..:: BİLGİ VADİSİ ::.. BİLGİ VADİSİ RSS   TWİTTER   BİLGİ VADİSİ FORUM FACE GRUBU  

Anasayfa Kimler Çevrimiçi Bugünkü Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   ..:: BİLGİ VADİSİ ::.. > GENEL KONULAR > TARİH KÖŞESİ > Osmanlı Tarihi
Google

   

 
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Osmanlı Sultanları { devamı 2 }
Konudaki Cevap Sayısı
16
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
961

Yeni Konu aç Cevapla
 
Seçenekler Stil
Eski 21.07.08, 20:56   #1
makinist
 
makinist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 1
Üyelik tarihi: 16.07.2008
Nereden: Yalova
Yaşım: 46
Mesajlar: 4.211
Konular: 2124
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 10
Rep Puanı : 1000
Rep Seviyesi : makinist isimli üye Tecrübe puanını kapatmıştır.
Aktivite
Level: 48 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 119 / 1190
Güç: 1403 / 56377
Tecrübe: 61%

İletişim
Lightbulb Osmanlı Sultanları { devamı 2 }

Sultan II. Ahmed


II. Ahmed, I. İbrahim’in 3. Oğludur ve Hatice Mu’azzez Haseki’den 1643 yılında dünyaya gelmiş olup, IV. Mehmed ve II. Süleyman’ın küçüğüdür. Köprülü’nün etkisiyle padişah olduğu ve Haziran 1691’de tahta oturduğu bilinmektedir.

Tahta çıktığında sadrazam Fâzıl Mustafa Paşa, II. Almanya seferi için Sofya’ya ulaşmak üzereydi. Burada Padişah’ın mührü ile samur kürkü aldı ve sefere devam etti. Baden markisi Ludwig’in kumandasındaki imparatorluk kuvvetleri ile Osmanlı kuvvetleri Salankamen’de bir araya geldi. Ancak bazı Osmanlı kurmaylarının Kırım ordusunu beklemeden serdarı taarruza erken başlamaya ikna etmeleri, hem Fâzıl Mustafa Paşa’nın şehid olmasını ve hem de ordunun mağlubiyetini netice verdi (Ağustos 1691). Saadet Giray Han’ın beceriksizliği ve Osmanlı kurmaylarının aceleciliği, hazır bir zaferi elden kaçırmıştı.

Köprülü-zâde’nin yerine vasıfsız bir devlet adamı olan Arabacı Hoca Kadı Ali Paşa sadrazam yapıldı ve Almanya cephesi serdarlığına da yaşlı vezirlerden Koca Halil Paşa getirildi. 1691’e kadar devam eden savaşta Almanlar bazı yenilgilere maruz kalınca, Türkçe’yi iyi bilen Kont Marsigli’yi sulh için gönderdiler ise de, anlaşma sağlanamadı.

Venedikliler de boş durmuyordu. Papalık ve Floransa’nın desteğiyle Girid’e kadar gelip Hanya’yı kuşattılarsa da, Ağustos 1692 yılında büyük kayıplarla çekilmek zorunda kaldılar. Bu arada sadrazam Bozoklu Bıyıklı Mustafa Paşa’nın serdar-ı ekrem olarak sefere çıkması, Belgrad’ı kuşatan Alman kuvvetlerinin Cafer Paşa tarafından perişan edilmesi ve Kırım Hanı Selim Giray’ın Erdel’e girmesi, Osmanlı kuvvetlerini epeyce ümitlendirdi. Ancak haçlı kuvvetlerini arkasına alan Venediklilerin Eylül 1694’de Sakız Adasını teslim almaları İstanbul’u endişeye düşürdü. Bu sıkıntıya dayanamayan II. Ahmed, Sakız’ın geri alınışını göremeden Edirne’de Şubat 1695 yılında vefat etti. 52 yaşındaydı. Bizzat kendisinin yazdığı Kur’ân’ı ve hatıra defteri ile meşhur olan II. Ahmed, Arapça ve Farsça’ya mükemmel denecek kadar vâkıftı. Devlet meseleleri ile diğer iki ağabeyinden daha ilgiliydi.
Tek bir kadın efendisi bilinmektedir ki, Râbi‘a Haseki Sultân’dır ve Haseki Sultân diye anılmaktadır. Çocukları ise şunlardır: 1- Âsiye Sultân. 2- Hatice Sultân. 3- Âtika Sultân. 4-Şehzâde Selim. 5-Şehzâde Abdullah. 6-Şehzâde Sultân İbrahim Hân .
ww.uydulife.tv
__________________



LÜTFEN VERİLEN EMEĞE SAYGI DUYALIM


makinist isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 21.07.08, 20:57   #2
makinist
 
makinist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 1
Üyelik tarihi: 16.07.2008
Nereden: Yalova
Yaşım: 46
Mesajlar: 4.211
Konular: 2124
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 10
Rep Puanı : 1000
Rep Seviyesi : makinist isimli üye Tecrübe puanını kapatmıştır.
Aktivite
Level: 48 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 119 / 1190
Güç: 1403 / 56377
Tecrübe: 61%

