18.08.09, 21:24 | #1 |
Birliğimizi sağlayan oruç
Seher vaktinde top veya davulla sahura kalkan Müslümanların köyü ve şehri, uzaktan bakıldığında pencerelerden sızan ışıklarla papatya tarlası gibi görünür.
Pencerelerinden parlayan ışık, gönüllerindeki ışığın yansımasıdır. Yanıbaşındaki karanlık gözler gibi pencereleri yanmayan evlerde de insan var ama orada kabir hayatı var. Demek ki yanan ışıklar gönüllerdekinin görüntüsüdür. Davulla seferberlik ilanı gibidir seher davulları. Yiyecek, içecek ve nefsi arzuların meşru (helal) olanlarının bile insan üzerindeki hakimiyetini kırmak ve yalnız Hak'kın hakimiyetine ruhen ve bedenen boyun eğmektir. Sahur yemeğiyle beraber niyet ederek sabır taşını yutmak, sabırla özdeşleşmektir. Peygamber Efendimiz "Oruç sabrın yarısıdır." buyurmuştur. Akşam patlayan top veya davullar ise uğrunda öldürücü silahlar imal edilen, namuslar satılan, şahsiyetler feda edilen, takla atılan yiyecek ve içeceklere karşı kazanılan zaferi müjdeler. Düşmanlara da "Aramızda hain, casus bulamaz ve satın alamazsınız. Biz ki kendi helal malımızı yememe, kendi hanımımızla cinsel ilişki kurmama eğitiminden geçmişiz. Kendi helal malına el uzatamayan bu Müslümanlar arasından rüşvetle, makam mevki vadiyle veya kadınla kandırılabilecek birini bulamazsın" ilanını yapar. "Oruç kalkandır." buyurmuş Peygamberimiz, Efendimiz. Oruç günahlara karşı, şeytanlara karşı, şeytanlaşmış insanlara karşı en güzel kalkandır. Bedenin zırh giymesi gibi, ruhun da giydiği zırh vardır; o da oruçtur. Herşeyin insan için yaratıldığını, yaratılanlar arasında en güçlü olanın insan olduğunu bilir Müslüman. Ancak bu bilgisi onu kibirlenmeye götürmez. Oruçlu olduğu anlarda bir bardak su, bir çeyrek ekmeğin karşısında otururken ne kadar aciz olduğunu da anlar ve aczini anladığı anda minareden duyulan "Allahü ekber = en büyük Allah'dır" nidasıyla aciz belini onun verdiği gıdalarla doğrultmaya başlar. Hiçbir dernek, vakıf veya siyasi kuruluş bir milletin hepsini birden aynı anda çorbaya kaşık uzatmasını temin edemez. Hiçbir kuruluş milyonlarca insana oruç tutturamaz. Silah zoruyla tutturulmaya kalkılsa insanlar evlerinde yalnız kaldıklarında yine de tutmazlar. Ama milyonlarca insanın severek, inanarak oruç tutması, oruç emrinin Rabbimin kelamından olduğunu, fazla bozulmamış ruhların Ona itaatten zevk aldığını gösterir. Ramazan’ın gelişi baharın gelişi gibidir. Önce bir hava eser, insanları ve eşyayı kuşatan, onlara hareket veren bir hava. Köylerden, bahçelerden ve tarlalardan yiyecek maddeleri şehirlere akın eder. Paralar zengin kasalardan zekât ve sadakalarla fakirlerin ceplerine akar. Çarşılarda, pazarlarda bir hareket başlar. Dillerde tekbirler ve tebrikler. "İslâm’da ruhbanlık yoktur. İslâm’da ruhbanlık cihadladır." Manastırda kadın sevmeden, çiçek koklamadan cehenneme odun olmaya hazırlanmaz Müslüman. Meşru olan her türlü nimetten faydalanır. Fazla yiyerek patlayan, hiç yemeyerek zafiyet hastalığına tutulanlardan değildir. Yiyecekler onu kontrol etmez. O yiyeceklerini kontrol eder. Damarlarındaki kanı bile kontrol eder müslüman. Ayın hareketine göre denizlerde med ve cezir meydana geldiği gibi kanımızda da med ve cezirler meydana gelmektedir. Ay takviminin sekizinci ayı olan ramazan ayının birinde hilal bir günlükken oruca başlamamız ve tek bir günlüğe dönünceye kadar yirmi dokuz veya otuzgün oruç tutmamız kanın med ve cezirini dengelememiz demektir. Efendimiz "Oruç tutun sıhhat bulun"buyurmuş Mahmut Topbaş ww.uydulife.tv
|
|
Bookmarks |
Etiketler |
birliğimizi sağlayan oruç |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|