|
03.12.09, 07:46 | #1 |
Gönül Kabesini Tavaf etmek
ki birbirimizden farkımız… Hepimiz aynı özden, aynı mayadan, aynı hamurdan değil miyiz? Bir insan ömrü içine sığıveren mal, mülk, mevki, makam, şan şöhret mi bizi diğerlerinden ayıran? Bir günü elli bin yıl olan zaman boyutundan bakanlar için dünya hayatı ve insanlığın var oluş süreci bizim bir saniyemizden daha mı uzundur acaba? İnsanlara, hayvanlara, bitkilere ve canlı cansız bütün varlıklara bu gözle baktığımızda ne kadar farklı olduğunu elbette daha iyi anlamak durumundayız. Zira yaratan Allah(c.c.). Ruhsal varlığımız O’nun ol emrinden ibaret. Bu şekilde düşünüldüğünde manevi varlık bakımından hiçbir farklılık yok aramızda. Fizik varlığımızın topraktan olduğunu hem bütün kutsal kitaplar söylüyor hem de bilimsel veriler bunu doğruluyor. Tıpkı Ömer Hayyam’ın ünlü dörtlüğü gibi: “Dün çarşıdan geçerken iki bin testi gördüm Kimi suskun kimi konuşkan Her biri lisan-ı hal ile bana dedi ki; Testiyi yapan da, satan da, alan da biziz”. Yani çarşıdaki testiler ne kadar birbirinden farklı ise bizler de o kadar farklıyız. Birimizin diğerlerine üstünlüğü belki bu testilerin arasındaki kadar bile yok. Hal böyleyken ve hiçbir farklılığımız yokken bunca didişme, bunca kavga gürültü neden? Bu dünyada elde ettiklerimizden neyi yanımızda götürebileceğimizi birazcık düşünmüş olsak bu kadar gönül kırmanın, insanları ve doğayı incitmenin nasıl anlamsız olduğunu gayet iyi anlayabiliriz. İnsanoğlu can emanetini teslim ettiği anda bütün malvarlığı en yakınlarına geçer ve orada el değiştirir, ondan ayrılır. Eşi dostu, ailesi ise mezarının başına kadar gelir ve onlar da orada ayrılır giderler. Götüreceği ise yaptığı güzel işler, yani kazandığı gönüllerden payına düşen mutluluk, güldürdüğü yüzler ve işlediği hayır ve hasenat ile kırdığı gönüllerden, incittiği kullardan kitabına geçen ah u enindir. Böyle düşünülse hayatın ne kadar güzel, insanlar ne kadar diğer gam olurlar değil mi? Yani yaşamanın amacı, Yunus Emre’nin yüzyıllar önce söylediği gibi: Bir kez gönül kırdın ise bu kıldığın namaz değil, Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil Ben gelmedim da’vi için, benim işim sevi için… Gönül Allah’ın Kâbesi, gönüller yapmaya geldim. Yunus Emre der: Ey Hoca, istersen bin var hacca Hepisinden eyice, bir gönül’e girmektir. Allah (c.c.) cümlemizi gönül kıranlardan değil, gönüllere girenlerden, Yüce Yaratıcının evi gönül evini tavaf edenlerden eylesin… ww.uydulife.tv
__________________
Hersey çok oLunca ucuzLar Edep Bunun Aksinedir, O çoğaLdıkca değeri Artar |
|
03.12.09, 11:04 | #2 | |||||||||
Üye Numarası: 1
Üyelik tarihi: 16.07.2008
Nereden: Yalova
Yaşım: 46
Mesajlar: 4.211
Konular: 2124
Rep Gücü : 10
Rep Puanı : 1000
Rep Seviyesi :
Level: 48 [] Paylaşım: 119 / 1190 |
Yüreğine sağlık hatira çok güzel.
ww.uydulife.tv
__________________
LÜTFEN VERİLEN EMEĞE SAYGI DUYALIM |
|||||||||
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|