30.10.09, 20:30 | #1 |
Neden aynı şeyleri tekrar tekrar yaşarız?
“Allahım neden ilişkilerim hep aynı bitiyor? Neden hep aldatılıyorum ben? Neden benim başıma geliyor hep aynı şeyler?” diye başladı söze. İlk sevgilisi onu aldattığı için ayrılmıştı. Sonra nişanlısını sekreteriyle yakalamıştı. Altı yıllık evliliği de bir başka kadın yüzünden bitmişti. Artık erkeklere güvenmiyordu. “Her erkek aldatır” diyordu. Bu korkusu yüzünden eşinden ayrılalı 3 yıl olmasına rağmen yeni bir ilişkiye başlayamıyordu. Birkaç kişi çıkmıştı karşısına ama bir türlü onlara güvenemiyordu. Zaten mutlaka da yalanlarını yakalıyordu. Hayatını, şansını, erkekleri, başka kadınları, Türk toplumunu neredeyse herkesi suçluyordu. Yaşadıkları gerçekten zor olaylardı. Umudunu yitirmişti. Yalnızlık da zordu ama kimseye güvenemiyordu. Büyük bir çıkmazda, mutsuz ve çaresizdi. “ Bir yolu yok mu? Değiştirmenin bir yolu yok mu?” diye sordu. “Elbette var.. ve bu yolda birlikte yürüyeceğiz..” dediğimde, ilk kez gözleri ışıldadı. İnsanoğlu, duyduklarını, gördüklerini, hissettiklerini zihninde değerlendirir ve bir sonuca varır. Algıladıklarının sadece odaklandığı kısmını alır ve diğerlerini siler. Ve olayları, bilgileri, davranışları, hisleri kıyaslar. Başkalarıyla, öncekilerle, sonrakilerle, benzerleriyle, zıtlarıyla…. Son olarak da geneller. Hep öyle olduğu sonucuna varır. Birden fazla yaşamışsa, duymuşsa, okumuşsa ve birden fazlasıyla farklı veya benzerse, bunu geneller. Bir yargıya varır. İşte inançlar da böyle oluşur. Boğulmaktan korkan bir insan, bin kişilik bir plajda bir kişi boğulduğu zaman, geriye kalan dokuzyüzdoksandokuz kişinin boğulmadığını fark etmez. Hele kendisi de bir boğulma tehlikesi geçirmişse, artık onun için deniz tehlikelidir. O boğulan kişinin yüzme bilip bilmemesi, alkollü olup olmadığı gibi bilgileri araştırmaz. Sadece boğulmaya odaklanmış ve denizin tehlikeli olduğu inancını oluşturmuştur bile. Hayal kırıklıklarıİşte hayatımızda böyle inançlar geliştiririz. Bunları gerçek kabul ederiz. Gerçekleri kendi bakış açımızla oluşturduğumuzu fark etmeyiz. Oysa inandığımız şey gerçeğin kendisi değildir. Bizim onu zihnimizde algılamamız ve şekillendirmemizdir. Zihin neye inanıyorsa, onun gerçeği işte bu şekilde o olur. İnançlarımız bir süre sonra gerçeğimiz olur. Neye odaklanır, zihnimizde neyi oluşturursak, hayatımızda da onu yaşamaya başlarız. Çünkü, zihnimizde, düşüncemizde ne varsa, davranışlarımızda da onu yaşarız. Düşünceler davranışları, davranışlar da yaşam şeklini oluşturur. Zihinde ne varsa, davranışlarda o, dolayısıyla yaşamda da o vardır. Biz neye odaklanır, yani neyi seçersek, onu gerçeğimiz yaparız. Hep aynı düşünerek, hayatımızda hep aynı gerçekleri yaşamaya başlarız. İnançlarımız gerçeklerimizi oluşturmaya, olayları kendi inançlarımızla anlamlandırmaya ve yorumlamaya, hatta yaşamaya başlarız. Karda düşeceğimize inanıyorsak, düzgün basamaz düşeriz. Çünkü inancımız neyse davranışımız o doğrultudadır. Yapamam dediğimiz hiçbir şeyi yapamayız. Başaramam diyorsak, burnumuzun dibindeki fırsatı göremez başarısız oluruz. Aldatılacağımıza inanırsak aldatılır, kaybedeceğimizden korkarsak kaybeder, düşeceğimize inanırsak düşeriz. Olayları tekrar tekrar yaşamak istemiyorsak, düşüncelerimizi değiştirmeyi başarmalıyız. Bu yolda doğru ve emin adımlarla yürüyerek, hayatımızı değiştirebiliriz. ww.uydulife.tv
__________________
Ölümü bildiği haldegülüp neşelenen,Kadere iman ettiği halde üzülen,Rızka ALLAHü tealanın kefil olduğunu bildiği halde lüzumsuz zahmetlere giren,Kıyamette sorgu suale inandığı halde gaflete dalan, Fani olduğunu bildiği halde,dünyaya bel bağlayan kimseye hayret etmemek imkansızdır PROGRAMLAR VE KONULAR ALINTIDIR ve TANITIM AMAÇLIDIR..
|
|
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|