Binlerce aşk romanı yazılmış, ama aşkın romanı yazılmamıştı. Psikiyatrist doktor Mustafa Ulusoy, aşkın romanını yazdı: Aynalar Koridorunda Aşk… Bu kitapta aşk adına bugüne dek yazılanların bir benzerini değil, aşka dair bugüne kadar yazılmayanları bulacaksınız…
Caddede bir terapist yürüyor; insanları gözlemleyen ve yaşadıkları mutsuzluğun nedenlerini anlamaya çalışan bir terapist.
Dr. Mavi, Aynalar Koridorunda Aşk’ın kahramanı. Hepimizin yaşadığı duygusal karmaşaları tecrübe eden, varoluşun özünü anlamaya çlışan Beyaz, Kırmızı, Gri ve Sarı da. Ve vitindeki aksini inceleyenyüksek ökçeli kırmızı ayakkabılı kadın, etrafın ilgisini çekmek için sarmaş dolaş gezen sevgililer, önündeki arabayı sollayamayınca kendini değersiz hisseden BMW sürücüsü. Birer varoluş mabedi haline gelmiş kafeler, restoranlar ve buraları dolduran insanlar. Milyonlarca imge. İmgelerde varoluşunu arayan insanlar. Aynada kendini gördüğünü zanneden ama Beyaz’ın söylediği gibi asla görmeyecek olan, restoranda yemek yiyen kadın…
Narsistleşmiş benliğin mabedine hapsolup kendi varoluş gerçekliklerinden uzağa düşenler, içlerindeki boşluğu aşkla doldurmaya çalışıyorlar.
Peki, aşk insanın kalbini doldurmaya yeter mi? Sonsuz sevilme, değerli görülme ihtiyacını duyan insanın kalbini kim nasıl doldurur?
Dr. Mavi, Beyaz, Kırmızı, Gri ve Sarı, rüyaların, gerçeklerin ve aynaların izini sürerek bu sorunun cevabını arıyorlar…