08.06.11, 22:33 | #1 |
Begil Oğlu Emrenin Destanı
Begil Oğlu Emren'in Destanı
Kam Gön oğlu Han Bayındır yerinden kalkmıştı. Ak otağını kara yerin üzerine diktirmişti. Alaca gölgeliği gök yüzüne yükselmişti. Bin yerde ipek halıcığı döşenmişti. İç Oğuz, Dış Oğuz beyleri toplanmıştı. Dokuz Tümen Gürcistan'ın haracı geldi. Bir at, bir kılıç, bir çomak getirdiler. Bayındır Han çok müteessir oldu. Dedem Korkut geldi neşeli havalar çaldı, hanım niye müteessir oluyorsun dedi. Der: Nasıl müteessir olmayayım, her yıl altın akçe gelirdi, yiğide beye verirdik, hatırları hoş olurdu, şimdi bunu kime verelim ki hatırı hoş olsun dedi. Dede Korkut der: Hanım bunun üçünü de bir yiğide verelim dedi. Oğuz iline karakol olsun dedi. Han Bayındır kime verelim dedi. Sağına soluna baktı, kimse razı olmadı. Begil derlerdi bir yiğit var idi, ona baktı, der: Sen ne dersin? Begil razı oldu. Kalktı yeri öptü Dedem Korkut himmet kılıcını beline bağladı, çomağı omzuna koydu, yayı koluna geçirdi. Koç aygırı çektirdi bu da bindi. Hasımını akrabasını ayırdı, evini çözdü, Oğuz'dan göç eyledi. Berdeye, Genceye varıp vatan tuttu. Dokuz Tümen Gürcistan ağzına varıp kondu, karakolluk eyledi. Yabancı, kafir gelse başını Oğuz'a armağan gönderirdi. Yılda bir kerre Bayındır Han'ın divanına varırdı. Yine Bayındır Han'dan adam geldi acele gelesin diyerek. Sonra Begil geldi, peşkeşini çekti. Bayındır Han'ın elini öptü. Han da Begil�i misafir etti, güzel at, güzel kaftan, bol harçlık verdi. Üç gün de Begil�i av şikar etiyle misafir edelim beyler dedi. Av ilan ettiler. Vakfa ki av hazırlığı oldu, kimi atını över, kimi kılıcını, kimi çekip ok atmasını över. Salur Kazan ne atını övdü, ne kendisini övdü, amma Begil�in hünerini söyledi. Üç yüz altmış altı alp ava binse, kanlı geyik üzerine yürüyüş olsa, Begil ne yay kurardı, ne ok atardı, hemen yayı bileğinden çıkarırdı boğanın yabani geyiğin boynuna atardı, çekip durdururdu. Zayıf ise kulağını delerdi avda belli olsun diye, amma semiz olsa boğazlardı. Eğer beyler geyik avlasa, kulağı delik olsa, Begil sevincidir diye Begil'e gönderirlerdi. Kazan Bey der: Bu hüner atın mıdır, erin midir? Hanım, erindir dediler. Han der: Yok, at işlemese er övünmez, hüner atındır dedi. Bu söz Begil'e hoş gelmedi. Begil der: Alplar içinde bizi kuskunumuzdan balçığa batırdın dedi. Bayındır Han'ın bahşişini önüne döktü, hana küstü, divandan çıktı. Atını çektiler, ela gözlü yiğitlerini alıp evine geldi. Oğlancıkları karşı geldi, okşamadı. Ak yüzlü hatunu île konuşmadı. Hatun burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş: Der: Altın tahtımın sahibi beyim yiğit Göz açıp da gördüğüm Gönül verim sevdiğim Kalkıp yerinden doğrulu verdin Ela gözlü yiğitlerini yanına aldın Arku Beli Ala Dağdan geceleyin aştın Akıntılı güzel sudan geceleyin geçtin Ak alınlı Bayındır Hanın divanına geceleyin vardın Ela gözlü beyler ile yedin içtin Kavimli kavmi ile atıştı mı Garip başın kavgada kaldı mı Hani hanım altında güzel atın yok Üstünde altın miğfer cübbesi yok Ela gözlü beylerini! okşamazsın Akça yüzlü güzelinle söyleşmezsin Nedir halin dedi. Begil söylemiş, görelim hanım ne söylemiş: Der: Kalkıp yerimden doğrulu verdim Yelesi kara cins atıma sıçrayıp bindim Arku Beli Ala Dağdan geceleyin aştım Ak alınlı Bayındırın divanına dört nala vardım Ela gözlü beyler ile yedim içtim Kavimliyi kavmi ile iyi gördüm Hanımın nazarı bizden dönmüş gördüm Eli günü terk ederek Dokuz Tümen