz Ovaları dağları-demeyelim başka söz Alaçam'la Çarşamba-uzantısı denize Doğruyu konuşmalı-verimi çoktur bize Platolar gözükür-Canik Sıradağları Birlikte kaynaşırlar- yeşil rengi ve sarı Çangal Dağları Akdağ-Lâdik hudutlarında Bilin bulunmaktadır-bize yapmazlar veda Bafra'daki Nebiyan-Alaçam’daki Dürtmen Vezirköprü'de Kunduz-o bin metredir hemen Sayısız göller vardır-balıklar oynaşırlar |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:39 . |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Dizayn ve Kurulum : Makinist