İletişim
Lightbulb

Sultan II. Mustafa


....Sultân II. Mustafa, IV. Mehmed’in Emetüllah Gülnûş Sultân’dan 1664 yılında dünyaya gelen oğludur. Amcası II. Ahmed’in vefatının duyar duymaz, Edirne’deki Veliahd Dâiresinden Hünkâr Dâiresine gelerek tahta oturmuş ve kendisine bî’at etmeleri için devlet adamlarını çağırmıştır (Şubat 1695). IV. Murad’dan sonra gelen Osmanlı Padişahları içinde en liyakatlisi, en âlimi ve en kültürlüsü idi. Vâlide Sultân’ın da devlet işlerine karışmayarak kendini hayır hizmetlerine vermesi onun için iyi bir imkândı. Sakız Adasının geriye alınışını göremeden vefat eden amcasının intikamını, kalyonlar kaptanı Mezomorta Hüseyin Paşa eliyle tahta çıktığı ay aldı ve Sakız Adasından Venediklileri kovdu. II. Mustafa'nın ilk icraatı Elmas Mehmed Paşa'yı sadrazamlığa ve hocası eski Şeyhülislâm Feyzullah Efendi'yi de Şeyhülislâmlığa getirmek oldu.

Bazı devlet erkânının karşı çıkmasına rağmen Avusturya üzerine çıktığı 1. Seferde, Lipve, Lügoş ve Şebeş Kaleleri feth olunarak Temeşvar’a kadar gelindi (Aralık 1695). Çevresindekilerin ısrarıyla İstanbul’a dönüldü. Ancak düşman durmuyordu. Açık denizlere inmeyi hedef edinen Rus Çarı Büyük Petro, Azak önüne kadar geldi. Osmanlı ordusunun kahramanca müdafaasına ve Çar Petro’yu geri çekilmeye mecbur bırakmalarına rağmen, 1 yıl sonra tekrar hücum etti ve Azak, Ruslar tarafından işgal edildi. Bu işgal İstanbul’u hüzne gark etti. Nisan 1696 yılında II. Mustafa 2. Sefer-i Hümâyuna çıktı ve Olaş Meydan Muharebesinde Avusturya Kralı Kral Elektör yenildi ve kaçtı. Bu zaferin ardından II. Mustafa tekrar Edirne’ye döndü.

Ancak II. Mustafa’nın katıldığı 3. Avusturya seferinde, karşısında Savoie prensi Mareşal Eugen vardı. Kara Mustafa Paşa ile Viyana önünde genç bir subay olarak savaşan bu komutanın komutasındaki Avusturya kuvvetleri, Macaristan’ın güneyinde yer alan Zenta’da Osmanlı ordusu ile karşılaştı. Maalesef Eylül 1697 yılında Padişahın baş komutan olduğu bir Osmanlı ordusu, tarihinde ilk defa, 15.000’e yakın şehid vererek ve Padişah’ın canını da zor kurtararak mağlubiyet acısını tattı. Hatta bu zaferin şımarıklığı ile aynı prens bir ay sonra Bosnasaray’a hücum etti ve burayı harabeye çevirdi.

İslâm âlemi, İran da dahil olmak üzere, Osmanlı ordusunun bu mağlubiyeti sebebiyle kan ağlıyordu. Ancak düşman da kendinden emin değildi. Venedikliler, Hanya’yı muhasara altına almalarına ve Bosna-Hersek cephesinde Osmanlı Devleti’ni rahatsız etmelerine rağmen, Mora’yı kaybedecekleri korkusuyla Viyana’yı sulh için teşvik ediyorlardı. Lehistan bütün gayretiyle Kamaniçe’yi almak için uğraşıyordı. Ruslar ise, Azak Kalesini almakla yetinmiyorlar ve açık denize inmek için daha da ileri gidiyorlardı. İşte böyle bir havada, Osmanlı Sadrazamı Amca-zâde Hüseyin Paşa ve Reisül-Küttâb (Dışişleri Bakanı) Râmi Mehmed Efendi’nin gayretleriyle, Belgrad’ın 65 km kuzeybatısında yer alan Karlofça’da, Avrupa’daki üstünlüğün Osmanlı Devleti’nden Avrupalı Devletlere geçtiğini ortaya koyan ve Osmanlı Devleti’nin gerileme devrini başlatan ilk andlaşma imzalandı (Karlofça Andlaşması, 26.01.1699). Andlaşma Avusturya, Venedik ve Polonya ile devam eden 15 yıllık ve Rusya ile devam eden 9 yıllık savaşa son veriyordu; ancak Macaristan tamamen Avusturya’ya; Mora Venediklilere, Kamaniçe merkezli Podolya Eyâleti Lehlere ve 1700 yılında yapılan ilave İstanbul Andlaşması ile de Azak Ruslara teslim ediliyordu. Karadeniz Osmanlı Gölü olmaktan çıkmış ve Avrupa’daki hâkimiyet tamamen kaybedilmişti. Üç devletle 25 yıllık sulh andlaşması imzalanırken Rusya ile sadece üç yıllık mütâreke imzalanmıştı. Bunu İstanbul Andlaşması tamamlamıştır. Osmanlı Padişahı artık Avrupalı devlet başkanlarına sen değil, siz diyecekti. Buna rağmen 15 yıldır devam eden felâket yılları da sona ermişti.

