..:: BİLGİ VADİSİ ::.. BİLGİ VADİSİ RSS   TWİTTER   BİLGİ VADİSİ FORUM FACE GRUBU  

Anasayfa Kimler Çevrimiçi Bugünkü Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   ..:: BİLGİ VADİSİ ::.. > GENEL KONULAR > İSLAM DÜNYASI > Hz Muhammed ( S.A.V.)
Google

   

 
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Hz. Muhammed (Sav.)'e Çocukça Muhabbet
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
936

Yeni Konu aç Cevapla
 
Seçenekler Stil
Eski 06.06.11, 03:25   #1
mucit
KIDEMLİ ÜYE
 
mucit - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
 
Üye Numarası: 4281
Üyelik tarihi: 17.04.2010
Nereden: Kocaeli
Mesajlar: 560
Konular: 522
Rep Bilgisi
Rep Gücü : 15
Rep Puanı : 63
Rep Seviyesi : mucit will become famous soon enough
Aktivite
Level: 21 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 518
Güç: 186 / 22261
Tecrübe: 75%

İletişim
Post Hz. Muhammed (Sav.)'e Çocukça Muhabbet

Hz. Muhammed (Sav.)'e Çocukça Muhabbet


Bir Müslüman için en kamil insan, vahyedilmiş ilahi dinlerin de kemal ufku olan İslam’ın peygamberi Hz. Muhammed –aleyhisselatü vesselam-dır; İslam da Allah’ın insanları yarattığı paralele uygun olan dindir.
Hz. Peygamber’i sevmek, her mü’min için en gerekli taatlerden biridir. Zîrâ sevgili Peygamberimiz (s.a.v), Buhârî ve Müslim’in Enes b. Mâlik (radıyallahuanh)’dan rivayet ettikleri bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
“Sizden birinize Ben, annesinden, babasından, çocuklarından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadığım müddetçe tam iman etmiş olamaz.” (Buhari, İman)
Senin sıfatın ne olursa olsun, hangi ahval içinde bulunursan bulun, akşam sabah her vakitte ve her anda Hz. Muhammed –aleyhisselatü vesselam- ‘ı kendin için en mükemmel bir mürşid ve en güzel bir rehber olarak bulursun. Hazret-i Mevlânâ ne güzel buyurur:
“Gel ey gönül! Hakiki bayram, Cenâb-ı Muhammed’e vuslattır. Çünkü cihanın aydınlığı, O mübarek varlığın cemalinin nurundandır.”
Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) suretçe insanların en güzeli olduğu gibi siretce de en mükemmeli idi. Bütün güzel sıfatlar O’nun üzerinde toplanmıştır. Yerdekiler O’na çok övülmüş (Muhammed) dediler. Göktekiler de O’na en çok övülen (Ahmed) dediler. O; nurdu, seçilmişti, en güzeldi, övülmüştü, mütevekkildi, şefkatliydi, elçiydi, adildi, cesurdu, rahmetti, bereketti, azizdi. O, Hz. Muhammed Mustafa –aleyhisselatü vesselam- idi.
İşte O kutlu elçinin doğum yıl dönümü her yıl Nisan ayında ülkemiz genelinde Kutlu Doğum Haftası olarak çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. İnsanlara elçiler göndererek büyük bir lütufta bulunan Cenab-ı Hakk’a sonsuz hamdü sena, başta Efendimiz –aleyhisselatü vesselam- olmak üzere o kutlu elçilerin hepsine binlerce salat-ü selam olsun. Bu kez farklı bir şey yazacağım.
Medine’de bir şirkette elektrik teknisyeni olarak çalışan Allah dostu ve peygamber aşığı bir kardeşimiz işin son günü sabah mesaisinde kendisine verilen teknik görevi tamamlayıp ayrılmak üzere iken Resulullah’ın Ravzasında elektrik çarpması sonucu vefat etti ve Cennetul Bakiye defnedildi. Tabii ailesi mecburi istikamet Türkiye’ye döndü. O zaman 7 yaşında olan oğlu Muhammed Nebi Doğanay bugün ortaokul öğrencisi. Kompozisyon dersi ödevi olarak bir makale yazmış ve birincilik almış. İşte o peygamber aşkını en derinden yaşayan bir yüreğin yansımaları.. Biliriz ki dil kalpten geçen her şeyi ifade edemez. Allah bize de bu kardeşimiz gibi Resulullah sevgisi nasip etsin. Amin.