Gürcistana gidelim Oğuza asi oldum belli bilin dedi. Hatun der: Yiğidim bey yiğidim, padişahlar Tanrı�nın gölgesidir, padişahına asi olanın işi rast gelmez, arı gönülde pas olsa şarap acar, sen gideli hanım çapraz yatan alaca dağların avlanmamıştır, ava bin gönlün açıtsın dedi. Begil baktı hatun kişinin aklı, sözü iyidir. Cins atını çektirip sıçradı bindi, ava gitti. Av avlayarak gezerken önünden bir pareli geyik çıktı. Begil buna at sürdü. Boğanın ardından erişti, yay kirişini boynuna attı. Boğanın canı acımıştı, kendisini bir yüksek yerden attı. Begil atın gemini yenemedi, beraber uçtu. Sağ oyluğu kayaya dokundu kırıldı. Begil kalktı, ağladı, der: Büyük oğlum, büyük kardeşim yok. Hemen okluğundan gez çıkarıp atının eyerinin arkasındaki kayışları çekti kopardı. Kaftanının altından ayağını sımsıkı sardı. Var kuvvetiyle atının yelesine düştü. Avcılardan ayrı, tülbendi boğazına geçti, yurdunun ucuna geldi. Oğlancığı Emren Yiğit babasına karşı geldi. Gördü benzi sararmış, tülbendi boğazına geçmiş. Arkadaşlarını sorup oğlan burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş: Kalkıp yerinden doğrulu verdin Yelesi kara cins atına sıçrayıp bindin Çapraz yatan ala dağlar eteğine ava vardın Kara elbiseli kafirlere rastladın mı Ela gözlü yiğitlerini kırdırdın mı Ağız dilden bir kaç kelime haber bana Kara başım kurban olsun babam sana dedi. Begil oğluna söylemiş, görelim hanım ne söylemiş : Dedi: Oğul oğul ay oğul Kalkıp yerinden doğrulu verdim Kara dağlar önüne ava bindim Kara elbiseli kafirlere rastlamadım Ela gözlü yiğitlerimi kırdırmadım Sağdır esendir yiğitlerim oğul kaygılanma Üç gündür aaafim yok oğul At üzerinden beni tut döşeğime çıkar dedi. Aslan yavrusu yine aslandır, babasını at üzerinden kavradı tuttu, yatağına çıkardı. Cübbesini üzerine bürüdü, kapısını örttü. Beri yandan yiğit beyler gördüler ki av bozulmuş, her biri evli evine geldi. Begil beş gün oldu divana çıkmadı. Ayağının kırıldığını kimseye söylemedi. Bir gece yatağında acı acı inledi, ah etti. Hatunu dedi: Bey yiğidim, kalabalık düşman gelse dönmezdin, butuna alaca ok saplansa inlemezdin, insan koynunda yatan helallisine sırrını söylemez mi olur, nedir halin dedi Begil der: Güzelim attan düştüm, ayağım kırıldı dedi. Kadın elini eline çaldı hizmetçiye söyledi. Hizmetçi çıkıp kapıcıya söyledi. Otuz iki dişten çıkan bütün yurda yayıldı, Begil attan düşmüş ayağı kırılmış diye. Meğer kafirin casusu var idi. Bu haberi işitip vardı Tekür'e haber verdi. Tekür der: Kalkarak yerinizden doğrulun, yattığı yerde Bey Begil'i tutun, ak ellerini pazusundan bağlayın, ansızın güzel basını kesin, alca kanını yer yüzüne dokun, etini gününü yağmalayın, kızını gelinini esir edin dedi. Meğer Begil'in de orada casusu hazırdı. Begil'e haber gönderdi, der: Başınızın çaresine bakın, üzerinize düşman geliyor dedi. Begil yukarı baktı, gök ırak yer katı dedi. Oğlancığını yanına getirip söylemiş, görelim hanım ne söylemiş: Der: Oğul oğul ay oğul Karanlıklı gözlerimin aydını oğul Güçlü belimin kuvveti oğul Gör Ahir neler oldu Neler koptu benim başıma dedi. Kalkıp oğul yerimden doğrulu verdim Boynu kırılsın al aygıra sıçrayıp bindim Av avlayıp kuş kuşlayıp gezer iken Bunaldı sürçtü beni yere çaldı Sağ oyluğum kırıldı Benim kara başıma neler geldi Kara kara dağlardan haber aşmış Kanlı kanlı sulardan haber geçmiş Demir Kapı Derbendinden haber varmış Alaca atlı Şökli Melik müthiş pusu kurmuş Pususundan kara