Savaş sıkıntılarından kurtulan Osmanlı idaresi, iç problemleri çözebilmek için bir dizi reforma girişti. Yeni sınırlar kontrol altına alındı. Devletin müesseseleri yeniden tanzim olunmaya başlandı. Devlet idaresinde Şeyhülislâm Feyzullah Efendi’nin etkisi görülmeye başlandı. Onun tezkiyesiyle sulh andlaşmasının mürahhası Rami Efendi, önce vezirliğe ve sonra da sadrazamlığa getirildi. Fakat onun da Feyzullah Efendi ile arası açıldı; azli için uğraştı, ancak muvaffak olamadı. Feyzullah Efendi, âlim, müstakim ve değerli bir insan olmasına rağmen, yakınlarını devlet idaresinde belli makamlara getirmesi ve bu noktadaki hırsı onu milletin gözünden düşürdü. Divan-ı Hümâyun, bir nevi Feyzullah-zâdeler Divanı haline geldi. Padişah’ın yarım asırdır İstanbul yerine Edirne’de oturması da merkezde bazı rahatsızlıklar meydana getiriyordu. Bu iki temel sebep 1. Edirne Vak’ası diye bilinen ayaklanmanın meydana gelmesine sebep oldu. İstanbul'da kıyam eden 200 kadar cebeci Edirne'ye gelinceye kadar 80.000'i buldular ve Ağustos 1703 tarihinde Padişah’ı tahttan indirdiler. Aksi sesler duyulsa da kardeşi III. Ahmed’i tahta geçirdiler. II. Mustafa ise, hal’ından 4 ay sonra kederinden vefat etti.

Hocaları Hafız Osman Efendi, Feyzullah Efendi ve Hoca-zâde Mehmed Efendi gibi âlimlerden ders alarak yetişen II. Mustafa, hattât, şair ve büyük bir İslâm âlimi idi. Fiilen sefere çıkan son Osmanlı Padişahı oldu. Hal’ edilmesinin baş sebeplerinden olan Şeyhülislâm Feyzullah Efendi ise, çok büyük hakaretlere maruz bırakıldıktan sonra katl olunmuş ve cesedi de Tunca Nehrine atılmıştır (Eylül 1703).

Osmanlı hareminde beraber karı-koca hayatı yaşadıkları ve ancak genellikle çocuk sahibi olmadıkları câriyeler demek olan ikbal müessesesi, II. Mustafa’dan itibaren başlamıştır. İkballer çocuk doğurdukları zaman çoğunlukla Kadın Efendi olmuşlar ve bazan da nikâh akdi ile zevce haline getirilmişlerdir.

Osmanlı Devleti, bütün bu menfiliklere rağmen, yine de dünyada bir numaralı güçlü devlet idi ve onu yine Müslüman bir devlet olan Timuroğullarının Hindistan’da devam ettirdikleri devlet takip ediyordu.

ZEVCELERİ: KADIN EFENDİLERİ: 1- Âlî-cenâb Baş Haseki. 2-Şeh-süvâr Vâlide Sultân; 4. Haseki ve III. Osman’ın annesi. 3- Sâliha Sebkatî Vâlide Sultân; Câriyelerden ve I. Mahmûd’un annesi. 4- Hümâ Şah Haseki. 5- Afîfe Haseki. 6- Hatice Haseki. İKBALLERİ: 7- Hafsa Sultân; Üçüncü Haseki olduğu söyleniyorsa da Kadın Efendi olması kuvvetle muhtemeldir. 8- Hanife Hâtun; İkinci veya Üçüncü İkbaldir. 9- Fatma Şahin Hâtûn. ÇOCUKLARI: 1-Şehzâde Sultân Mahmûd I. 2-Şehzâde Sultân Osman III. 3-Şehzâde Murad. 4-Şehzâde Mehmed. 5-Şehzâde Süleyman. 6-Şehzâde Hüseyin. 7-Şehzâde Selim. 8-Şehzâde Ali. 9- Safiyye Sultân. 10- Ayşe Sultân. 11- Emetüllah Sultân. 12-Şehzâde Hasan Hân. 13- Zeyneb Sultân. 14- Rukıyye Sultân .
ww.uydulife.tv
__________________



LÜTFEN VERİLEN EMEĞE SAYGI DUYALIM


makinist isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 21.07.08, 20:58   #3
makinist
 
makinist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 1
Üyelik tarihi: 16.07.2008
Nereden: Yalova
Yaşım: 46
Mesajlar: 4.211
Konular: 2124
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 10
Rep Puanı : 1000
Rep Seviyesi : makinist isimli üye Tecrübe puanını kapatmıştır.
Aktivite
Level: 48 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 119 / 1190
Güç: 1403 / 56377
Tecrübe: 61%

İletişim
Lightbulb

Sultan III. Ahmed


III. Ahmed, IV. Mehmed’in 1674 yılında yine Emetüllah Gülnûş Sultân’dan dünyaya gelen ikinci oğludur. Ağabeyi ile âhenk içinde 9 yıla yakın veliahd olarak hayatını devam ettirmiştir. Ağabeyi kadar olmasa dahi, hattât, şâir ve müziğe meyli bulunan kültürlü bir padişahtır. Birinci Edirne Vak’ası’ından hemen sonra yani 1703’ün Ağustos ayında, Hânedân-ı Âl-i Osman aleyhine sözlerin dahi söylendiği bir havada, Şeyhülislâmın ısrarıyla tahta geçirilmiştir. III. Ahmed dönemini ana hatlarıyla şöylece özetlemek mümkündür:

Birinci Saltanat Devresi (1703-1718): 1703-1711 tarihleri arasındaki ilk yıllarında, önce iç huzuru sağlamaya çalışmış ve Edirne Vak’asının failleri teker teker cezalandırılmıştır. Sokullu veya Köprülü gibi dirâyetli bir sadrazam arayışındaydı ve kendisini tahta getirenlerin etkilerinin farkındaydı. Çok sayıda sadrazam değişikliğinden sonra Silâhdâr Dâmâd Çorlulu Ali Paşa’da karar kıldı ve devlet işlerini önemli ölçüde 4 yıl kadar ona havale etti.

Bu arada Avrupa’da İsveç Kralı Carl’ın Deli Petro’ya yenilip sonra da Osmanlı topraklarına sığınması, Osmanlı Devleti ile Rusya arasında Nisan 1711’de harp başlamasına sebep oldu. Prut Seferi diye tarihe geçen bu savaşta Osmanlı ordularının komutanı sadrazam Baltacı Mehmed Paşa Serdâr-ı Ekremliğe tayin edildi. Çar, mağlup olacağını anlayınca, Başbakan Baron Şafirov vasıtasıyla çok değerli mücevherlerini hediye gönderdi ve sulh andlaşması yapılmasını arzuladı. İsveç Kralı ve Kırım Hanı Devlet Giray’ın farklı kanaatlerini dinlemeyen ve müşâvirlerinin tesiri altında kalan Baltacı Mehmed Paşa, çok cazip şartlarla sulh akdi yaptı ve muzaffer bir komutan olarak İstanbul’a gelmek üzere yola çıktı (Prut Muâhedenâmesi, Temmuz 1711). Bu hadise üzerine muhâlifleri, Baltacı Mehmed Paşa aleyhinde her türlü iftirayı yapmaya ve Padişah’ı etkilemeye başladılar. Neticede Kasım 1711'de Edirne'de iken azil haberi geldi. Sonradan Deli Petro sözünde durmayınca, yeni bir savaş başlamadan bitti ve Şehid Ali Paşa’nın 1713’de imzaladığı Edirne Andlaşması ile Karlofça’da verilen yerler Rusya’dan geri alındı.

Sadrazam Silâhdâr Ali Paşa’nın, Karlofça’da verilenler Rusya’dan alındığı gibi, Venedik ve Avusturya’dan da alınması gerekir şeklindeki düşüncesi ve Venedik’in Karadağlı âsileri himaye etmesi, aradan geçen 15 yıldan sonra 1714 yılında Venedik’e harp ilan edilmesine sebep oldu. Avusturya’nın da Venedik’i desteklemesi üzerine, maalesef Damad Ali Paşa’nın şehid olmasıyla sonuçlanan bir mağlubiyet alındı (1716). Bir sene sonra yani 1717 yılında Belgrad düşünce, 1718 tarihli Pasarofça Muâhedenâmesi ile savaşa son verildi. Artık yeni bir dönem başlıyordu ve III. Ahmed’in 15 yıl süren birinci saltanat devresi sona eriyordu.

İkinci Saltanat Devresi = Lale Devri: Mayıs 1718’de sadrazamlığa getirilen Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’nın sadrazamlığı ile başlayan ve 1730 yılına kadar devam eden devreye Lale Devri diyoruz. 1723’de başlayan İran Savaşları bu dönemin 1730’da tamamen sona ermesine sebep olmuştur. Her çeşit kültür faaliyetlerinin arttığı, Matbaanın tam olarak hizmet vermeğe başladığı ve harpten ziyade sulh, sükûn ve de eğlencenin hâkim olduğu bu dönem, Osmanlı tarihi için ayrı bir sayfadır. Maalesef ihtiva ettiği bazı gayr-i meşru sayfalar sebebiyle bu huzur devam edememiştir. Rusya’nın İran’a girmesi ve Osmanlı Devleti’nin de bu duruma müdahale mecburiyetinin bulunması, 7 sene sürecek olan İran Savaşlarını başlattı. Köprülü-zâde Abdullah Paşa’nın Tebriz’i fethetmesi ve İran’a ait beş eyâletin Osmanlı Devleti’ne ilhak edilmesi, Ekim 1727’de yapılan Hemedân Andlaşması ile Sünnî olan Eşref Şah Üveysî tarafından kabul edildi. Ancak Şi’î olan Nâdir Hân’ın bunları kabul etmeyerek bazı yerleri Osmanlı Devleti’nden geri alması, savaşı yeniden başlattı. Padişah ile sadrazamın İran Seferini 1723 baharına erteleme arzuları tepkiyle karşılandı.