“Bir seni güneşim, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geldiğim yerde…
Bir ilkbahar gününde güller gibi kokan Medine’de, dünyaya gözlerimi açmıştım. Doğduğum hastane senin Ravzanın hemen yanıbaşında olduğu için, duyduğum ilk koku senin bahçenin gül kokuları olmuş. Babam gelip te daha kulağıma ezan okumadan, kulaklarım senin mescidinin ezan sesleriyle şereflenmiş. 40 günlük olduğumda ilk ziyaretimi de senin Hane-i Saadetine yapmışım. İlk adımlarımı senin Ravzandaki mermerlerinde atmış ve Rabbimle ilk buluşmamı, ilk secdemi senin mescidinde yapmışım. Hemen hemen yaptığım her ilkte sen varsın. Daha konuşmasını öğrenmeden seni sevmeyi öğrendim ben. Belki seni çok tanımazdım ama sanki bana çok çok yakınmışsın gibi severdim seni.
Senin evini her ziyarete gelişimizde seni görmesek bile senin varlığını hisseder, evinden her ayrılışımızda hüzünlenirdik. Çocuklar evde sıkılınca babaları parka, eğlence yerlerine götürsün isterler. Biz Medine’de yaşadığımız sürece hiç babamızdan parka götürmesini istemedik. Bizim canımız sıkılmaz mıydı acaba hiç? Sanırım Medine’deki hiçbir çocuğun canı sıkılmazdı. Çünkü orada hiçbir yerde olmayan gül bahçesi ve bahçenin biricik efendisi vardı. Bizim vaktimizin çoğu o bahçede geçerdi.
Senin bahçenin mermerlerine ayakkabı ile basamazdık. Yalınayak dolaşırdık mermerlerin üstünde. Kim bilir, korkardık belki de bahçenin güllerine basıvermekten. Yazın mermerler ayaklarımı yakardı. Olsun bu da bizim hoşumuza giderdi. Babama sormuştum bir seferinde
- Babacığım neden Medine bu kadar sıcak diye. Babam da:
Evladım Medine’de iki tane güneş var da ondan, derdi.
- Nasıl olur babacığım, güneş bir tane değil mi? derdim. Babam gülerek:
- Bak yavrum doğru, bütün dünyayı ısıtan bir güneş var ama bir de alemleri ısıtan ve aydınlatan güneş var. O güneş de Medine’de olunca sıcaklık iki kat oluyor.
Babamın bu cevabı hoşuma giderdi ve ısınırdım. Gerçekten de ayaklarımızı mermerler ısıtıyordu ama senin güneşinde, sıcaklığında içimizi ısıtıyordu. Medine’den ayrıldığımızdan beri belki ayaklarımız ısınıyor ama içimiz bir türlü ısınamıyor. Çünkü güneşimizin en büyüğünü orada bırakmıştık. Ben güneşimi kaybetmiştim. Onun evine, bahçesine gidemiyordum artık. Gerçi ışığı ta buralarda bizi aydınlatıyordu ama içimi ısıtması için onun Ravzasında yalınayak koşmam lazımdı. Evet, bahçende yürürken ezanlar okunurdu. Öyle güzel okur ki Medine müezzini ezanı, sanki Bilali Habeşi okuyor sanırsınız. Namaz kılmak için Mescide koştururduk, bilir bilmez. Babamın yanında namaz kılardık.
Büyük sütünların altından gelen soğuk havadan saçlarımızı savurturduk. Zemzem bardaklarından güller yapardık. Namaz kılarken yanımıza usulca bir kedi sokulurdu. Babam incitmeyin sakın, onlar Ebu Hüreyre’nin kedileri’ derdi, biz de inanırdık. Senin Mescidine kediler de girebilirdi. Sen çok iyi bir ev sahibiydin çünkü.
Çarşamba günleri hep Uhud’a giderdik. Senin çok sevdiğin amcanı ziyaret etmeye, o bizim de amcamızdı. Kardeşlerimle Ayneyn tepesine çıkar oradan Uhud’da yatan 70 şehide selam verirdik. Uhud Dağı’na her baktığımızda sanki orada seni görür gibi olurduk. Uhud da Sen’in Ravzanın kokusu gibi gül kokardı. Orası da ayrı bir gül bahçesi idi sanki.
