22.04.10, 08:56 | #1 |
Hz. Peygamber (S.A.V.)'i sevmek ve anlamak...
Hz. Peygamber (S.A.V.)'i sevmek ve anlamak... Teala ; varlığını ve birliğini biz insanlara duyurmak için yeryüzüne zaman zaman peygamberler göndermiştir. Bu peygamberlerin içerisinde Hz. Muhammed (S.A.V.)’in müstesna bir yeri vardır. Hz. Adem (a.s.)’dan bu yana tüm Nebiler ve Resuller O’nun son peygamber olarak geleceğini belirtmiş bütün semavi kitaplar O’nu müjdelemişlerdir. Yani bütün nebiler O’nun teşrifatçıları inen kitaplar da O’nun nübüvvetinin birer şahitleridirler. O imansızlığın ahlaksızlığın zulmün ve cehaletin insanlığı kapladığı bir zamanda bir hidayet meşalesi olarak geldi. Peygamberlik kapısı onunla kapandı ve mühürlendi. O insanlığın da peygamberliğin de zirvesindedir. Hiçbir kalem onu tasvir hiçbir beyan onu tavsif edemez. Bizzat O'nu övmüş ve yaratmıştır. O Teala nazarında; Habib yani sevgili makamındadır. (C.C.) O'nun tarif ettiği yoldan gidilerek bulunur yani Marifetullah’ı bulmak Hz. Muhammed (S.A.V.)’den geçer. Zat-ı Uluhiyeti tasdikle başlayan kelime-i tevhid; risalet-i Muhammediyeyi tasdikle son bulmaktadır. Bu demektir (S.A.V.)’siz tevfik olmaz Muhammed (S.A.V.)' siz muhabbet olmaz. Nitekim Teala Kur’an-ı Kerim’in de; “De ki: Eğer siz Teala’yı seviyor iseniz bana uyunuz ki ' Teala’da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın” (1) buyurmaktadır. O zahirde ümmi idi okuma yazma bilmezdi. Gerçekte ise “Ümmü'l Kitap”tı. İlimler deryası idi. Zaten O’na kim hocalık yapabilecekti! Kim O’na neyi ne ile öğretecekti! Evet mevcut mahlukun hiçbiri ona hocalık yapamazdı. Zira O’nun Üstadı bizzat “Ezel ve Ebed” Sultanı olan Teala’ydı.. O bütün ilimleri kuşatmıştı ilimler O’nu kuşatamazdı. O diğer Peygamberler gibi bir kavmin bir milletin değil topyekün insanlığın peygamberidir. Bütün alemlerin Rahmet Peygamberi’dir. Cihan mürşididir. Zaman-ı saadetinden dünyanın sonuna kadar olan devir “devr-i Muhammedi”dir. O’nun bildirdiklerini kabul edenlere “ümmet-i Cemaat” veya “ümmet-i icabe” yani; Bir toplumun kendilerine gönderilen peygamberlere inananlar grubu. Ümmetin peygamberine inanıp davetine icabet eden kısmı demektir. O’na “Abdullah'ın oğlu Muhammed” gözüyle bakanlar yanıldılar ve yıkıldılar O’nda “Muhammedün Rasulullah”ı görenler bahtiyar oldular. O Gülün Güllerin Sultan'ı Efendisi'dir. O’nun hayatı; edep nezaket iyilik temizlik sevgi şefkat merhamet ihlas samimiyet vefa doğruluk vb... diğer faziletlerle dolu bir hayattır. Teala başka bir Ayet-i Kerimesin de O’nu beşeriyete takdim ederken: “Şüphesiz sen büyük ahlak büyük seciye ve büyük fazilet üzerinesin.” (2) buyurmaktadır. Evet O; “Alemlere Rahmet” olarak geldi sevgi ile baktı merhametle sinesini açtı şefkatliyle dünyayı kuşattı. Böyle bir peygambere ümmet olmak ne büyük bir bahtiyarlık ve ne büyük bir şereftir! İnsanoğlu gelişinde gidişinde maddesinde manasında edebinde erkanında O’na uymadıkça hüsrandadır felakettedir. Beşeriyetin ebedi huzur ve saadete kavuşması ancak O büyük insanı her zaman ve mekanda her işte ve herhalde örnek almakla anmakla ve anlamakla mümkündür. O’nu anmak-anlamak demek; O’nu hayatımızın merkezinde tutmak Sünnetlerini Hadis-i Şeriflerini öğrenmek doğru idrak etmek ve hayatımıza nakşetmekle mümkündür. O bizim sebeb-i hidayetimizdir. İslam'ın hakikatini hayatın ve mematın zevkini biz O’ndan öğrenmişizdir. Kalbimizin tek zineti O’nu hatırlamak ve anlamak olmalıdır. Rabbim; cümlemize Fahr-i Kainat Önderimiz Biricik Sevgilimiz Peygamberimiz Hz.Muhammedi-nil Mustafa (S.A.V.)’i anmayı doğru anlamayı Sünnet-i Seniyyesi üzerine bir yaşam idame ettirmeyi ve nihayetinde şefaatlerine nail eylesin İnşaallah... ww.uydulife.tv
|
|
Bookmarks |
Etiketler |
hz. peygamber (s.a.v.)'i sevmek ve anlamak... |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|