Damad İbrahim Paşa’nın aleyhindeki bu rüzgar, kendi yakınlarına devletin bazı makamlarını ve menfaatlerini peşkeş çekmesi de ilave edilince, daha da arttı ve bu durum yeniçerileri azdırdı. Bir bahriye neferi olan Patrona Halil’in başını çektiği bu isyan hareketi, tarihin en kötü isyanı olacak şekilde genişledi. Yağmalar, hapishanelerdeki tutukluları serbest bırakarak silahlandırmalar ve ev baskınları artınca, asilerin Padişah’dan kellelerini istedikleri Damad İbrahim Paşa ve yakınlarından olan bazı paşalar idam edildiler. 1 Ekim 1730 günü, âsiler bununla da yetinmeyip Padişah’ın görevden ayrılmasını istediler ve gerçekten III. Ahmed’i o gece biraderi II. Mustafa’nın oğlu Sultân Mahmûd’u tahta davet ederek kendisinin feragat ettiğini açıklamak mecburiyetinde bıraktılar. III. Ahmed, ailesi ile birlikte Topkapı Sarayındaki dairelerinde 5 küsur yıl daha yaşadı ve 62 yaşında iken Temmuz 1736 tarihinde vefat etti. Az da olsa İslâma aykırı olan fiiller, bir huzur dönemini daha sona erdiriyordu.

ZEVCELERİ: (III. Ahmed’in hanımlarının sayısı bazı tarihçilere göre 13’ü ve bazılarına göre de 18’i bulmuştur. Biz, Kadın Efendileri ile birlikte 18 Hanım'ını tesbit edebildik.). KADIN EFENDİLERİ: 1- Emetüllah Baş Kadın. Baş Haseki. 2- Rukıyye İkinci Kadın. 3- Emîne Mihrişah İkinci Kadın; III. Mustafa’nın annesi. 4- Hatice İkinci Kadın. 5- Râbi‘a Şermi Kadın. 6- Zeyneb Kadın. 7- Emîne Musalli Kadın. 8- Hanife Kadın. 9- Gülşen Kadın. 10- Ümmü Gülsüm Kadın. 11- Hürrem Kadın. 12- Meylî Kadın. 13- Fatma HümâŞah Kadın. 14- Nijad Kadın. 15- Nazîfe Kadın. İKBALLERİ: 16-Şâyeste Sultân. 17-Ayşe Hanım; İkinci veya Üçüncü İkbaldir. 18 -Hâtem Hâtûn.

ÇOCUKLARI: (III. Ahmed, Osmanlı Padişahları arasında en çok kadınla evlenen devlet adamlarındandır ve bir kısım tarihçilere göre çocuklarının sayısı 50’yi bulmaktadır. Biz sadece bilinen ve meşhur olanlarını zikrettik.). 1-Şehzâde Mehmed. 2-Şehzâde Abdülmelik. 3-Şehzâde Murad. 4-Şehzâde Mehmed Hân. 5-Şehzâde Süleyman Hân. 6-Şehzâde Mustafa III. 7-Şehzâde Selim. 8-Şehzâde Ali. 9- Fatma Sultân. 10- Âtike Sultân. 11- Zeyneb Sultân. 12-Şehzâde Bâyezid Hân. 13- Ümmü Gülsüm Sultân. 14- Sâliha Sultân. 15- Ayşe Sultân; 16- Hatice Sultân; 17- Nazife Sultân; 18- Esmâ Sultân; 19- Zübeyde Sultân; 20-Şehzâde Sultân Nu‘man Hân; 21-Şehzâde İbrahim; 22- Abdülhamid I; 23-Şehzâde Seyfeddin; 24- Emetüllah Sultân; 25- Ayşe Sultân (Küçük); 26- Emine Sultân .
ww.uydulife.tv
__________________



LÜTFEN VERİLEN EMEĞE SAYGI DUYALIM


makinist isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 21.07.08, 20:59   #4
makinist
 
makinist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 1
Üyelik tarihi: 16.07.2008
Nereden: Yalova
Yaşım: 46
Mesajlar: 4.211
Konular: 2124
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 10
Rep Puanı : 1000
Rep Seviyesi : makinist isimli üye Tecrübe puanını kapatmıştır.
Aktivite
Level: 48 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 119 / 1190
Güç: 1403 / 56377
Tecrübe: 61%

İletişim
Lightbulb

Sultan I. Mahmûd


II. Mustafa’nın Sâliha Sebkatî Sultân’dan 1696 yılında dünyaya gelen oğludur. 2 Ekim 1730 tarihinde III. Ahmed’in yerine tahta geçmiştir. Rumeli Kazaskeri Feyzullah-zâde İbrahim Efendi başta olmak üzere çeşitli hocalardan dersler alan I. Mahmûd, âlim, şâir ve bestekârdır. Akıllı, dikkatli, ihtiyâtlı, meşverete ehemmiyet veren ve kültürü yüksek olan bir padişahtır. Sebkatî mahlasıyla şiirler yazmıştır. Biraz önce anlattığımız gibi, ilk işi Patrona Halil başta olmak üzere, ayak takımından oluşan isyancıların isteklerini yerine getirmek ve İbrahim Paşa ile yakınlarını devletin önemli makamlarından bertaraf etmek olmuştur. Ancak Kasım 1730’un sonuna doğru Patrona Halil başta olmak üzere bütün âsileri ortadan kaldırmış ve devleti huzura kavuşturmuştur. Babasının ve amcasının akıbetlerinden ve özellikle de III. Ahmed’in kendisine olan vasiyetinden ders alarak, Şeyhülislâmlık ve sadrazamlık makamında uzun süre kimseyi durdurmamıştır.

