..:: BİLGİ VADİSİ ::.. BİLGİ VADİSİ RSS   TWİTTER   BİLGİ VADİSİ FORUM FACE GRUBU  

Anasayfa Kimler Çevrimiçi Bugünkü Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   ..:: BİLGİ VADİSİ ::.. > GENEL KONULAR > İL İL TÜRKİYEMİZ > Marmara Bölgesi
Google

   

 
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Osmanlı Hakimiyetinde Çanakkale
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
481

Yeni Konu aç Cevapla
 
Seçenekler Stil
Eski 21.12.10, 01:01   #1
sansar
 
sansar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 2752
Üyelik tarihi: 27.12.2009
Yaşım: 55
Mesajlar: 3.980
Konular: 2849
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 25
Rep Puanı : 764
Rep Seviyesi : sansar is a splendid one to beholdsansar is a splendid one to beholdsansar is a splendid one to beholdsansar is a splendid one to beholdsansar is a splendid one to beholdsansar is a splendid one to beholdsansar is a splendid one to behold
Aktivite
Level: 47 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 116 / 1166
Güç: 1326 / 50757
Tecrübe: 65%

İletişim
Standart Osmanlı Hakimiyetinde Çanakkale

Osmanlı Hakimiyetinde Çanakkale

1345 yılında Orhan Gazi,Biga Yarımadasında egemen olan Karesi Beyliğinin yönetimine son vererek topraklarının büyük bir kısmını eline geçirmesi ancak,Çanakkale Boğazına tamamen hakim olamamıştır.

Çanakkale ve çevresindeki kalelerin art arda fethi,önemli miktarda Türk nüfusunun buralara gelip iskan etmesine ve yeni Türk yerleşim alanlarının oluşmasına neden oldu.Osmanlılar’a yeni ilhak eden Karesi topraklarındaki göçebe Türkmenler,göç eden nüfusun başında geliyordu.Lapseki,Gelibolu ve Bolayır gibi merkezlerde zaviye başta olmak üzere cami,mescit,hamam,kervansaray,hanlar gibi dinin ve sosyal binalar inşa edildi.Hatta paşa sancağının ilk merkezi Gelibolu oldu.Bu arada bu iki kıtayı birbirine bağlayan ve özellikle ordunun Rumeli’ye sevki için kullanılan Lapseki,Çardak ve Gelibolu limanlarının önemi daha da arttı.İstanbul’un fethi sonrasında bu limanlar sadece Rumeli ile bağlantıyı sağlamakla kalmadı,payitahtın iaşesini de sağlar oldu.

Osmanlı deniz ulaşım sistemi ile ilgili listelerde bu limanlar da yer almaktadır.Söz konusu iskele cetvelinde yer almayan Karabiga limanı,daha çok İstanbul’un odun ihtiyacı ile zahire başta olmak üzere yiyecek temininde kullanılmaktaydı.Özellikle Biga kazası ve çevresinde kesilen odunlar Karabiga limanına getirilmekte ve buradan İstanbul’a gönderilmekteydi.Bir ara odun naklinde Kemer limanı da kullanılmaya başlansa da Kemer’de kadırga yapımı için toplanan palutlar(pelit,meşe)’ın,odun nakli sırasında çalınmasından dolayı bu kesin bir biçimde yasaklanmıştı.

Cetvelde yer almayan Marmara denizinin diğer bir limanı olan Kemer ise kadırga yapımı ve Tersane-i amire için kereste,Tophane-i amire için kazık naklinde kullanılmaktaydı.Liman,bir anlamada önemli tersanelerinden olan Gelibolu tersanesinin yedeği konumunda olup donananın kadırga ihtiyacının yoğun olduğu durumlarda önemli inşa faaliyetlerine sahne olmuştu.

Çardak limanı ise iki kıtayı birleştiren bir liman olmanın yanında İstanbul un iaşesi ve sefer zahiresinin naklinde de önemliydi.Saray için Lapseki kazasından toplanan karpuz,kavun ve üzüm gabi yaş meyveler ile çeşitli kuru meyveler ve balbumu bu limandan sevk edilmekteydi.

Anadolu’nun kuzeybatı uç noktasında yer alana ve Osmanlı klasik dönem idari yapılanmasında ağırlıklı olarak Biga ile Gelibolu sancaklarına karşılık gelen Çanakkale ili,stratejik konumu sebebiyle özellikle İstanbul fethi öncesinde Rumeli’ye hareket eden Osmanlı kuvvetleri için bir geçiş güzergahı olmuştur.Biga ve Gelibolu sancaklarının Marmara denizine bakan kıyıları,Anadolu’yu Rumeli’ye ve Rumeli’yi de Anadolu’ya bağlayıp ulaşımı sağlarken,Çanakkale boğazına bakan kıyılarındaki müstahkem mevkileri de İstanbul’a gelen ticari emtiayı kontrol edip gümrük hizmetlerini yerine getirmiştir.

Çanakkale ve çevresi Fatih Sultan Mehmed ve IV.Mehmed dönemlerinde daha da önemli bir hale geldi.Fatih,İstanbul savunması için Çanakkale boğazının en dar yerinde,Anadolu yakasında Sultaniye ve hemen karşısındaki Rumeli yakasında Kilidülbahr,Anadolu yakasında 1463 yılında inşa edilen ve Kal’a-i Sultaniye adı verilen bu yapı kare şeklinde idi.Köşelerinde burçlar ve ortasında büyük bir kale ve yine Fatih Sultan Mehmed tarafından inşa ettirilen bir de cami bulunuyordu.Fatih kale içinde bu camiden başka şehirde bir başka cami ve hamam yaptırtmıştı.Stratejik önemi çok fazla olan bir kesimde kurulan bu kale etrafında zamanla gelişen bir yerleşme yeri oluştu.Çanak imalat ve ticaretin şöhrete kavuşması sonucunda da Kal’a-i Sultaniyye’ye Çanak-Kal’ası denilmeye başlandı ve zamanla bu isim yerleşerek eski ismini unutturdu.Daha sonrada Çanakkale şekline dönüştü. Çanakkale yöresi,Osmanlılar döneminde özellikle denizcilik konusunda önem kazanmıştır.Ünlü Osmanlı amirali Barbaros Hayrettin Paşa 1533’te İstanbul’a gelmiş,Padişah Kanuni Sultan Süleyman tarafından kendisine Beylerbeyi unvanı verilerek Gelibolu kaptanlığına atanmıştır.