dağlara duman düşmüş Yattığı yerde Bey Begili futun demiş Pazusundan ak ellerini bağlayın demiş Kan alaca yurdunu yağmalayın demiş Akça yüzlü kızını gelinini esir edin demiş Kalkıp oğul yerinden doğrulu ver Yelesi kara cins atına sıçrayıp bin Çapraz yatan Ala Dağı geceleyin aş Ak alınlı Bayındır Hanın divanına geceleyin var Ağız dilden Bayındıra selam ver Beyler beyi olan Kazanın elini öp Ak sakallı babam darda de Elbette ve elbette Kazan Bey bana yetişsin dedi de Gelmez isen memleket bozulup harap olur Kızım gelinim esir gitti belli bil dedi. Burada oğlan babasına söylemiş, görelim hanım ne söylemiş: Der: Baba ne söylüyorsun ne diyorsun Bağrım ile yüreğimi ne dağlıyorsun Kalkıp yerimden doğrulmam yok Yelesi kara cins atıma binmem yok Arku Beli Ala Dağı anlayarak aşmam yok Ak alınlı Bayındırın divanına varmam yok Kazan kimdir benim onun elini öpmem yok Altındaki al aygırı bana ver Kan terletip koşturayım senin için Yapışı sağlam demir giyimini bana ver Yen yakalar diktireyim senin için Kara çelik öz kılıcını bana ver Birdenbire başlar keseyim senin için Kargı dalı mızrağını bana ver Göğsünden er mızraklıyayım senin için Ak tüylü delici okunu bana ver Erden ere geçireyim senin için Ela gözlü üç yüz yiğidini bana ver arkadaşlığa Muhammed dini yoluna savaşayım senin çin dedi. Begil der: Öleyim ağzın için oğul, belki de benim geçmiş günümü andırtmazsın dedi. Bre giyimimi getirin oğlum giysin, al aygırımı getirin oğlum binsin, memleket ürkmeden oğlum meydana varsın girsin dedi. Oğlanı donattılar. Babası ile anası ile geldi görüştü, ellerini öptü. Üç yüz yiğidi yanına aldı, meydana vardı. Al aygır ne zaman düşman kokusunu alsa ayağını yere döverdi, tozu göğe çıkardı. Kafirler der: Bu at Begil'indir, biz kaçarız. Tekür der: Bre iyi bakın, bu gelen Begil ise sizden önce ben kaçarım dedi. Gözcü gözetledi, gördü ki at Begil'in Begil üzerinde değil, amma bir kuş kadar oğlandır. Gelip teküre haber verdi, der: At, giyim kuşam ve miğfer Begil�in, Begil içinde değil dedi. Tekür der: Yüz adam seçilin, tarraka çatlasın oğlanı korkutun, oğlan kuş yürekli olur, meydanı bırakır kaçar dedi. Yüz kafir seçilip oğlanın üzerine gelmiş, oğlana kafir söylemiş, görelim hanım ne söylemiş: Der: Oğlan oğlan ey oğlan Haramzade oğlan Altında al aygırı zayıf oğlan Kara çelik öz kılıcı çentik oğlan Elindeki mızrağı kırık oğlan Ak kirişli yayı kısa oğlan Okluğunda doksan oku seyrek oğlan Yanındaki arkadaşları çıplak oğlan Karanlıklı gözleri fersiz oğlan Şökli Melik şana müthiş pusu kurdu Meydandaki şu oğlanı tutun Pazusundan ak ellerini bağlayın Birdenbire güzel başını kesin Alca kanını yer yüzüne dökün dedi Ak sakallı baban var ise ağlatma Ak bürçekli anan var ise sızlatma Yalnız yiğit alp olmaz Yavşan dibi berk olmaz Belası gelmiş kavat oğlu kavat Çekilip dön buradan dedi. Oğlan da burada söylemiş, görelim ne söylemiş: Der: Herze merze söyleme bre itir kafir Altımda al aygırımı ne beğenmezsin Seni gördü oynar Üstümdeki demir giyimim omuzumu kısar Kara çelik öz kılıcım kınını doğrar Kargı dalı mızrağımı ne beğenmezsin Göğsünü delip göğe fırlar Akça kirişli katı yayım zarı zarı inler Oklukta okum yatağını deler Yanımda yiğitlerim savaş üüer Alp ere korku vermek ayıp otur Beri gel bre kafir savaşalım dedi. Kafir der: Oğuz'un arsızı Türkmen'in delisine benzer, bak hele şuna dedi. Tekür der: Varın sorun oğlan Begil'in nesidir dedi, Kafir gelip oğlana söylemiş, görelim nasıl