Şeyhülislâmlık makamına Şeyhülislâm Feyzullah Efendi’nin iki oğlunu getiren I. Mahmûd’un, çok sayıda sadrazamları arasında en önemli yeri Hekimoğlu Ali Paşa ihraz etmiştir.

İçteki kargaşaya son veren I. Mahmûd, yıllardır devam eden İran Harbini ele almıştır. Hekimoğlu Ali Paşa’nın 1731’de Urmiye’yi feth edip Tebriz’i istirdâd etmesi üzerine Ocak 1732’de İran ile Sulh Andlaşması imzalanmış ise de, Nâdir Hân bununla yetinmedi ve 1733’deki taarruzuyla harbi devam ettirdi. Erbil’i alarak Bağdad’ı kuşatma altına alan Nâdir Şah, büyük kumandan Topal Osman Paşa tarafından Temmuz 1733’de büyük bir hezîmete mahkûm edildi ve bu sefer sebebiyle I. Mahmûd’a gâzî ünvanı verildi. İran’da Safevi Hânedânına son vererek Avşar Hânedânını başlatan Nâdir Şah, yine durmadı ve Kerkük’e girdi. İki Osmanlı Paşa’sını şehid eden ve Revan, Gence ve Tiflis’i Osmanlı Devleti’nin elinden geri alan Şah, bu avantajdan yararlanarak sulh istedi. 1639 tarihinde yapılan Kasr-ı Şirin Andlaşması esasları üzerine kurulan İstanbul Andlaşması Ekim 1736 yılında imzalandı. Aslında Sünnî ve Hanefi olan Nâdir Şah, bu inancını hâkim kılmaya kalkıştıysa da, iç kargaşadan korkarak geri durdu ve ancak İran’ı mu’tedil bir İmâmiyye-i İsnâaşeriyye ve Ca’ferî mezhebi çizgisine getirdi. Osmanlı Devleti’ne bu mezhebin hak bir mezheb olduğunu tasdik ettirmek istediyse de, Şeyhülislâmın ve âlimlerin muhâlefet etmesi üzerine muvaffak olamadı. 7 yıl süren barış halinden sonra, Doğuda Timuroğullarına büyük zararlar veren Nâdir Şah, yeniden Irak cephesinden Osmanlıya saldırdı (1743). Musul şehri kahramanca savunuldu ve Nâdir Şah büyük kayıplarla geri çekildi. 1744’de Kars’ı muhâsara etti; ancak muvaffak olamadı. Yeniden sulh istedi ve 1723’den beri çok sayıda Müslümanın kanının akmasına sebep olan bu harp, 1746 İstanbul Muâhedesi ile sona erdi. Neticede İran, Osmanlı Devleti’ne İsnâaşeriyyeyi yine hak mezhep olarak kabul ettiremedi.

İran’ın Osmanlı Devleti’ne saldırılarından memnun olan Rusya, fırsatı ganimet bilerek 1736 yılında Azak Kalesini ele geçirdi. Kırım’a giren ve büyük tahribat yapan Ruslar, Kırım Hanı Fetih Giray tarafından Kırım’dan kovuldular. Bu arada Rusya’nın müttefiki olan Avusturya, Polonya’yı paylaşmak ümidiyle 1737 yılında Osmanlı Devleti’ne harp ilan etti ve üç koldan Osmanlı ülkesine saldırdı. Niş’i düşüren, Eflak, Sırbistan ve Bosna’ya giren Avusturya orduları, Ağustos 1737’de Şehid Ali Paşa’ya Banyaluka’da yenildiler. Osmanlı Devleti aynı anda, İran, Avusturya ve Rusya ile harp halindeydi. 1739 yılında Belgrad’a yürüyen Osmanlı ordularından çekinen Avusturya sulh istedi. Müzâkerelerini bizzat Sadrazam Hacı İvaz Mehmed Paşa’nın yürüttüğü sulh teşebbüsleri, Eylül 1739’da Belgrad Muâhedesi ile neticelendi. 1718 Pasarofça Andlaşması ile Avusturya’ya bırakılan yerlerin bir kısmı geri alınıyor ve Azak Kalesi de Ruslardan geri alınıyordu. Karadeniz Osmanlı Gölü olarak devam edecekti. Belgrad Muâhedesi, Osmanlı Devleti’nin hâlâ dünyanın birinci devleti olduğunu isbat ediyordu. Bu arada Osmanlı Devleti’ne yardımlarından dolayı, Dünyanın 2. büyük gücü olan Fransa da bazı imtiyâzlar yani kapitülasyonlar elde ediyordu. Üç imparatorluk ile aynı anda savaşan Osmanlı Devleti, hepsinde de galip olarak sulh müzâkerelerine katılıyordu.