İşte benim yedi senem ki en değerli en güzel yıllarım Sen’in köyünde, Sen’in gül bahçende, Sen’in savaştığın yerlerde sanki yanımda Sen varmışsın gibi Seninle dopdolu geçti. Seni görmesem de Sen’inle yaşamaya o kadar alışmıştım ki Sen’in yanından ayrılırken sanki bir yanım, bir canım, bir parçam orada kalmıştı.
Buraları bana gurbet oluverdi. Elimde olsa hemen yanına koşar, gelirim ama hep büyüyünce gidersin diyorlar. Ben sırf Sen’in yanına gelebilmek için büyümek istiyorum. Sen’in yanına geldiğim zaman büyümüş bile olsam bahçendeki mermerlerde yalınayak dolaşacağım. Ta ki güneşin içimi ısıtana kadar.
Senin hasretinden içim üşüyor. Belki hasretin herkesi yakar, beni de üşütüyor işte. Çünkü benim ruhum doğduğumdan beri Sen’in sevginle ısınmaya alışkın.
Sen’in sıcaklığına o kadar muhtacım ki. Ne olur ben Sana gelemesem bile Sen beni hiç bırakma. Işığınla gecelerimize nur ol. Sıcaklığınla bütün zerrelerimizi ısıtıver. Hani Sana Medine’deyken komşuyduk ya, evlerimiz birbirine çok yakındı. Sen’in varlığın bize güven verirdi hep. Yine öyle ol, ara sıra da olsa evimizi şereflendiriver.
Hem benim adım Nebi, aynen Sen’inki gibi. Bu ismi bana Seni çok seven bir dostun koymuş. Diğer adım da Muhammed, yine Sen’in gibi. Bu ismi de canım babacığım koymuş. Buraya gelirken Sen’in köyünde bıraktığımız babacığım. Sana benzeyen bir yanım daha var. Ben de Sen’in gibi babasız büyüyorum. Ben çok şanslıyım, Sen bize asla yetimliğimizi hissettirmedin. Medine’den ayrıldığımızdan beri sanki Sen hep yanı başımızdaymışsın gibi hissediyorum. Geceleri korkmadan güvenle uyuyorum.
Seni tanıdığım ve Seni sevdiğim için Rabbime binlerce kez teşekkür ederim. Babam Sen’in köyünde kalmıştı. Biz babamın cenazesini gömerken abimin terlikleri babamın kabrine düştü ve orada kaldı. Ben o terlikleri çok kıskandım. Çünkü abimin terlikleri hep babamla kalacaktı. Babamı son
ziyaret edişimizde ben de kimse görmeden terliğimi babamın kabri üstüne gömüverdim. İşte şimdi benim terliğim de hep babamla kalacaktı.
Evet demiştim ya bir güneşimi, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geride. Babam ve terliklerim hep oradaydı, gelemezlerdi. Ama güneşim hep yanımızdaydı. Yetimlerin Efendisi, yetimlerini hiç ışıksız bırakır mı? Dünyanın bir ucuna gitmiş olsaydık bizi bırakmayacağını biliyordum.
Gözümüz, gönlümüz seninle aydınlanır Efendim. Ruhumuz, içimiz sıcaklığınla ısınır. Bir gün sana gelişim geç bile olsa bana, Gül bahçesinin mermerlerinde yalın ayak koşmak nasib etsin Allah. Ta ki aşkınla, sevginle bütün bedenim yanıp kavrulsun. Terliklerimi bıraktığım o güzel mabed son durağım olsun.”
Böyle güzel bir yazı ancak orada doğmakla, orada büyümekle ve O Yüce Peygamber’e hasretlik çekmekle yazılır.
Peygamber diyarında ona komşu olarak büyümüş bir çocuk, onun hasretiyle yanıp tutuşan, içi üşüyen bir çocuk, ona kavuşunca ısınacağını bilen bir çocuk ancak bu kadar güzel yazabilir.
Ben bu çocuğu ve yazdıklarını çok sevdim. Gözlerinden öpüyorum. Yoluna canımız feda... Rasulullah -aleyhissalatü ve’sselam-ın Kutlu doğumu hepimize kutlu olsun.
ww.uydulife.tv
__________________

♥♥(¯`´•.¸(¯`´•.¸ ________ღ♥♥ღ_________ ¸.•´´¯)¸.•´´¯)♥♥
♥♥---==-♥♥°° ÑE MUTLU TÜRKÜM DİYENE°°♥♥-==---♥♥
♥♥(_¸.•´´(_¸.•´´ ¯¯¯¯¯¯¯¯ღ♥♥ღ¯¯¯¯¯¯¯¯¯ `´•.¸_)`´•.¸_)♥♥
mucit isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Yeni Konu aç Cevapla

Bookmarks


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Dizayn ve Kurulum : Makinist
Forum SEO by Zoints

E-Marine Education | Vbulletin | Tosfed |
www.bilgivadisi.biz   www.bilgivadisi.biz