Sekiz ilçeye sahip güzel bir şehirdir Kırklareli. Kuzeyde Bulgaristan’a komşuluk eder, güneydoğusunda İstanbul yer alır. Güneyde Tekirdağ ve batıda Edirne de çevreler onu. Sınırları içerisinde Trakya’nın en yüksek dağı olan Mahya Dağı’nı da barındırır aynı zamanda. İl merkezinde her yıl 10.000’i aşkın ziyaretçi alan bir müze bulunmaktadır. Tarihi eser bakımından önemi de es geçilemeyecek kadar fazladır. Birçok köprü, camii, hamam, çeşme v.b. yapılar vardır Kırklareli’nde. Bir de ünlü yapılarına bakalım Kırklareli’nin. Alpullu Şeker Fabrikası bu şehirde yer alır. Ayrıca ünlü bir de doğalgaz santrali vardır: Hamitabat Doğalgaz Santrali. Dupnisa Mağarası, Hızırbey Camii ve Külliyesi, İğneada, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Dereköy ve sayamadığımız bir çok güzelliğe sahip Kırklareli. Ayrıca söylemekte fayda var; köklü bir geçmişi vardır. Bir dönem sular altında kalmış ve sonra tekrar yükselmiştir.

Birçok Antik yerleşim merkezlerine de ev sahipliği yapar. Kara iklim tipine ve ormansal bitki örtüsüne sahiptir. Şehrin %60’a yakın bir kısmını ormanlıklar oluşturur, %35’i ise tarım yapılan arazidir. Yine %7’lik bir bölümü çayırlarla kaplıdır. Peki ne yenilir, ne içilir Kırklareli’nde? Ayçiçeği üretimi oldukça yaygındır. Kendine özgü yemeklerinden olan kapama, kaçamak, plaksa, keşkek, zerde mutlaka tadılmalıdır. Hardaliye de yine mutlaka içilmesi gereken yöreye has içeceğidir. Günlük yaşamda etli gıdalar ve süt içeren besinler önemli yer tutar. Kırklareli 2003 senesi yapılan araştırmalar sonucunda sosyal ve ekonomik bakımından Türkiye’de 11. sıraya yerleşmiştir. Eğitim bakımından ise Türkiye 7.si olarak büyük bir başarı göstermiştir. Yüksek öğrenim kurumu olarak Kırklareli Üniversitesi’ne sahiptir. Kırklareli’nin isminin kökeninin hikayesi de bir vatanseverlik örneğidir. Türk akıncıları yeni şehirler keşfederken bu bölgede 40 şehit vermiştir. 40 şehitin anısına ‘Kırklareli’ konmuştur şehrin adı. Ama emekler boşa gitmemiş ve daha sonra bu şehir fethedilmiştir.

__________________