05.01.10, 23:36 | #1 |
Atatürk' den Tokat Gibi Cevaplar
Günlerden birgün İtalyan büyükelçisi Ata ile görüşmek ister ve huzura davet edilir. O günün muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra büyükelçi: '' Ekselans dün Roma ile yaptığım bir görüşmede hükümetimizin Hatay'ı almak istediği kararını size iletmem söylendi.'' der. Odada bir an sessizlik olur. Ata büyükelçiye birşeyler daha ikram eder ve iki dakika odadakiler ile başbaşa bırakır. Döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması ve belinde tabancası vardır. Doğru masasına gider, manyetolu telefondan Mareşal Fevzi Çakmak'ın bağlanmasını ister ve Çakmak'a:'' Paşa İtalyan dostlarımız Hatay'a gelmek istiyorlar hazır mıyız?'' der. Fevzi Çakmak durumu anlar ve '' Biz hazırız Paşam. '' diye yanıtlar. Ata büyükelçiye döner ve: '' Biz hazırmışız, hükümetinize söyleyin isterlerse Hatay'ı gelibilirler.''
ww.uydulife.tv
__________________
Ölümü bildiği haldegülüp neşelenen,Kadere iman ettiği halde üzülen,Rızka ALLAHü tealanın kefil olduğunu bildiği halde lüzumsuz zahmetlere giren,Kıyamette sorgu suale inandığı halde gaflete dalan, Fani olduğunu bildiği halde,dünyaya bel bağlayan kimseye hayret etmemek imkansızdır PROGRAMLAR VE KONULAR ALINTIDIR ve TANITIM AMAÇLIDIR..
|
|
05.01.10, 23:37 | #2 | |||||||||
ONURSAL YÖNETİCİ
Üye Numarası: 755
Üyelik tarihi: 08.04.2009
Nereden: TÜRKİYE
Yaşım: 50
Mesajlar: 1.520
Konular: 975
Rep Gücü : 24
Rep Puanı : 712
Rep Seviyesi :
Level: 33 [] Paylaşım: 0 / 805 |
İngiliz lordu Atatürk'ün daveti üzerine istanbul'a gelir.ingiliz lordu şerefine verilen yemekte servis yapan türk elindeki tepsiyi devirir.herkes büyük bi şaşkınlık içinde kalmıştır ve atatürk'ün ne tepki vereceği beklenirken, atatürk ingiliz lorduna dönerek:
"HALKIM HERŞEYİ BECERİYOR DA Bİ TEK UŞAKLIĞI BECEREMİYOR". ww.uydulife.tv
__________________
Ölümü bildiği haldegülüp neşelenen,Kadere iman ettiği halde üzülen,Rızka ALLAHü tealanın kefil olduğunu bildiği halde lüzumsuz zahmetlere giren,Kıyamette sorgu suale inandığı halde gaflete dalan, Fani olduğunu bildiği halde,dünyaya bel bağlayan kimseye hayret etmemek imkansızdır PROGRAMLAR VE KONULAR ALINTIDIR ve TANITIM AMAÇLIDIR..
|
|||||||||
05.01.10, 23:39 | #3 | |||||||||
ONURSAL YÖNETİCİ
Üye Numarası: 755
Üyelik tarihi: 08.04.2009
Nereden: TÜRKİYE
Yaşım: 50
Mesajlar: 1.520
Konular: 975
Rep Gücü : 24
Rep Puanı : 712
Rep Seviyesi :
Level: 33 [] Paylaşım: 0 / 805 |
İŞTE TÜRK ASKERİ BUDUR!