Belgrad Anlaşması ile Osmanlı Devleti 28 yıllık bir barış dönemine imza atmış oluyordu. Osmanlı Devleti, devamlı savaş halinde bulunduğu için, içeride de halkın derebeyi adını verdiği a’yân denilen bazı mahallî mütegallibelerle de uğraşmak mecburiyetinde kaldı. Bunların bir kısmı devlete itaat adı altında halka zulm ediyordu ve bir kısmı da devlete baş kaldırıyordu. Aydın taraflarındaki Sarı Beyoğlu bunların başında gelmektedir. Dış problemleri halleden Padişah, Haziran 1740 tarihli Adâletnâmesiyle bu problemi de halletmeye çalışıyordu. Humbaracıbaşı Ahmed Paşa’nın gayretiyle 1734’de Maaşlı Humbaracı Ocağını teşkil etmiş ve yeni askerî düzenlemelerin zaruretine inanmıştır. Bu arada bozulan tımar ve ze’âmet usulünü ıslah etmek üzere Ocak 1732 tarihinde yeni bir tîmâr kanunu çıkarmayı ihmal etmedi. Necid’de ortaya çıkan Vehhâbî meselesi de, Sultân Mahmûd’un meşgul olduğu problemlerdendi.

Mide kanamasından muzdarip olan I. Mahmûd, 13 Aralık 1754 tarihinde Demirkapı tarafından Saray’a girdiğinde vefat etti.

KADIN EFENDİLERİ: 1- Hâce Âlî-cenâb Baş Kadın. 2- Hâce Ayşe Kadın. 3- Hâce Verd-i Nâz Dördüncü Kadın. 4- Hatice Râmi Altıncı Haseki. 5- Hâtem İkinci Kadın. 6- Râziye Kadın. İKBALLERİ: 7- Meyyâse Hanım; Baş İkbal. 8- Fehmî Hanım; İkinci İkbaldir. 9- Habbâbe Hanım. 10- Sırrî Hanım. ÇOCUKLARI: Hiç çocukları olmamıştır .
ww.uydulife.tv
__________________



LÜTFEN VERİLEN EMEĞE SAYGI DUYALIM


makinist isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 21.07.08, 21:00   #5
makinist
 
makinist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 1
Üyelik tarihi: 16.07.2008
Nereden: Yalova
Yaşım: 46
Mesajlar: 4.211
Konular: 2124
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 10
Rep Puanı : 1000
Rep Seviyesi : makinist isimli üye Tecrübe puanını kapatmıştır.
Aktivite
Level: 48 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 119 / 1190
Güç: 1403 / 56377
Tecrübe: 61%

İletişim
Lightbulb

Sultan III. Osman


III. Osman, I. Mahmûd’un kardeşi olup II. Mustafa’nın 1699 yılında Şehsüvâr Vâlide Sultân’dan doğma oğludur. Baş hocası Feyzullah-zâde İbrahim Efendi olan III. Osman, 2 yıldan biraz fazla sürecek olan saltanat tahtına ağabeyinin vefatı üzerine 13 Aralık 1754 yılında oturdu. Şişman, asabî ve geçimsiz bir devlet adamı olduğu ve sadrazamlardan hiç biri ile geçinemediği söylenmektedir. Sadrazamları arasında yer alan Hekimoğlu Ali Paşa, Yirmisekizçelebi-zâde Mehmed Said Paşa ve son sadrazamı olan Koca Mehmed Râgıb Paşa, gerçekten değerli olan devlet adamlarındandır. Ağabeyinin aksine müziği sevmez ve kadınlara iltifat etmezdi. Tebdil gezmek en önemli merakı idi. Kadınların sokaklarda serbestçe dolaşmalarını ve giyinip süslenmelerini ciddi manada sınırlamalara tabi tutmuştu. Hekimoğlu Ali Paşa, padişahın bazı makul olmayan tekliflerini şiddetle reddedecek kadar dirâyet sahibiydi ve arada sırada onunla tartışırdı.

III. Osman zamanının hatırlanacak olan en önemli olayları, İstanbul’un büyük bir kısmını ve hatta Paşakapısını dahi yok eden Hocapaşa ve Cibali yangınları; çok insanın ölümüne sebep olan veba salgını ve denizleri donduran müthiş kışlar gibi dahili hâdiselerdir. Kısaca III. Osman, çok yönleriyle diğer padişahlara benzemeyen farklı bir insandır ve 30 Ekim 1756 tarihinde şirpençeden dolayı vefat etmiştir.
KADIN EFENDİLERİ: 1- Leyla Baş Kadın. 2- Zevkî Üçüncü Kadın. 3- Ferhunde Emîne Dördüncü Kadın. Çocukları olmamıştır .
ww.uydulife.tv
__________________



LÜTFEN VERİLEN EMEĞE SAYGI DUYALIM


makinist isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Eski 21.07.08, 21:01   #6
makinist
 
makinist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 1
Üyelik tarihi: 16.07.2008
Nereden: Yalova
Yaşım: 46
Mesajlar: 4.211
Konular: 2124
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 10
Rep Puanı : 1000
Rep Seviyesi : makinist isimli üye Tecrübe puanını kapatmıştır.
Aktivite
Level: 48 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 119 / 1190
Güç: 1403 / 56377
Tecrübe: 61%