Çanakkale Boğazı,Girit savaşları sırasında 1647 yılında Venedikliler tarafından tekrar kuşatıldı.Osmanlı Donanması Çanakkale Boğazından dışarı çıkıyor ve Girit’e yardım gönderemiyordu.Bu savaş uzun yıllar sürdü.Nihayet on yıl sonra 1657 yılında Köprülü Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı Birlikleri Venedikleri yenerek boğazı temizlediler.1717 yılında Osmanlı Donanması boğazdan çıkarak Bozcaada önlerinde boğazı ablukaya alan Venediklileri tekrar yendi.1770 yılında Cezayirli Hasan Paşa,Rus donanmasını yenerek,boğazı ve Rusların işgal ettiği Zimmi adasını kurtararak Kaptan-ı Deryalığa yükseldi.Bu tarihten sonra da Çanakkale Boğazı önemini korumuş,ele geçirilmesi ve denetlenmesi çeşitli devletler arasında önemli bir sorun olmuş,bir çok savaş ve çatışmalar neden olmuştur.Ülkeler arasında savaşlardan sonra yapılan barış antlaşmalarında mutlaka boğazlar ile ilgili maddeler yer almıştır.Örneğin 13 Temmuz 1841tarihinde imzalanan 4 maddelik Londra Boğazlar Sözleşmesinin 1.maddesinde;Osmanlı Devleti,barış zamanında eskiden beri uygulamakta olduğu boğazlardan yabancı savaş gemilerinin geçişini yasaklamayı bundan sonra da sürdürmeyi;İngiltere,Rusya,Fransa,Prusya ve Avusturya’da bu karara saygı göstermeyi taahhüt ediyorlardı.Böylece Avrupa Devletleri boğazları geçiş rejimi ile hukuksal statüsünü Osmanlı İmparatorluğunun takdir ve yetkilerine bağlı olmaktan çıkarıp,uluslar arası taahhütlere bağlı bir ilkeye dönüştürüyordu.Boğazlar Konusundaki uluslar arası antlaşmalar 20 Temmuz 1936 Montrö Sözleşmesine kadar süre gelmiştir.

İdari bakımdan Çanakkale şehri Osmanlı İmpartorluğu’nun ilk dönemlerinde Anadolu eyaleti içindeki Biga sancağına bağlı bulunuyordu.Daha sonra yaklaşık 1533 yılında kurulmuş bulunan ve merkezi Gelibolu olan Cezayir-i Bahr-i Sefid vilayetinin içinde yer aldı.Sonra bu vilayetin merkezi Çanakkale oldu.1876 yılından sonra da müstakil Biga sancağının merkezi haline geldi.

Çanakkale Boğazı bölgesinde karada yapılan savaşların en büyüğü ve en anlamlısı da kuşkusuz 20.yüzyılın başında vuku bulan Çanakkale Savaşları’dır.

Türk ve Dünya tarihinde Çanakkale Savaşları olarak geçen ve tarihte benzeri az olan bu olay,Birinci Dünya Harbinin önemli bir dönemidir.Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri(İngiltere-Fransa) arasında,Çanakkale Boğazı ve dolaylarında yapılan kara ve deniz savaşlarını kapsayan Çanakkale Savaşları,3 Kasım 1914 -9 Ocak 1916 tarihleri arasında uzun bir zaman sürmüştür.

Türk Ordusu Çanakkale’de yarım milyona yakın bir düşman kuvvetine karşı koyarak,müttefiki olan Almanya’ya büyük yardımda bulunduğu gibi,1.Dünya Savaşının kaderi ve Rus Çarlığı’nın çökmesinde önemli bir rol oynadı.Karma bir yönetim ve çok az bir cephaneyle,sıkıntılar içinde yürütülen savaşlar sonunda Türkler 253.000 kayıp verdiler. İngiliz ve dominyon kayıpları da 198.340 ile 215.000 arasında hatırı sayılı değişiklikler arzeder. Fransız zayiatı ile boğularak kaza sonucu ölümler dahil olmak üzere; toplam müttefik kayıpları muhtemelen 256.000 idi. Bunlardan 46.000′i harekât esnasında ölmüş veya hayatlarını aldıkları yaralar yüzünden kaybetmişlerdir. Elhasıl Türklerin savaşa katılan asker sayısı: 500.000. Ölü: 55.177, yaralı: 100.177, kayıp: 10.067, hastalıktan ölen: 21.498, hastalık nedeniyle askerliği terk: 64.440, Toplam zayiat: 251.309. Fransızların savaşa katılan asker sayısı: 79.000. Kayıpları: 47.000 İngilizlerin savaşa katılan asker sayısı: 410.000. Kayıpları: 205.000 olarak gösterilmektedir. Mamafih, bu ve benzeri sayıların gerçeği yansıttığı söylenemez.
ww.uydulife.tv
__________________






sansar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla

Bookmarks


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Dizayn ve Kurulum : Makinist
Forum SEO by Zoints

E-Marine Education | Vbulletin | Tosfed |
www.bilgivadisi.biz   www.bilgivadisi.biz