Bir gün, Atatürk'ten Türk askeri hakkında ne düşün düğünü sormuşlar: - Durun size bir hikaye anlatayım, dedi. Orduları kumandanı idim. Liman van Sanders Paşa da o sırada kıtalarımızı teftişe gelmişti. Hastaneden yeni çıkmış bazı askeri de her nasılsa bölüklerin arasına karıştırmışlar van Sanders: - Canım böyle adamları ne diye buraya gönderiyorlar? diye söylenerek hasta ve cılız neferi göğsünden itti. Mehmetçik derhal yere yuvarlandı. Alman generali davasını ispat etmiş olmanın gururu içinde: - İşte gördünüz ya, dedi düşmek için bahane arıyormuş! Oracıkta van Sanders'e bir azizlik yapmak aklıma geldi neferin yanına sokularak; - Ne kof şeymişsin sen... Dedim. Dikkat etsene seni yere yuvarlayan adam bizden değildi. Ne diye karşı durmadın? Şimdi tekrar yanına gelirse, sıkı dur. Gücün yetiyorsa bir kakma da sen ona vur. Sonra van Sanders'e dönerek: - Sizin takatsiz sandığınız nefer boş bulunduğu için yere yıkılmış. Türk askeri amir karşısında, dünyanın en uysal insanı olur. Kendisine söyleyin:"hele gelsin bak bir daha beni yere yıkabilir mi?" diyor. Van Sanders askerlerle şakalaşmasını severdi. Gülerek aynı askerin yanına geldi. Fakat eliyle dokunur dokunmaz o mecalsiz Mehmet’ten öyle bir kakma yedi ki, derhal sırt üstü yuvarlandı. Van Sanders, Mehmetçik'in bu mukabelerine hiddet etmemiş bilakis Türk neferine karşı olan hayranlığı artmıştı. O kadar ki yerden kalkınca ilk işi gidip hasta Türk neferinin elini sıkmak oldu. Atatürk: - İşte Türk askeri budur!diyerek sözlerini bitirmişti. ww.uydulife.tv
__________________
Ölümü bildiği haldegülüp neşelenen,Kadere iman ettiği halde üzülen,Rızka ALLAHü tealanın kefil olduğunu bildiği halde lüzumsuz zahmetlere giren,Kıyamette sorgu suale inandığı halde gaflete dalan, Fani olduğunu bildiği halde,dünyaya bel bağlayan kimseye hayret etmemek imkansızdır PROGRAMLAR VE KONULAR ALINTIDIR ve TANITIM AMAÇLIDIR..
|
|||||||||
05.01.10, 23:39 | #4 | |||||||||
ONURSAL YÖNETİCİ
Üye Numarası: 755
Üyelik tarihi: 08.04.2009
Nereden: TÜRKİYE
Yaşım: 50
Mesajlar: 1.520
Konular: 975
Rep Gücü : 24
Rep Puanı : 712
Rep Seviyesi :
Level: 33 [] Paylaşım: 0 / 805 |
NEYE LAYIKSIN!...
Atatürk'ün Adana'da Hatay için: - Kırkasırlık Türk yurdu yabancı elinde kalamaz! Demesinden iki gün sonraydı. Mersin'de istasyondan şehrin içine doğru yavaş gidiyordu. Yolun üstüne siyahlar giyinmiş ve ellerinde büyük bir levha tutan bir kaç genç kız çıktı. Levhada şu yazı vardı: "Suriye hemşehrinizi de kurtarın!" Suriye, ancak din kardeşi olan bir milletin vatanıydı. Türkiye’yse artık dinci değil, milliyetçi bir devletti. Suriye içinde, bütün esir yurtlar için olduğu gibi, kurtuluş dilerdi. Lakin kurtarmaya kalkmak fuzili olurdu. Etrafta hıçkırıklar ve göz yaşları yoktu; Atatürk'ün de gözleri ıslanmış değildi. Suriyelilerin 1. Dünya Savaşı’nda Türk düşmanlarıyla birleştiklerini, Türk ordusunu arkadan vurmaya çabaladıklarını, belki ihanet ettikleri için ihanete uğradıklarını düşünüyordu. - Her millet, layık olduğu yaşayışa erer!.. dedi ve yürüyüp gitti. (Nükte Ve Fıkralarla Atatürk, Sh. 98) ww.uydulife.tv
__________________
Ölümü bildiği haldegülüp neşelenen,Kadere iman ettiği halde üzülen,Rızka ALLAHü tealanın kefil olduğunu bildiği halde lüzumsuz zahmetlere giren,Kıyamette sorgu suale inandığı halde gaflete dalan, Fani olduğunu bildiği halde,dünyaya bel bağlayan kimseye hayret etmemek imkansızdır PROGRAMLAR VE KONULAR ALINTIDIR ve TANITIM AMAÇLIDIR..