İletişim
Lightbulb

Sultan III. Mustafa


III. Ahmed’in 1717 yılında Emine Mihrişah Sultân’dan dünyaya gelen oğludur. Laleli Camiinin bânisi olan III. Mustafa, Ekim 1756 yılında III. Osman’ın vefatı üzerine Osmanlı tahtına oturmuş ve 1769 tarihinden itibaren de Gâzi ünvanını kullanmıştır. Müneccimlik ve ilm-i nücûma aşırı bir ilgisi olduğu söylenmektedir. Şâir, hattât ve âlim bir padişah olan III. Mustafa, sadrazamı Koca Râgıb Paşa olması hasebiyle, saltanatının ilk on yılını huzur içinde devam ettirmiştir. Râgıb Paşa, akıllı bir vezirdir ve Padişahın harp ilanı arzularını 6 yıl boyunca dirâyetle reddetmiştir. 1757’de son cülûs bahşişini veren ve daha sonra bu âdeti ortadan kaldıran III. Mustafa, devlet hayatındaki problemleri ıslaha meyilli, malî konularda hassâstır. Süveyş Kanalını açmayı düşünen devlet adamlarındandır. Kapıkulu Ocaklarını rahatsız etmeden bazı reformlar yapmaya çalışmış; piyadeye dokunmadan topçu ve bahriye subayları yetiştiren Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn ve Mühendishâne-i Bahrî-i Hümâyûn’u kurmuştur. 22 Mayıs 1766 yılında büyük İstanbul depremi onun zamanında olmuştur. Avrupa’da iktidar depremleri olurken, Osmanlı Devleti bu depremlerden etkilenmemiştir.

Rusların andlaşmalara aykırı olarak Polonya’ya asker sokması, Fransızların teşvik etmesi ve Padişah’ın savaşa meyilli olması, Ekim 1768’de Rusya’ya karşı harp ilan edilmesine sebep olmuştur. Çariçe II. Katerina komutasındaki Rus orduları, önce Kırım Han’ı Giray Han’ın darbelerine maruz kalmışlar ise de, Osmanlı ordusunun tecrübesiz ve hazırlıksız olması hasebiyle, 1769 son baharında Polonya’nın kapısı olan Hotin’i teslim almışlardır. Karadeniz Osmanlı Gölü olması sebebiyle Fin Körfezinden Akdeniz yoluyla sürpriz bir şekilde Mora’ya Rumlarla birlikte asker çıkaran Ruslar, 1770 Nisan’ında perişan edildiler; ancak Baltık Filosu ile Ege’ye yönelen Rus kuvvetleri Temmuz 1770’de Koyun Adaları açıklarında Osmanlı gemilerine karşı büyük kayıplar vererek çekildi; sonra da Çeşme Limanında Osmanlı gemilerine baskın düzenleyerek çok büyük kayıp verdirdiler. Avrupa’da büyük akisler uyandıran Çeşme Baskınının intikamı Cezayirli Hasan Paşa tarafından alındı.

İşte Osmanlı Devleti’nin asırlardır, yani en az 1453 yılından beri dünyada tek süper güç olarak hayatını devam ettirmesi, bundan sonra meydana gelecek olaylarla sona erdi. Çünkü Kont Romanzov komutasındaki Rus kara askerleri Boğdan’ın Kartal (Larga) denilen bir mevkiinde Sadrazam İvaz-zâde Halil Paşa’yı Ağustos 1770 yılında mağlup ediyor ve Bender Rusların eline geçiyordu. Rusya bununla da kalmadı ve Kırım’ın kapısı olan Orkapı’yı kuşattı. Çariçe, Osmanlı Devleti’nden ayrılırsa bağımsız bir devlet olarak kabul edeceğini söyleyerek Kırım’ı ikiye böldü ve Kırım Rus işgaline mecburen boyun eğdi (Temmuz 1771). Artık Osmanlı Devleti dünyanın 1. Devleti olma özelliğini kaybetmişti. 1771 yılı içinde Ruslar Eflak’i yani Romanya’yı işgal ettier. Arkasından Dobruca’dan Bulgaristan’a giren Rusların bu ilerlemeleri, açtığı harp sebebiyle devletin başına büyük felâketlerin gelmesine sebep olduğunu düşünen Padişah’ı zora soktu ve sıkıntılar içinde nüzûl hastalığına tutularak vefât etti (Ocak 1774). Osmanlı Devleti’nin gerileme dönemini başlatan Kaynarca Andlaşması, III. Mustafa’nın vefâtından sonra I. Abdülhamid devrinde imzalanacaktı.

ZEVCELERİ: 1- Ayn’ül-Hayât Baş Kadın Efendi. 2- Mihr-i Şâh Vâlide Sultân; Baş Kadın Efendi ve III. Selim’in annesi. 3- Rif‘at İkinci Kadın Efendi. 4- Ayşe Âdil-şah Üçüncü Kadın Efendi. 5- Fehîme Üçüncü Kadın Efendi. 6- Binnaz Üçüncü Kadın Efendi. ÇOCUKLARI: 1-Şehzâde Mehmed. 2-Şehzâde Sultân Selim III. 3-Şah Sultân; 4- Beyhân Sultân; 5- Hatice Sultân; 6- Fatma Sultân; 7- Hatice Sultân; 8 - Hibetullüh Sultân; 9- Mihrimah Sultân; 10- Mihrişah Sultân .
ww.uydulife.tv
__________________



LÜTFEN VERİLEN EMEĞE SAYGI DUYALIM


makinist isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla

Bookmarks


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Dizayn ve Kurulum : Makinist
Forum SEO by Zoints

E-Marine Education | Vbulletin | Tosfed |
www.bilgivadisi.biz   www.bilgivadisi.biz