13.04.09, 02:19 | #11 |
Dünyanın ikinci Büyük Krater Gölü ve Bir Dünya Harikası NEMRUT KALDERASI
tarihçesi ve oluşumu: Ismini, M.Ö. 2100 yıllarında yaşamış Babil Hükümdarları "Narmuk"tan almaktadır. Farsça’da sönmüş dağ anl¤¤¤¤¤ gelen "Narmuk" kelimesi, zamanla halk arasında Nemrut olarak değiştirilmiştir. Tatvan’daki Nemrut Dağı, yeterince tanıtılmadığından Adıyaman’daki Nemrut Dağı ile sıkça karıştırılmaktadır. Çünkü bazı magazinel yazılarda Adıyaman’daki Nemrut Dağından bahsedilirken, bu dağdaki tarihi eserlerin yanında krater gölünden de bahsedilmektedir. Hâlbuki ne Bitlis’teki Nemrut Dağı’nda tarihi eserler vardır, ne de Adıyaman’daki Nemrut Dağı’nda krater gölü vardır. Nemrut Dağı, tabakalı volkanlar sınıfından, Kuvaterner döneminde oluşmuş, Anadolu’nun sönmüş yanardağları içerisinde en önemlisidir. Nemrut kraterinin oluşumunun pliosen jeolojik döneminde Doğu Anadolu’da tektonik sıkışmaya bağlı olarak gelişen bir genişleme çatlağı ile başladığı sanılmaktadır. Doğu Anadolu’nun jeolojik geçmişi incelendiğinde, önceleri Van Gölü havzası ile Muş havzasının birleşik olduğu anlaşılır. Yanardağın akıntılarıyla oluşan 1760m rakımlı Rahva düzüyle bu havzaların birbirinden ayrılması ve Van Gölü’nün bugünkü haline gelmesi, Nemrut Dağı’nın volkanizması sonucu olmuştur. Nemrut’un oluşum süreci boyunca yaklaşık olarak 210 km³ civarında volkanik maddeyi çevresine püskürttüğü hesaplanmaktadır. Nemrut yanardağından ilk patlama ile çıkan toplam madde yaklaşık 110 km³ olup, yakın çevreye çökelmiştir. Çıkan lav miktarı ise yaklaşık 30 km³ kadardır. Zamanla çıkan lavlar bacanın kenarında birikerek, koninin yüksekliğini 4000 m’nin üzerine çıkartmıştır. Bu arada yükseklik kazanan bacanın tıkanmasıyla uzun bir sükûnet devresine giren yanardağda gaz ve erimiş mağma tabakası iyice sıkışmış ve sonunda büyük bir basınçla patlamıştır. Ayrıca ışınsal ve dairesel yarıklar genişleyerek zayıflayan bacanın üst kısmı çökmüş ve bugünkü kaldera meydana gelmiştir. Yaklaşık 40 km2’lik bir yüzölçüme sahip Nemrut Kalderası, ülkemizin volkanizma faaliyetleri açısından, en karakteristik ve en orijinal yeryüzü şekillerinden birisidir. Gerçekten de bu kaldera içerisinde yer alan büyüklü küçüklü 5 göl, çok sayıda lav çıkış merkezi, lav hunisi, sıçratma konisi, sıcak su kaynakları, orijinal fauna ve florası ile tam bir tabiat harikası görünümündedir. Insan burada kendini, dünyadan uzak başka bir gezegende gibi hissetmektedir. Bu nedenle kalderayı ilk defa görenler, bir dağın içerisinde bu kadar çeşitli güzelliği bir arada görmenin şaşkınlığını yaşarlar. Kalderanın batı kesiminde, dibte Nemrut Gölü bulunur. Bir hilal şeklinde ve yaklaşık 15 km2’lik bir yüzölçümüne sahip Nemrut Gölü’nün yüzeyi, deniz seviyesinden 2247m, Van Gölü’nden ise 600 m yüksekliktedir. Kaldera’nın tabanındaki düzlükler ise, 2250 m seviyesinden başlamakta ve 2300 m’ye kadar çıkmaktadır. Volkanik malzeme; cüruf, sünger taşı ve obsidiyenden oluşmaktadır. Yöredeki kayaçlar incelendiğinde, bazalt, andezit ve trakitlerden oluşan akışkan türleri ile kül, tüf, pomza ve ignimbirit gibi volkanik yağış ile oluşan kayaçlardan meydana geldiği görülür. Nemrut Krateri en son olarak 1411 ve 1441 yıllarında faaliyet göstermiştir. Baca kenarındaki enine kesitlerde 2 pomza tabakası arasında gözlenen bir sediment (çökel) tabakanın varlığı 30 yıl ara ile vuku bulan bu iki patlamayı belgelemektedir. Dağın yapısından ve eğiminden yola çıkılarak oluşturulan siluet yardımıyla yapılan ölçümler sonucunda, bu volkanizmalardan önce Nemrut Dağı’nın yüksekliğinin 4100 m civarında olduğu hesaplanmıştır. Bu da, Türkiye’nin 3. en yüksek dağı olan Süphan Dağı’ndan (4058 m) daha yüksek olduğu anl¤¤¤¤¤ gelmektedir. Ancak son iki volkanizma etkinliği ile ilgili patlamalarIN ardından yüksekliği, şu anda en yüksek tepesi olan sivri tepede 2935 m’dir. ww.uydulife.tv
|
|
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|