|
|||||||||
05.01.10, 23:40 | #5 | |||||||||
ONURSAL YÖNETİCİ
Üye Numarası: 755
Üyelik tarihi: 08.04.2009
Nereden: TÜRKİYE
Yaşım: 50
Mesajlar: 1.520
Konular: 975
Rep Gücü : 24
Rep Puanı : 712
Rep Seviyesi :
Level: 33 [] Paylaşım: 0 / 805 |
İTALYAN SEFİRİNE VERİLEN DERS
Atatürk'e ihanet edenler, o'nun birçok konuları içki sofrasında hallettiğini iddia ederler. Yalnız aşağıda nakledeceğim olay bile bu düşüncenin ne kadar yanlış olduğunu ispata yeter: "Habeşistan savaşının başlamasından önce, İtalya'nın Rodos'a askeri yığınakta bulunduğu günlerdeydi. Bir akşam yine Atatürk’ün sofrasına çağrılanlar onu ayakta ve balkonda gezinmekte buldular. - Tevfik Rüştü nerede? - Ankara Palas'ta, bazı sefirlere bir ziyafet veriyor. - Biz de oraya gitsek olmaz mı? Etrafındakiler beyhude Atatürk'ü buna protokolün müsait olmadığına inandırmaya gayret ediyorlar. Fakat, o'nun kesin karar verdiği bir konudan geriye çevirmek kimsenin haddi değildir. Otomobiller, Ankara Palas'a vardığı zaman Atatürk’ün otelin merdivenlerini sallana sallana ve yanındakilerin yardımı ile çıktığını görenler hayret ettiler. Çünkü Çankaya’da Atatürk’ün bir yudum bile içmediğini herkes biliyordu. Sefire ziyafet verilen salona giren Atatürk, Arnavutluk Sefiri, Asaf Bey’in yakınında ve giriş çıkış kapısını iyi görebilecek bir yere oturuyor. O dakikadan itibaren salondan içeri ve dışarı kimsenin geçmesi mümkün değildir. Şimdi konuşulanları takip edelim: Atatürk: - Asaf Bey, gazetelerde bir takım resimler görüyorum, Arnavutlukla operet mi oynanıyor? diyor. Bu sözleriyle o zamanlar yeni kral olan Zogo'nun sorguçlu resimlerini kastettiğini anlamakta gecikme yen sefir ne söyleyeceğini şaşırıyor. Atatürk devam ediyor: - Cumhuriyetten ne zarar görüldü ki, Arnavutluk'ta krallık ilan edildi? Hem, takip edilen politika da tehlikelidir. İtalya'nın Arnavutluk’u Balkanlar’da bir basamak yapması ihtimalden uzak değildir. Bunu duyan İtalyan Sefiri, mücadeleye kalkınca Ata: - Haber aldığıma göre, Roma'da bazı öğrenciler sefaretimizin önünde mümayiş yapmışlar. Antalya'yı istemişler. Antalya sigara paketimidir ki, sefir cebinden çıkarıp atsın. Antalya buradadır. Buyurun alın!... Hem benim bir teklifim var. Eğer hakikaten böyle bir şey düşünülüyorsa Mussolini cenaplarına müsaade edelim. Antalya'ya asker çıkarsınlar. Bütün çıkarma tamam olunca savaşırız. Mağlup olan hakkına razı olur. Sefir atılıyor: - Ekselans bu bir savaş ilanımıdır? Ata: - Hayır, diyor. Ben burada bir fert olarak konuşuyorum. Türkiye savaş ilanı ancak büyük millet meclisi dahilindedir. Fakat unutmayınız ki, gerektiği zaman Büyük Meclis Türk Milleti’nin hissiyatını tercüman olmakta gecikmez. Konuşmasının bu hali olması üzerine, İsmet Paşa'ya telefon edilir ve Ankara Palas'a çağrılır. Atatürk de bunu haber alınca etrafındakilere: - Hükümet geliyor, biz gidelim! diyerek Ankara Palas'ı terk eder. - Çankaya'ya dönüldüğü zaman herkes Atatürk'ün gayet normal olduğunu hayretler içinde seyrederken Ata: - Artık İtalya ile savaş tehlikesi yok. Rodos'a yapılan yığınak Habeşistan'a dönecektir! Hakikaten kısa bir süre sonra Habeşistan savaşı başladı. (Nükte Ve Fıkralarla Atattürk, Sh. 308-309-310 ) ww.uydulife.tv
__________________
Ölümü bildiği haldegülüp neşelenen,Kadere iman ettiği halde üzülen,Rızka ALLAHü tealanın kefil olduğunu bildiği halde lüzumsuz zahmetlere giren,Kıyamette sorgu suale inandığı halde gaflete dalan, Fani olduğunu bildiği halde,dünyaya bel bağlayan kimseye hayret etmemek imkansızdır PROGRAMLAR VE KONULAR ALINTIDIR ve TANITIM AMAÇLIDIR..
|
|||||||||
06.01.10, 12:23 | #6 | |||||||||
YENİ ÜYE
Üye Numarası: 2782
Üyelik tarihi: 29.12.2009
Nereden: Ankara
Yaşım: 59
Mesajlar: 30
Konular: 1
Rep Gücü : 0
Rep Puanı : 10
Rep Seviyesi :
Level: 4 [] Paylaşım: 0 / 80 |
kardeş hepsimükemmel şeyler. Keşke her kez bunları bir okusa TEŞEKKÜRLER
ww.uydulife.tv
|
|||||||||
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|