söylemiş : Der: Altındaki al aygırı biliriz Begilindir Begil hani Kara çelik öz kılıcın Begilindir Begil hani Üstündeki demir giyimin Begilindir Begil hani Yanındaki yiğitler Begilindir Begil hani Eğer Begil burda imişse Geceye kadar cenk edeydik Akça kirişli katı yaylar çekişeydik Ak tüylü delici oklar atışaydık Sen Begilin nesisin oğlan söyle bize dedi. Begil oğlu burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş: Der: Bre kafir sen beni bilmez misin Ak alınlı Bayındır Han'ın beyler beyisi Solur Kazan, kardeşi Kara Göne, Dönebilmez Dülek Evrren, Düzen oğlu Alp Rüstem, boz atlı Beyrek, Bey Begil�in evinde içiyorlardı, senden casus geldi adındaki al aygıra Begil beni bindirdi, kara çelik öz kılıcını kuvvet verdi, kargı dalı mızrağını himmet verdi, yanındaki üç yüz yiğidini bana arkadaşlığa verdi, ben Begil�n oğluyum bre kafir, beri gel dövüşelim dedi. Kafir Tekür der: Dayan bre kavat oğlu, ben sana varayım dedi. Altı kanatlı gürzünü ele aldı, oğlanı üzerine sürdü. Oğlan kalkanını gürze karşı tuttu. Yukarıdan aşağı kafir oğlana müthiş vurdu. Kalkanını ufattı, miğferini ezdi, göz kapaklarını sıyırdı, oğlanı yenemedi. Gürz ite dövüştüler, kara çelik öz kılıçla çekiştiler, sere serpe meydanda kılıçlaştılar, omuzları doğrandı, kılıçları utandı, birbirini yenemediler Kargı daha mızraklarla kırıştılar, meydanda boğa gibi süsüştüler, göğüsleri delindi, mızrakları kırıldı, birbirini yenemedler. At üzerinden ikisi kapıştılar, çekiştiler. Kafirin gücü ziyade, oğlan perişan oldu. Allah Teala�ya yalvarıp söylemiş, görelim nasıl söylemiş: Der: Yücelerden yücesin yüce Tanrı Kimse bilmez nicesin güzel Tanrı Sen Ademe taç giydirdin Şeytana lanet kıldın Bir suçtan ötürü dergahtan sürdün İbrahimi tutturdun Hanım deriye sardın Kaldırıp ötece attırdın Ateşi gülistan kıldın Birliğine sığındım Aziz Allah hocam bana medet dedi. Kafir der: Oğlan yenildinse Tanrı'na mı yalvarıyorsun, senin bir Tanrın var ise benim yetmiş iki puthanem var dedi. Oğlan der: Ya asi mel'un, sen putlarına yalvarıyorsan ben alemleri yoktan var eden Allah'ıma sığındım dedi. Hak Teala Cebrail�e buyurdu ki: Ya Cebrail, var, şu kuluma kırk er kadar kuvvet verdim dedi. Oğlan kafiri kaldırdı yere vurdu. Burnundan kanı düdük gibi fışkırdı. Sıçrayıp şahin gibi kafirin boğazını eline aldı. Kafir der: Yiğit aman, sizin dine ne derler, dinine girdim dedi. Parmak kaldırıp, şehadet getirip müslüman oldu. Geri kalan kafirler bilip, meydanı bırakıp kaçtı. Akıncılar kafirin elini gününü vurup kızını gelinini esir ettiler. Oğlan babasına müjdeci gönderdi. hasmımı yendim dedi. Ak sakallı babası karşı geldi. Oğlunun boynunu kucakladı. Dönüp evlerine geldiler. Karşı yatan kara dağdan oğlana yaylak verdi. Kara koçu koşucu attan tavla verdi. Akça yüzlü oğluna akça koyun şölenlik verdi. Ela gözlü oğluna al duvaklı gelin aldı. Ak alınlı Bayındır Han'a hisse çıkardı. Oğlunu aldı Bayındır Han'ın divanına vardı. El öptü. Padişah Kazan oğlu Uruz'un sağ yanında ona yer gösterdi. Cübbe, çuha, sırmalı elbise giydirdi. Dedem Korkut gelip neşeli havalar çaldı, bu Oğuznameyi düzdü koştu, Begil oğlu Emre'nin olsun dedi. Gaziler başına ne geldiğini söyledi. Dua edeyim hanım: Yerli kara dağların yıkılmasın. Gölgeli koca ağacın kesilmesin. Allah'ın verdiği ümidin kesilmesin. Günahınızı adı güzel Muhammed�e bağışlasın hanım hey!... ww.uydulife.tv
__________________
|
|
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|