03.05.09, 15:39 | #1 |
GUSÜL Hakkında Geniş Bilgi
GUSÜL Gusüle, Türkçemizde boy abdesti de denir. Gusül Ne Zaman Lâzımdır? Guslü gerektiren haller üçtür: 1 - Cünüplük hâlidir. Bu, iki sebebden ileri gelir: a.) İster uyanık halde olsun, isterse uyku hâlinde olsun, herhangi bir temas veya cinsî münasebet olmaksızın, erkek ve kadından şehvetle meninin dışarı atılması. Meninin şehvetsiz boşalmasından dolayı cünüplük hâli meydana gelmez. Bu sebeble gusletmek de gerekmez. Sadece abdest bozulmuş olur. b.) Cinsî münasebette bulunulması... Burada meninin gelmesi (inzal) şart değildir. Cinsî münasebetin kendisi cünüplük sebebidir. 2 - Guslü farz kılan ikinci hal, kadınların hayız hâlidir. Kadınların hayız halleri son bulunca, gusletmeleri farz olur. 3 - Gusletmeyi farz kılan üçüncü durum, yine kadınlara mahsus bir hâl olan nifas, yani doğumdan sonraki lohusalık hâlidir. Nifas hâlinden kurtulan bir kadına da gusletmek farz olur. Guslün Hikmetleri ve Faydaları Gusül, âkıl-bâliğ olan her Müslümana, kendisinde guslü gerektiren bir hal meydana geldiği takdirde farzdır. Gusül temizliğinde, mânevî ve uhrevî birçok faydalar yanısıra, pek çok maddî fayda ve güzellikler de bulunmaktadır. Bu sebeble İslâmiyet, gusle büyük ehemmiyet vermiştir. İnsan bu vecibeyi yerine getirmekle, hem Allah'ın muhabbetini kendine celbetmekte ve rızasına nâil olmakta; hem de maddeten sıhhat ve âfiyet kazanmaktadır. Gusül, aynı zamanda küçük günahlara da keffârettir. Peygamber Efendimiz, Enes bin Mâlik Hazretlerine hitâben: "Ey Enes! Guslederken mübalâğa et. Böylece yıkanma mahallinden ayrılırken üzerinde günah ve hatâlardan arınmış olarak çıkarsın" buyurmuşlardır. Hz. Enes de: "Yâ Resûlâllah, mübalâğa nasıl olur?" diye sorduklarında, şu cevabı almışlardır: "Saç diplerini ıslat ve deriyi de pisliklerden arındır." Cünüplük, ibadetleri ifaya mâni, mânevî bir kirlilik hâli olduğu için, en başta mü'minin kendine ağır gelen, huzursuz kılan, ruhunu daraltan bir durumdur. Rivâyetlerde, yeryüzünün cünüp gezen insanlardan tiksinti duyup onları Allah'a şikâyette bulunduğu zikredilmiştir. Cünüp insanların yanına rahmet meleklerinin gelmeyeceği de yine rivâyetler arasındadır. Bu sebeble salâhat ve takvâ sahibi kimseler, kendilerinde cünüplük hâli meydana geldiğinde, bu halden kurtulmak konusunda acele etmişler; geceyi cünüp olarak geçirmekten şiddetle kaçınmışlardır. Bu, işin takvâ yönüdür. Bütün bunlar, cünüp olan bir insanın, uğursuz ve maddeten pis ve necis olduğu mânasına gelmez. Cünüp kimse ile görüşülüp konuşulmayacağı söylenemez. Dikkat edilmesi gereken husus; namaz vaktini geçirmeden yıkanmaktır. İnsan, namaz vaktini geçirmemek şartıyle, yıkanmayı te'hir edebilir ve bu halde iken cünüp kimseye yapması harâm olan işlerin dışında kalan herşey'i yapabilir. Bu da, işin fetvâ yönüdür. Ebû Hüreyre, bir gün yolda, cünüp iken, Resûlüllah Efendimize rastlamış, fakat bu cünüp hâliyle O'nun yanında bulunmaktan sıkılarak savuşup gitmiş, yıkanıp geri dönmüştü. Resûl-i Ekrem, kendisine nereye kaybolduğunu sorunca da durumu olduğu gibi anlatmış idi. Resûlüllah Efendimiz bunun üzerine Ebû Hüreyre'ye şu cevabı vermişlerdi: "Sübhânallah, mü'min hiç necis (pis) olur mu?" Bu hadîsten anlaşıldığına göre, cünüp olan bir mü'min, kimse ile görüşüp konuşamıyacağı bir pislik ve uğursuzluk içine düşmüş değildir. Şu halde, yeryüzünün tiksinip, rahmet meleklerinin kendisinden kaçtığı insanlar, cünüplüğü hafife alan ve cünüp gezmeyi âdet hâline getiren kimseler olmaktadır. Dinî açıdan bu derece kıymet ve ehemmiyet taşıyan guslün biraz da maddî ve tıbbî yönü üzerinde duralım: ww.uydulife.tv
__________________
|
|
Bookmarks |
Etiketler |
gusül hakkında geniş bilgi |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|